Özen, “Ramazan süresince, uzun açlık süresi ve azalan
fiziksel aktivite metabolizmada bazı değişikliklere yol açtı. Metabolik hızımız
yavaşladı. Yani vücudumuzun, bizi hayatta tutmak için harcadığı enerjiyi
tasarruflu kullanmak için düşürdü” dedi.
Vücudun bu dönemden günlük rutin hayata adaptasyonu
sırasında, yavaş bir geçiş yapılması gerektiğini belirten Özen, büyük bayram
sofralarında, yoğun kalori içeren ağır yemeklerin ve şerbetli tatlıların
bayramın ilk günlerinde sindirimi zorlaştırdığını vurguladı.
SAĞLIKLI BİR GEÇİŞ
İÇİN
Özen, Ramazan oruçlarından Ramazan Bayramına sağlıklı bir
geçiş sürecine yönelik şu önerilerde bulundu:
- Ana öğün düzeni oluşturarak ile işe başlayın: İki öğün
beslenmeye ve yaklaşık 17 saat açlık süresine alışan vücudumuzu, normal
beslenme düzenine geçirirken ilk önce ana öğünleri saatlerine yerleştiriyoruz. Kahvaltı,
öğle ve aksam yemeği olmak üzere üç ana öğün düzeni oluşturun. Daha sonra ara
öğün ekleyerek eski yeme düzeninize dönün.
- Bayram sofralarınız hafif olsun: Bayramlar,
özlediklerimizle hasret giderdiğimiz çok özel ve kutsal günler. Bu sebeple
evimizin temizliğine, sofraların düzenine, yemeklerin çeşidine özen
gösteriyoruz. En sevilen en özel yemekleri yapıyoruz. Ama bu süreç alışık
olmadığımız saat düzeni ile bir araya geldiğinde vücudumuz sindirim sürecinde
zorlanıyor. Bu sebeple daha hafif ve daha sağlıklı menüler belirleyin.
- Yeterli ve dengeli beslenmek önemli: Sofralarımızda tüm
besin gruplarına yer açalım. Menülerinizi oluştururken, et grubu, süt grubu,
tahıl grubu besinlere, sebze ve meyvelere yer verin. Yeterli lif miktarı ile
bağırsak sağlığımızı korumalıyız. Vitamin ve mineral ihtiyacımızı
karşılamalıyız.
- Öğün saatlerinizi ayarlarken özen gösterin: İftar
saatinde beslenmeye alıştık. Ama akşam yemeğinizi daha erken saatlere
kaydırmaya çalışmalıyız. Midemizin uyku saatinize kadar sindirimini tamamlayıp
dinlenmesine izin vermeliyiz.
- Uyku düzeni sağlığımız için çok önemli: Ramazan
oruçları süresince en çok uyku düzenimiz değişti. Çoğumuz uyumadık ya da uykumuza
sahur molası verdik. Uyku düzenimizi yeniden oluşturmak oldukça önemlidir. En az
8 saat uyuyup dinlenebileceğimiz bir düzen oluşturmalıyız.
- Bayram tatlıları hafifletilmeli: Biz millet olarak
tatlı yer tatlı konuşuruz. Atasözlerimize kadar işleyen bu kültürümüz
bayramlarda karşımıza yağlı ve şerbetli tatlılar olarak çıkıyor. Aslında
geleneksel alışkanlıklarımızı değiştirip, sütlü tatlılar ve dondurmalara yer
açmak, çok sağlıklı bir davranış değişikliğidir. Ama yine de baklavadan
vazgeçemiyorsak, dilimlerin boyutlarını küçültüp, sayısını azaltabiliriz.
Yanında bir top dondurma ile hem şık bir sunum, hem de kalori değerini daha
düşük, beslenme örüntüsünü daha dengeli hale getirebiliriz.
- Sıvı dengesine özen gösterin: Bayram ziyaretlerimiz yaz
mevsiminde oluyor. Özellikle sıcak havalarda, fiziksel aktivitemizin de
artmasıyla birlikte sıvı ihtiyacımız da artıyor. Günde ortalama olarak 1,5- 2
litre su tüketimine özen gösterin. Sıvı ihtiyacımızı karşıladığını düşündüğümüz
siyah çay, kahve gibi içecekler, vücuttan su atılmasını sağlarlar. Bu sebeple
içtiğimiz su miktarını da artırmamız gerekir.
- İkramlara dikkat: Biz ikramı sever, misafirimizi en
güzel şekilde ağırlamak isteriz. Ama şöyle bir bayram ikramlıklarımıza
baktığımızda çikolata, lokum, şerbetli tatlılar, börekler, gazlı içecekler ilk aklımıza gelenler oluyor.
Ev sahibi de olsak, misafirde olsak ilk düşünmemiz gereken sağlık. Bu sebeple
ısrar etmeden ikram etmeli, kendimize çok yüklenmeden ikram kabul etmeliyiz.
Sağlığımıza zararlı bir ikramda da sağlık gerekçesiyle kabul edemeyeceğimizi
belirtmeliyiz.
- Eski bayramlar geri gelsin: Eski bayramlar gibi, tüm
sevdiklerimizi, büyüklerimizi ziyaret ettiğimiz bir bayram planlamalı, bu
planımızı yürüyerek ve merdiven kullanarak tamamlamalıyız. Bu sayede yavaşlayan
metabolizmamızı canlandırma fırsatı bulabiliriz.
Ramazan Bayramınızı tüm sevdiklerinizle birlikte
sağlıkla, sıhhatle ve bereketle geçirmenizi diliyorum.”
YORUMLAR