Erdoğan, AK Parti'nin belediyelerde gösterdiği emsalsiz
başarıyla Türkiye'nin yönetimini üstlenmiş bir parti olduğunu anlattı.
Bu bakımdan belediyelerinin halkın günlük hayatına
dokunan çalışmaları ve yaptıkları altyapı yatırımlarının önemine işaret eden
Erdoğan, "Özellikle içinden geçtiğimiz Kovid-19 hastalığı döneminde
belediyelerimize çok daha büyük görevler düşüyor. Yerel Yönetimler
Başkanlığımız salgının başlamasıyla birlikte bu konuda dikkat edilecek hususlara
dair sizlere gereken bilgilendirmeleri yapmıştı. Kamu hizmet binaları, toplu ulaşım araçları,
pazar yerleri , çöp toplama alanları gibi yerlerin temizliğini ve
dezenfeksiyonunu aksatmadan yapmalıyız" diye konuştu.
Erdoğan, ilçe belediyeleriyle işbirliği halinde cadde ve
sokakların rutin temizlik faaliyetlerinin yürütülmesi hususunda da daha fazla hassasiyet gösterilmesi
gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Maske, eldiven, kolonya, tulum gibi temizlik ve
korunma malzemelerinin temini ve dağıtımını mümkün olduğu kadar yaygın şekilde
sürdürmeliyiz. Meslek edinme kursları olan belediyelerimiz, buralarda temizlik
ve korunma malzemelerini kendileri yapabilirler. Halkı bilgilendirmeye yönelik
kurallara uymaya davet eden her türlü faaliyet, kesintisiz devam edilmelidir. Gıda ve temizlik
ürünlerini vatandaşlara ulaştırırken de kurallara riayet edilmesi noktasında
titiz davranmalıyız. Yaşlılarımız ve öğrencilerimiz başta olmak üzere
evlerinden çıkmasını istemediğimiz vatandaşlarımızın alışveriş, internet, kitap
gibi ihtiyaçların teminine yardımcı olmalıyız. Bilhassa işsiz kaldığı veya yetersiz gelire sahip olduğu
için geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşımızı asla yalnız bırakmamalıyız. Bu
konuda valiliklerimizle de kaymakamlıklarımızla da işbirliği halinde
olmalısınız. Evinde tencere kaynamadığı için gözü yaşlı, kalbi kırık, yüreği
daralmış her vatandaşımızın vebali sizlerin üzerindedir."
"HER HAL
GEÇİCİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlarla doğrudan, yüz yüze
iletişim içinde olan belediye personelinin maske, tulum, gözlük eldiven gibi
korunma amaçlı malzemelerinde en küçük bir eksikliğin yaşanmaması gerektiğinin
önemine işaret etti.
Belediyelerin nisan, mayıs ve haziran aylarındaki İller
Bankasındaki ödeneklerinin kesintisini kaldırarak bu çalışma için kaynak
sağladıklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Unutmayınız, 'Küllü halin yezulü' Yani her hal
geçicidir. Bu günler gelip geçtikten sonra geride ülkemize ve şehrimize
yaptığımız hizmetler, milletimize verdiğimiz destekler konuşulacaktır. Hayırla yad edilmek için bu günleri mihnet
değil, fırsat bilip milletimizin gönül kapılarının bize sonuna kadar açılmasını
sağlamalıyız. Milletimiz göz boyamaya çalışanla halis niyetle hizmet edenin ayrımını böyle dönemlerde daha
iyi yapar. AK Parti olarak bugüne kadar milletimizi hayal kırıklığına
uğratmadık. İnşallah bu salgın döneminde
de uğratmayacağız."
Erdoğan, Türkiye'ye eğitimden sağlığa, adaletten
güvenliğe, sanayiden ulaşıma kadar her alanda kazandırdıkları güçlü alt yapının
önemini, bu kriz döneminde çok daha iyi görebildiklerini belirterek, gelişmiş
ülkelerin bile pek çoğu kriz karşısında adeta çökerken, Türkiye'nin hemen her
alanda kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyede olduğunu ispatladığını
söyledi.
Hatta pek çok dost ve kardeş ülkeye de imkanlar
nispetinde destek verdiklerini, bu zor günlerinde onların yanında olduklarını
gösterdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"En büyük önceliğimiz, vatandaşlarımızın geçim
sıkıntısına düşmeden temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesini sağlayabilmektir.
Aldığımız tedbirlerin büyük bir bölümü, doğrudan dar gelirli insanlarımıza
destek vermeye yöneliktir. Bu çerçevede, sosyal devlet ilkesi gereği ihtiyaç
sahibi 2 milyon haneye, biner lira nakit yardımı gerçekleştiriyoruz. Faaliyetine
ara veren her işletmenin çalışanlarının ücretlerinin yüzde 60'ı oranında ve
asgari ücreti geçmeyecek şekilde ödeme yapıyoruz. İstihdamı korumak amacıyla
faaliyetlerine ara veren işletmelerimizin telafi çalışma sürelerini iki katına
çıkardık. İşletmelerimizin vergi ve sigorta ödemelerini erteleyerek bu
sıkıntılı dönemi nispeten daha rahat şekilde geçirmelerini temin
ediyoruz."
Pek çok bankanın, müşterilerinin ödemelerini erteleme
yoluna gittiğini, hatta ilave kaynak sağladığını, kamu bankalarının hane halkı
geliri 5 bin liranın altında olan her müşterisine destek olmak için kolları
sıvadığını anlatan Erdoğan, bankaların, bu vatandaşların temel ihtiyaçlarını
karşılayabilmeleri için 6 ayı ödemesiz, 36 ay vadeyle yüzde 0,49 maliyetle 10
bin liraya kadar destek kredisi verdiğini aktardı.
"SÜRECİ AHKAM
KESENLERE GÖRE DEĞİL, ÜLKEMİZİN GERÇEKLERİNE GÖRE YÜRÜTTÜK"
Erdoğan, her alanda aldıkları tedbirlerle çalışanların,
esnaf ve sanatkarın, sanayicinin, ticaret erbabının, 83 milyonun tamamının
yanında olduklarını göstermeye çalıştıklarını dile getirdi.
Korona salgını ile mücadelenin sadece hükümetin, devletin
değil, tüm siyasi partilerin, tüm kurum ve kuruluşların meselesi olduğunu ifade
eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu, 83 milyonun her bir ferdini yakından ilgilendiren
hayati bir konudur. Salgının ilk başladığı andan itibaren bizler meseleye bu
hassasiyetle yaklaştık. Politika ve söylemlerimizi de buna göre belirledik.
İşinin ehli hocalarımızdan oluşan Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda
aldığımız kararları tek tek hayata geçirdik. Süreci sosyal medyada veya
televizyon ekranlarında ahkam kesenlere göre değil, ülkemizin gerçeklerine ve
ihtiyaçlarına göre yürüttük. Aldığımız her kararı devlet ciddiyetine uygun
şekilde tüm boyutlarıyla değerlendirdikten sonra milletimizle paylaştık."
"TÜRK
MİLLETİNİN BASİRET VE FERASETİNE SONUNA KADAR GÜVENİYORUZ"
Dünya çapında 1 milyona yaklaşan vaka ve 50 bine varan
ölü sayısıyla gerçekten tarihi bir felaketin yaşandığı şu dönemde birçok ülkeye
kısayla Türkiye'nin iyi bir yerde olduğunu ancak bunu yeterli görmediklerini,
karamsarlığa kapılmadıkları gibi rehavete de asla düşmediklerini belirten
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Panik yapmadan akılcı, dengeli ve gerçekçi
adımlarla mücadelemizi kararlılıkla yürütüyoruz. Türkiye Allah'ın izniyle bu
salgını yenecek güce ve kapasiteye sahiptir. Daha önceki sıkıntılar gibi
milletimiz bu badirenin de üstesinden gelecek, inşallah aydınlık, müreffeh ve
huzurlu günlere kısa sürece kavuşacaktır. Çünkü biz Türk milletinin basiret ve
ferasetine sonuna kadar güveniyoruz. Rabbimizin nusret ve inayetinin bizimle
olduğuna da yürekten inanıyoruz. Bu süreçte mücadelemizi sekteye uğratacak en
büyük tehdit, ümitsizliktir, karamsarlıktır, yılgınlıktır, yeise kapılmaktır.
83 milyonun arasına ayrılık virüsünü, fitne ve tefrika virüsünü
bulaştırmadığımız sürece, korona virüsü ile mücadelemiz çok daha kolay
olacaktır."
"BU MİLLETİN
EN BÜYÜK GÜCÜ BİRLİĞİDİR, BERABERLİĞİDİR"
Konuşmasında İstiklal Marşı şairi merhum Mehmet Akif
Ersoy'un "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça
yürekler onu top sindiremez" dizelerini hatırlatan Erdoğan, "Bu
milletin en büyük gücü birliğidir, beraberliğidir. Bin yıldır sevinç ve hüzünle
yoğrulan kadim kardeşliğidir. 83 milyon olarak birbirimize kenetlendiğimiz
sürece bizi yıkabilecek, kutlu yolculuğumuza set çekecek hiçbir engel yoktur.
Bunun için her fırsatta salgına karşı almamız gereken tedbirleri hatırlatırken,
aynı zamanda milletimizin birliğine, beraberliğine ve kardeşliğine de vurgu
yapıyoruz." diye konuştu.
Her konuşmalarında dayanışmanın önemine dikkat
çektiklerine işaret eden Erdoğan, "Biz Bize Yeteriz Türkiyem" diyerek
başlattıkları Milli Dayanışma Kampanyasının hedeflerinden birinin de bu
olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, benzer kampanyaların ekonomik
gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünyanın diğer ülkelerinde de yürütüldüğünün
bir gerçek olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Başlattığımız yardım kampanyasında toplanacak
tutarı doğrudan ihtiyaç sahiplerine aktaracağız. Esasen bu tür kampanyalarda
toplanan meblağlar devletin aynı amaçlı diğer harcamalarının yanında oldukça
küçük kalır. Bu kampanyaların gayesi milletimizin fertleri arasındaki güçlü
dayanışmayı ortaya koymaktır. Sergiledikleri hukuksuzluk ve tehlikeli
söylemlerle dayanışma yerine ayrışma peşinde olanlara izin vermeyeceğiz.
Kendilerini Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dışında ve üstünde görenlere
milletimiz de hak ettiği cevabı veriyor, verecektir. Hele hele 83 milyonun
kader ortaklığını sembolize eden bir projeyi dinamitlemeye çalışmak açık
söylüyorum, gafletten öte bir davranıştır. Adı üzerinde bu bir iyilik
seferberliğidir. Gönüllü yardımlaşma ve dayanışma kampanyasıdır. Farklı şekilde
yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımız da gerek bireysel olarak, gerekse
gönüllü teşekküllerimiz vasıtasıyla bunu zaten yapıyor. Türkiye'de kimse
hukukun ve kanunların üstünde değildir. Korona salgınıyla mücadeleyi
sulandırmaya, bunu günlük siyasetin malzemesi haline dönüştürmeye hiç kimsenin
hakkı yoktur. Şu an hepimiz vatanımızın geleceğini ve milletimizin hayatını
tehdit eden sinsi bir düşmanla mücadele ediyoruz. Karşımızdaki düşmanın adını
koronavirüsüdür. Bu düşmanı ancak birbirimize, birbirimizle kenetlenerek
yenebiliriz. Bu tehdidin üstesinden ancak dayanışmayla gelebiliriz."
"GÜN KÜÇÜK
HESAPLAR PEŞİNDE KOŞMAK YERİNE BASİRETLİ DAVRANMA GÜNÜDÜR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gün siyasi, etnik, mezhebi
tüm farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak ebedi ve ezeli kardeşliğimizi
hatırlama günüdür. Gün tıpkı İstiklal Harbimizde olduğu gibi ortak düşmana
karşı birleşme günüdür. Gün küçük hesaplar peşinde koşmak yerine basiretli
davranma günüdür. Böyle bir dönemde siyasi rant hesabı yapanları maşeri vicdan
asla unutmayacaktır. Umut vermek, güven aşılamak, katkı sunmak yerine,
karamsarlık pompalayanları milletimiz asla affetmeyecektir. Buradan herkesi bir
kez daha bir olmaya, beraber olmaya, kardeş olmaya ve hep birlikte Türkiye
olmaya davet ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." ifadelerini
kullandı.
Erdoğan, belediye başkanlarını seçilmelerinin birinci
yılı dolayısıyla tebrik ettiğini belirterek, millete ve şehirlerine hizmet
yolunda her bir başkana Allah'tan muvaffakiyet dileyerek sözlerini tamamladı.
YORUMLAR