Şu anda iktidarda olan parti, bundan 18 yıl önce, “altta
kalanlar” adına yola koyularak geniş bir toplum kesiminin desteğini aldı. 28
Şubat sürecinden sonra, içinden geldikleri kesimlerin ezilmesine itiraz olarak
ortaya çıkan bir partiydi. Ancak bugün, tek bir sesin bütün sesleri bastırdığı
bir ülke yarattı. Bu harekete destek verenler, devran dönsün ve aynı
adaletsizlikler bu defa başkaları tarafından yaşansın istememişti. Ben buradan,
büyük umutlarla iktidara taşıdığı o siyasi hareketin icraatlarını artık içine
sindiremeyen, o yüce gönüllü insanlara sesleniyorum:
Gelin, eski mağdurların yeni mağduriyetler karşısında
kayıtsız kalmayacağını gösterelim.
Gelin, bu haksızlığa, bu zulme birlikte karşı çıkalım.
Gelin, kendi fikrinden olmayanları hain ilan edenleri
durduralım.
Gelin toplumu, ikiye bölen, ötekileştiren, susturmaya
çalışanlara “artık yeter” diyelim.
GERÇEK MİLLİYETÇİLİK EŞİT, ADİL VE ÖZGÜR BİR ÜLKE İNŞA ETMEKTİR
Bugün ülkeyi yönetenler uyguladıkları politikaların
başına “milli” gibi “yerli” gibi sıfatlar ekliyor ama uyguladıkları
politikaların millilikle de yerlilikle de alakası yok. Onların sözde
milliyetçiliğin arkasına sığınıp yaptığı her şey milletimizin zararına. Biz
onların bu dar, kapalı, ulusalcı anlayışla toplumu ayrıştıran, kendi içinde
kutuplaştıran ve belli kesimleri ötekileştiren milliyetçilik tanımını
reddediyoruz.
Gerçek milliyetçilik, her bir vatandaşın kendi hak ve
özgürlüklerini doyasıya yaşayabileceği bir ülke yaratmaktır. Gerçek
milliyetçilik, bu ülkede yaşayan herkesin başını dik tutabilmesini sağlamaktır.
Gerçek milliyetçilik, vatandaşının çocuğunun geleceğinden kaygı duymadan başını
yastığa koymasını sağlamaktır. Gerçek milliyetçilik, “ulusal çıkar” gibi
bahanelerle insanların canıyla alay etmemektir. Gerçek milliyetçilik, gençlerin
hayallerini çalmamaktır. Biz DEVA Partisi olarak, bu ülkenin haysiyetli
insanlarına yakışır, eşit, adil, özgür bir ülke inşa etmek için geliyoruz.
İKTİDARIN KEYFİ KARARLARI ÜLKENİN GELECEĞİNİ KARARTIYOR
Bugün yaşanan tüm sorunların çözümü ancak ve ancak bu
milletin, çalışanların ve yatırımcıların geleceğe güvenle bakmasıyla mümkündür.
Oysa ülkeyi yönetenlerin artık güven ortamını tesis etme imkanı kalmadı. Bu
yönetim başta olduğu sürece yatırımcı yatırım yapmaktan çekinecek, yeni
istihdam oluşmayacak, işsizlik sorunu artmaya devam edecek. Güven olmayan
ülkede döviz artar, işsizlik artar, yoksulluk artar.
DEVLET YÖNETİMİ EMANETTİR
Vatandaşın bütün özgürlüklerini elinden zaten
alıyorsunuz. Ekonomiyi batırdınız. Bunlar yetmedi, vatandaşın sağlığına göz
diktiniz. Semptom göstermeyenleri sadece Dünya Sağlık Örgütü‘yle
paylaşıyorsunuz. Ya siz bu ülkenin insanlarından ne istiyorsunuz? Devlet
yönetimine emanet gözüyle bakmayanlardan korkun. Her kim ki ‘ben’ demeye
başlar, ondan sonra hatalar birbirini kovalar.
Babacan, konuşmasının ardından Karabük’teki esnafla
sohbet etti. Ardından Karabük il binasının açılısını gerçekleştirdi.
YORUMLAR