Spor yapmanın hastalığın iyileşmesinde olumlu katkıları bulunduğuna dikkat çeken Koç, “Astım, spor yapılmasına engel değildir. Astımlı hastalar doktorlarıyla paylaşarak ve çevresel tetikleyicilere dikkat ederek yürüyebilirler, hafif koşu yapabilirler, yüzebilirler. Birçok astımlı hasta performans sporlarını yapabilir” dedi.
Astımla sağlıklı yaşamanın mümkün olduğunu aktaran Halk Sağlığı Müdürlüğü Kronik Hastalıklar Yaşlı Sağlığı ve Engelliler Birim Sorumlusu Gülsüm Koç, Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak da konu ile ilgili farkındalık, bilgilendirme ve eğitim çalışmalarının aralıksız olarak devam ettiğini söyledi.
Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hasta olduğunun tahmin edildiğini ifade eden Koç, ülkemizde yaklaşık her 12-13 erişkinden ve 7-8 çocuktan birinin astım hastası olduğunu belirterek astımın görülme sıklığı yıllar içinde giderek arttığına dikkat çekti. Koç, astımı şöyle tanımladı: “Astım akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı-hışıltı-ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir.”
Astımı ortaya çıkaran risk faktörlerine değinen Kronik Hastalıklar Yaşlı Sağlığı ve Engelliler Birim Sorumlusu Gülsüm Koç, şu bilgileri verdi: “Astım hastalığının ortaya çıkmasında etken olan faktörlere risk faktörleri denir. Astımın neden bazı bireylerde görülüp, bazılarında görülmediği işte bu risk faktörleri ile açıklanabilir. Bu faktörler kişiyle ve çevreyle ilgili olmak üzere iki gruptur. Kişisel risk faktörleri içinde kalıtım yani genetik yapı, cinsiyet ve şişmanlık sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise kalıtsal olarak yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar alerjenler, tekrarlayan akciğer infeksiyonları, sigara dumanına maruziyet, bazı ilaçlar, iç ve dış ortam hava kirliliği ve beslenme tarzıdır.”
ASTIM KONTROL ALTINA ALINILABİLİR
Astım tedavisindeki amacı hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesi olduğunu kaydeden Koç, şunları söyledi: “Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın tedavisi ile ilgili gerekli her türlü ilaç ve malzeme bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. Özel cihazlarla verilirler. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara gösterilmelidir.”
Astımlı hastaların, çevresel olarak yakınmalarını artıran faktörlere dikkat etmek koşulu ile günlük yaşamda diledikleri birçok şeyi yapabileceklerini hatırlatan Koç, “Astımlı hastaların günlük işlerini yapabilmesi seyahate gidebilmesi, hobileri ile uğraşması, kısaca yaşamın içinde yer almaları hekimlerin en arzu ettiği noktadır. Astımda özellikle çocukluk yaş grubunda fiziksel aktivitenin artırılmasının, mümkünse düzenli sporun hastalığın seyrine olumlu katkıları olduğu gösterilmiştir. Bu sayede günlük kullanılan ilaç dozları, randevusuz hekim başvuruları ve astım nedeniyle hastaneye yatışlar, acile başvuruların azaltılabildiği saptanmıştır” ifadelerine yer verdi.
FAZLA KİLOLARI VERMEK HASTALIĞIN KONTROLÜNÜ KOLAYLAŞTIRIR
Birçok hastalığın habercisi olan fazla kiloların verilmesiyle astımın kontrolünün daha da kolaylaşacağını ifade eden Koç, sağlıklı beslenmenin önemine işaret ederek; “Astımlı hastaların doktor tanılı besin alerjileri olmadıkça özel bir diyet yapmalarına gerek yoktur. Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri astımlı hastalar için de geçerlidir. Obezitesi olan astımlı hastalarda doktor ve diyetisyen gözetiminde kilo vermeleri hastalıkların seyrini olumlu etkileyecektir. Ülkemizde astımlı hastaların yüzde 10’undan fazlasının halen sigara içmekte olduğu ve yüzde 30-40’nın obez olduğu bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir” şeklinde konuştu. Koç, astımın kontrolünü kolaylaştıracak etkenlere ilişkin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmamasının yanı sıra, sigara dumanı, alerjenler ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak ve obezite sayılabilir. Yapılan araştırmalarda hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde kullanmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir.” (HABER-FOTO: KENAN ONARAN)
YORUMLAR