Bahreyn İslami Bankası Üst Yöneticisi (CEO) Hassan
Jarrar, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkelerinde istikrarsızlığın sürmesi
halinde Arap sermayesinin Türkiye’ye doğru göç etmeye devam edeceğini açıkladı.
Jarrar, “Çünkü Arap sermayesi güvenli limanlar arıyor. Körfez ülkelerinde bunu
bulabilmek imkansız. Bu nedenle daha fazla sermaye Türkiye’ye giriş yapacak”
dedi.
Bahreyn’de bu yıl 24’üncüsü düzenlenen İslami Bankacılık
Konferansı'nda konuşan Jarrar, “Bu bölgede ülkeler, Türkiye’yi bir büyüğü gibi
görür. Türkiye’nin demokratik ve laik bir ülke oluşu, bölgede rol model
oluşturuyor. Çoğu ülke bunu başaramadı.” dedi. Bahreyn, Kuveyt, Umman, Suudi
Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) oluşan GCC ülkelerinde
istikrarsızlığın sürmesi halinde Arap sermayesinin Türkiye’ye doğru göç etmeye
devam edeceğini de söyledi.
GAYRİMENKUL VE
TURİZM YATIRIMLARI YOLDA
Dünya'da yer alan habere göre, GCC ülkelerinin Türkiye’ye
ağırlıklı olarak gayrimenkul ve turizm alanında yatırım yapacağını belirten
Jarrar, Türkiye'de İslami bankacılıkta da gelişim olacağına işaret etti.
Jarrar, Türkiye’nin, gayrimenkul açısından Avrupa’ya göre bazı avantajları
bulunduğunu, kültürel yapısı, gelenekleri ve toplumsal yapısıyla da Arap
yatırımcıları çektiğini kaydetti. Brexit ile beraber gayrimenkul sektöründe
yatırımların ne yöne gideceğini kimsenin bilemediğini dile getiren Jarrar,
şunları kaydetti:
"Londra'da uzun süre kalmayacaksanız ev sahibi olmak
çok maliyetli. Buradan hareketle İngiltere'de gayrimenkul yatırımlarının
azalacağını düşünüyoruz. Önceleri, yatırımcılar açısından İsviçre'de para
hareketleri daha kolaydı. Onlar da ABD benzeri yaptırımlar getirerek para
hareketlerini sınırlandırıyorlar. Bütün bu gelişmelerin ışığında daha fazla
Arap sermayesinin Asya ya doğru yöneleceğini öngörüyoruz. Türkiye'nin bu
coğrafya ile yakınlığı ve tarihi bağını göz önünde bulundurduğumuzda sadece
mevduat değil, gayrimenkul yatırımlarının da Türkiye’ye kayacağını
düşünüyoruz."
Jarrar ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın Müslümanlara
karşı olan söylemleri, Almanya ve Hollanda’nın da bunu destekleyici tutumları
nedeniyle Arap turistlerin Türkiye ye daha fazla kayacağını söyledi.
GIDA GÜVENLİĞİ VE
TARIM DA ÖN PLANDA
Bahreyn İslami Bankası CEO su Jarrar, Körfez sermayesinin
Türkiye’de gayrimenkul ve turizm dışında gıda güvenliği ve tarım alanında da
yatırım yapabileceğini söyledi. Tarihsel açıdan bakıldığında da Arapların
üretim alanında yatırım yapmayı çok benimsemediğini, ağırlıklı olarak ticaret
ve hizmetler alanında yatırım yaptığını anlatan Jarrar, geçen ay İstanbul’da
200 milyon dolar cirosu olan bir gayrimenkul, gıda ve otelcilik alanında
faaliyet gösteren bir grupla görüşmeler yaptığını bildirdi.
Arapların Türkiye’den daha fazla gayrimenkul alımı
yapacağı öngörüsünde bulunan Jarrar, Kanal İstanbul gibi mega projelere
finansman sağlama ve yatırım yapma konusuna ilişkin soru üzerine, “Arap
yatırımcılar, bu gibi projelere devlet tahvili, sukuk gibi enstrümanlarla yatırım
yapmak ister” dedi.
Jarrar, İstanbul Fikirtepe’de bir konut satın aldığını
belirterek, “Türkiye'nin geleceğine, tarihine güveniyorum, yemeklerini
seviyorum, İstanbul'u seviyorum. Aynı zamanda Beşiktaş taraftarıyım.”
ifadelerini kullandı.
İSLAMİ BİTCOİN
GELECEK Mİ?
Sanal para olarak adlandırılan Bitcoin ile ilgili olarak
Bahreyn Merkez Bankası Bankacılık Gözetiminden Sorumlu Yöneticisi Halid Hamad,
Bitcoin’in, gelecek yıllarda yoğun olarak kullanılabileceğini, yıkıcı
(destructive) ürünlerden bir tanesi olacağını ve şu anki kağıt paranın yerini
alabileceğini söyledi.
Hamad, “Orta ve uzun vadede İslami Bitcoin bizleri
bekliyor mu?” sorusu üzerine, “Evet, bekliyor. Tabii bunun bir ön koşulu var.
Bütün ülkelerin bu teknolojiyi benimsemiş olması... Gelecek yıllarda tek
kullanılacak para birimleri Bitcoinler olacak. Önümüzdeki yıllarda kartların da
ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Operasyonel maliyetleri ve riskleri azaltmak
için ATM lerden kişisel bilgilerinizi girerek işlem yapılacağını öngörüyorum”
diye konuştu.
Bahreyn Merkez Bankası olarak FinTech sektörüne daha
fazla yatırımcı çekmek için çeşitli çalışmalar yaptıklarını anlatan Hamad,
şunları kaydetti:
Bahreyn olarak FinTech alanında bu bölgenin ana merkezi
olmak istiyoruz. Banka kartları ve kredi kartlarının basılması, işlenmesi ve
ödeme sistemleri konusunda 2014’te bir düzenleme yaptık. Bankalar bu alandaki
maliyetlerini azaltmak istiyor. Kartlı ödemeler alanında lisans vermeye
başladık. Bu sayede bu alanda hizmet veren firmalar Bahreyn’e gelmeye başladı.
Bankalar, bulut bilişim maliyetlerini azaltmak istiyordu. Bunun için
regülasyonlar yaptık. Amazon, bulut bilişim hizmetleri alanında Bahreyn’i bir
merkez olarak kullandı. Bulut bilişimi sektöründen sadece bankalar
yararlanmıyor, aynı zamanda hükümet ve diğer sektörler yararlanabiliyor.
RAKAMLARLA İSLAMİ
BANKACILIK PAZARI
-İslami Bankaların
sayısı, konvansiyonel bankalar içine 83 civarında İslami Pencerenin açılmasıyla
yaklaşık 172’ye yükseldi. IFSB’ye göre sektör dünya çapında 380 bin kişiden
fazla çalışanı istihdam ediyor.
-Küresel arenada
2017’de şu ana kadar 22 milyar dolarlık faizsiz bono çıkarıldı ki bu İslami
Bankacılık adına bir rekor. ABD kanadındaki yatırımcılardan gelen talepteki
artışla birlikte daha da genişliyor.
-Uzmanlara göre
2018 yılı, 40 milyar dolar değerinde Faizsiz Bonoyla yeni bir rekor yılı olmayı
vadediyor. Faizsiz bonodaki olgunlaşmanın yaklaşık dörtte birinin gelecek yılın
ilk çeyreğinde gerçekleşmesi bekleniyor.
-GCC ülkelerinin 1
trilyon doların üzerindeki mevduatı İsviçre, İngiltere ve ABD’de. (Mynet)
YORUMLAR