Gazetecilerin çalışma tempoları yoğun bir o kadar da stresli
oluyor. Hal böyle olunca da, yaşam kalitesini oldukça düşüren pek çok
hastalığın görülme riski gazetecilerde artıyor. Peki gazeteciler hangi
hastalıklar açısından daha fazla risk altındalar? Bu hastalıkların önüne geçmek
için neler yapmalı? Uzmanlar
gazetecileri en sık tehdit eden hastalıkları anlattı, önemli önerilerde
bulundu.
KALP KRİZİ VE
HİPERTANSİYON
Kalp krizi ve hipertansiyon sağlıksız yaşam koşulları
süren kişilerde daha sık görülüyor. Bu iki hastalığın daha sık gözlendiği
meslek gruplarından biri de, gazeteciler. Bunun nedeni ise gazetecilerin
oldukça yoğun, bir o kadar da stresli bir çalışma hayatına sahip olmaları.
Gazetecilerde risk artışına sebep olan diğer etkenlerin başında da masa başında
çalışanlarda hareketsizlik geliyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut bu koşullara bir de aktif ya da
pasif sigara içiciliği eklenince kalp krizi ile hipertansiyon gelişiminin daha
erken yaşta görülmesinin genellikle kaçınılmaz olduğu uyarısında bulunuyor.
“Uzun süre masa başında haber hazırlayan muhabirler kadar, soğuk hava
şartlarında saatlerce haber yakalamak için bekleyen muhabirler de risk altında”
diyen Doç. Dr. Ahmet Karabulut sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle kondisyonu
düşük olan ve sigara içen muhabirlerin sahada aniden koşturmaları nabızda ani
artış, tansiyonda belirgin yükselmeyle sonuçlanıyor ve kalp üzerindeki yük belirgin olarak artıyor.
Bu durum kalp krizine yol açabiliyor. Bunların yanı sıra spor yapmaya zaman
ayıramayan gazetecilerin ortak sorunlarından biri de, çarpıntı. Kondisyon
eksikliğinin getirdiği bu durum eforla nabzın beklenenden fazla artışına yol
açarak nefes darlığını tetikliyor. 50 yaş üstünde ani gelişen nabızdaki artış
daha ciddi ritim bozukluklarına neden olabiliyor. Günlük 30-40 dakikalık spor,
hazır gıdadan uzaklaşma ve uykuların düzene girmesi riskleri azaltabiliyor”
KAYGI BOZUKLUKLARI, DEPRESYON
Acıbadem Taksim Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Ömer Oluk
gazeteciliğin ruh sağlığını en çok zorlayan mesleklerden biri olduğu uyarısında
bulunuyor. Gazeteciler, tehlikeli koşullar altında çalışma, kazalar, afetler,
ölüm ile yaralanma olaylarına çok yakından şahit oluyor, bazı durumlarda tehdit
ve baskıya maruz kalabiliyorlar. Bu olaylar da ileride başta travma sonrası
stres bozukluğu, kaygı bozukluğu ve depresyon olmak üzere çeşitli psikolojik
sorunlara sebep olabiliyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Ömer Oluk bu nedenle uyku
bozukluları, sinirlilik, irkilmeler ve
maruz kalınan bazı olayların sürekli
anımsanması gibi belirtilerin
birkaç haftadan uzun süre devam ettiği takdirde bir uzman yardımına
başvurulması gerektiğine dikkat çekerek, “Çünkü psikolojik şikayetlerin ihmal
edilmesi ve tedavide gecikilmesi, durumun daha da ağırlaşıp karmaşık bir hal
almasına neden olabiliyor” diyor.
TIKANIRCASINA YEME
BOZUKLUĞU
Gazetecilerde beslenme problemleri de sıkça rastlanan bir
başka sağlık problemini oluşturuyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve
Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili bunlardan en belirgin yeme probleminin “Binge
eating disorder” denilen, tıkanırcasına yeme bozukluğu olduğuna dikkat
çekerek, “Bu tabloya zaman zaman gece
uykudan kalkıp miktar gözetmeksizin yeme durumu da eşlik edebiliyor” diyor.
Tıkanırcasına yeme, kontrol edilemeyen bir yeme şekli. Normalden çok daha hızlı
yeme, fiziksel olarak rahatsızlık hissedilinceye kadar yeme, fiziksel olarak
açlık duygusu olmamasına rağmen fazla miktarda yeme, yemenin ardından pişmanlık
ve suçlu hissetme bu tablonun en tipik belirtilerini oluşturuyor. Bu belirtilerden en az 3’üne sahip olunması
durumunda “Tıkanırcasına Yeme Sendromu” tanısı konuyor. Gazetecilerde buna ek
olarak, saat gözetmeksizin koşturmacayla geçen bir günde, gün boyunca
beslenmeyi unutup, akşam ise uyuyana kadar süren yeme durumu da görülebiliyor.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili bu tür
problemlerin önüne geçmek için alınması gereken önlemleri şöyle anlatıyor:
“Sabah kahvaltı edilmesi ve arada sağlıklı öğünler yapmak gün içerisinde
alınacak kalori miktarını azaltıyor. Sabah kahvaltı hazırlayacak zaman yoksa
akşamdan tahıllı ekmek arasına peynirli sandviç hazırlanabilir. Aralarda süt,
yoğurt, ayran tercih edilebilir. İş saatlerinde, çantada taşıması kolay çiğ
badem, fındık, ceviz ve leblebi gibi kuruyemişler bulundurulabilir. Hazır
paketli bir ürün tercih etmek yerine kuru kayısı, hurma, kuru üzüm gibi çantada
kolaylıkla taşınan meyvelerden tercih edilebilir”
BEL VE BOYUN
FITIKLARI
Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu stresli ve yoğun çalışma
şartları olan gazetecilerde sinir sıkışmaları, tendon hasarı, bel ile boyun
fıtığı gibi kas iskelet sistemine ait hastalıklara sıklıkla rastlandığına
işaret ederek, “Bu hastalıklar ofiste ve sahada çalışan gazetecilerde farklı
şekillerde ortaya çıkabiliyor” diyor. Sahada çalışan, ağır kameralar taşımak
durumunda olan gazetecilerin en sık karşılaştıkları problem ise bu ağır eşyaların uzun süre
taşınmasına bağlı olarak gelişen kas spazmları, hatta boyun ile bel fıtıkları
oluyor. Ayakta uzun süre durmayı gerektiren her meslekte olduğu gibi
muhabirlerde de sıkça ayak ve ayak bileğini ilgilendiren ağrılı sendromlar
görülebiliyor. Bu ağrılar bacaklara ve bele kadar yayılabiliyor. Prof. Dr.
Meral Bayramoğlu tabanı yumuşak ve şok emebilen rahat ayakkabı kullanımının bu
tip hastalıkların önlenmesinde yardımcı olabildiğini belirterek, “Ayrıca yine
boyun-sırt kaslarını güçlendirme egzersizleri, kamera ve diğer ekipmanın dizler
bükülü haldeyken eğilip yerden alınmasına dikkat edilmesi sakatlıkların oluşma
riskini düşürüyor” diyor.
SİNİR SIKIŞMALARI,
TENDON HASARI
Prof. Dr. Meral Bayramoğlu ofiste, bilgisayar başında,
uzun saatler dirsekler ve el bilekleri seviyesinde tekrarlanan hareketlerin de
sinir sıkışmalarına veya tendon hasarlarına neden olabildiği uyarısında
bulunarak şunları söylüyor: “Bunların sonucunda eller ve kollarda uyuşmayla
birlikte ağrılar ortaya çıkabiliyor. Yine masa başında uzun süreli
hareketsizlik omurga kaslarında gerginlik ve tutulmalara yol açabiliyor. Bu tip
hastalıkların önüne geçmenin en iyi yolu ergonomik önlemlerin olabildiğince iyi
alınması, uzun çalışma saatleri sırasında, saatte bir pozisyon değiştirilmesi
ve omurga kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersizler yapılması.”
BİLGİSAYARA BAKMA
SENDROMU
Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları
Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar riskli bölgelerde muhabirlik yapan gazetecilerin
göz yaralanmaları ve göz enfeksiyonları (gözün mikrop kapması) gibi sorunlarla
karşılaşabildiklerine dikkat çekerek, “Sürekli kamera, cep telefonu ve
bilgisayar kullanımına bağlı olarak ise "Bilgisayara Bakma Sendromu"
izlenebiliyor” diyor. Gözlerde ağrı, yorgunluk, rahatsızlık, kızarıklık,
bulanık görme ve çift görme bu sendromun belirtilerini oluşturuyor. Bilgisayara
Bakma Sendromu’nun en önemli nedeni ise göz kuruması. Prof. Dr. Banu Coşar
gazetecilerin yaralanmalardan korunmak için kırılmaya dayanıklı gözlük
kullanılabileceklerini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Göz
enfeksiyonlarından kaçınmak ise bazen mümkün olmayabiliyor. Ancak enfeksiyona
bağlı kızarma ve çapaklanma gibi belirtiler başlar başlamaz, doktor önerisi
doğrultusunda uygun antimikrobiyal göz damlası ile merhemi kullanılmalı, en
azından enfeksiyonun daha kısa sürede atlatılması sağlanmalı. Bilgisayara Bakma
Sendromu’na yol açan göz kurumasından kaçınmak için de düzenli suni gözyaşı
damlasıyla gözleri nemli tutmayı ihmal etmemeli”
YORUMLAR