Düzensiz uykunun genel olarak sağlığımızı negatif etkileyen bir etken olduğuna şüphe yok. Kozmetik olarak da yüz yaşlanmasını ve yaşlanmanın anatomik değişikliklerini hızlandırdığı, kırışıklıkların daha erken ve hızlı ortaya çıkmasını sağladığı da bilinmekte. Uykunun yaşlanmadaki rolünü konuştuğumuz Estetik, Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erdem Aksoy daha genç görünmek ve bunu uzun süre devam ettirmek için yeterli, düzenli ve uygun pozisyonda alınmış uykunun ve cilt bakımının abc’si olarak nitelendirdiğimiz cildi nemlendirme, temizlik ve güneş ışınlarından korumanın sadece güzellik için değil, tüm vücut sağlığımız üzerinde pozitif etkide bulunduğunu söylüyor. Sağlığın ve güzelliğin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan Estetik, Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erdem Aksoy, yeterli ve düzenli uyku alırken, uyuma pozisyonumuzun yüz yaşlanması üzerindeki önemini anlattı.
Yüz yaşlanmasını hızlandıran etkenler nelerdir?
Deneyimlerimiz özellikle sert yastıkta yatmanın, uyku sırasında yoğun olarak yan yatma pozisyonunun kullanılmasının yaşlanmayı hızlandırıcı etkileri olduğunu gösteriyor. Yine çoğu insanın yan pozisyondaki uykuda özellikle bir tarafa daha fazla yattığını ve yıllar içerisinde o tarafta yaşlanma etkilerinin daha yoğun olarak ortaya çıktığını da söylemek gerekiyor. Bir insanın yüz dâhil tüm vücudunda tam bir simetrinin olmayacağı kesin, ancak yan yatıştaki bu dengesizlik bu asimetriyi daha da bariz bir duruma getirebiliyor. Yine bazı insanlarda, yan yatış alışkanlığına bağlı olarak uyku çizgileri olarak adlandırabileceğimiz ek kırışıklıkların da ortaya çıkabildiğini unutmamak lazım. Erken yaşlarda önlem almanın tüm bunlardan korunmak için en önemli adım olduğu çok açık.
Ne yapmak gerekiyor?
Uyku sırasında yüzünüze gelecek basınç ne kadar az olursa o kadar iyi olacaktır. Ancak boyun ve omurga sağlığı açısından çok yumuşak yastıkların zararlı olacağı unutulmamalı. Uyku sırasında uygun omurga pozisyonunu sağlayacak şekilde, yumuşak bir yastık seçilmelidir. Yan yatıştan olabildiğince kaçınmak gerekiyor. Uyku sırasında yan yatış pozisyonunu kontrol etmek mümkün olmayabilir ama en azından uykuya geçişte sırtüstü pozisyonu seçerseniz zaman içerisinde bu bir alışkanlık haline gelebilir.
Genç görünümlü olmak için dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Yaşlanmada etkili olan her şeyi kontrol edebilmemiz mümkün değil tabii ki. Genetik faktörler, çevresel faktörler gibi kontrol edemeyeceğimiz birçok etken mevcut. Ancak uyku pozisyonu gibi, basitçe uygulayabileceğimiz şeyler de mevcut. Cildin sürekli nemli ve temiz tutulması, güneş ışınlarından korunması bu işin abc’sini oluşturuyor. Nem derken yoğun bir şekilde nemlendirici kozmetikleri kullanmak akla gelmemeli. İnsan vücudunun tamamı gibi cilt de endojen olarak suya ihtiyaç duyar yani içtiğimiz suya. Cildin nemlenmesinin neredeyse yüzde 90’ı endojen olarak, içtiğimiz su sayesinde gerçekleşir. Bunu sağlamıyorsak dışarıdan ne kadar nemlendirici uygularsak uygulayalım cildimizi belki sadece görünümde nemli tutabiliriz, gerçekte kuru kalmış olur. Dolayısıyla sadece güzellik için değil, sağlık için günde 8-10 bardak (yaklaşık 2-2,5 litre) su içilmesi doğru olacaktır. Çoğumuzun yaptığı bir hata bu miktarı hesaplarken içilen çay ve kahvenin de katılmasıdır. Çay ve kahve farmakolojik olarak su attırıcı (diüretik) etkilidir ve kendi hacimleri civarında sıvı kaybına neden olurlar. Günlük yaşantımızda gereken miktarda su içmeyi alışkanlık haline getirilmesi gerekir. Aynı zamanda düzenli olarak cilt yapınıza uygun nemlendirici kozmetikleri de kullanarak yeterince nemlenmiş bir cilde sahip olabilirsiniz.
Cildin temizliği en önemli faktör
Cildin temizliği, nemli olması kadar önemlidir. Bol parfümlü, renkli, pH değeri belirsiz sabunlardan ziyade, saf beyaz sabun ya da profesyonel temizleyiciler, yüz temizliği için daha uygundur. Temizlik sadece gözle görünen temizlik anlamına gelmez. Cilt yüzeyinin periyodik olarak dökülen ölü derilerden arındırılması da çok önemlidir. Size en yakın süpermarkette bile bulabileceğiniz parçacık peeling kremlerini haftada bir kez banyo sonrası yüzünüze uygulayarak hafifçe masaj yapmanız, cildinizi, üzerindeki bu ölü deri yükünden kurtaracak, daha rahat nefes almasını sağlayacaktır.
Dört mevsim güneşten korunma
Güneşin zararlı etkileri, kanser de dahil olmak üzere cilde ilişkin çok sayıda probleme sebep olabilir. Korunmadan maruz kalınan güneş ışınları, cildin daha çabuk kurumasına, daha hızlı kırışmasına ve cilt üzerinde gözle görülecek kadar büyük ya da küçük güneş lekelerinin oluşmasına neden olur. Güneşin etkisi bir bardağın damla damla dolmasına benzer şekilde, biriken bir etkidir. Yıllarca güneşin negatif etkilerini göremeyebilirsiniz, ancak bir anda o bardak taştığında tüm bu yukarıda saydıklarımı görmeye başlarsınız. Cildiniz, ona zaman tanımadığınız sürece, güneşin verdiği zararların üstesinden gelemez. Cildinize bu zamanı vermenin tek yolu ise cilt tipinize uygun yüksek korumalı güneş kremi kullanmaktır. Sadece yaz mevsimlerinde değil, dört mevsim güneş koruyucu kullanılmalıdır. Güneş koruyucuların genel olarak koruma süreleri 4-5 saat civarındadır. Güneşli bir yaz gününde Sabah evden çıkarken sürülen güneş koruyucunun öğlen saatlerinde hiçbir koruyuculuğu kalmaz. Etkin bir korunma, bu tür güneş kremlerini birkaç saatte bir uygulamakla olur. Son yıllarda uzun saatler etkisini devam ettiren koruyucular da tüketime sunulmuştur. Gün içerisinde sık sık uygulama fırsatı olmayanlar için bu tür koruyucular iyi bir seçenek olabilir.
YORUMLAR