Aydın: Eğitim şiddetin esiri olmasın!

Aydın: Eğitim şiddetin esiri olmasın!

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz yıllarda uğradıkları şiddetle sık sık gündeme gelen sağlıkçılara şimdi bir de eğitimciler eklendi. Uygulanmakta olan eğitim sistemi öğretmeni-eğitimciyi öğrencinin gözünde o kadar değersizleştirdi ki; aile terbiyesinden yoksun ve eğitim sistemindeki cehaletle beslenen öğrenciler, öğretmenlere şiddet uygular hale geldi!

19 Aralık 2017 - 14:43

Türkiye, 15 Aralık Cuma günü İzmir’in Ödemiş ilçesinde görev yapan Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen’in öğrencileri tarafından vurularak öldürülmesiyle sarsıldı. Konu her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nca basit bir cinayet haberi gibi algılansa da aslında Okul Müdürü’ne atılan kurşunlar, tüm eğitimcileri hedef aldı. Ülke genelinde olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da eğitim sendikaları, bir araya gelerek cehaleti besleyen ve eğitimciye hem fiziki hem de psikolojik şiddeti destekleyen eğitim sistemine tepki gösterdi.

ŞİDDETLİ EĞİTİMSİZLİK!

Eğitimde şiddetin artması konusunda açıklamalarda bulunan Memur Sen ve Eğitim Bir Sen İl Başkanı Abdülaziz Aydın, “Bu saldırılar geleceğimizi karartmakta, eğitim camiasını tedirgin etmekte, birçok mağduriyete neden olmaktadır. Eğitimcilere yönelik her saldırı, aklımızı körleştirmekte, ruhumuzu karartmakta, benliğimizi esir almakta, irfanımızı yok etmektedir. Bu sebeple, cehalete dayanan şiddeti veya şiddete dayanan cehaleti bir an evvel ortadan kaldırmalıyız. Öğretmenlerimizi hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin, şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı durmalıyız” dedi.

YENİPINAR: OKULLARDA GÜVENLİK ARTIRILMALI

Öğretmene ve kamu çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleri üzerine ciddi idari ve hukuki tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini belirten Türk Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Ziya Yenipınar, şöyle konuştu: “Şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs. gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmelidir.”

TEKARDIÇ: REHBERLİK HİZMETLERİ ETKİNLEŞTİRİLMELİ

Okulda şiddet sorununu çözmenin günü birlik müdahalelerle değil uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkün olduğunu ifade eden Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail Tekardıç, şunları söyledi: “Bunun için başta öğrenci ve eğitim emekçileri olmak üzere, eğitimin tüm bileşenlerine yönelik olarak kültürel, sosyal yönden tatmin edecek çalışmaların hızlı bir biçimde gerçekleştirilmesi şarttır. Okullarda rehberlik hizmetlerinin işletilmesi ve buralardaki yetersiz personel sayılarının giderilmesi gerekirken, MEB’in rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerine yönelik düzenlemelerinin olumsuz sonuçlarının görülmeye başlanması dikkat çekicidir. Okulda şiddetin önüne geçebilmek için öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitimi önem kazanmaktadır. Çünkü gençliği anlama, algılama, sorunlarına çözüm üretebilmek ve bu alandaki yetenekleri açığa çıkarmak için eğitimin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Okul içinde özel güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri ile çözmek sorunu başka yerlere havale etmekten başka bir işe yaramayacaktır.”

Eğitimde tırmanan şiddet olaylarının üzerine hem Türkiye genelinde hem de Kahramanmaraş yerelinde eğitim sendikaları tek bir ağızdan şiddeti kınadı.

Konuyla ilgili Memur Sen ve Eğitim Bir Sen İl Başkanı Abdülaziz Aydın, sendika binasında basın toplantısı düzenledi. Eğitimcilerin geleceğini hedef alan şiddeti lanetleyerek yetkilileri tedbir almaya davet eden Aydın, eğitimcileri hedef alan ve hazin sonuçlara yol açan şiddet sarmalının her bakımdan üzücü olduğu kadar aynı zamanda düşündürücü olduğunu da söyledi.

Başkan Abdülaziz Aydın, “İzmir’in Ödemiş ilçesi Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, öğrencisi tarafından tüfekle vurularak hayatını kaybetmiştir. Öğretmenimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, tüm eğitim camiasına ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Sebebi ne olursa olsun, iki lise öğrencisinin okul yöneticisine karşı öldürme kastıyla hareket etmesi, şiddetin vardığı noktanın en açık göstergesidir. Aynı gün Iğdır Merkeze bağlı MEV Anadolu Lisesinde Müdür Başyardımcısı olarak görev yapan Yücel Düzci ise, saldırıya uğrayan öğrencilerini korumaya çalışırken, gözü dönmüş kişilerin sopalı, bıçaklı, muştalı saldırısına uğramış; ağır yaralı olarak hastanede tedavi altına alınmıştır. Öğretmenimize acil şifalar diliyoruz” dedi.

ŞİDDET KAYGI VERİCİ BOYUTLARA ULAŞTI!

Kim hangi amaçla yaparsa yapsın, genelde bütün vatandaşları, özelde ise eğitimcileri hedef alan şiddet saldırılarını kınadıklarını dile getiren Aydın, şöyle konuştu: “Terör saldırıları sonucu şehit edilen Aybüke ve Necmettin öğretmenin acı, hüzünlü hatıraları hâlâ yüreğimizi dağlarken, kaygı verici boyutlara varan bu saldırılar da üzüntümüzü katmerleştiriyor. İlgililerin daha fazla seyirci kalmadan caydırıcı ve önleyici tedbirler almasını bekliyoruz. Bu saldırılar geleceğimizi karartmakta, eğitim camiasını tedirgin etmekte, birçok mağduriyete neden olmaktadır. Eğitimcilere yönelik her saldırı, aklımızı körleştirmekte, ruhumuzu karartmakta, benliğimizi esir almakta, irfanımızı yok etmektedir. Bu sebeple, cehalete dayanan şiddeti veya şiddete dayanan cehaleti bir an evvel ortadan kaldırmalıyız. Öğretmenlerimizi hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin, şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı durmalıyız.”

ÖĞRETMEN İTİBARSIZLAŞTIRILDI!

Öğretmenlerden öğrencilere, yöneticilerden velilere kadar bütün eğitim camiasını, millet temelinde geniş bir aile gibi düşündüklerini kaydeden Aydın, şiddet olaylarının tırmanmasının temelinde öğretmenin itibarsızlaştırılmasının olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bizim nazarımızda her üyesiyle saygıya değer bu ailenin hangi ferdine olursa olsun, yapılan saldırıyı kayıtsız şartsız kınıyor, te’lin ediyoruz. Son dönemlerde öğretmenlerin emeğini yok sayan, itibarını örseleyen, eğitimdeki etki alanını daraltan, eğitimin aktörünü neredeyse bir figürana dönüştüren, bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren anlayış, bugün geldiğimiz noktanın sebebidir. Giderek artış gösteren, bazısı ağır yaralama bazısı da cinayetle neticelenen bu saldırılar karşısında öğretmenlerimiz kendilerini savunmasız hissetmekte, yetkililerden caydırıcı tedbirler, mesleğin itibarını artıracak politikalar beklemektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak, saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün öğretmenlerimize Allah’tan rahmet, saldırıya uğrayan bütün eğitim çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; şiddete başvuranları kınıyor, yetkilileri gereken tedbirleri ivedilikle almaya ve kamuoyunu daha duyarlı davranmaya çağırıyoruz. Çünkü saldırıya uğrayan, öldürülen bizim geleceğimizdir.”

BAKANLIK SESSİZ KALDI

Açıklamasında konuya ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan herhangi bir açıklama yapılmadığına dikkat çeken Aydın, şöyle devam etti: “Geçen ay bir sınıf öğretmeninin tahtadaki öğrencisine istenileni yazamıyor diye hafifçe dokunuşunu ses ve görsel efektlerle, vizyona yeni girecek olan bir filmin fragmanı gibi ulusal basın ülke gündemine servis yaptı. Günlerce dönderip dönderip filmi yayınladı. Ve neticede olan öğretmene oldu; açığa alındı. Hakkında soruşturma başlatıldı ve neredeyse konu haftanın canisi ilan edilecek boyuta ulaştırıldı. Ancak iş öğretmenin öldürülmesi, darp edilmesi silahla yaralanması hususuna geldiğinde ulusal basınımızın bizleri kahreden bu suskunluğuna bir anlam veremiyoruz. Ulusal basında olduğu gibi ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’nın da konuya yaklaşımı ulusal basından pek farklı değil. Bakanlığımızın, eğitim çalışanlarımızın uğradığı şiddetle ilgili boş, umarsız ve manidar bakışlarına üzülerek şahitlik ediyoruz. Yoksa gündemle ilgili kendilerinin bir açıklaması vardı da bizler mi gözden kaçırdık acaba? Tüm bu düşünceler etrafında eğitim çalışanlarına yapılan saldırıları şiddetle kınıyor, bu elim ve canımızı yakan hadisenin bundan sonra tekrarının olmamasını temenni ediyorum.”

YENİPINAR: ÖĞRETMENE ŞİDDET OLAYLARI SIRADANLAŞTI

Son yıllarda öğretmenlere ve eğitimcilere yönelik şiddetin arttığını ve artık sıradanlaştığını aktaran Türk Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Ziya Yenipınar, “Son yıllarda üzülerek şahit oluyoruz ki, öğretmene şiddet vakaları artık sıradanlaşmış üçüncü sayfa haberleri arasına girmiş durumdadır. Neredeyse gün geçmiyor ki, öğrenci ya da veli tarafından sözlü ya da fiziki şiddete maruz kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım. Öğretmenlerimizin motivasyonuna, itibarına, sıhhatine ve hatta canına kast eden şiddet vakaları, artık eğitim hayatımızın en hayati problemlerinden birisi haline gelmiştir. Bu acı haberlerin sonuncusu da önceki gün İzmir Ödemiş’ten geldi. Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, iki öğrencisi tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Ayhan Kökmen öğretmenimize yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına ve eğitim camiamıza sabır ve başsağlığı temenni ediyoruz. Şiddeti nefretle kınıyor, reddediyor, telin ediyoruz. Öğretmene şiddet konusunda bütün eğitim çalışanlarının yek vücut şekilde dimdik ayakta olduğunu tüm Türkiye kamuoyuna ilan ediyoruz. Öğretmene uygulanan şiddet olayları vuku bulduğunda, sorumluluk makamlarını işgal edenlerin de kınama mesajlarını tabii ki olumlu buluyoruz. Ancak, yetki sahibi olanların, sadece kınamakla yetinmesini bir zafiyet olarak gördüğümüzü ve kendilerinden daha somut adımlar atmalarını da beklediğimizin bilinmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

CİDDİ TEDBİRLER ALINMALI!

Öğretmene ve kamu çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleri üzerine ciddi derecede idari ve hukuki tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini kaydeden Yenipınar, “Şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs. gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmelidir” değerlendirmelerinde bulundu.

ARTIK SABIRLAR TÜKENDİ!

Özelde öğretmene, genelde kamu çalışanlarına yönelik şiddet vakalarını önleyebilmek için bahsi geçen mevzuat düzenlemeleri için hemen, hiç vakit geçirmeden, harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Ziya Yenipınar, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü: “Buradan ilan ediyoruz; şiddet konusunda gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılmaz ise, bundan sonra yaşanabilecek şiddet vakalarının sorumlularından birisi olarak bu tedbirleri almayan makamları göreceğiz! Ayrıca medya kuruluşlarının öğretmenlerimizin itibarını rencide edici haberlerden kaçınmaları, öğretmene saygı ve değeri öne çıkaran yayınlara öncelik vermelerinin de öğretmene şiddet olaylarının önlenmesi anlamında katkısı olacağını da hatırlatmak istiyoruz. Şu hususunda dikkatlerden kaçırılmamasını özellikle belirtiyoruz: Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız. En büyük sevinç ve gurur kaynağımız, öğrencilerimizin başarı ve mutluluğudur.”

ÖĞRETMEN SAHİP ÇIKMAK GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAKTIR

İzmir’deki gibi münferit hadiseler üzerinden öğrencilere karşı duydukları sevgi ve sahiplenme hissiyatımızdan kimsenin şüphe etmemesi gerektiğini bildiren Yenipınar, “Buradan ailelere de çağrıda bulunuyoruz: Çocuklarınız, çocuklarımızdır. Onları daha güzel bir geleceğe hazırlamak için en az sizler kadar istekli olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Takdir edersiniz ki, eğitim, okul, aile ve çevre ile bütün olarak yürütülen bir süreçtir. Sizden tek arzumuz; öğrencilerimizle aramızda oluşturduğumuz sevgi ve saygıya dayalı beraberliğimize katkı sağlamanızdır. İzmir’de kaybettiğimiz Ayhan Kökmen başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, şiddete maruz kalmış meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyor, öğretmene şiddeti lanetlediğimizi kararlılıkla ifade ediyor ve bir daha benzeri hadiselerle kamuoyuna gündemine gelmemeyi diliyoruz” ifadelerine yer verdi.

TEKARDIÇ: EĞİTİMCİLERİN CAN GÜVENLİĞİ YOK!

Okullarda ve eğitim yuvalarında şiddetin artmasıyla eğitimcilerin can güvenliğinin kalmadığını belirten Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail Tekardıç , “Yıllardır okullarda yaşanan şiddet olayları, kavgalar, çeteleşmenin gittikçe büyüyen bir tehdit haline gelmesi karşısında bugüne kadar gerekli adımları atmayıp, okullarda yaşanan şiddet olaylarına kayıtsız kalanlar, bir meslektaşımızın daha öğrencisi tarafından şiddete uğraması sonucunda hayatını kaybetmesine neden olmuşlardır. Son olarak İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, veli toplantısı öncesi iki öğrencisi tarafından silahla vurularak hayatını kaybetmiştir. Meslektaşımızın ölümüne neden olan, tüm eleştiri ve uyarılarımıza rağmen eğitimde yaşanan sorunlara ve şiddet olaylarına seyirci kalan, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran politikalardır.

Okullarda yaşanan çeteleşme ve eğitim kurumlarının benimsenen yanlış politikalar nedeniyle şiddet yuvası haline gelmesinin bedelini bugüne kadar kimi zaman öğrenciler, kimi zaman eğitim emekçileri hayatlarını kaybederek ödemişlerdir” dedi.

EĞİTİMCİLER ŞİDDETİN HEDEFİ HALİNE GELDİ!

okulların şiddet yuvası haline gelmesinde, öğretmenlik mesleğini rencide eden yaklaşım ve açıklamaların, her fırsatta şiddet ve nefret dilini kullanan siyasetçilerin ciddi bir katkısı ve sorumluluğu olduğunu ifade eden Tekardıç, şöyle konuştu: “Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde sık sık karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusu, okullarımızı da çepeçevre kuşatmış, eğitim emekçilerini şiddetin hedefi haline getirerek, ölümle sonuçlanan ağır sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Okullarda yaşanan şiddetin toplumsal nedenleri göz ardı edilemez. Özellikle son yıllarda toplumdaki gelir adaletsizliğinin ve yoksullaşma oranının artması; halkın gelecek kaygısı ve gençler arasında sisteme dönük güvenin aşınması; kültürel yozlaşma ve yabancılaşma; yazılı ve görsel medyanın şiddet unsurları içeren programlarındaki artışlar, sadece okulları değil, yaşamın bütün alanlarında yaşanan şiddeti sürekli olarak yeniden üretmektedir. Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta öğretmenleri, eğitim ve bilim emekçilerini, hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Türkiye’nin her yerinde okullarda birbirine benzer şiddet olaylarının yaşanması, şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir.”

SORUN KOLLUK KUVVETLERİYLE ÇÖZÜLEMEZ!

Okuldaki şiddetin, kolluk kuvvetleriyle çözümünün mümkün olmadığını dile getiren Eğitim Sen Şube Başkanı Tekardıç, şunları kaydetti: “Okulda şiddetin önüne geçebilmek için öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitimi önem kazanmaktadır. Çünkü gençliği anlama, algılama, sorunlarına çözüm üretebilmek ve bu alandaki yetenekleri açığa çıkarmak için eğitimin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Okul içinde özel güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri ile çözmek sorunu başka yerlere havale etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Eğitim Sen olarak, okullarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçebilmek için, ilgili tüm kesimleri sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Sendikalar, eğitim örgütleri, öğrenci ve velilerle birlikte herkes, okullarda şiddeti azaltmak için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve acilen bir eylem planı hazırlanmalıdır. Bu noktada, şiddetin hiçbir biçiminin toplumda kabul görmediğinin vurgulanması önemlidir. Eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin arkalarında toplumun ve eğitim örgütlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Her okulun şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı olmalıdır.”

ŞİDDET OLAYLARI HEM PSİKOLOJİK HEM DE SOSYOLOJİK!

Okullarda yaşanan şiddet olaylarının hem psikolojik, hem de sosyolojik bir sorun olarak ele alınması gerektiğine işaret eden Tekardıç, okullardaki şiddetin çözümü noktasında şu açıklamalarda bulundu: “Okulda şiddet, erişkinlerin tepkisel yaşamının en açık bir şekilde görünen şekillerinden birisidir. Çocuk ve gençlerin hem şiddetin uygulayıcısı, hem de şiddetin mağduru olduğuna dikkat edilmelidir. Saldırgan çocukların aileleri üzerine yapılan akademik çalışmalarda en çok dikkati çeken özelliklerden biri de babaların annelere ağır bir şekilde fiziksel şiddet uygulamalarıdır. Bu da şiddeti beslemektedir. Çocuklar şiddet uygulayan ebeveynlerini model aldıklarından dolayı, onları taklit etmektedirler. Çocuk yaşlardaki taklitler, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde gerçek davranışlar olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan, aile içi şiddetin önüne geçecek mekanizmalar oluşturulmalı, aile ve çocuk eğitim kurumları geliştirilerek yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca davranış bozuklukları sergileyen çocuklar, psikolojik destek almalı, bu noktada devlet gerekli maddi olanakları seferber etmelidir. Okulda şiddetin önlenebilmesi için, sorun fark edildiğinde gecikmeksizin müdahalenin yapılması gerekmektedir. Müdahalenin yöntemi önemlidir. Temel amaç sorunu anlamak ve en etkin müdahale yöntemini uygulamaktır. Korkutma, bastırma, ayıplamanın uzun vadede çözüm olmadığı bilinmektedir. Öğrenciler arasında alkol ve uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması da şiddet olaylarını arttırmaktadır. Zararlı alışkanlıklar öğrencilerin muhakemelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Okulda şiddetin önlenmesinde rehberlik uzmanlarının rolü önemlidir. Rehberlik uzmanı ile sorunlu öğrencilerin yapıcı görüşmeleri, öğrencilerin yaşam tarzlarının değişmesinde önemli bir rol oynayabilir. Rehberlik hizmetlerinin önemsenmesi ve yaygınlaştırılması şiddet sorunun çözümünde önemli bir adım olacaktır. Erken uyarı işaretlerini bilmek ve potansiyel şiddet oluşturacak davranışları fark etmek ve bu işaretleri gösteren çocukları teşhis etmek gerekir. Bu süreçte, mutlaka krize müdahale planı yapılmalı, ani gelen travmalara karşı nasıl davranılması, şiddet davranışı karşısında neler yapılması gerektiği bu planda bulunmalıdır.”

SOMUT VE KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ!

Çocukların içinde bulundukları toplumsal çevreye özen gösterilerek davranış bozukluğunun kökeninde toplumsal çevrenin nasıl bir rol oynandığının irdelenmesinin önemine değinen Tekardıç, çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “İçinde bulunulan çevre suç işlemeye itiyorsa, çevre değiştirilmelidir. Kimsesiz ve korumasız çocuklar, devlet tarafından koruma altına alınmalı ve çocuk ıslah evleri birer cezaevi olmaktan çıkarılıp eğitim ve öğretim kurumlarına dönüştürülmelidir. Göç, planlı kentleşme ve nüfus planlamasına dönük olarak, sürekliliği olan ve sağlıklı işleyen eğitim ve bilgilendirme mekanizması oluşturulmalı, göç eden ailelerin çocuklarının yeni toplumsal çevrelerine uyum sağlamaları için gerekli psikolojik destek sağlanmalıdır. Öğretmenlerimizin topluma yansıyan şiddet dalgasının geriletilmesinde önemli bir rolleri vardır. Bu bakımdan, okulları esir alan şiddet ve çeteleşme olgusunun önüne geçmek için eğitim-öğretim kurumlarında suç ve ceza kavramı üzerine bilgilendirici, eğitici, açıklayıcı etkinlikler düzenlenmelidir. Eğitim emekçilerin yoğun baskı ve tehditlerle karşı karşıya bırakılarak sindirildiği, iş güvencelerinin elinden alınmak istendiği, eğitim hizmetlerinin piyasacı bir anlayışla yürütüldüğü, öğrenci öğretmen ilişkisinin giderek bozulmaya başladığı bir ülkede okullarda yaşanan şiddet olaylarının ölümlerle sonuçlanmaya başlamış olması son derece önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Okullarımızda yaşanan şiddetin son bulması için acilen gerekli adımlar atılmalı, hiç kimse şiddetin uygulayıcısı ya da hedefi haline getirilmemelidir. Bu konuda somut ve kalıcı çözümler üretilmesi ve okullarda yaşanan şiddetin önlenmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün yetkilileri acilen harekete geçmeye çağırıyoruz. Eğitim Sen olarak, eğitim emekçilerine yönelen her türlü şiddeti kınıyor, öğrencilerinin saldırısı sonucu yaşamını yitiren, Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen arkadaşımızın ailesine, çalışma arkadaşlarına ve tüm eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x