Böbreklerinden çıkan taş miktarı şoke etti

Böbreklerinden çıkan taş miktarı şoke etti

Böbreklerindeki sancı ile iki hastane dolaştıktan sonra hastalığına tanı konulamayınca Özel Sular Vatan Hastanesi Üroloji Doktoru Başarılı cerrah Mustafa Eren’e muayene olan 38 Yaşındaki Melih Gürler’in böbreklerinden çıkan taş miktarı şoke etti. Dr. Eren bu tür durumlarla Akdeniz bölgesinde karşılaşıldığını söyledi.

15 Ekim 2017 - 03:47 - Güncelleme: 15 Ekim 2017 - 03:50

Önceki gün Özel Sular Vatan Hastanesinde sıra dışı bir ameliyat yapıldı. Böbreklerindeki sancı ile iki hastaneye giden 38 yaşındaki Melih Güler tavsiye üzerine Özel Sular Vatan Hastanesine geldiğini belirtti. Burada Ürolog Opr. Dr. Mustafa Eren’e muayene olan Gürler, saat 12.00’da girdiği ameliyattan 13.30’da çıktığını ve akşam 20.30’da ise ayağa kalktığını belirtti.

ÇEVRE İLLERDEN DE MUAYENE OLMAYA GELEN VAR

Kapalı yöntemle hastanın böbreğine girerek taşları tek tek çıkartan Dr. Eren ise ameliyattan 6-7 saat sonra hastanın ayağa kalktığını ertesi gün sabah ise taburcu olabileceğini söyledi. Kahramanmaraş’ın yanı sıra Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Hatay ve Elazığ’dan bile hastası olan Opr. Dr. Mustafa Eren, “hastamız bize geldiğinde iki farklı hastaneye gittiğini birinde taş kırma yöntemini diğerinde ise açık cerrahi müdahale önerilmiş. Fakat hastamız bize geldiğinde taşının mevcut boyutları taş kırma için uygun olmadığını, ameliyat yapılması gerektiğini söyledik. Çektiğimiz filmleri hastaya poliklinik ortamında izlettik. Hani neden yapılmaz neden taş kırılmaz, neden ameliyat olması gerektiğini anlattık. Böbreğimizde belli bir oranda genişleme vardı yani böbrek kendi fonksiyonlarını belli oranda kaybetmişti. Hastaya perkütan nefrolitotomi dediğimiz bir cerrahi operasyonu önerdik. Dün sabah itibari ile hastayı yatırdık. 12.00 gibi ameliyata aldık, akşam ayağa kalktı, ertesi gün ise taburcu ettik” dedi.

BU TÜR TAŞLARA AKDENİZ BÖLGESİNDE ÇOK RASTLANIYOR

Dünyada genelinde böbrek taşı görünme oranının yüzde 5 ile 25 arasında değiştiğini, Kahramanmaraş’ta bu oranın daha yüksek olduğuna dikkat çeken Dr. Eren nedenin ise Akdeniz bölgesinin genetik yapısına işaret etti. Bu boyutlardaki bir taşa rutinde çok fazla görülmediğini de ifade eden Kahramanmaraş Özel Sular Vatan Hastanesi Üroloji Doktoru Opr. Dr. Mustafa Eren şöyle konuştu; “Bu taşlar genelde semptom vermez hastaların çoğu tanısını daha çok farklı şikayetler için gittiği dönemlerde doktorlar tarafından rastlantsal olarak tanık olunmakta. Bu aslında şu anlamda iyi, şu anlamda kötü yani ağrı olmaması hasta için iyi ama şikâyeti olmadığı için tanı gecikmesinden dolayı böbrek fonksiyonları kaybetmesi anlamında kötü. Aynı zamanda birde işin sosyo kültürel durumu var. Yani hastanın ağrısı yok, o zaman hasta diyor ki; ‘siz taşım olduğunu söylüyorsunuz, ağrım yok şikâyetim yok, böbrek fonksiyonumu kaybettiğimi söylüyorsunuz’ diye biz deklare edince bu sefer hasta hastalığıyla ilgili inanma problemi yaşıyor. Yani gerçekten öyle mi değil mi? Hatta Mahir Bey de ameliyattan sonra taşı görünce bayağı şaşırdı, bu kadar mı çok diye. Cerrahi gerekmeyen hastaya da zaten önermiyoruz. Bu tür taşların en büyük sıkıntısı asemptomatik olması şikâyet vermemesi.

TAŞ OLUŞUMU AİLELERİN GENETİK YAPISINA BAĞLI

Bu kadar böbrekte taş olması biraz genetik hem iklimin hem de genetiğin yani ailesel geçişin biraz taş gelişiminde rolü var. Bu bölgede olmasının en büyük sebebi genetik faktörlerinin biraz fazla olmasından kaynaklanıyor.”

TEDAVİDE DÜNYA ÜLKELERİYLE YARIŞIR DURUMDAYIZ

Böbrek taşının çıkartılmasında böbrek taşının boyutunun tedavi seçeneklerini değiştirdiğine de vurgu yapan Opr. Dr. Eren; “Bazen çok büyük olmayan bir taş hastanın düşürebilmesi için bir medikal tedavi verdiğimiz oluyor. Veya boyut uygunsa veya yeri uygunsa taş kırma yaptığımız hastalar oluyor. Veya yerine göre taşı cerrahi olarak aldığımız hastalar da oluyor. Bildiğiniz gibi gelişen teknoloji ile beraber endoskopik dediğimiz kapalı cerrahilerin gelişmesi ile birlikte hasta için daha erken tanı ve tedavi anlamında uygulanabilecek daha böyle rantabl tedavi seçenekleri dünyada uygulanmaya başladı ki şuanda da Türkiye’ de bu konuda geride değiliz. Dünyayla başa baş yarışacak seviyedeyiz. Bu hem hastanın erken mobilize olması hem de konfor açısından daha uygulanabilir bir durum. Temizlendikten sonra belki taşın analizi yapıldıktan sonra veyahut da hastanın bazı kan değerlerine baktıktan sonra uygun tedaviler gelişmesi uygulanıyor.  Fakat her hasta için aynı tedavi aynı seçenekler çok uygulanmamakta. Onu daha sonrasında her hastaya ayrı ayrı değerlendirilip ona göre yapılmakta.” Dedi.


YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x