Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Valilik Makamında düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin kent gündemi ile ilgili sorularını yanıtladı. Bakan Avcı, 'Türk Dünyası Kültür Başkenti (TDKB) Ajansı tüzüğünde vakıf kurulabilmesi ve ajansın kalan bütçesinin vakıfa aktarılması' yönündeki soruyu cevaplandırdı. Ajanın yasa ile kurulduğunu hatırlatan Avcı, "Ajans yasa ile kuruldu, vakıf da yasayla kurulur, yani yasa çıkarılarak değil ama Vakıflar Genel Müdürlüğünün öngördüğü koşullar yerine getirilerek kurulur. Dolayısıyla hem ajansın kuruluşu yasaldır, hem de ajansın yarım bıraktığı, yarım bırakmadan tamamlamak istediği projeleri sürdürmek üzere kurulmuş olan vakıf da ilgili vakıf mevzuatına uygun olarak kurulmuştur. Bu konuda Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ve mahkeme kararı gerekir. Vakfın kurulabilmesi için sadece Vakıflar Genel Müdürlüğü’yle bir takım bürokratik işlemler yerine getirilmesi yetmez. Aynı zamanda vakıf senedinin mahkemece onaylanması ve yani vakfın kuruluşunun mahkemece tescil edilmesi gerekir. Tüm bu süreçler hukuki olarak yerine getirilmiştir" dedi.
BAZI GÜDÜMLÜ GAZETELER 'BİZ DE İNANDIK' MANŞETİ ATTI
Türk Dünyası Meydanı ile ilgili yeşil alanın yetersizliği ile ilgili bir takım tartışmalar yaşandığının hatırlatılması üzerine Bakan Avcı, "Biz başından beri mevcut stadyumumuzun yeni stadyumun yapılmasından sonra yerinin açılacağını ve buranın herhangi bir rant teminine yönelik yapılaşmaya açılmayacağını, buranın Eskişehir halkının çoluğuyla, çocuğuyla yararlanabileceği bir meydan, bir büyük bahçe, bir büyük park olarak değerlendirileceğini müteaddit defalarca söyledik. Hatta hatırlarsanız yeni stadyumumuzun temel atma töreninden sonra, bu açıklamalarımızı orada da yineledikten sonra ‘yeni stadımızı yapıyoruz, eski stadımızı da şehir halkımızın istifadesine açacağız, orada yapılaşmaya izin vermeyeceğiz’ demiştik. Eskişehir’deki bazı güdümlü gazeteler de bu vesile ile ‘Biz de inandık’ diye manşet atmışlardı. Yani kinayeli bir şekilde bu söylediklerimizin inandırıcı olmadığına dair manşetler de atılmıştı. Stat inşaatı başladı, inşallah 19 Mayıs’a yetiştirmeye çalışıyoruz. Eski stadyumun yeri de başından beri söylediğimiz gibi yapılaşmaya açılmayacak, tüm Eskişehir halkının 7’den 70’e istifade edeceği bir rekreasyon alanı olarak, bir meydan olarak, bir sosyal etkinlik alanı olarak değerlendirilecektir. Bununla alakalı 2013 yılında Eskişehir’de ilgili bütün tarafları davet ettiğimiz bir çalıştay düzenlendi. Mimarlar, şehir planlamacıları, belediyeler, belediye temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, üniversitelerimizin ilgili bölüm hocaları, uzmanlar ve halk temsilcileri bu çalıştaylara davet edildi. Bu çalıştaylara sunulmak üzere 2 bin 133 kişiyle bir anket çalışması yapıldı. Bu ankette Eskişehirlilerin her yaştan, her cinsten, her meslekten hemşehrilerimizin böyle bir alanın nasıl değerlendirilmesini istediklerine dair sorular soruldu. Bu sorulardan çıkan sonuçlar, bir rapor haline getirildi. Ayrıca kanaat önderi vasfı taşıyan 97 kişiyle derinlemesine görüşmeler yapıldı. Tüm bu çalışmaların sonucu olarak Eskişehirlilerin burada nasıl bir alan düzenlemesi istediklerine dair bir genel çerçeve ortaya çıkmış oldu. Sonra biz bu raporu çalıştay ile tekrar tartışmaya açtık. O çalıştayda kim ne demiş, bu alanın nasıl değerlendirilmesi konusunda farklı aktörler nasıl temenni ve dilekler dile getirmişler hepsi tutanaklarda var" dedi.
BİR MİLLET BAHÇESİ OLACAK
Bu alanın, Eskişehirlilerin gelebilecekleri, toplanabilecekleri, eğlenebilecekleri, yürüyüş yapabilecekleri bir alan olarak bir millet bahçesi olarak değerlendirileceğini ifade eden Avcı, "Bu tartışmaya neden olan maket çalışmasında yer alan unsurlar söz ettiğim çalıştayda ve anket çalışmasında dile getirilen unsurların yansıtılmasıdır. Nihai bir proje değildir. Bütün bu beklentilerin buraya yansıması halinde nasıl bir çerçeve çıkabilir, bunun Eskişehir’lilerin ilgisine sunulmuş bir çalışma o. Ama bu arada Kültür Bakanlığı’yla özellikle millet bahçesi konsepti çerçevesinde yürütülen bir çalışmamız da var. Orada ne tür bitkilerin yer alması gerekiyor, nasıl bir yeşil dokunun yer alması gerekiyor, bununla ilgili olarak Kültür Bakanlığımızın bir çalışma yapıyor. Burada bir şansımız var. Kültür Bakanlığı Müsteşarı Haluk Dursun geçtiğimiz hafta buradaydı. Valimiz ile birlikte ilgili alanları dolaştılar" şekilde konuştu.
HACI SÜLEYMAN ÇAKIR KİZ LİSESİ'NİN İSMİ
Süleyman Çakır lisesine eski adının verilmesi konusunda ise Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, şunları söyledi;
"Oranın adı Hacı Süleyman Çakır Kız Lisesi’dir. Orası resmen vakıf olmasa bile, bağışcı tarafından yaptırıldığı için vakıf gibi muamele görmesi gereken bir kurumdur. Bağışçı hangi niyetle bağış yapmışsa, bu niyete saygı göstermemiz gerekmektedir. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bağışçılarımızdan çok ciddi manada destek görüyoruz. Türkiye’nin dört bir tarafında insanlarımız, hayırseverlerimiz eğitim kurumları açmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Biz onlara şunu söylüyoruz; ‘Siz hangi niyetle bağışta bulunuyorsanız, bizim görevimiz sizin o niyetinizi yerine getirmektir’. Eğer bir meslek lisesi olarak bağışlıyorsanız, biz orayı en güzel şekilde bir meslek lisesi yaparız. Siz orayı Anadolu lisesi olarak bağışlıyorsanız, biz orayı Anadolu lisesi olarak yapar ve muhafaza ederiz. Burası da Hacı Süleyman Çakır isimli hayırseverimiz tarafından önce kız ortaokulu olarak bağışlanmış, daha sonra liseye dönüştürülmüş ve açılışında da Hacı Süleyman Çakır Kız Lisesi olarak açılmıştır. Dolayısıyla buranın imam hatibe dönüştürülmesi söz konusu değil. Biz imam hatip ihtiyaçlarımızı farklı alanlarda karşılıyoruz. Burası bağışçının, rahmetli Hacı Süleyman Çakır’ın bağış niyetine uygun olarak Hacı Süleyman Çakır Kız Lisesi olarak açılacak. Önümüzdeki ders yılına da yetişecek."
KARI DA İCAT ETMEDİK KIŞ DA YENİ DEĞİL
Bakan Avcı, kış şartları sebebiyle Eskişehir ve ilçelerinde başarılı çalışmalar yürüten özellikle Karayollarına, Devlet Su İşleri’ne, AFAD’a, TEDAŞ’a çok teşekkür ettiğini belirtti. Acvı, "TEDAŞ’ın ve karayollarının bazı yerleşim yerlerindeki elektrik kesintilerini gidermek için tüm olumsuz şartlara rağmen gece yarılarına kadar nasıl fedakarhane çalıştıklarını biliyorum. Aynı gayreti Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden, Odunpazarı Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesi’nden de bekliyorum. Halkımız destek olsun. Ama birinci sorumlumuz, bu konuda birinci görev Büyükşehir Belediyesi’nin Tepebaşı ve Odunpazarı belediyelerimizindir. Orada şu kadar yolumuz şu kadar kilometre sokağımız var diyor, bu sokaklar yeni icat olmadı. Bunların sorumluluğu özel idaredeyken de bu sokak ve caddeler vardı. Atatürk Caddesi’ni yeni icat etmedik, karı da yeni icat etmedik, kış da yeni değil. Bu konuda tüm sorumluların sorumluluklarının bilincinde hareket etmeleri gerekir, Eskişehir de bunu hak eder. Biz doğayla mücadele etmelerini istemiyoruz, yollarımızı açsınlar. Sokaklarımızdaki karları, Atatürk Caddesi’ndeki, Polatkan’daki trafik sıkıntılarını açsınlar. Yoksa doğayla mücadelede komşu illere de baksınlar Kocaeli Belediyesi’nin çok güzel bir sloganı var ‘Çalışınca oluyor’. Biraz çalışmak gerekiyor veya çok çalışmak gerekiyor" dedi. (İHA)
YORUMLAR