Asırlardır Türkiye'nin bağımsızlığı için canlarını feda
eden bütün şühedaya, terörle mücadelede, 15 Temmuz'da ve sınır ötesi
harekatlarda şehit düşen tüm güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet dileyen
Erdoğan, "Çanakkale Savaşlarının muzaffer komutanı, İstiklal Savaşımızın Başkomutanı,
Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına da burada
rahmetle yad ediyorum. Rabbim şehitlerimizin makamlarını ali, mekanlarını
cennet eylesin. Rabbim bizi şehitlerimizin kutlu yolundan ayırmasın." diye
konuştu.
Erdoğan, insanlık tarihi boyunca her dönemde salgın
hastalıklar ve tabii felaketlerin çok ciddi can kayıplarına yol açtığını
anımsatarak, "Tarih kitaplarında, Avrupa nüfusunun üçte biri ile üçte
ikisi arasında bir bölümünün ölümüyle sonuçlanan salgın hastalıklardan söz ediliyor.
Aynı şekilde kendi tarihimizde de İstanbul nüfusunun yarısına yakınının
hayatını kaybettiği salgınlarla ilgili bilgilere rastlıyoruz." ifadelerini
kullandı.
Dünyada ağır sonuçları olan salgınların, aynı zamanda
büyük siyasi, sosyal, ekonomik dönüşümlerin de tetikleyicisi olduğuna işaret
eden Erdoğan, Osmanlı'nın Avrupa'yı fethi ve Rönesans başta olmak üzere,
insanlık tarihine damga vuran pek çok hadisede, bu sürecin izlerini görmenin
mümkün olduğunu söyledi.
Yakın zamanda da dünyanın, 2002 yılında SARS ve 2012
yılında MERS adı verilen salgın hastalıklarla mücadele ettiğini hatırlatan
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ayrıca dünyamız, 2009 yılındaki domuz gribi,
2014'teki Ebola salgını, 2016'daki Zika virüsü gibi tehditlerle yüzleşmişti.
Koruyucu sağlık ve tedavi hizmetleri ile ilaç sektöründe yaşanan gelişmeler,
virüs salgınlarının eskisi kadar büyük can kayıplarına yol açmasının önüne
geçmektedir. Nitekim şu anda dünyada insan ölümlerine yol açan hastalıklar
arasında, bu tür salgınların payı oldukça düşüktür ancak önüne geçilmediği
takdirde, salgın hastalıkların kitlesel ölümlere yol açma tehlikesi hala
vardır. Bunun için de her türlü salgın hastalığa karşı hızlı ve etkin önlemler
alınması gerekiyor."
"SÜRECİN NE
GİBİ SONUÇLAR ORTAYA ÇIKARACAĞINI HENÜZ BİLEMİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle son aylarda hep birlikte
şahit olunan gelişmeleri bu perspektifte değerlendirdiklerine vurgu yaparak,
şöyle devam etti:
"Yaşadığımız sürecin insanlık üzerinde ne gibi
sonuçlar ortaya çıkartacağını henüz bilemiyoruz. Sanayileşme, ardından gelen
teknoloji ve bilgi devrimleri ile şekillenen bugünkü dünyanın nasıl bir
geleceğe evrileceğini kestirmek şu anda zordur. Ancak, artık hiçbir şeyin
eskisi gibi gitmeyeceği, gidemeyeceği de açıkça ortadadır. Küresel ekonomik,
siyasi ve sosyal düzende köklü değişiklikler yaşanması muhtemel yeni bir döneme
giriyoruz. Türkiye'nin bu fotoğrafı, özellikle kendi içinde avantajlı bir yerde
durdurarak, oraya bunu döndürmesi şarttır. Özellikle, son 17 yılda ülkemizin
temel hizmet alanlarında ve altyapısında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm
sayesinde hamdolsun Türkiye, bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde
yakalanmıştır. Ülkemizin uyguladığı dengeli politikalar, bir yandan özel
sektörün üretim gücünü desteklerken, diğer yandan eğitim, sağlık, sosyal
güvenlik gibi alanlardaki hizmetlerin kamu garantisiyle kesintisiz sürmesini
sağlamıştır."
Batı ülkelerinin ise yıllarca tüm temel kamu
hizmetlerini, görünüşte özel sektöre terk ederek ama aslında başından savarak,
vatandaşını adeta sahipsiz bıraktığını belirten Erdoğan, daha düne kadar
liberalizmin en hararetli savunucusu kimi Avrupa ülkelerinin bugün hastaneleri
ve diğer kimi temel hizmet kurumlarını devletleştirmeye başladığını hatırlattı.
İnsan hakları savunuculuğunu kimseye bırakmayan kimi
ülkelerin de salgını kendi haline bırakarak, "Ölen ölür, kalan sağlar ile
devam ederiz" anlayışıyla hareket ettiğinin görüldüğüne işaret eden
Erdoğan, şunları söyledi:
"Kriz derinleştikçe bu tür tartışmalar da
artacaktır. Yaşadığımız süreci, gerisindeki bu derin arka planı ve belirsiz
geleceği göz önünde bulundurarak değerlendirmemiz gerekiyor. Bir yandan
önümüzdeki sorunun çözümü için gayret edecek, diğer yandan da geleceğimizi en
güçlü şekilde inşa etmenin mücadelesini vereceğiz."
Erdoğan, bunun için, büyük ve güçlü Türkiye hedefine,
2053 ve 2071 vizyonlarımıza olan bağlılıklarını artırıp hep birlikte daha çok
çalışacaklarını vurgulayarak, "Dünyanın yöneldiği istikamette önceden
mesafe katetmiş bir ülke olarak, inşallah 21. asrı Türkiye'nin asrı haline
getireceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ilk olarak
2019 yılı Aralık ayında Çin'in Vuhan şehrinde tespit edildiğini, ocak ayının
birinci yarısında, hastalığın tam teşhisinin konulmasının ardından ilk ölüm
haberinin geldiğini hatırlattı.
Hastalığın Tayland, Japonya ve Amerika'da da görüldüğünü,
ocak ayının son haftasında Çin yönetiminin Vuhan'dan başlayarak virüsün
görüldüğü şehirleri karantinaya almaya başladığını anlatan Erdoğan, virüsün
Avrupa'da ilk olarak 27 Ocak'ta Fransa'da tespit edildiğini kaydetti.
Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütünün, ocak sonunda "acil
durum" ilan etmeye karar verdiğini, şubat başında Çin'de ölümler hızla
artarken Avustralya, Kanada, Almanya, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam,
Filipinler gibi ülkelerden yeni vaka haberlerinin geldiğini ifade etti.
Yolcu gemilerinden sınır kapılarına, uçaklardan trenlere
kadar tüm ulaşım araçlarında karantina tedbirlerinin yaygınlaştırılmaya
başlandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şubat ayının 10'una gelindiğinde,
Kovid-19 teşhisi konulanların sayısının 40 bini geçtiğini, ölenlerin sayısının
1000'e yaklaştığını ve SARS salgınındaki can kaybını geride bıraktığını
vurguladı.
Filipinler, Japonya, Fransa, Güney Kore gibi, Çin
dışındaki ülkelerde de ölümlerin başlamasıyla salgının dünya çapındaki
faturasının ağırlaştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şubat ayının üçüncü
haftasında, İran'da ve hemen ardından İtalya'da virüs salgınının hızla
yayıldığının görüldüğünü dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şubat ayının son haftasında
virüsün, Güney Asya'dan Kuzey Avrupa'ya kadar geniş bir alanı etkisi altına
aldığını, Suudi Arabistan'ın 27 Şubat itibarıyla umre ziyaretlerini askıya
aldığını açıkladığını hatırlattı.
Erdoğan, mart ayının ilk haftasında İran'daki, ikinci
haftasında ise İtalya'daki ölümlerin dikkat çekici düzeyde arttığını
anımsatarak Dünya Sağlık Örgütünün de 11 Mart'ta dünya çapında
"koronavirüs pandemisi", yani salgın ilan ettiğine değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pek çok ülke, hava yolu
ulaşımı başta olmak üzere sınırlarını insan trafiğine kapatmaya yönelik
tedbirler aldı. Aynı şekilde, insanların günlük hayatlarında evlerinde
kalmalarını sağlamaya yönelik pek çok önlem açıklandı. Bugün itibarıyla dünyada
Kovid-19 hastalığı teşhis edilen kişi sayısı 200 bine, bu hastalıktan dolayı
ölen kişi sayısı ise 8 bine yaklaşmıştır. Hastalık teşhisi konanlardan 80 bini
iyileşirken, kalanlarının tedavisi sürmektedir." bilgisini paylaştı.
"HER ÜLKENİN
FARKLI TEDBİRLERİ VAR"
Erdoğan, her ülkenin, Kovid-19 tehdidine karşı farklı
tedbirlerle mücadele ettiğini, kiminin hızla sınırlarını kapatıp sıkı karantina
yöntemlerine başvururken, kimilerinin de hastalığın serbestçe seyrine izin
vererek doğal bağışıklık sistemini harekete geçirmeyi tercih ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye,
en başından itibaren bu hastalıkla ilgili gelişmeleri yakından izlemiş,
tedbirlerini de süratle alarak hayata geçirmiştir. Henüz işin çok başında, 6
Ocak'ta Sağlık Bakanlığımız bünyesinde bir operasyon merkezi, 10 Ocak'ta da
Bilim Kurulu oluşturarak gelişmeleri anbean takibe aldık. 14 Ocak'ta Kovid-19
Hastalığı Rehberinin ilk versiyonunu hazırlayarak konuyla ilgili herkesi,
teşhisten tedaviye kadar tüm süreçlerle ilgili bilgilendirdik. 20 Ocak'tan
itibaren, hastalığın görüldüğü Çin'in Vuhan şehri, Hong Kong, Hindistan,
Endonezya, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland, Tayvan, Amerika,
Rusya ve Vietnam'dan gelen tüm yolcuları ülkemize girişte taramadan geçirmeye
başladık.
YÖK'ten ve 12 üniversiteden akademisyenlerin katılımıyla
oluşturulan Bilim Kurulumuzun belirlediği tedbirlerin ilgili kurumlar
tarafından süratle hayata geçirilmesini temin ettik. 27 Ocak'ta, Dışişleri
Bakanlığımız seyahat uyarılarını yayınlamaya başladı. 1 Şubat'ta, Dışişleri,
Sağlık ve Milli Savunma Bakanlıklarımızın iş birliğiyle, Çin'in Vuhan
kentindeki vatandaşlarımızı askeri bir uçakla ülkemize getirerek karantinaya
aldık. Karantina sonunda bu yolculardan hiçbirinde, hamdolsun, virüs çıkmadı.
Riskli bölgelere yapılan tüm uçuşlarda, yolcuların termal kamerayla taranması
ve uçakta bilgilendirilmesi işlemine geçtik. 3 Şubat'ta, Çin'e olan tüm
uçuşları durdurduk. Bu tarihten sonra da aşamalı olarak önlemleri
genişlettik."
"8 SINIR
KAPISINDA SAHRA HASTANELERİ KURDUK"
Erdoğan, 23 Şubat'ta hastalığın ortaya çıktığı ve
yayılmaya başladığı İran'dan Türkiye'ye olan tüm hava, kara ve demir yolu
geçişlerini kapattıklarını, 27 Şubat'ta İran, Irak ve Gürcistan'la olan 8 sınır
kapısında sahra hastaneleri kurduklarını, 29 Şubat'ta İtalya ile Türkiye
arasındaki tüm yolcu trafiğini durdurduklarını anlattı.
Umreden dönen herkesin 2 Mart'ta sağlık muayenesinden
geçirilmesini kararlaştırdıklarını ve vatandaşlara 14 günlük karantina kuralına
uymalarını tavsiye ettiklerini aktaran Erdoğan, 6 Mart'ta, son 14 gün
içerisinde İtalya'da bulunan yabancı uyrukluların Türkiye'ye girişini
yasakladıklarını, Türk vatandaşları için de 14 günlük evde karantina
zorunluluğu getirdiklerini vurguladı.
"BİRİLERİ
FARKLI ŞEYLER SÖYLEYEBİLİR, BÜTÜN HEDEFİMİZ İNSAN HAYATIDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Mart'ta, Sağlık Bakanı
Fahrettin Koca'nın Türkiye'de ilk defa, Avrupa'dan gelen bir vatandaşta
Kovid-19 testinin pozitif çıktığı bilgisini kamuoyuyla paylaştığını belirterek
12 Mart'ta başkanlığında yapılan toplantıda, oldukça önemli tedbirler alarak
hemen uygulamaya geçirdiklerinin bilgisini verdi.
Erdoğan, "Bunlar arasında, okulların tatil edilmesi
ve uzaktan eğitime geçilmesi, kamu çalışanlarının yurt dışı görevlerinin
ertelenmesi, spor müsabakalarının seyircisiz oynanması gibi hususlar da yer
alıyordu. Birileri farklı şeyler söyleyebilir, bütün hedefimiz insan
hayatıdır." dedi.
Altyapısı uygun Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerini,
dezenfektan ve cerrahi maske üretimi yapabilecek hale getirdiklerini, uzaktan
eğitimi, hem internet, hem televizyon aracılığıyla vererek tüm çocukların
erişebilmesine imkan sağladıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Haziran ayında yapılacak Liselere Geçiş Sınavı ve
üniversiteye giriş sınavının soru hazırlıkları da tatil süreleri göz önünde
bulundurularak yapılacaktır. Gelişmelere göre, bu sınavları da ileri bir tarihe
ertelemeyi gündemimize alabiliriz. 20 bin öğretmenimizin daha atamasını
gerçekleştirdiğimizin müjdesini milletimizle paylaşmak istiyorum, hayırlı
olsun. Hani diyorlar ya 'istihdam durdu', 20 bin öğretmen..."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Mart'ta,
Türkiye'deki vaka sayısının 5'e çıktığını, aynı gün, yine başkanlığında yapılan
kapsamlı bir toplantıda yeni kararlar aldıklarını hatırlattı.
Almanya, Fransa ve İspanya dahil 9 Avrupa ülkesi ile olan
hava yolu ulaşımını durdurduklarını, hastanelere ziyaretçi sınırlaması
getirdiklerini, kamuda çalışan hamilelere, süt izninde olanlara, engellilere ve
60 yaş üzeri personele 12 gün idari izin verdiklerini, özel kreşleri, gündüz
bakım evlerini, özel çocuk kulüplerini tatil ettiklerini, kışlalardaki
askerlerin çarşı izinlerini durdurduklarını ifade eden Erdoğan, ceza-infaz
kurumlarındaki görüşler ile nakillere ara verdiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, acil olmayan duruşmaların ve diğer
adli işlemlerin ertelenmesinin yolunun açıldığı bilgisini verdi.
Erdoğan, ilaçları rapora bağlı yaşlıların ve kronik
hastalığı olanların, rapor süresi bitiminde hastaneye gitmeden ilaçlarını
almaya devam edebilmelerine imkan tanındığını belirterek, "Nisan ayı
sonuna kadar programlanan tüm ulusal ve uluslararası bilimsel faaliyetleri,
açık-kapalı toplantıları, kongreleri, konferansları, askeri tatbikatları,
bedelli askerlik celplerini tehir ettik." diye konuştu.
İhracatçıların alınan önlemlerden etkilenmemesi için
gümrük kapılarında gereken her türlü tedbirin alındığına işaret eden Erdoğan,
salgının yaygın olduğu İran üzerinden yapılan Orta Asya ihracatlarının tır
güzergahlarının Gürcistan ve Azerbaycan'a yönlendirildiğini, Bakü-Tiflis-Kars
demir yolundan yapılan seferleri de günlük 2 bin 500 tondan 6 bin tona
çıkartacak çalışmaları başlattıklarını, İtalya ve Fransa'ya yapılan Ro-Ro
seferlerini, insan teması olmaksızın gerçekleşir hale getirdiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımıza fahiş fiyatlarla mal satmaya çalışan firmalara özellikle
bütün birimlerimizi devreye sokarak denetimlerimizi yoğunlaştırdık ve cezai
müeyyideleri etkinleştirdik. İş dünyasıyla ortaya çıkan yeni durum karşısında
alınabilecek tedbirleri sürekli istişare ettik ve çözümleri hızla hayata
geçirdik. 14 Mart'ta umreden dönen bir vatandaşımız yeni vaka olarak kayıtlara
geçti. 15 Mart'ta, umreden dönen vatandaşlarımızın, öğrenci yurtlarında
karantinaya alınması uygulamasını başlattık. Sadece Ankara ve Konya'da, umreden
dönen 10 bin 330 vatandaşımızı karantinaya aldık. Bar, gazino, gece kulübü gibi
eğlence yerleri ile müze ve kütüphanelerin faaliyetlerini durdurduk. Aynı gün,
Avrupa'dan ve Amerika'dan gelen yeni vakaların belirlenmesiyle Kovid-19 teşhisi
konan hasta sayısı 18'e ulaştı. 16 Mart'ta uçuşların durdurulduğu ülkelerden
gelen her vatandaşımızın 14 gün karantinada tutulmasını kararlaştırdık."
"TÜRKİYE'NİN
EN BÜYÜK GÜCÜ BİRLİĞİDİR, BERABERLİĞİDİR, KARDEŞLİĞİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığının, cuma
namazlarının ve vakit namazlarının cemaatle kılınmayacağını, herkesin namazını
evinde veya isterse camide ferdi olarak eda edebileceğini Din İşleri Yüksek
Kurulunun kararı olarak açıkladığını ifade ederek, böylece yaşları sebebiyle en
yüksek risk grubunda bulunan cami cemaatinin korunması konusunda önemli bir
adım atıldığını söyledi.
İnsanların toplu olarak bulunduğu kahvehane, kafe,
sinema, tiyatro, konser salonu, düğün salonu, hamam, spor salonu, internet
kafe, kapalı çocuk oyun alanı, taziye evi gibi mekanların da faaliyetlerine
geçici süreyle ara vermesinin de kararlaştırıldığını aktaran Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Genel kurullar ve eğitim çalışmaları gibi
insanların zorunlu olarak bir araya geldiği faaliyetleri de erteledik. Ben
partimin bu noktadaki bütün faaliyetlerini şu anda MYK, MKYK bunların hepsini
erteledik. Hızlı sonuç veren Kovid-19 testlerinin yapıldığı laboratuvar
sayısının 4'ten 16'ya çıkartılmasına karar verdik ve bu gerçekleşti. 17 Mart'ta
İngiltere ve Suudi Arabistan'ın da aralarında bulunduğu 6 ülkenin daha
ilavesiyle, uçuş yasağı koyduğumuz ülke sayısı 20'ye ulaştı."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yeni tip koronavirüs
tanısı konulan kişi sayısının 47'ye yükseldiğini kamuoyuyla paylaştığını, dün
itibarıyla koronavirüs tanısı konulan hastaların sayısının 98'e çıkarken 89
yaşında bir kişinin hayatını kaybettiğini dile getiren Erdoğan, şunları
kaydetti:
"Bu süreçte, Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklar olarak
aldığımız tedbirlere destek veren, ikazlara riayet eden, meseleye ahlaklı ve
vicdanlı bir şekilde yaklaşan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Elbette bu
süreçte, adeta virüs ülkemize gelmekte niye geç kaldı diye dizlerini dövenler,
yalan haberlerle milletimizin moralini bozmaya, kaos çıkarmaya çalışanlar da
çıktı. Ama milletimizle birlikte ülkemize yönelik her saldırıyı nasıl dirayet
ve kararlılıkla göğüslemişsek, bu sıkıntıyı da aynı şekilde karşıladık.
Ellerini ovuşturarak, bu virüsün ülkemizi esir almasını bekleyen muhterislere
aradıkları fırsatı vermedik, vermeyeceğiz. Hep söylediğimiz gibi Türkiye'nin en
büyük gücü birliğidir, beraberliğidir, kardeşliğidir. Allah'ın yardımı ve
milletimizin desteğiyle bu sıkıntılı süreci de bırakınız tökezlemeyi veya
yıkılmayı, daha da güçlenerek atlatacağımıza tüm kalbimle inanıyorum."
Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde başkanlık ettiği Koronavirüsle
Mücadele Eş Güdüm Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında
"Önce insan" diyen bir medeniyetin, "İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın" diyen bir kültürün mensupları olduklarını hatırlatarak, bu
süreçte alınan tedbirlerin insanların hayatı ve geleceğini korumaya yönelik
olduğunu vurguladı.
Yeni tip koronavirüsün, pek çok insanın farkında olmadan
virüse maruz kalması ve yine farkında olmadan virüsü başkalarına bulaştırmasıyla
yayıldığını belirten Erdoğan, sağlıklı bireylerin hastalığı rahatça
atlattığını, herhangi bir rahatsızlığı olan ve bağışıklık sistemi zayıf
olanların ise ölümcül sonuçlarla karşı karşıya kalabileceğini hatırlattı.
Aşısı ve kesin tedavisi olmayan bu hastalıktan en iyi
korunma yolunun, virüsün bulaşmasını engellemek olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle
devam etti:
"Alınan ve tavsiye edilen tedbirlerin tamamı hem
kendimizin hem de diğer insanların sağlığını koruma amaçlıdır. Kovid-19
hastalığından en iyi korunma yöntemi herkesin kendi kendine alacağı
tedbirlerdir. Hiç kimse, bencilliği veya özensizliği sebebiyle, tüm toplumun
sağlığını tehlikeye atma hakkına sahip değildir. Toplumun tamamının sağlığı ve
huzuru için bireyler olarak her birimizin fedakarlıkta bulunma sorumluluğu
vardır.
Dünyadaki diğer ülkeler gibi Türkiye'deki tedbirler de
salgın riski ortadan kalkana kadar geçici olarak uygulanacaktır. Açıklanan
tedbirlere hep birlikte hassasiyetle riayet edersek, evde kalma süresini 3
haftayla sınırlı tutabiliriz. Bu süreçte en çok hassasiyet göstermemiz gereken
husus, bireysel temizliğimize ve diğer insanlarla olan mesafemize dikkat
etmektir."
"SALGIN
TEHLİKESİ GEÇENE KADAR SEVGİMİZİ DİLİMİZLE İFADE EDECEĞİZ"
Virüse karşı en etkili tedbirin temizlik olduğu konusunda
bilim insanlarının hemfikir olduğunu aktaran Erdoğan, hem inanç hem kültür
değerlerinde kalp temizliği yanında vücut, hane ve çevre temizliğinin de büyük
önem taşıdığını kaydetti.
Temizliğin imandan geldiği öğüdüne uygun şekilde günde 5
vakit elini, yüzünü, ağzını, burnunu, kollarını, başını, ayaklarını yıkayan
kişinin, İslami olarak da tıbbi olarak da en ideal temizliği yapan kişi
olduğuna vurgu yapan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kültürümüzde musafahalaşmak, sarılmak, küçüklerin
yüzlerinden, büyüklerin ellerinden öpmek elbette önemli bir yer tutar. Zira
sevgisini dokunarak göstermeyi seven bir milletiz. Ancak, yaşadığımız süreç,
bir müddet buna ara vermemizi gerektiriyor. Salgın tehlikesi tamamen ortadan
kalkana kadar, sevgimizi yüreğimizle göstermekle ve dilimizle ifade etmekle
yetineceğiz. Onun için gönül selamı vereceğiz. Peygamber Efendimiz, 'Veba olan
yere gidilmemesini, veba olan yerden de çıkılmamasını' tavsiye ediyor. Bugün
bize düşen de, Hadis-i Şerife uygun şekilde, Kovid-19 virüsünün bulaşma
ihtimali olan yerlerden uzak durmak, virüse maruz kalmışsak da iyileşene kadar
diğer insanlarla teması kesmektir.
Hazreti Ömer, Şam'a gitmek üzere yola çıkacakken, orada
bir salgın hastalık başladığının haberini alıyor ve yolculuktan vazgeçiyor. Bunun
üzerine sahabeden birisi Hazreti Ömer'e, 'Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun'
diye soruyor. Hazreti Ömer'in bu soruya cevabı, 'Evet, Allah'ın kaderinden yine
Allah'ın kaderine kaçıyoruz' şeklinde olur. Bugün bize düşen görev de gereken
her türlü tedbiri alarak, takdiri Allah'a bırakmaktır. İşte bu anlayışla,
ülkemizin de maruz kaldığı bu virüs tehdidinin en kısa sürede bertaraf edilmesi
için devlet olarak tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bu süreçte en büyük görev,
fert fert milletimize düşüyor."
Vatandaşlardan salgın tehlikesi geçene kadar evlerinden
çıkmamalarını isteyen Erdoğan, "Kontrol altında tutamayacağımız her türlü
temas, bizi virüs taşıyıcısı haline getirebilir. Kendimiz zarar görmesek de,
taşıdığımız virüsü, Allah muhafaza, sevdiklerimize bulaştırarak,
hastalanmalarına, hatta ölümlerine yol açabiliriz." ifadesini kullandı.
"VAKİT
GÖNLÜMÜZCE GEZME DEĞİL, TEDBİR ALMA VAKTİDİR"
Kişiler arası sosyal mesafenin korunmasının yanı sıra
sosyal hareketliliğin azaltılması halinde virüsün yayılma hızı ve yol açacağı
tehdidi o derece düşeceğini anlatan Erdoğan, toplu ulaşım araçları ve kapalı
mekanlar başta olmak üzere insanların çok yakın mesafede bulundukları ortak
kullanıma açık yerlerin virüsün potansiyel yayılma alanları olduğuna değindi.
Basın açıklamasının yapıldığı salonda birer koltuk ara
vererek oturma düzeni oluşturduklarını vurgulayan Erdoğan, salgın geçene kadar
hassas davranmak ve dikkat etmekten başka çarelerinin olmadığını anlattı.
Virüse maruz kalmış bir kişinin, ikazları dinlemeyip
gereksiz yere dışarıda dolaşması halinde gün içinde yüzlerce kişiye bunu
bulaştırma ihtimali olduğuna değinen Erdoğan, vaktin gezme değil, tedbir,
tefekkür, tevekkül, okuma ve dinginlik vakti olduğunu ifade ederek,
"Vakit, yapabileceğimiz her şeyi evimizden yapma, dış dünya ile fiziki
irtibatımızı asgariye indirme vaktidir. Vakit, sevdiklerimiz başta olmak üzere,
toplumun tamamı için kendimizden fedakarlık etme vaktidir. " diye konuştu.
Kamu ve özel iş yerlerinde virüsün yayılma ihtimalini en
aza indirecek tedbirlerin tamamının alınması gerektiğini kaydeden Erdoğan,
çocukların da evde kitap okuyarak ve derslerine çalışarak vakitlerini
değerlendirmelerini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, risk grubunu oluşturan yaşlıların
evden çıkmamakla yetinmeyerek bir süre ailenin dışarıyla irtibatı olan diğer
fertleriyle de mesafeli şekilde hayatlarını sürdürmelerinin daha doğru
olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde başkanlık ettiği
Koronavirüsle Mücadele Eş Güdüm Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında,
kimi Avrupa ülkelerinin, dezavantajlı grupları, özellikle de yaşlıları adeta
gözden çıkartan anlayışlarına asla katılmadıklarını dile getirerek "Tam
tersine bizim kültürümüzde, yaşlılarımızı el üstünde tutmak, dünya ve ahiret
saadetinin temel şartlarından biri olarak kabul edilir. Bunun için
yaşlılarımızı koruyacak ve kollayacağız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Bilim Kurulunun önerisiyle önce İstanbul ve
Ankara'da başlatılacak bir çalışmayla 65 yaş üzerindeki tüm yaşlılara koruyucu
maske ve kolonya dağıtacaklarını belirterek yalnız yaşayan 65 yaş üzeri
vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanmasında, devlet kadar, yakınlarına ve
komşularına da görev düştüğünün altını çizdi.
"Bu insanlarımıza hep birlikte yardımcı olarak,
süreci suhuletle geçirmelerini temin etmeliyiz." diyen Erdoğan, kamu
bankalarının 76 yaş üzeri emeklilerin maaş ödemelerini, isterlerse evlerinde
yapacaklarını, huzurevlerindeki doktor sayısını da artırarak yaşlıların
sağlığını daha yakından takip edeceklerini bildirdi.
Bir diğer önemli konunun da sağlık sistemini güçlü bir
şekilde ayakta tutmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun için sağlık kuruluşlarımızın üzerine binecek
yükü hafifletmemiz gerekiyor. Vatandaşlarımızdan, hayati olmayan sağlık
sorunlarına, mümkün olduğu kadar aile hekimleri vasıtasıyla çözüm aramalarını
özellikle rica ediyorum. Unutmayınız, salgın hastalık durumlarında hastaneler,
aynı zamanda virüs bulaşma ihtimali en yüksek yerler haline gelmektedir.
Yüksek ateş, kuvvetli öksürük ve nefes darlığı gibi
hastalık belirtileri ortaya çıkan vatandaşlarımız ise paniğe kapılmadan,
öncelikle Sağlık Bakanlığımızın ALO 184 hattını aramalıdır. Buradan yapılacak
yönlendirmeye göre hareket edilmesi halinde, sağlık kurumlarımızdan en yüksek
verimle istifade edebiliriz. Bu vesileyle takdire şayan bir fedakarlıkla ve
sabırla görev yapan tüm sağlık personelimize şükranlarımı şahsım ve milletim
adına sunuyorum."
Yaşanılan bu kritik süreçte, gıda, temizlik, su, iletişim
ve diğer temel ihtiyaçların kesintisiz devam ettirilebilmesi için üretimden
lojistiğe kadar her türlü tedbiri aldıklarına dikkati çeken Erdoğan,
"Kovid-19 hastalığına karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarını da tüm
hızıyla devam ettiriyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ar-Ge çalışmalarını yürüten
Sanayi ve Teknolojimiz Bakanlığımız, bu konudaki tüm önemli araştırmacıları ve
kurumları bir araya getirdi. Tanı kiti konusunda çok iyi bir üretim
potansiyelimiz var." ifadesini kullandı.
Erdoğan, önceki gün Almanya, Fransa, İngiltere
liderleriyle dün de İtalya Başbakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde,
Türkiye'nin bu salgın hastalık konusunda muhataplarına yapabileceği katkıları
ele aldıklarını belirtti.
Salgının ilk başladığında Çin'e de tıbbi malzeme desteği
verildiğini hatırlatan Erdoğan, aynı şekilde Türkiye olarak bu ülkelerin
tecrübelerinden de istifade edeceklerini kaydetti.
"TÜRK HAVA
YOLLARIMIZA DA GEREKEN DESTEĞİ VERECEĞİZ"
Erdoğan, "Ülkemizin bayrak taşıyıcı kurumu olan Türk
Hava Yolları, hem dünyanın çeşitli yerlerindeki vatandaşlarımızın ailelerine
kavuşturulması, hem de kargo taşımacılığını kesintisiz sürdürerek temel
ihtiyaçların karşılanması konusunda çok büyük gayret gösterdi. Krizden en çok
etkilenen kuruluşların başında gelen Türk Hava Yollarımıza da gereken desteği
vereceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren,
Türkiye olarak hızlı kararlar alarak ve süratle uygulamaya geçirerek ülkenin bu
krizden en az şekilde etkilenmesi için ellerinden geleni yaptıklarını ve
yapmaya devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Nitekim çevremizdeki ülkelerde çok yoğun
görülmesine, ciddi kayıplara yol açmasına rağmen, virüsün ülkemize sirayeti hem
oldukça geç, hem de oldukça sınırlı olmuştur. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle
ortaya çıkan bu olumlu görüntüyü sürdürmekte kararlıyız. Bunun için tehlikenin
kapımızı çalmasını beklemeden, sürekli yeni ve etkili tedbirler alıyor,
uygulamaya geçiriyoruz. Bu çerçevede, biraz önce de bakanlarımızın, iş
dünyasından temsilcilerimizin, resmi, sivil ilgili tüm kurumlarımızın
temsilcilerinin katılımıyla kapsamlı bir değerlendirme toplantısını
gerçekleştirdik.
Özellikle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya,
üretime, istihdama olumsuz etkisini azaltmak amacıyla çok önemli kararlar
aldık. Esasen, hastalığın çıktığı ilk günden itibaren arkadaşlarımız sürecin,
diğer boyutlarının yanı sıra ekonomik etkilerini yakından takip ediyorlar.
Ülkelerin aldığı önlemleri, yaşanan ekonomik türbülansa karşı geliştirdikleri
yöntemleri tek tek analiz ediyorlar. Özellikle de ekonomi yönetimimiz ve ilgili
kurumlarımız, tüm iş dünyasının taleplerini ve ön görülerini toplayarak
hazırlıklarını yaptı. Karşımızdaki fotoğrafa göre bir yol haritası
belirledik."
Son yıllarda ekonomiyi hedef alan saldırılara karşı
verdikleri mücadele sayesinde, küresel türbülanslara karşı güçlü bir bağışıklık
sistemi geliştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Şimdi bu iki aylık direnme
sürecini de en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyoruz. Daha önce örneği
görülmemiş bir süreç yaşıyor ve bundan dolayı da hasarın boyutları
kestirilemiyor. Bunun için bizim tüm senaryolara hazırlıklı olmamız gerekiyor.
Ancak bu dönemde de gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışan bir ülke
konumunda bulunduğumuz bir gerçektir. " diye konuştu.
Hindistan Borsası'nın yüzde 18, Japonya'nın yüzde 20,
Amerika'nın yüzde 21, İngiltere'nin yüzde 22, Almanya'nın 26, İtalya'nın yüzde
32 değer kaybettiğini hatırlatan Erdoğan, 28 Şubat-16 Mart arasında, borsada
kaybın yüzde 17'de kaldığını, aynı tarihlerde Türk lirası olarak da gelişmekte
olan ülkelerin hepsinden daha iyi bir direnç gösterildiğini belirtti.
Ekonomiyi koruma kalkanı olacak bir paketi devreye
aldıklarını dile getiren Erdoğan, dün Merkez Bankasının piyasalar açısından
oldukça önemli bazı adımlar attığını, likidite sıkıntısı yaşanmayacağının
garantisini ortaya koyduğunu vurguladı.
Bu kapsamda, Merkez Bankasının ihracatçı için de çok
önemli uygulamalar başlattığını dile getiren Erdoğan, "Nisan, mayıs ve
haziran ayı vadeli açık reeskont kredi anapara ve faiz ödemeleri ekim, kasım ve
aralık aylarına ertelenerek azami vade bir yıl uzatıldı. Nisan, mayıs ve
haziran aylarında vadesi dolan reeskont kredilerinin taahhüt kapama süresi de
yine bir yıl uzatıldı. Böylece ihracatçımız, bu süreçteki belirsizliği böylece
rahat bir şekilde atlatabilecek." dedi.
Erdoğan, açıklanan paketteki imkanlardan istifade edecek
firmalara ön şartın istihdam kaybına yol açmamaları olduğunu söyledi.
Koronovirüsün ekonomideki etkilerinin azaltılması
kapsamında finans kuruluşlarından da adımlar atması gerektiğini kaydeden
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Finansal kurum ve kuruluşlarda kredi
limiti olan firmaların, likidite ve nakit ihtiyacına yönelik taleplerinin
hızlıca karşılanması, ayrıca kredi limitlerinin kullandırılmasında kısıtlamaya
gidilmemesi önemlidir. Finans kuruluşlarından, bu ortamda istihdamın muhafazası
ve ekonomik büyümenin sürdürülmesi için kredi şartlarının esnetilmesine yönelik
adımlar bekliyoruz.
Tüm finans kuruluşların kredi geri çağırma, mevcut kredi
limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını zorlaştırma
uygulamalarından özenle kaçınmasını istiyoruz. Bunun yanında, kurumsal
firmaların, KOBİ'lerin, bireysel kesimin, geçici iş ve ciro kaybı veya benzeri
nedenlerle gelir kaybı yaşayanların, kredi borçlarıyla ilgili taksit, öteleme,
yapılandırma, düzenleme taleplerine süratle ve olumlu cevap verilmelidir.
Türkiye Bankalar Birliği'nin bu konuda aldığı tavsiye kararına, tüm finans
kuruluşlarının uyacağına inanıyoruz. Biz de bu süreci yakından takip edeceğiz."
"100 MİLYAR
LİRALIK BİR KAYNAK SETİNİ DEVREYE ALIYORUZ"
Salgının etkilerinin azaltılması kapsamında bir dizi
tedbirlerin alındığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomik İstikrar
Kalkanı adını verdiğimiz bir paketle Kovid-19 salgınının etkilerini azaltmak
için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye alıyoruz."
açıklamasını yaptı.
Erdoğan, tedbirler kapsamındaki 19 maddeyi şöyle
açıkladı:
"1- Perakende, AVM, demir-çelik, otomotiv,
lojistik-ulaşım, sinema-tiyatro, konaklama, yiyecek-içecek, tekstil-konfeksiyon
ve etkinlik-organizasyon sektörleri için muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK
primlerinin nisan, mayıs ve haziran ödemelerini 6'şar ay erteliyoruz.
2- Konaklama vergisini kasım ayına kadar uygulamayacağız.
3- Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve
hasılat payı ödemelerini nisan, mayıs ve haziran ayları için 6 ay süreyle
erteledik.
4- İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını
yüzde 18'den yüzde 1'e indiriyoruz.
5- Kovid-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği
için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz
ödemelerini asgari 3 ay öteleyecek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman
desteği sağlayacağız.
6- İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite
kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği
vereceğiz.
7- Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan
ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkarların Halkbank'a olan kredi
borçlarının, nisan, mayıs ve haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle
ve faizsiz olarak erteleyeceğiz.
8- Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50
milyar liraya çıkartacak, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği
için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ'lere
vereceğiz.
9- Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda
sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz.
10- 500 bin liranın altındaki konutlarda
kredilendirilebilir miktarını yüzde 80'den yüzde 90'a çıkartacak, asgari
peşinatı yüzde 10'a düşüreceğiz.
11- Koronavirüs etkisiyle nisan, mayıs ve haziran
aylarında temerrüte düşen firmaların kredi siciline 'mücbir sebep' notu
düşülmesini sağlayacağız.
12- Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz.
13- Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin
daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz.
14- Kısa Çalışma Ödeneğini devreye alacak, bundan
faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak ve hızlandıracağız.
Böylece faaliyetine ara veren iş yerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği
verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız.
15- En düşük emekli maaşını 1500 liraya yükseltiyoruz.
16- Emeklilerin bayram ikramiyesini nisan ayı başında
ödüyoruz.
17- Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın
belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar
için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayırıyoruz.
18- İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık
telafi çalışma süresini 4 aya çıkartıyoruz.
19- Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için
sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını
devreye alıyoruz."
"HİÇBİR VİRÜS
TÜRKİYE'DEN BÜYÜK DEĞİLDİR"
Alınan kararların millete ve ekonomiye hayırlı olmasını
dileyen Erdoğan, "Hiçbir virüsün Türkiye'den, Türk milletinin birliğinden,
beraberliğinden, kardeşliğinden, aldığımız ve alacağımız tedbirlerden daha
büyük olamayacağını tekrar ederek, hepinize sevgilerimi, saygılarımı
sunuyorum." ifadesini kullandı.
Bu arada toplantının yapıldığı salonda, 18 Mart Şehitleri
Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 105. Yılı dolayısıyla Çanakkale
Savaşı'nda tüm fertleri şehit olan 57. Alay'ın sancağı da yer aldı.
YORUMLAR