Türkiye, 15
Aralık Cuma günü İzmir’in Ödemiş ilçesinde görev yapan Kaymakçı Çok Programlı
Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen’in öğrencileri tarafından vurularak
öldürülmesiyle sarsıldı. Konu her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nca basit bir
cinayet haberi gibi algılansa da aslında Okul Müdürü’ne atılan kurşunlar, tüm eğitimcileri
hedef aldı. Ülke genelinde olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da eğitim sendikaları,
bir araya gelerek cehaleti besleyen ve eğitimciye hem fiziki hem de psikolojik
şiddeti destekleyen eğitim sistemine tepki gösterdi.
ŞİDDETLİ EĞİTİMSİZLİK!
Eğitimde
şiddetin artması konusunda açıklamalarda bulunan Memur Sen ve Eğitim Bir Sen İl
Başkanı Abdülaziz Aydın, “Bu saldırılar geleceğimizi karartmakta, eğitim
camiasını tedirgin etmekte, birçok mağduriyete neden olmaktadır. Eğitimcilere
yönelik her saldırı, aklımızı körleştirmekte, ruhumuzu karartmakta, benliğimizi
esir almakta, irfanımızı yok etmektedir. Bu sebeple, cehalete dayanan şiddeti
veya şiddete dayanan cehaleti bir an evvel ortadan kaldırmalıyız. Öğretmenlerimizi
hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk
son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin
gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen,
benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı
olan eğitimin, şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı durmalıyız” dedi.
YENİPINAR: OKULLARDA GÜVENLİK
ARTIRILMALI
Öğretmene ve
kamu çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleri üzerine ciddi idari ve hukuki
tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini belirten Türk Eğitim Sen
Kahramanmaraş Şube Başkanı Ziya Yenipınar, şöyle konuştu: “Şiddet vakaları
konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat
düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Psikolojik
danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin
yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs.
gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin
itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene
verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene
şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken
hususların başında gelmelidir.”
TEKARDIÇ: REHBERLİK HİZMETLERİ
ETKİNLEŞTİRİLMELİ
Okulda şiddet
sorununu çözmenin günü birlik müdahalelerle değil uzun vadeli eğitim
politikalarıyla mümkün olduğunu ifade eden Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube
Başkanı İsmail Tekardıç, şunları söyledi: “Bunun için başta öğrenci ve eğitim
emekçileri olmak üzere, eğitimin tüm bileşenlerine yönelik olarak kültürel,
sosyal yönden tatmin edecek çalışmaların hızlı bir biçimde gerçekleştirilmesi
şarttır. Okullarda rehberlik hizmetlerinin işletilmesi ve buralardaki yetersiz
personel sayılarının giderilmesi gerekirken, MEB’in rehberlik ve psikolojik
danışmanlık hizmetlerine yönelik düzenlemelerinin olumsuz sonuçlarının
görülmeye başlanması dikkat çekicidir. Okulda şiddetin önüne geçebilmek için
öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitimi önem kazanmaktadır. Çünkü gençliği
anlama, algılama, sorunlarına çözüm üretebilmek ve bu alandaki yetenekleri
açığa çıkarmak için eğitimin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Okul içinde özel
güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri
ile çözmek sorunu başka yerlere havale etmekten başka bir işe yaramayacaktır.”
Eğitimde
tırmanan şiddet olaylarının üzerine hem Türkiye genelinde hem de Kahramanmaraş
yerelinde eğitim sendikaları tek bir ağızdan şiddeti kınadı.
Konuyla
ilgili Memur Sen ve Eğitim Bir Sen İl Başkanı Abdülaziz Aydın, sendika
binasında basın toplantısı düzenledi. Eğitimcilerin geleceğini hedef alan
şiddeti lanetleyerek yetkilileri tedbir almaya davet eden Aydın, eğitimcileri hedef
alan ve hazin sonuçlara yol açan şiddet sarmalının her bakımdan üzücü olduğu
kadar aynı zamanda düşündürücü olduğunu da söyledi.
Başkan
Abdülaziz Aydın, “İzmir’in Ödemiş ilçesi Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi
Müdürü Ayhan Kökmen, öğrencisi tarafından tüfekle vurularak hayatını
kaybetmiştir. Öğretmenimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, tüm eğitim
camiasına ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Sebebi ne olursa olsun, iki lise
öğrencisinin okul yöneticisine karşı öldürme kastıyla hareket etmesi, şiddetin
vardığı noktanın en açık göstergesidir. Aynı gün Iğdır Merkeze bağlı MEV
Anadolu Lisesinde Müdür Başyardımcısı olarak görev yapan Yücel Düzci ise,
saldırıya uğrayan öğrencilerini korumaya çalışırken, gözü dönmüş kişilerin
sopalı, bıçaklı, muştalı saldırısına uğramış; ağır yaralı olarak hastanede
tedavi altına alınmıştır. Öğretmenimize acil şifalar diliyoruz” dedi.
ŞİDDET KAYGI VERİCİ BOYUTLARA ULAŞTI!
Kim hangi
amaçla yaparsa yapsın, genelde bütün vatandaşları, özelde ise eğitimcileri
hedef alan şiddet saldırılarını kınadıklarını dile getiren Aydın, şöyle konuştu:
“Terör saldırıları sonucu şehit edilen Aybüke ve Necmettin öğretmenin acı,
hüzünlü hatıraları hâlâ yüreğimizi dağlarken, kaygı verici boyutlara varan bu
saldırılar da üzüntümüzü katmerleştiriyor. İlgililerin daha fazla seyirci
kalmadan caydırıcı ve önleyici tedbirler almasını bekliyoruz. Bu saldırılar
geleceğimizi karartmakta, eğitim camiasını tedirgin etmekte, birçok mağduriyete
neden olmaktadır. Eğitimcilere yönelik her saldırı, aklımızı körleştirmekte,
ruhumuzu karartmakta, benliğimizi esir almakta, irfanımızı yok etmektedir. Bu
sebeple, cehalete dayanan şiddeti veya şiddete dayanan cehaleti bir an evvel
ortadan kaldırmalıyız. Öğretmenlerimizi hedef alan bütün saldırılar sona
erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk
almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine
müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi
aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin, şiddetin esiri
olmasına hep birlikte karşı durmalıyız.”
ÖĞRETMEN İTİBARSIZLAŞTIRILDI!
Öğretmenlerden
öğrencilere, yöneticilerden velilere kadar bütün eğitim camiasını, millet
temelinde geniş bir aile gibi düşündüklerini kaydeden Aydın, şiddet olaylarının
tırmanmasının temelinde öğretmenin itibarsızlaştırılmasının olduğunu belirterek
şunları söyledi: “Bizim nazarımızda her üyesiyle saygıya değer bu ailenin hangi
ferdine olursa olsun, yapılan saldırıyı kayıtsız şartsız kınıyor, te’lin
ediyoruz. Son dönemlerde öğretmenlerin emeğini yok sayan, itibarını örseleyen,
eğitimdeki etki alanını daraltan, eğitimin aktörünü neredeyse bir figürana
dönüştüren, bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren
anlayış, bugün geldiğimiz noktanın sebebidir. Giderek artış gösteren, bazısı
ağır yaralama bazısı da cinayetle neticelenen bu saldırılar karşısında
öğretmenlerimiz kendilerini savunmasız hissetmekte, yetkililerden caydırıcı
tedbirler, mesleğin itibarını artıracak politikalar beklemektedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün
öğretmenlerimize Allah’tan rahmet, saldırıya uğrayan bütün eğitim çalışanlarına
geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; şiddete başvuranları kınıyor, yetkilileri
gereken tedbirleri ivedilikle almaya ve kamuoyunu daha duyarlı davranmaya
çağırıyoruz. Çünkü saldırıya uğrayan, öldürülen bizim geleceğimizdir.”
BAKANLIK SESSİZ KALDI
Açıklamasında
konuya ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan herhangi bir açıklama yapılmadığına
dikkat çeken Aydın, şöyle devam etti: “Geçen ay bir sınıf öğretmeninin tahtadaki
öğrencisine istenileni yazamıyor diye hafifçe dokunuşunu ses ve görsel
efektlerle, vizyona yeni girecek olan bir filmin fragmanı gibi ulusal basın
ülke gündemine servis yaptı. Günlerce dönderip dönderip filmi yayınladı. Ve
neticede olan öğretmene oldu; açığa alındı. Hakkında soruşturma başlatıldı ve
neredeyse konu haftanın canisi ilan edilecek boyuta ulaştırıldı. Ancak iş
öğretmenin öldürülmesi, darp edilmesi silahla yaralanması hususuna geldiğinde
ulusal basınımızın bizleri kahreden bu suskunluğuna bir anlam veremiyoruz. Ulusal
basında olduğu gibi ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’nın da konuya yaklaşımı
ulusal basından pek farklı değil. Bakanlığımızın, eğitim çalışanlarımızın
uğradığı şiddetle ilgili boş, umarsız ve manidar bakışlarına üzülerek şahitlik
ediyoruz. Yoksa gündemle ilgili kendilerinin bir açıklaması vardı da bizler mi
gözden kaçırdık acaba? Tüm bu düşünceler etrafında eğitim çalışanlarına yapılan
saldırıları şiddetle kınıyor, bu elim ve canımızı yakan hadisenin bundan sonra
tekrarının olmamasını temenni ediyorum.”
YENİPINAR: ÖĞRETMENE ŞİDDET OLAYLARI
SIRADANLAŞTI
Son yıllarda
öğretmenlere ve eğitimcilere yönelik şiddetin arttığını ve artık
sıradanlaştığını aktaran Türk Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Ziya
Yenipınar, “Son yıllarda üzülerek şahit oluyoruz ki, öğretmene şiddet vakaları
artık sıradanlaşmış üçüncü sayfa haberleri arasına girmiş durumdadır. Neredeyse
gün geçmiyor ki, öğrenci ya da veli tarafından sözlü ya da fiziki şiddete maruz
kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım. Öğretmenlerimizin motivasyonuna,
itibarına, sıhhatine ve hatta canına kast eden şiddet vakaları, artık eğitim
hayatımızın en hayati problemlerinden birisi haline gelmiştir. Bu acı
haberlerin sonuncusu da önceki gün İzmir Ödemiş’ten geldi. Ödemiş Kaymakçı Çok
Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, iki öğrencisi tarafından tüfekle
vurularak öldürüldü. Ayhan Kökmen öğretmenimize yüce Allah’tan rahmet,
yakınlarına ve eğitim camiamıza sabır ve başsağlığı temenni ediyoruz. Şiddeti
nefretle kınıyor, reddediyor, telin ediyoruz. Öğretmene şiddet konusunda bütün
eğitim çalışanlarının yek vücut şekilde dimdik ayakta olduğunu tüm Türkiye
kamuoyuna ilan ediyoruz. Öğretmene uygulanan şiddet olayları vuku bulduğunda,
sorumluluk makamlarını işgal edenlerin de kınama mesajlarını tabii ki olumlu
buluyoruz. Ancak, yetki sahibi olanların, sadece kınamakla yetinmesini bir
zafiyet olarak gördüğümüzü ve kendilerinden daha somut adımlar atmalarını da
beklediğimizin bilinmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
CİDDİ TEDBİRLER ALINMALI!
Öğretmene ve
kamu çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleri üzerine ciddi derecede idari ve
hukuki tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini kaydeden Yenipınar, “Şiddet
vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat
düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Psikolojik
danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin
yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs.
gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin
itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene
verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene
şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken
hususların başında gelmelidir” değerlendirmelerinde bulundu.
ARTIK SABIRLAR TÜKENDİ!
Özelde
öğretmene, genelde kamu çalışanlarına yönelik şiddet vakalarını önleyebilmek
için bahsi geçen mevzuat düzenlemeleri için hemen, hiç vakit geçirmeden,
harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Ziya Yenipınar, açıklamasını
şu ifadelerle sürdürdü: “Buradan ilan ediyoruz; şiddet konusunda gerekli
mevzuat düzenlemeleri yapılmaz ise, bundan sonra yaşanabilecek şiddet vakalarının
sorumlularından birisi olarak bu tedbirleri almayan makamları göreceğiz! Ayrıca
medya kuruluşlarının öğretmenlerimizin itibarını rencide edici haberlerden
kaçınmaları, öğretmene saygı ve değeri öne çıkaran yayınlara öncelik
vermelerinin de öğretmene şiddet olaylarının önlenmesi anlamında katkısı
olacağını da hatırlatmak istiyoruz. Şu hususunda dikkatlerden kaçırılmamasını
özellikle belirtiyoruz: Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız. En büyük
sevinç ve gurur kaynağımız, öğrencilerimizin başarı ve mutluluğudur.”
ÖĞRETMEN SAHİP ÇIKMAK GELECEĞİMİZE
SAHİP ÇIKMAKTIR
İzmir’deki
gibi münferit hadiseler üzerinden öğrencilere karşı duydukları sevgi ve
sahiplenme hissiyatımızdan kimsenin şüphe etmemesi gerektiğini bildiren
Yenipınar, “Buradan ailelere de çağrıda bulunuyoruz: Çocuklarınız,
çocuklarımızdır. Onları daha güzel bir geleceğe hazırlamak için en az sizler
kadar istekli olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Takdir edersiniz ki, eğitim,
okul, aile ve çevre ile bütün olarak yürütülen bir süreçtir. Sizden tek
arzumuz; öğrencilerimizle aramızda oluşturduğumuz sevgi ve saygıya dayalı
beraberliğimize katkı sağlamanızdır. İzmir’de kaybettiğimiz Ayhan Kökmen başta
olmak üzere hayatını kaybeden tüm öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, şiddete
maruz kalmış meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyor, öğretmene şiddeti
lanetlediğimizi kararlılıkla ifade ediyor ve bir daha benzeri hadiselerle
kamuoyuna gündemine gelmemeyi diliyoruz” ifadelerine yer verdi.
TEKARDIÇ: EĞİTİMCİLERİN CAN GÜVENLİĞİ
YOK!
Okullarda ve
eğitim yuvalarında şiddetin artmasıyla eğitimcilerin can güvenliğinin
kalmadığını belirten Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail Tekardıç , “Yıllardır
okullarda yaşanan şiddet olayları, kavgalar, çeteleşmenin gittikçe büyüyen bir
tehdit haline gelmesi karşısında bugüne kadar gerekli adımları atmayıp,
okullarda yaşanan şiddet olaylarına kayıtsız kalanlar, bir meslektaşımızın daha
öğrencisi tarafından şiddete uğraması sonucunda hayatını kaybetmesine neden
olmuşlardır. Son olarak İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi
Müdürü Ayhan Kökmen, veli toplantısı öncesi iki öğrencisi tarafından silahla
vurularak hayatını kaybetmiştir. Meslektaşımızın ölümüne neden olan, tüm
eleştiri ve uyarılarımıza rağmen eğitimde yaşanan sorunlara ve şiddet
olaylarına seyirci kalan, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran
politikalardır.
Okullarda
yaşanan çeteleşme ve eğitim kurumlarının benimsenen yanlış politikalar
nedeniyle şiddet yuvası haline gelmesinin bedelini bugüne kadar kimi zaman
öğrenciler, kimi zaman eğitim emekçileri hayatlarını kaybederek ödemişlerdir”
dedi.
EĞİTİMCİLER ŞİDDETİN HEDEFİ HALİNE
GELDİ!
okulların
şiddet yuvası haline gelmesinde, öğretmenlik mesleğini rencide eden yaklaşım ve
açıklamaların, her fırsatta şiddet ve nefret dilini kullanan siyasetçilerin
ciddi bir katkısı ve sorumluluğu olduğunu ifade eden Tekardıç, şöyle konuştu: “Toplum
olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde sık sık karşı
karşıya kaldığımız şiddet olgusu, okullarımızı da çepeçevre kuşatmış, eğitim
emekçilerini şiddetin hedefi haline getirerek, ölümle sonuçlanan ağır
sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Okullarda yaşanan şiddetin
toplumsal nedenleri göz ardı edilemez. Özellikle son yıllarda toplumdaki gelir
adaletsizliğinin ve yoksullaşma oranının artması; halkın gelecek kaygısı ve
gençler arasında sisteme dönük güvenin aşınması; kültürel yozlaşma ve yabancılaşma;
yazılı ve görsel medyanın şiddet unsurları içeren programlarındaki artışlar,
sadece okulları değil, yaşamın bütün alanlarında yaşanan şiddeti sürekli olarak
yeniden üretmektedir. Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik
saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta öğretmenleri, eğitim ve
bilim emekçilerini, hedef haline getiren politika ve uygulamalara son
verilmesinden geçmektedir. Türkiye’nin her yerinde okullarda birbirine benzer
şiddet olaylarının yaşanması, şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya
çıkarılmasını, eğitim kurumlarında öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliğinin
sağlanmasını gerektirmektedir.”
SORUN KOLLUK KUVVETLERİYLE ÇÖZÜLEMEZ!
Okuldaki şiddetin,
kolluk kuvvetleriyle çözümünün mümkün olmadığını dile getiren Eğitim Sen Şube
Başkanı Tekardıç, şunları kaydetti: “Okulda şiddetin önüne geçebilmek için
öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitimi önem kazanmaktadır. Çünkü gençliği
anlama, algılama, sorunlarına çözüm üretebilmek ve bu alandaki yetenekleri
açığa çıkarmak için eğitimin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Okul içinde özel
güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri
ile çözmek sorunu başka yerlere havale etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Eğitim
Sen olarak, okullarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçebilmek için, ilgili
tüm kesimleri sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Sendikalar, eğitim örgütleri,
öğrenci ve velilerle birlikte herkes, okullarda şiddeti azaltmak için üzerine
düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve acilen bir eylem planı hazırlanmalıdır.
Bu noktada, şiddetin hiçbir biçiminin toplumda kabul görmediğinin vurgulanması
önemlidir. Eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin arkalarında toplumun
ve eğitim örgütlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Her okulun
şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını
ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı olmalıdır.”
ŞİDDET OLAYLARI HEM PSİKOLOJİK HEM DE
SOSYOLOJİK!
Okullarda yaşanan
şiddet olaylarının hem psikolojik, hem de sosyolojik bir sorun olarak ele
alınması gerektiğine işaret eden Tekardıç, okullardaki şiddetin çözümü
noktasında şu açıklamalarda bulundu: “Okulda şiddet, erişkinlerin tepkisel
yaşamının en açık bir şekilde görünen şekillerinden birisidir. Çocuk ve
gençlerin hem şiddetin uygulayıcısı, hem de şiddetin mağduru olduğuna dikkat
edilmelidir. Saldırgan çocukların aileleri üzerine yapılan akademik
çalışmalarda en çok dikkati çeken özelliklerden biri de babaların annelere ağır
bir şekilde fiziksel şiddet uygulamalarıdır. Bu da şiddeti beslemektedir.
Çocuklar şiddet uygulayan ebeveynlerini model aldıklarından dolayı, onları
taklit etmektedirler. Çocuk yaşlardaki taklitler, gençlik ve yetişkinlik
dönemlerinde gerçek davranışlar olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan, aile
içi şiddetin önüne geçecek mekanizmalar oluşturulmalı, aile ve çocuk eğitim
kurumları geliştirilerek yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca davranış bozuklukları
sergileyen çocuklar, psikolojik destek almalı, bu noktada devlet gerekli maddi
olanakları seferber etmelidir. Okulda şiddetin önlenebilmesi için, sorun fark
edildiğinde gecikmeksizin müdahalenin yapılması gerekmektedir. Müdahalenin
yöntemi önemlidir. Temel amaç sorunu anlamak ve en etkin müdahale yöntemini
uygulamaktır. Korkutma, bastırma, ayıplamanın uzun vadede çözüm olmadığı
bilinmektedir. Öğrenciler arasında alkol ve uyuşturucu kullanımının
yaygınlaşması da şiddet olaylarını arttırmaktadır. Zararlı alışkanlıklar
öğrencilerin muhakemelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Okulda şiddetin
önlenmesinde rehberlik uzmanlarının rolü önemlidir. Rehberlik uzmanı ile
sorunlu öğrencilerin yapıcı görüşmeleri, öğrencilerin yaşam tarzlarının
değişmesinde önemli bir rol oynayabilir. Rehberlik hizmetlerinin önemsenmesi ve
yaygınlaştırılması şiddet sorunun çözümünde önemli bir adım olacaktır. Erken
uyarı işaretlerini bilmek ve potansiyel şiddet oluşturacak davranışları fark
etmek ve bu işaretleri gösteren çocukları teşhis etmek gerekir. Bu süreçte,
mutlaka krize müdahale planı yapılmalı, ani gelen travmalara karşı nasıl
davranılması, şiddet davranışı karşısında neler yapılması gerektiği bu planda
bulunmalıdır.”
SOMUT VE KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ!
Çocukların
içinde bulundukları toplumsal çevreye özen gösterilerek davranış bozukluğunun
kökeninde toplumsal çevrenin nasıl bir rol oynandığının irdelenmesinin önemine
değinen Tekardıç, çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “İçinde bulunulan çevre suç
işlemeye itiyorsa, çevre değiştirilmelidir. Kimsesiz ve korumasız çocuklar,
devlet tarafından koruma altına alınmalı ve çocuk ıslah evleri birer cezaevi
olmaktan çıkarılıp eğitim ve öğretim kurumlarına dönüştürülmelidir. Göç, planlı
kentleşme ve nüfus planlamasına dönük olarak, sürekliliği olan ve sağlıklı
işleyen eğitim ve bilgilendirme mekanizması oluşturulmalı, göç eden ailelerin
çocuklarının yeni toplumsal çevrelerine uyum sağlamaları için gerekli
psikolojik destek sağlanmalıdır. Öğretmenlerimizin topluma yansıyan şiddet
dalgasının geriletilmesinde önemli bir rolleri vardır. Bu bakımdan, okulları
esir alan şiddet ve çeteleşme olgusunun önüne geçmek için eğitim-öğretim
kurumlarında suç ve ceza kavramı üzerine bilgilendirici, eğitici, açıklayıcı
etkinlikler düzenlenmelidir. Eğitim emekçilerin yoğun baskı ve tehditlerle
karşı karşıya bırakılarak sindirildiği, iş güvencelerinin elinden alınmak istendiği,
eğitim hizmetlerinin piyasacı bir anlayışla yürütüldüğü, öğrenci öğretmen
ilişkisinin giderek bozulmaya başladığı bir ülkede okullarda yaşanan şiddet
olaylarının ölümlerle sonuçlanmaya başlamış olması son derece önemli bir
gelişme olarak değerlendirilmelidir. Okullarımızda yaşanan şiddetin son bulması
için acilen gerekli adımlar atılmalı, hiç kimse şiddetin uygulayıcısı ya da
hedefi haline getirilmemelidir. Bu konuda somut ve kalıcı çözümler üretilmesi
ve okullarda yaşanan şiddetin önlenmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak
üzere, bütün yetkilileri acilen harekete geçmeye çağırıyoruz. Eğitim Sen
olarak, eğitim emekçilerine yönelen her türlü şiddeti kınıyor, öğrencilerinin
saldırısı sonucu yaşamını yitiren, Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi
Müdürü Ayhan Kökmen arkadaşımızın ailesine, çalışma arkadaşlarına ve tüm eğitim
camiasına başsağlığı diliyoruz.”
YORUMLAR