Acıbadem International
Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Alagöl günümüzde sperm sayısı ile
kalitesinin düşmesinde hatalı alışkanlıkların da önemli bir yer edindiğine
dikkat çekerek, “Üstelik üreme sağlığını tehdit eden alışkanlıklar günümüzde
gittikçe yaygınlaşıyor. Bu nedenle infertilite sorunu yaşayan erkeklerde
öncelikle yaşam alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerekiyor” diyor. Peki erkeklerin
baba olmalarını önleyen faktörler neler? Acıbadem International Hastanesi
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Alagöl sperm sayısını ve kalitesini düşüren
etkenleri anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Sigara ve alkol
Sigarada bulunan karbonmonoksit gibi zararlı maddeler testise
ulaşan oksijen miktarını azaltarak sperm yapımını olumsuz etkiliyorlar. Ayrıca
benzopiren, kadmiyum, karbonmonoksit gibi metabolitler de spermde DNA
kırıklarına neden oluyor, bunun sonucunda spermin sayı ve kalitesini düşürüyorlar.
Uzun süreli ve aşırı alkol tüketimi de karaciğer ile hormon dengesini bozarak sperm
sayısını düşürmesinin yanı sıra anormal sperm üretimine yol açıyor.
Aşırı kilolu olmak
Aşırı kilo, özellikle de göbek çevresindeki yağlanma,
testis ısısının artmasına ve östrojen miktarında artışa sebep oluyor.
Erkeklerde beden kitle indeksinin artması aynı zamanda androjen hormon
seviyesini de düşürüyor. Tüm bu faktörler sonucunda sperm sayısı azalırken,
kalitesi de düşüyor. 30-37 yaş aralığındaki erkekler üzerinde yapılan bir
çalışmada; kilolu erkeklerde (BKİ: 25.1–30.0 kg/m²) sperm konsantrasyonu ve
total sperm sayısı normal kiloda (BKİ: 20.0–25.0 kg/m²) olan erkeklere oranla
daha düşük bulunmuş. Aynı çalışma; obezite sorunu olan erkeklerin testosteron hormonlarının
da yüzde 25-32 oranında daha az olduğunu belirlemiş.
Isıyı artıran
faktörler
Testis skrotumda (torba) yer aldığı için vücut
sıcaklığının 2-4 derece altında oluyor ve bu sıcaklık sperm yapımı için ideal
sıcaklığı sağlıyor. Ancak saunanın sık kullanılması, uzun süreli oturmak, araba
kullanmak, sıkı ve dar kıyafetler giymek skrotal ısıyı arttırarak sperm yapım
mekanizmasında sorun oluşturabiliyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Alagöl, “Bu
nedenle sauna ve jakuzi gibi ortamlarda 30 dakikadan fazla kalınmamasına dikkat
edilmeli. Araba kullanırken 3-4 saatte bir mola verilmeli” diyor.
Egzersizi abartmak
Yapılan araştırmalar; düzenli egzersizin stres hormonu
olarak da bilinen kortizol ve testosteron seviyelerini yükselttiğini, bunun
sonucunda da sperm kalitesinin arttığını gösteriyor. Egzersiz sayesinde aynı
zamanda spermlerin hareketleri de hızlanıyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent
Alagöl aşırı yapılan egzersizin ise tam aksine erkeğin doğal üreme kapasitesini
azalttığı uyarısında bulunarak “Sperm kalitesini artırmak isteyen erkeklere egzersizi
kesinlikle öneriyoruz. Ancak gereğinden fazla, özellikle de vücudun
dayanıklılığını artırma amaçlı yapılan uzun süreli egzersizler ve kas yapımı
için kullanılan bazı ilaçlar hormon dengesini değiştirerek testosteron
miktarını azaltıyorlar. Buna paralel olarak sperm üretimi olumsuz yönde etkileniyor”
Varikosel
Testislerdeki, özelikle de sol testislerdeki toplardamarların
genişlemesi ‘varikosel’ olarak adlandırılıyor. Varikosel skrotal (torba) ısıyı
arttırarak ve hormonal etkiyle sperm yapımında negatif etki oluşturuyor. Varikoselin
bulunduğu testiste 3 mekanizmaya bağlı hasar gelişiyor: ısı artışı, androjen
yoksunluğu ve toksik metabolitlerin birikimi. Varikoselin genel popülasyonda yüzde
15 iken infertil erkeklerde bu oran yüzde 40’lara kadar yükseliyor. Varikosel ameliyatından
sonra sperm parametrelerinde yüzde 40-60 oranında düzelme bekleniyor. En fazla
olumlu etki, sperm sayısı ve hareketliliğinde görülüyor.
D vitamini
eksikliği
D vitamini, hem kadınlarda hem de erkeklerde üreme
hücrelerinin sağlığı için çok önemli. Yapılan çalışmaların büyük bir çoğunluğu
D vitaminin testis fonksiyonlarını düzenlemeye yardım ettiğini gösteriyor. D
vitamininin ayrıca spermde hücre içi kalsiyum konsantrasyonunu arttırarak sperm
hareketliliğini sağladığı düşünülüyor. Yine yapılan çalışmalara göre;
erkeklerde D vitamini eksikliği spermlerde DNA hasarı oluşturabiliyor. D
vitamini düzeyi yetersiz olan erkeklerle kıyaslandığında, D vitamini düzeyi
yeterli olan erkeklerde hareketli sperm sayısı daha yüksek bulunmuş.
Bazı ilaçlar
Bazı tansiyon, ülser ve gastrit ilaçları ile
antidepresanlar sperm sayısını düşürebiliyorlar. Pek çok ilaç türü üremeyi
çeşitli şekillerde etkileyebiliyor: Örneğin bazı ilaçlar testislerde toksik
etki oluşturarak sperm üreten hücrelere hasar verebiliyor. Bazı ilaçlar da
dolaylı olarak etki ediyor: Sperm üreten testis hücrelerini uyaran hormonların sinyallerini
keserek, sperm sayısının düşmesine neden olabiliyor. Bazı ilaçlar da cinsel
isteği olumsuz etkileyebiliyor ya da ereksiyonu ve spermin dışarı çıkmasını
bloke edebiliyor. Yine bazı ilaçlar spermin yumurtayı dölleme kapasitesini
azaltabiliyor. Dolayısıyla üreme yeteneğinde sorun oluşursa hekim tarafından
alternatif ilaçlara geçilebiliyor.
Cep telefonları ve
bilgisayarlar
Mobil telefonlardan ve dizüstü bilgisayarlardan yayılan radyofrekans,
elektromanyetik ve radyasyon dalgaları testis dokusuna zarar vererek sperm
yapımını kötü yönde etkiliyor. “Dizüstü bilgisayarların erkeklerde infertiliteye
neden olduğuna dair iddialar, bu cihazların kullanım sürecinde ısıl etkilerine
bağlı olarak sperm yapım sürecinin bozulmasına dayandırılıyor” diyen Üroloji
Uzmanı Prof. Dr. Bülent Alagöl şu bilgileri veriyor: “Isının çoğunlukla geçici
olarak sperm sayısı ya da hareketliliği üzerinde olumsuz etkisi olabileceği
yolunda yayınlar var. Kalıcı kısırlığa yol açtığına dair kanıta dayalı bilimsel
veri mevcut değil. Endişeler günümüz itibariyle teorik düzeyde. Diz üstü
bilgisayar kullanırken skrotal ısı artışına neden olduğu için bacakların kapalı
olmamasına dikkat edilmeli ve yarım saat aralıkla ayağa kalkıp dolaşılmalı.
Bunların yanı sıra cep telefonu kullanımının gün içinde 60 dakikayı geçmemesine
özen gösterilmeli”
Stres
“İnfertilite ile psikolojik stres arasındaki ilişki
karmaşıktır” diyen Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Alagöl sözlerine şöyle devam
ediyor: “Stres infertilite nedeni iken, infertil olmak da strese yol açabiliyor.
Psikolojik stres, sperm yoğunluğunun, hareketliliğinin ve oranının azalmasına,
anormal sperm üretiminin de artmasına neden olabiliyor. İmpotans (ereksiyon
kaybı), cinsel ilişkide performans azalması, anksiyete gibi stres faktörleri de
doğal hamilelik oluşmasını önleyebiliyor.
Kimyasallar ve
ağır metaller
Yapıştırıcılar, boya çıkarıcılar, temizleme ve yağ
giderici maddeler, boya, vernik, cila ile reçinelerin içerdiği çözücüler,
mikroelektronik devrelerde bulunan bifeniller de sperm yapımını bozan etkenlerden.
Bunların yanı sıra doğada yaygın olarak yer alan kurşun, civa, kadmiyum,
arsenik ve krom gibi ağır metaller de spermatogenesisin, bir başka deyişle
sperm yapımının birçok aşamasında etkili oluyor.
YORUMLAR