Muharrem İnce, Buket Aydın'ın CNN TÜRK ekranındaki yeni
programı 40'a konuk oldu.
Adaylığının açıklandığı gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini kürsüye çağırış şeklinin çift başlılık yarattığını belirten İnce,"Biz seçimi aday açıklandığım gün kaybettik. 'Gel bakalım Muharrem'le kaybettik. Çift başlı görüntü verdik. Seçimi orada kaybettik biz. Ama yapacağım bir şey yoktu. Çift başlı görüntü yaramadı. İnsanlar bizi daha dirayetli bulabilirdi. Gel bakalım Muharrem'de tuzu biberi oldu" yorumunda bulundu.
İnce, "İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday olacak
mısınız?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "259 bin kişi yanlış yapamaz.
Parti’nin İstanbul'daki üye sayısı. Onların önüne sandık konulmalıdır, başka
hangi arkadaşlarımız bu konuda yarışmak istiyorsa partililer bunu belirlemelidir.
Böyle bir şey olursa önce parti hareketlenmelidir, parti ayağa kalkar. Ben
belirledim bu adayı der, bu ayağa kalkan parti başka partiye oy veren seçmeni
de etkileyecektir. Geçmişte bunun örnekleri var; 89'da Sayın Nurettin Sözen tek
başına sandığa gitti, tek adaydı ve seçimi kazandı. Böyle bir yapılanmayla
seçimin kazanılabileceğini düşünüyorum, önce partinin ayağa kalkması lazım,
böyle bir yarış olursa varım. Bunun haricinde bir yarışta yokum. 'Gel seni aday
yapalım', ben yokum. Partinin tabanını esas alıyorum, ayağa kalmış bir
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Sinop'a da, Mersin'e de, Trabzon'a da, İzmir'e de
İstanbul'dan bu rüzgârın gideceğini biliyorum, düşünüyorum. Küskün seçmenin
barışacağını bu şekilde bir başarı hikâyesinin yazılacağını yani İstanbul
seçiminin önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı Seçimi için bir prova olduğunu, buradan
başlayarak Türkiye'yi ayağa kaldırabileceğimizi, ekonomiyi düzeltebileceğimizi,
terörü sonlandırabileceğimizi, çocuklarımızın hayallerini
gerçekleştirebileceğimizi, bunu yapabileceğimizi düşünüyorum. Aksi halde ben
yokum, partimin kazanması için uğraşacağım o ayrı bir mesele".
'ADAY OLMAK ÖNEMLİ
DEĞİL, ÖNEMLİ OLAN KAZANMAK'
Ön seçimin üzerinde neden bu kadar durduğuna yönelik
açıklamada bulunan İnce, "Aday olmak önemli değil. Önemli olan kazanmak,
umutları yeşertmek, yeniden bir başarı hikâyesi yazmak. O meydanlara
Cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl insanları umutlandırmıştık değil mi?
Başaracağımıza ben de inanıyordum meydanlar da inanıyordu. Başaramamış
olabiliriz, bir dahakine başarırız. Ama İstanbul'a alabilmek için bu 250 bin
kişinin ayağa kalkmasına ihtiyaç var. Bu 250 bin kişi sahiplenmeli adayı, bunu
ben belirledim, bunu genel başkan belirlemedi. Bunu MYK, Parti Meclisi
belirlemedi, iki dudağın arasından çıkmadı bu isim, sandığa gittim birden fazla
isim vardı. Sandığa gittim, oyumu kullandım. Onlar belirleyecek ve sahip
çıkacaklar buna. Bu sahip çıkmayla başarı hikâyesi yazabileceğimize inanıyorum.
Aksi halde sen adaysın dendiğinde bu iş olmaz. Bunun geçmiş örnekleri var;
Ankara'da, İstanbul'da örnekleri var. Ben büyük kentlerde böyle bir hikâyesinin
yazılabileceğine özellikle İstanbul'da bunun çok tutacağını düşünüyorum, parti
tabanına güveniyorum, bu insanlar sokağa dökülecekler. 259 bin kişinin en az
200 bini sandığa gidecektir. Bu adayı ben belirledim, bu dayatma değil, bunun
arkasında durmalıyım diyecektir. Seçim çalışmalarına aktif bir şekilde
katılacaktır ve örgüt ayağa kalktığında başarı kendiliğinden gelecektir. Onun
için şart olarak bunu koyuyorum. Belki de ben çıkmayacağım belki de bir başka
arkadaşım çıkacak. O arkadaşımın da başarılı olabilmesi için bu gereklidir.
Böyle bir yapılanma varsa varım, yoksa yokum" dedi. (GAZETEVATAN)
YORUMLAR