MHP lideri Devlet Bahçeli, MHP'nin haftalık grup
toplantısında konuşma yaptı. Bahçeli, 2019 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği
seçimleri için AK Parti ile işbirliği mesajı vererek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi'nin birlikte inşa edebileceklerini söyledi.
Bahçeli, yüzde 10'luk seçim barajı sözlerine de açıklık
getirerek, "Yüzde 10'a kafayı takanlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi
ile artık baraj, yüzde 50+1'e çıkmıştır. Yönetimde istikrar ilkesi
sağlanacağına göre temsilde adaletin temin edilmesine yönelik engel teşkil
ettiği açık olan yüzde 10 seçim barajı tıkanmaya yol açmayacak şekilde yeniden
ele alınmalıdır" diye konuştu.
İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:
911 kilometre uzunluğunda sınırımız olan Suriye, 350
kilometre sınırımız olan Irak ihmal edilemeyecek boyuttaki 2 ülkedir. Doğası
gereği, Irak, Suriye ve İran'daki her hadisenin ülkemize yansımaları
olmaktadır. Sınırlarımızın diğer yakasında yaşanan doğal afetlerden bile
Türkiye az ya da çok etkilenmektedir. Merkez üssü Halepçe'nin güneybatısı olan
bir deprem meydana gelmiştir. Şu ana kadar yapılan açıklamalardan sayıları
400'ü aşan insanın hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır. Tablo vahim, yıkım
ileri boyuttadır. Komşuluk hukukunun gereği ne ise o yapılmalıdır. Türkiye
hazır olduğunu samimiyetle dile getirmiş, enkazın kaldırılması ile ilgili
duyarlılığını göstermiştir. Türk Kızılayı harekete geçmiş, AFAD hazırlıklarını
yapmıştır.
İstanbul'da yaşanacak muhtemel büyük depremle ilgili
uyarıcı ifadeler uzun süredir gündemdedir. Depremle yaşamasını öğrenmek
zorundayız. Feci akıbetleri bugünden yorumlayıp mutlaka önlem almak
mecburiyetindeyiz. Deprem değil, tedbirsizlik ölümlere yol açmaktadır. İmar
çalışmaları, kentlerin yeniden inşası konularında da özen gösterilmesi
tartışmasız önemdedir. Irak'ın kuzeyindeki depremden şiddetli yıkım ve can
kayıplarından dolayı son derece üzgünüz. Hayatlarını kaybedenlere Allah'tan
rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
TERÖRLE MÜCADELE
Türkiye'nin sırtını yere getirmek için zemin yoklayan pek
çok husumet odağı vardır. Kaostan nemalanan, krizden çıkar sağlayan karanlık
çevreler ülkemizin bekasını sakatlamak maksadı ile pusudadır. Bunların
değirmenine su taşıyan, 5. kol faaliyeti ile değirmenine su taşıyan mihraklar
ortaya çıkmıştır. Bölücüler arkasına baka baka yaşamakta, rahat nefes
alamamakta, kimisi kafese, kimisi kodese girmekten kurtulamamaktadır. Terörle
mücadele korkusuzca, kararlı bir şekilde hainleri hedef almaktadır. TSK, sınır
ötesi ve vatan topraklarında teröristlere göz açtırmamaktadır. En son terörist
teslim alınıncaya, en son kanlı silah kırılıncaya kadar mücadeleden geri dönüş
yoktur ve tüm yollar kapalıdır. İnanıyorum ki hainler döktükleri tertemiz şehit
kanlarında boğulacaklardır. Bekamıza silah doğrultan, kardeşlik bağlarımıza
hançer saplamayı aklından geçiren kim varsa yaktıkları nifak ateşinde yanıp kül
olacaklardır.
Toprak ve insan bütünlüğümüze suikasta yeltenene kim
olursa olsun kaybetmeye mahkumdur. Millet kenetlenmiş, dev cüssesi ile ayağa
kalkmıştır. Al bayrak dalgalandığı müddetçe korkuya yer yoktur.
"ATATÜRK'ÜN
SİYASET ÜSTÜ KALMASI SAMİMİ DİLEĞİMDİR"
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik artan ilgiden
ziyadesiyle mutluluk duyuyorum, devamını temenni ediyorum. Aziz Atatürk'ün
siyaset üstü kalması samimi dileğimdir. PKK, HDP ve FETÖ'nün yörüngesine giren
CHP'nin Atatürk adını anmaya ne yüzü ne de hakkı kalmıştır. Atatürk hiç
kimsenin siyaset dövüşünün, sivri dilinin konusu olmayacaktır. Atatürk'e alaka
yükseliyormuş, ne var bunda? Olması gereken bu değil mi? Ne güzel işte bunu
polemik malzemesi haline getirmek ahlaki mi? Yüzde 50+1 nelere kadirmiş,
Atatürk konusu abartılıyormuş. Bazıları şaşkınlık geçiriyor, kelli felli kalem
sahipleri hayretler içindeymiş. İpsiz sapsız değerlendirmeleri buruşturup
atınız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Atatürk tam bağımsızlıktır. Atatürk, Türk milliyetçisidir.
Komünist, köksüz, feslisi fessizi kim varsa kıvranmaktadır. Varsın
cehaletlerinin esiri olsunlar. Fazla söze yer ve gerek yoktur. Atatürk ortak
kıvancımız, kurtuluşumuzun kutup başı olarak ebediyete kadar eserleri ile eşsiz
mirasları ile varolacaktır. Manen yaşayacaktır.
SUUDİ ARABİSTAN'DA
YAŞANAN GELİŞMELER
Beyrut ile Riyad arasındaki ilişkiler sürekli geriliyor.
Hariri'nin rehin mi, yoksa gönül rızası ile mi Suudi Arabistan'da bulunduğu tam
olarak açıklanamıyor. İsrail ile ilgili kuşkular Suudi Arabistan'ı tümden
kavramış, tutuklamalar, cinayetler, küresel senaryolar son günlerde herkesin
gündemindedir. Bizim ilgilendiğimiz hanedanlar arasındaki kavga değildir.
İnancımız, kutsal mabet ve mirasların bulunduğu Suudi Arabistan'ın dünyevi
iktidar çatışmalarına kapılması esef vericidir.
Milyarlarca Müslüman açlık içinde kaybolmuşken, bir avuş
şeyhin, emirin doymaz hırslarını nasıl açıklayacağız? Bu nasıl Müslümanlıktır,
nasıl İslam anlayışıdır? Ilımlı İslam denilen dayatma nasıl
dillendirilmektedir. Neyin ılığı? FETÖ'ye sipariş edilen dinler arası diyalog
ve ılımlı İslam projesine şimdi yeni yetme prensler mi taliptir? Bu yolun
sonunda hayır, huzur yoktur. Suudi Arabistan, tasarlanan robota dünyada ilk kez
vatandaşlık vermekle ne yapmak istemektedir?
IŞİD'le sürdürülen mücadelede önemli mesafeler
alınmaktadır. 9 Kasım'da Suriye rejimi Ebu Kemal'i Bağdat'ın desteği ile
almıştır. Anlaşıldığı kadarıyla IŞİD, Suriye ve Irak'ta işgal ettikleri
alanların büyük bir kısmını kaybetmiştir. YPG, PKK, PYD terör örgütleri doldurmaktadır
yerini. Doha'da anti IŞİD koalisyon merkezi varken, ABD'nin, imzalanan
memorandumla Amman Gözlem Merkezi'nin kurmasının sonuçlarının nelere neden
olacağını zaman gösterecektir. Sayın Cumhurbaşkanı inaniyorum ki
muhataplarından bilgi alacak, Türkiye'nin tavrını gösterecektir.
Evimiz hamdolsun düzenlidir, aksini inkar eden varsa
geçmişteki günahlarını affettirmek için özeleştiri yapacak cesareti
göstermelidir.
BAŞBAKAN
YILDIRIM'IN ABD ZİYARETİ
Başbakan Binali Yıldırım'ın düzenlediği ABD ziyaretinin
verimli geçtiğinin ifade edilmesi hiç kimseyi rehavete sürüklememelidir. Burada
sorumluluğun esas itibarıyla ABD'de olduğunu aklımızdan çıkarmayız. Çürük iple
kuyuya inen dibe çakılır. Terör örgütleri ile düşüp kalkandan dost olmaz.
Sorunların anlık müdahalelerle, telefonla çözümünde mutabık kalınmıştır. ABD
anlık müdahaleyi, telefon diplomasisini bir tarafa bırakmalı, önce terör
örgütlerinden elini ayağını çekmeli, sonra FETÖ'nün hain başını elleri
kelepçeli şekilde ilk uçakla Türkiye'ye göndermelidir. Klişe ifadeleri geçelim.
Suçluların derhal ve ön şartsız iadesini talep ediyoruz. Çok mu şey istiyoruz?
Saygı duyulmasını, milletimizin egemenlik haklarına riayet edilmesini şart
görüyoruz. ABD, PKK'ya silah vermeyi bıraksın, Türkiye'yi küçük görmekten çok
acilen uzaklaşsın.
SEÇİM BARAJI
Geçtiğimiz hafta, dile getirdiğim bazı düşüncelerim hafta
boyunca tartışılmıştır. Kuyuya taş atmasam da bazı gafilleri taşı düştükleri
çukurdan çıkarmak için adeta çırpınmışlar, seçim barajı kapsamında hikayeler
uydurmuşlardır. Bunlara hakikaten de acıyorum. Çalıda gül bitmez, cahile söz
yetmez. Biz doğru gördüklerimizi hilesiz, hurdasız haykırmayı sürdüreceğiz.
Yüzde 10 barajı ağır dedim, buna itiraz eden çıkmadı. 12 Eylül sonrasında inşa
edilen barajla, MHP'nin ve Milli Selamet Partisi'nin silinmesi hedeflenmişti.
İttifaklarla barajın aşılması mümkün olmuştur. Yüzde 10 barajı aşılabilir
duruma gelmiştir. Artık bu kadar zorlamalar ve dayatmalarla birilerini
öldürerek kendini yaşatma yerine hep beraber nasıl yaşarız noktasında bir
uzlaşmaya varacak çalışma yapılmalıdır. Bu yüzde 5 mi olur, 6 mı olur, 10
olarak mı kalır? Müfteriler saldırmaya, MHP'yi karalamaya başlamışlardır. Şunu
herkes bilsin ki, MHP'nin baraj maraj sorunu asla yoktur. Aziz milletimizin
desteği bunun en açık örneğidir. MHP, selin önündeki kütük değil, bizzat selin
ta kendisidir. Biz barajdan korktuğumuz için değil, Türkiye'nin 16 Nisan'dan
sonra değişen hükümet etme sistemi ile birlikte ortaya çıkan siyasal
zaruretten, olası ittifaklarla barajın delinmesinden dolayı düşüncelerimizi
paylaştık. MHP, onyıllardır yüzde 10'luk barajın aleyhine kurgulandığını gayet
iyi bilmektedir.
"YÜZDE 3-5
CİVARINDA SEYRETTİĞİMİZİ ŞEREFSİZCE İFADE ETTİLER"
Baraj altına kaldığımızdan dolayı söylediğimizi iddia
ettiler. Yüzsüzce, hayasızca ifade ettiler. Oy oranımızın yüzde 3, 5 civarında
seyrettiğini şerefsizce ifade ettiler. Gökten kemik yağmayacaktır. Bozkurtun
beğenmediğini çakallar kapışırmış. Bunların alayının sıraya girmesi de bu
yüzdendir. Demokratik sistemlerde meşruiyetin temeli seçimlerdir. Seçim
sisteminden beklenen aynı zamanda tüm siyasi akım ve eğilimlerin de
parlamentoya yansımasıdır. Temsilde adalet ilkesinin de gereği budur.
Yüzde 10 barajı seçmen oylarınının TBMM'de temsil
edilememesi sorununu doğurmaktadır. Önemli bir adaletsizliktir. Yüzde 10'a
kafayı takanlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile artık baraj, yüzde 50+1'e
çıkmıştır. Yönetimde istikrar ilkesi sağlanacağına göre temsilde adaletin temin
edilmesine yönelik engel teşkil ettiği açık olan yüzde 10 seçim barajı
tıkanmaya yol açmayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır. CHP, baraj aşağı
insin, 0 ile yüzde 3 arasında olsun diyor. Ses edilmiyor. "Baraj tekrar
düşünülsün, bir kez daha ele alınsın" dediğimde kıyamet kopuyor. Bu ne
yaman bir çelişkidir. CHP, siyasi varlığı ile ilgili korku mu yaşıyor?
Vicdanına baraj yaptıranlar, şerefine mim çektirmişler, hele bir deyin, bize ne
söylemeye çalışıyorsunuz. MHP barajları yıka yıka, manşetleri yara yara
bugünlere gelmiştir. Yoluna da devam edecektir. Ala keçi her zaman püsküllü
oğlak doğurmazmış. Önce adam olsunlar sonra yüzleri kalırsa bize laf
yetiştirsinler. Nefesleri el veriyorsa, terör örgütlerine borozancı başı
olsunlar. Bu CHP'nin 16 Nisan'dan beri karın ağrısı geçmek bilmiyor. Barajın
aslında yüzde 50+1'e çıkmasından korkuyor. İP'den, HDP'ye, TKP'den diğer
marjinal partilere kadar hepsinden medet umuyor, el uzatıyor.
Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki; 2019 seçimleri tek adamdan
olanlar, demokrasiden olanlar olarak ikiye ayrılacaktır. Önümüzdeki siyasal
süreçte bloklaşma sertleşirse CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16
Nisan'ın rövanşı için çalışmasına hız verirse MHP buna duyarsız ve tepkisiz
kalmayacaktır.
BAHÇELİ'DEN AK
PARTİ İLE İŞ BİRLİĞİ MESAJI
Bu bloklaşmaya cevaben 15 Temmuz'dan beri süregelen tutarlı
duruşumuz korunacak siyasi pozisyonumuz tartışmasız muhafaza edilecektir.
Partimiz 7 Ağustos ve 16 Nisan şuurunun gereği olarak AK Parti ile
Cumhurbaşkanlığı Hükümet etme sistemini 2019'da tam manası ile tesis etme
maksadıyla sonuna kadar birlikte mücadelesini sürdürecektir.
YORUMLAR