Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet
Meclisi grup toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan, gereken hazırlıkların ve planlamaların yapılmasının ardından,
Türkiye'yi bir daha bedelli kanunlarına ihtiyaç duyulmayacak bir askerlik
sistemine kavuşturmuş olacaklarını belirterek, "Hem tüm vatandaşlarımıza
temel askerlik eğitimini nazari ve tatbiki olarak verebileceğimiz hem de Türk
Silahlı Kuvvetlerinin insan gücünü, uzmanlığa dayalı hale getirebileceğimiz bir
sistem üzerinde çalışıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atina yakınlarında çıkan yangına
değinerek, yangında ilk açıklamalara göre 49 kişinin öldüğünü, 155 kişinin
yaralandığını üzüntü ile öğrendiklerini belirtti. Erdoğan, "İhtiyaç olması
halinde, her türlü yardıma hazır olduğumuzu Yunan makamlarına ilettik. Bu elim
hadise dolayısıyla ülkem ve milletim adına, ölenlerin yakınları başta olmak
üzere, tüm Yunan halkına şahsım ve milletim adına başsağlığı diliyorum."
ifadesini kullandı.
Seçimlerin akabinde millete verdikleri sözleri tutmak
için yoğun bir çalışma içerisine girdiklerine işaret eden Erdoğan, "Yemin
törenimizin hemen ardından bakanlarımızı kamuoyuna açıkladık. Bakan
yardımcılarının bir kısmının atamasını yaptık. Diğer üst düzey yöneticilerle
ilgili çalışmalarımızı önemli ölçüde tamamladık, tamamlıyoruz. Peyderpey
atamalarını da gerçekleştireceğiz." diye konuştu.
Bakanların kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili kısa, orta
ve uzun vadeli eylem planları hazırladıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam
etti:
"Seçim sürecindeki taahhütlerimizi de kapsam
dairesinde kısa vadeli programımızı hemen uygulamaya geçireceğiz. Yüz günlük
program çalışmamız devam ediyor. OHAL'i kaldırmış olmamız, bu çerçevede
attığımız önemli bir adımdır. Söz verdik ve sözümüzü yerine getirdik. Her zaman
söylediğimiz gibi 'ne aldanan olacağız ne aldatan' olacağız dedik ve bu
gerçeği, uygulamaya bir kez daha geçirmiş olduk."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelede ihtiyaç duyulan
yeni düzenlemelerin Meclis tatile girmeden hayata geçeceğini belirterek, aynı
şekilde bedelli askerlikle ilgili kanunun da bu hafta Meclisten geçeceğini, o
konuda da verdikleri sözü tutmuş olacaklarını söyledi.
"BU MİLLET ASKER BİR MİLLETTİR"
Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Batı
ülkelerinde askerlik için personel bulunamadığı bir dönemde, biz yığılmaları
önlemek için sürekli bedelli askerlik kanunu çıkartmak zorunda kalıyoruz. Bu
durum, askerlik meselesini yeni ve daha köklü anlayışla ele almamız gerektiğini
gösteriyor. Gereken hazırlıkların ve planlamaların yapılmasının ardından
Türkiye'yi bir daha bedelli kanunlarına ihtiyaç duyulmayacak bir askerlik
sistemine inşallah kavuşturmuş olacağız.
Türkiye'nin yürüttüğü mücadeleleri, sınırlarımız içinde
ve dışında gerçekleştirdiğimiz operasyonları yükümlüler eliyle yapma
imkanımızın kalmadığı açıktır. Bununla birlikte milletimizin askerlikle bağının
tümden kopmasını da doğru bulmuyoruz. Bu millet asker bir millettir ve onun
ruhundaki o hassasiyeti o inceliği de kaybetmek istemiyoruz. Hem tüm
vatandaşlarımıza temel askerlik eğitimini nazari ve tatbiki olarak
verebileceğimiz hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinin insan gücünü, uzmanlığa
dayalı hale getirebileceğimiz bir sistem üzerinde çalışıyoruz."
"VALİLERE İLAVE İMKANLAR SAĞLANIYOR"
Terörle mücadele kanununda yapacakları değişiklerde OHAL
sonrasında güvenlik güçlerine ve valilere ilave imkanlar sağlayacaklarını
vurgulayan Erdoğan, "Böylece terörle mücadelenin herhangi bir zafiyete
uğramadan devam etmesini hedefliyoruz. Ayrıca ihtiyaç duyulan her zaman ülke
genelinde veya belirli yerlerde OHAL ilan etme yetkimiz vardır. Türkiye'nin
onda biri kadar dahi terör tehdidi altında olmayan ülkeler en küçük bir
kargaşada bizdekinin on katı tedbirler uyguluyor. Böyle bir ortamda hiç
kimsenin ülkemizi terörle mücadele için çıkardığı kanunlar yüzünden eleştirmeye
hakkı olamaz. Bizim için önemli olan kimin ne dediği gibi ülkemizin ve
milletimizin neye ihtiyacı olduğudur. Bu anlayışla çalışmalarımızı yürüttük ve
yürütmeye devam edeceğiz." dedi.
"GERÇEK DOSTLARIMIZ YANIMIZDA OLANLARDIR"
Erdoğan, güvenlik güçlerinin bir süredir sınırların
içinde ve dışında gerçekleştirdiği başarılı operasyonların doğru yolda
ilerlediklerinin en büyük ispatı olduğuna dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Ülkemizi tehdit eden terör örgütlerinin yeni merkezi haline dönüşen
Suriye'yi adım adım güvenli hale getiriyoruz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı
harekatlarıyla yaklaşık 4 bin kilometrekare alanı Suriyeli kardeşlerimizin
güvenle yaşayabilecekleri hale getirdik." ifadesini kullandı.
ABD ile varılan mutabakat çerçevesinde Münbiç'te yeni bir
dönemi açtıklarına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Aynı şekilde
diğer bölgeler içinde hazırlıklarımızı yapıyoruz. Hudutlarımızın dibinde tek
bir terörist kalmayana, tüm Suriyeli kardeşlerimiz huzur içinde evlerine dönene
kadar bu ülkedeki operasyonlarımız devam edecektir. Devletimiz ve milletimiz
için beka meselemiz olarak gördüğümüz bu konuda hiç kimse bize engel olamaz.
Gerçek dostlarımız bu mücadelemizde yanımızda olanlardır Türkiye'ye yönelik
böylesine büyük ve açık bir tehdide rağmen teröristlerin yanlarında yer
alanları da asla unutmayacağımız belirtmek isterim."
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan, "İslam dünyasını, Hristiyan alemini, dünyadaki demokrat ve
özgürlükçü tüm devletleri, kurumları, sivil toplum kuruluşlarını, medya
mensuplarını İsrail'e karşı harekete geçmeye davet ediyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güvenliğinin yanı sıra
bölgenin de güvenliğiyle yakından ilgilendiklerini belirtti.
"Bu coğrafyada çekilen her acının sızısını
yüreğimizde hissediyoruz. Zulme uğrayan her kardeşimizle biz de tarifsiz
sıkıntılar yaşıyoruz." diyen Erdoğan, hiç şüphesiz, bölgede en mazlum
coğrafyanın Filistin olduğuna işaret etti.
Erdoğan, İsrail'in, Kudüs ve Gazze başta olmak üzere
Filistin coğrafyasında gerçekleştirdiği saldırıların tam anlamıyla bir insanlık
suçu olduğunu bildirdi.
Kendi topraklarını savunmaktan başka hiçbir suçları
olmayan sivil Filistinlilerin üzerine tankıyla, topuyla, uçağıyla, füzesiyle,
keskin nişancısıyla giden İsrail'in, "terör devleti" olduğunu bir kez
daha gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Asıl vahim olanı ise dünyanın
İsrail tarafından katledilen yüzlerce ve yaralanan on binlerce Filistinliyi
görmezden gelmiş olmasıdır. Buna karşılık olaylarda hayatını kaybeden tek bir
İsrail askeri için neredeyse herkes harakete geçmiştir." ifadesini
kullandı.
Ortada bir savaşın olmadığını, sadece İsrail yönetiminin
Filistinlilere yönelik saldırıları ve uyguladığı insanlık dışı vahşetin
bulunduğunu belirten Erdoğan, "İsrail, kadın, çocuk, yaşlı demeden önüne
geleni vurarak, yaralayarak, öldürerek, hele hele kadınları yerlerde
sürükleyerek, insanların evlerini başına yıkarak, Filistinlileri yaşadıkları
yerlerden ayrılmaya zorluyor." dedi.
Erdoğan, İsrail parlamentosunda kabul edilen Yahudi Ulus
Devlet Kanunu'nun bu ülkenin gerçek niyetini tüm açıklığıyla ortaya koyduğunu
vurguladı.
Filistin halkıyla Kudüs'ü ziyaret eden Müslümanlara ve
Hristiyanlara yönelik tüm haksız uygulamalar, baskılar, tecritlerin bu kanun
ile meşrulaştırıldığının altını çizen Erdoğan, gasp ettiği toprakları, yerleşim
yerleri adıyla masumlaştırmaya çalışan İsrail'in bu kanunla, yaptığı hırsızlığa
kendince bir kılıf icat ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karşımızda kendi tanımladığı
bir topluluk dışında hiç kimsenin hakkını, hukukunu hatta varlığını tanımayan
bir devlet vardır. Bu düzenleme İsrail'in dünyadaki en siyonist, en faşist, en
ırkçı devlet olduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatıdır."
değerlendirmesini yaptı.
"HİTLER'İN RUHU YENİDEN HORTLAMIŞTIR"
İsrail'in, bu düzenlemeden sonra siyonizm, faşizm ve
ırkçılık ile bunların sonuçları konusunda söyleyecek bir sözü kalmadığını
aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hitlerin, ari ırk saplantısı ile İsrail
yönetiminin, bu kadim toprakları sadece Yahudilere ait sayan anlayışı arasında
hiçbir fark yoktur. Dünyayı büyük bir felakete sürükleyen Hitler'in ruhu,
İsrail'in bazı yöneticileri arasında yeniden hortlamıştır. İsrail
Cumhurbaşkanı'nın da isabetle ifade ettiği gibi bu, dünya Yahudilerine bir
anavatan sunmaktan ziyade, tüm Yahudileri tehlikeye atan bir adımdır. Dünyada
yönetim ilkelerini, dini referanslara dayandıran devletleri en şiddetli şekilde
eleştiren, hatta fiili müdahalede bulunanların İsrail'in Yahudi şeriatını esas
alan bu kanununa ses çıkartmamaları da ayrı bir iki yüzlülüktür."
Bu durumda İsrail'in attığı bu adımla kalmayacağını, yine
kendi dini referansları gereği bölgeyi ve tüm dünyayı kana, ateşe, acıya boğacağını
varsaymak gerektiğini belirten Erdoğan, şunları vurguladı:
"Bugün yaşananlara susanlar, yarın yaşanacak daha
büyük acıların, dökülecek kanların müsebbipleri olacaktır. Türkiye olarak
İsrail yönetiminin tüm haksızlıklarına, uyguladığı tüm zulümlere karşı çıkmayı,
Filistin halkının yanında olmayı sürdüreceğiz. İslam dünyasını, Hristiyan
alemini, dünyadaki demokrat ve özgürlükçü tüm devletleri, kurumları, sivil
toplum kuruluşlarını, medya mensuplarını İsrail'e karşı harekete geçmeye davet
ediyoruz."
"NİCE TUZAĞI NİCE OYUNU BOZDUK"
Bugünün dünyasında bağımsızlığın, güçlü olmanın,
hedeflerine ulaşmanın yolunun her şeyden önce imandan, inançtan, azimden ve
çalışmadan geçtiğini, bunlara siyaset, diplomasi ve ekonomiyi de eklemek
gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başarınızın büyüklüğünü,
inancınızın büyüklüğü belirler." sözünü aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Bugün
Türkiye, bölgesinin ve dünyanın itibarlı bir ülkesi haline gelmişse bunda en
büyük pay, milletimize olan inancımızdır. Bundan çeyrek asır önce Türkiye'yi
yerle yeksan etmeye yetecek nice saldırıyı, nice tuzağı, nice oyunu bu sayede
bozduk. Hem milletimize ve kendimize inandık güvendik, duruşumuzdan asla taviz
vermedik hem de ülkemizi büyüttük, kalkındırdık zenginleştirdik. Bilhassa son
beş yılda maruz kaldığımız her saldırıyla birlikte, ekonomik bir hançerin de
sırtımıza saplanmaya çalışılmasının sebebi budur.
Biz ülkemizin sadece siyasi özgürlüğünü değil, ekonomik
özgürlüğünü de korumanın mücadelesini verdik. Elbette krizlerin faturasını
ödedik ve ödüyoruz. Tüm milletimiz emin olsun ki kazandıklarımız karşında bu
faturanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. İnşallah çok yakında ekonomik olarak
da çok büyük kazanımlar elde edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye'nin
büyümesini, kalkınmasını, gelişmesini engelleyemiyorlar."
"YILLIK İHRACATIMIZ 161,5 MİLYAR DOLARA ULAŞTI"
Türkiye'nin, milli gelirle 17'nci, satın alma paritesine
göre 13'üncü sırada olduğunu belirten Erdoğan, sağlam bir hamle ile bu sıraları
hızla ileriye taşımanın önünde hiçbir mani olmadığını vurguladı.
Erdoğan, haziran sonu itibarıyla yıllık ihracatın 161,5
milyar dolara ulaştığına dikkati çekerek, "Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde
7,4'lük bir büyüme oranıyla geçtiğimiz yıldaki seviyeyi koruduk. Bireysel
emeklilik sisteminin fon büyüklüğünün 81 milyarı geçmesi, katılımcı sayısının 7
milyonu bulması da önemli bir gelişmedir. Diğer taraftan ücretli çalışanların
milli gelirden aldıkları pay, geçtiğimiz yıl yüzde 39 ile tarihimizin en yüksek
oranına ulaştı. Emeklilerimize vermeye başladığımız bayram ikramiyeleri ve
diğer sosyal yardım ödemelerimizle bu oran, daha da yükselecektir." dedi.
"ONLAR İŞÇİYİ, MEMURU SÖMÜRDÜLER"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışanlardan yıllarca kesilen ve
kayda değer bir katma değere dönüştürülemeyen "tasarruf teşvik ve konut
edindirme yardımı ödemelerini" AK Parti'nin gerçekleştirdiğini bildirdi.
Erdoğan, şunları kaydetti: "Bunlar öyle ufak, basit
rakamlar değil, korkunç rakamlar. Yani doların çok düşük seviyede olduğu bir
dönemde, biz Tasarruf Teşvik Fonu kesintileri 4,5 milyon kişiye o zamanının
rakamıyla 15 milyar lira, konut edindirme yardımı için de 8 milyonu aşkın
kişiye 3,5 milyar lira ödeme yaptık. Yani 18,5 milyar lira... Bunu biz yaptık.
Neredeydi bu CHP, neredeydi diğerleri, hiçbiri yoktu. Onlar işçiyi, memuru
sömürdüler. Onlardan yaptıkları kesintiyle maaş ödediler. Biz geldik ve bu
devletin memuruna, işçisine olan borcu ödedik."
Erdoğan, bunların halka anlatılması ve unutturulmaması
gerektiğini söyledi.
YORUMLAR