Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Astım
hastalığında her türlü enfeksiyonun seyrini belirleyen iki önemli nokta astım
tedavi uyumu ve hastalığın tam kontrol altında tutulması ve aşı uygulamasıdır.
Türkiye’de astım genelde kıyı kesimleri, şehirler, büyük metropoller ve düşük
sosyoekonomik koşullarda daha sık görülüyor. Sosyal izolasyon önlemlerine uymak
Coronavirus’ten korunmada esastır” açıklamasında bulundu.
Astım, doğrudan ya da dolaylı uyaranlara karşı gelişen
hava yolu aşırı duyarlılığı ile ilişkili kronik hava yolu inflamasyonu ile
karakterize bir hastalıktır. Astımın başlıca özelliklerinin hırıltı, nefes
darlığı, göğüste sıkışma ve/veya öksürük gibi solunum belirtileri ve hava akımı
kısıtlılığı olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Dr. Esra Sönmez, “Semptomlarla birlikte hava akımı kısıtlılığı ve yoğunluğu da
karakteristik olarak zaman içinde değişkenlik gösterir. Bu değişkenlikler
genellikle alerji veya irritanlar, egzersiz, hava değişimi veya solunum
enfeksiyonları gibi çeşitli faktörlerle tetiklenir” şeklinde konuştu.
Astımın birçok
farklı tipi var
Astımın birçok farklı tipinin olduğunu ancak genel olarak
2 büyük gruba ayrılabileceğini söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra
Sönmez, “Alerjik astım, genellikle çocukluk çağında başlar. Hastaların büyük
çoğunluğunda egzama, alerjik rinit ya da gıda, ilaç alerjisi gibi alerjik
hastalık öyküsü mevcuttur. Bazı yetişkinlerde alerji ile ilişkili olmayan astım
tanımlanmıştır. Bu da “non-alerjik astım” olarak tanımlanırken, bu hastalar
genellikle kortizon tedavisine daha az yanıt verirler. Ayrıca bazı ilaçlara
bağlı astım, egzersizle tetiklenen astım, meslek astımı gibi farklı astım
çeşitleri de mevcuttur” dedi.
Genetik ve
çevresel faktörler astıma neden olabiliyor
Risk faktörlerinin, kişiyi astıma yatkın kılan kişisel
faktörler ve genetik olarak astıma yatkın olanlarda astım gelişimine yol açan
çevresel faktörler olmak üzere iki grupta toplanabileceğini söyleyen Dr. Esra
Sönmez, “Astım gelişmesine yol açan faktörlerin yanı sıra astım semptomlarını
tetikleyen faktörler de vardır. Astımın ortaya çıkmasında etkili risk
faktörlerinin başında genetik faktörler gelir. Astımın alevlenmesine yol açan
faktörler ise genellikle iç ve dış alerjenler, mikroorganizmalar, mesleki
duyarlılaştırıcılar, sigara ve diyet gibi çevresel etkenlerdir. Genlerin hem
kendi aralarında hem de çevresel faktörler ile etkileşerek bireyin astıma
eğilimini artırdıkları düşünülmektedir” şeklinde konuştu.
Astım tam tedavi
edilemese de kontrol altında tutulabilen bir hastalık
Astım tedavisinde kullanılan ilaçların kontrol edici ve
rahatlatıcı (semptom giderici) ilaçlar olarak ikiye ayrıldığına dikkat çeken
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Kontrol edici ilaçlar, çoğu zaman
antiinflamatuar etkileri sayesinde astımın kontrol altında tutulmasını
sağlayan, her gün ve uzun süre kullanılan ilaçlardır. Rahatlatıcılar ise hızlı
etki ederek bronştaki kasılmayı geri döndüren, semptomları gideren ve
gerektiğinde kullanılan ilaçlardır” dedi. Astımın bir enfeksiyon gibi iyileşip geçen
bir hastalık olmasa da tedavi ile tam kontrol altında tutulabilen kronik bir
hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Esra Sönmez, “Çocukluk çağı astımının yüzde
70’i yetişkinliğe taşınmaz ancak yoğun çevresel risk faktörlerine maruziyet
(özellikle tütün dumanı) hastalığın yetişkinlikte de ortaya çıkmasını tetikler”
açıklamasında bulundu.
Alerjik astım
hastaları önlem alarak her türlü sporu yapabilirler
Astım gelişiminin engellenmesine yönelik önlemlerin
oldukça kısıtlı olduğunu belirten Dr. Esra Sönmez, “Gebelikte ya da çocukluk
döneminde sigara ile karşılaşma engellenmeli, anne sütü ile emzirme teşvik
edilmeli ve bir yaş altı bebeklerde geniş spektrumlu antibiyotik kullanımından
kaçınılmalı” hatırlatmasında bulundu. Alerjik astımı olan kişilerin bazı basit
önlemlerle her türlü spor aktivitesini yapabileceklerine dikkat çeken Dr.
Sönmez, “Astım hastaları için ideal spor, temiz ve polenlerin yoğun olmadığı
sezonda açık havada yürüyüştür. Yüzme, klorlu yüzme havuzundan çok denizde
yapılabilir. Tedaviye rağmen egzersizle tetiklenen astımı olan hastaların soğuk
havadan kaçınması ve egzersiz öncesi ısınma hareketleri yapması hava
yollarındaki daralmayı bir miktar önleyecek ve spor toleransı artıracaktır”
dedi.
Sağlıklı beslenme
astımı önlemeye yardımcı
Yapılan çalışmalarda inek sütünden veya soya proteininden
elde edilen hazır mamalar ile beslenen çocuklarda, anneleri tarafından
emzirilen çocuklara göre daha yüksek oranlarda hırıltılı solunumun ortaya
çıktığını söyleyen Dr. Esra Sönmez, “Artmış oranlarda hazır gıda ile beslenme,
düşük meyve, sebze alımı, artmış margarin ve bitkisel yağ alımı, yetersiz balık
yağı alımının astım ile ilişkili bulunmuştur. Yakın zamanda yayınlanan sistemik
bir derleme sonucunda vitamin C, E, D alımı, Akdeniz tipi beslenme ve meyve tüketimi
ile astım gelişimi arasında negatif bir ilişki olduğu gösterilmiştir” şeklinde
konuştu.
YORUMLAR