Tıpta pek çok alanda kullanılan endoskopik
ameliyatlar, daha kısa ameliyat süresi ile beraber hastanın ameliyat sırasında
daha az zarar görmesini sağlıyor. Bu sayede hastanın iyileşme süresi birkaç
güne inerken sosyal yaşama dönme süresi de oldukça kısalıyor. Günümüzde bu
teknolojinin gelişimi beyin cerrahisinde yeni bir devrimin yaşanmasını sağladı.Emsey Hospital Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden
Prof. Dr. Kenan Koç,çağdaş beyin cerrahisi ameliyatlarının yapıldığı dönem göz önüne alındığında
son 20 yılda endoskopik beyin cerrahisi ameliyatlarının beyin cerrahisine yeni
bir soluk getirdiğini belirtti. Koç “Özelikle teknolojik gelişimin geldiği
aşamada 2-4 mm’lik bir boru içinde optik sistemin yerleştirilmesi ve endoskopa
uygun aletlerin geliştirilmesi beyin cerrahisinin önünü açmıştır. Ancak endoskopik
beyin cerrahisi yeni bir yaklaşım olduğundan gelişimi hala devam etmektedir. ”
dedi.
Beyin cerrahisinde çok geniş
bir kullanım alanı olduğunu belirten Koç,
beyinde endoskop kullanımını Hidrosefali Ameliyatları, Endoskopik Kafa
Tabanı Cerrahisi ve Hipofiz Cerrahisi olmak üzere 3 ana grupta değerlendirdi.
Endoskop, mikroskopa kıyasla daha iyi bir alternatif
Prof. Dr. Kenan Koç, özellikle endoskopik hipofiz cerrahisinin mikroskopik
yönteme iyi bir alternatif olduğunu anlattı. Endoskopik hipofiz cerrahisinde
endoskopun doğal burun boşluğundan ilerletildiğini belirten Koç, şöyle konuştu:
“ Yöntem ile burun içindeki doku en az zararı görmektedir. Bu yöntemin esas
etkinliği, endoskopun yakın ve geniş görüntü sağlaması nedeniyle ameliyat
etkinliğini arttırmasıdır. Endoskopun sağladığı geniş görüş damar ve sinir
yapılarını koruyarak daha az komplikasyonla ameliyat yapılmasını mümkün hale
getiriyor. Tümörlerde endoskop ile mikroskop karşılaştırıldığında, endoskop belirgin
görüş avantajı sağlamaktadır. Mikroskopik yöntemde ulaşılamayan alanlara
ulaşmak endoskopla mümkündür.”
Uygun tümörler için endoskopik yol tercih edilmeli
Endoskopun beyin cerrahisinde
kullanımının artmasının Endoskopik Kafa Tabanı Cerrahisi’nin önünü açtığını
söyleyen Koç, kafa tabanı denilen alanın beyin dokusunun kafatasına oturduğu
alt yüzeyi tanımladığını belirterek şunları söyledi: “Bu alandaki lezyonlar
ulaşılması zor, uzun ameliyat süreleri gerektiren ve ciddi komplikasyonlarla
beraberdir. Ön tarafta yerleşen menenjiom, klivus tümörleri ve koku sinirinden
çıkan tümörler için endoskopik yol tercih edilmektedir. Ameliyat sırasında
küçük kesiler kullanılması ve beyin dokusunun geniş olarak açılımının
gerekmemesi cerrahın tümöre daha kolay ulaşımını sağlar. Beyin dokusunu zarar vermeksizin direk tümöre
ulaşım sağlayan endoskopik yol, komplikasyonları azaltarak cerrahinin
etkinliğini arttırmaktadır.”
Endoskopun kullanımı ile ameliyat süresi 15-20 dakikaya düştü
Endoskopik Hidrosefali
Ameliyatları hakkında da bilgiler veren Prof.
Dr. Kenan Koç, şu açıklamaları yaptı: “Beyinde anormal sıvı birikiminin yol açtığı hastalık hidrosefali olarak
adlandırılır. Tedavisi sırasında bu sıvının beyinden uzaklaştırılması-
basıncının düşürülmesi gerekmektedir. Hidrosefali tedavisi için 1960’lı
yıllardan bu yana yaygın olarak Shunt sistemleri kullanılmaktadır. 1990’lı
yıllarda özellikle beyinde sıvı dolaşım yolu üzerinde tıkanıklık olan
durumlarda endoskopun kullanımı başlamıştır.
Yaklaşık 8-12 mm’lik bir pencereden kemik açılarak tıkanıklık olan yere
alternatif yol açmak ya da tıkanıklığı gidermek, bu yaklaşımın amacıdır. Kısa
olan ameliyat süresi 15-20 dakikayı bulmaktadır. Uygun olgularda Shunt
maliyetinin olmayışı, tek ameliyatın yeterli olması ve düşük enfeksiyon önemli
avantajlarıdır.”
YORUMLAR