Geçtiğimiz günlerde ‘bunun adı vicdansızlık’ manşetiyle
diyaliz aşamasına gelmemiş hastaların burada çıkmayan raporlarını
Gaziantep’teki tek doktordan çıkararak diyalize girdiren ekip yine iş
başındaydı. Sağlık Müdürlüğünün görmezden geldiği ekip yine bir hastayı
ağlarına düşürmeye çalışırken hasta, yakınları tarafından Tıp Fakültesine de
tedavi ettirilince gerçek ortaya çıktı.
Kahramanmaraş’ta diyaliz alanındaki skandallar bitmek
bilmiyor. Geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesinin özel bir
diyaliz merkezinde önceki dönemlerde görev yapan bir çalışanla yaptığı röportaj
sektördeki tüm iğrençliği gözler önüne sermişti.
RAPOR VEREN DOKTOR
O DİYALİZ MERKEZİNİN MAAŞLI ADAMI ÇIKTI
O diyaliz merkezinde çalışan eski görevli Kahramanmaraş
Tıp Fakültesinde ve Necip Fazıl Şehir Hastanesinde diyalize girmek için
alınamayan raporun Gaziantep’te görevli Dr. E.M. tarafından verildiğini öne
sürmüştü.
Araştırmayı derinleştiren Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi
Gaziantep’te özel bir hastanede görev yapan ve Kahramanmaraş’tan diyaliz
aşamasına gelmediği için alınamayan raporları kolaylıkla veren Dr. E.M.’nin
buradaki özel diyaliz merkezinin maaşlı çalışanı olduğu ortaya çıktı.
AYNI DOKTOR E.M.
GAZİANTEP, ADIYAMAN VE KAHRAMANMARAŞ’TA GÖREV YAPIYORMUŞ
Kahramanmaraş’taki özel diyaliz merkezinde ayda 2 gün
çalışıyor gibi görünen ve özel diyaliz merkezinin Kahramanmaraş’ta alamadığı
raporu kolayca kendisi veren Dr. E.M.’nin 2011 yılından beri diyaliz
merkezinden maaş aldığı belirlendi. Aynı Doktor E.M.’nin ayrıca Gaziantep’te
özel bir hastane de çalışmasına rağmen yine Kahramanmaraş’la birlikte,
Gaziantep ve Adıyaman’da da bulunan özel diyaliz merkezlerinden de görev
yaptığı ve maaş aldığı öğrenildi.
MAAŞ ALDIĞI
DİYALİZİN HASTALARINA RAPOR VERMEK NE KADAR ETİK?
Kahramanmaraş’tan alınamayan raporları, maaş aldığı
diyaliz merkezinin aracıyla gönderdiği hastalara kolaylıkla veren Dr. E.M.’nin
bu durumu etik açıdan ne kadar doğru olup olmadığı merak konusu oldu. Kahramanmaraş-Gaziantep
ve Adıyaman üçgeninde hastalara kolaylıkla rapor veren Dr. E.M.’nin daha önce şikâyet
edildiği fakat üzerine gidilmediği de iddia edildi.
BU ÜÇGENİN SON
KURBANI HASAN KARA SON ANDA KURTULDU
Bu ekibin son kurbanı ise Kahramanmaraşlı 47 yaşındaki
Hasan Kara oldu. Getirildiği özel hastanede kendisine böbreklerinde sıkıntı
olduğu gerekçesiyle boyun bölgesinden katater takıp 3 kez diyalize alan doktor,
rapor için Gaziantep’e yönlendirmeye çalışırken, hasta yakınlarının ulaştığı
Kahramanmaraş Böbrek Diyaliz Hastaları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı
Hanifi Çöplü ve Başkan Yardımcısı Harun Reyhan’ın hastaneye gelmesiyle her şey
ortaya çıktı.
FAKÜLTEDEKİ DOKTOR
BENİ DİYALİZE ALAN DOKTORA İSYAN ETTİ
Boynundaki kataterle doktorun taburcu ettiği hasta
KABÖDER tarafından Tıp Fakültesi Hastanesine yönlendirildiğini belirtti. Tıp
Fakültesinde muayene olan Hasta Ramazan Kara, doktorların, “senin böbreklerinde
geçici bir enfeksiyon oluşmuş, şuan böbrek kendini toparlamaya başlamış. Seni
hangi doktor nasıl diyalize alır, bu nasıl bir doktor” dediğini aktardı. Hasta
Ramazan Kara ayrıca diyalize girilmesi için boyundaki kreterin de Üniversitede
çıkartıldığını belirtti.
YEĞENİM GELMESİYDİ
BENİ GAZİANTEP’E GÖNDERECEKLERDİ
Başından geçenleri Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesine
anlatan Hasan Kara; “ben bayılmışım, bayıldıktan sonra ambulansla önce özel bir
hastaneye ardından da diğer bir özel hastaneye getirildim. Burada özel bir diyaliz
merkezinde de görev yaptığını sonradan öğrendiğim doktor beni muayene etti. Yoğun
bakımda yanıma gelen doktor; ‘seni hemen diyalize almamız lazım’ dedi. Benim
şuana kadar hiçbir hastalığım yoktu, böbreğimle ilgili de hiçbir şikâyetim
yoktu, küçük tuvaletimi rahatça yapabiliyordum. Boyun bölgeme katater taktılar
ve beni 3 kez diyalize bağladılar. Yarım şişe idrar yapmama rağmen beni yine
diyalize aldılar. Sonra aynı doktor bana; ‘sana araba ayarlayacağım,
Gaziantep’e gidip geleceksin, sana birde orada bakacaklar’ dedi. Sonra bir
yakınım aradı ve beni hastaneden çıkarmak istediğini söyleyince doktor telaşlı
bir şekilde yanıma gelerek bu yakınımın kim olduğunu sordu. Bende bacanağımın
oğlu olduğunu söyledim. O anda doktor bana yarın beni taburcu edeceğini
söyledi” dedi.
TIP FAKÜLTESİNDEKİ
DOKTORLARIMIZA HER ZAMAN DUA EDİYORUM
Üniversitede kendini muayene eden doktora dualar eden
Ramazan Kara, “Tıp fakültesinde beni muayene eden doktordan Allah razı olsun,
tuttuğunu altın etsin. Beni muayene ettikten sonra tahlil sonuçlarıma bakıp
‘senin diyalize girmene gerek yok, bu tahlil sonuçlarına göre o doktor seni
diyalize nasıl alır. Senin diyalize girmene gerek yok, şu katateri de
çıkartacağız’ dedi. Ben o doktora dua etmeyim de ne yapayım. Şuan ise sağlığım
hiç yerinde değil ayaklarım çok kötü durumda” diye konuştu.
KABÖDER BAŞKANI
OLMASAYDI NE OLACAĞINI TAHMİN BİLE ETMEK İSTEMİYORUM
Hastanın durumuyla ilgili yakından ilgilenen eşinin
yeğeni Selim İspir ise hastayla yakından ilgilendiklerini belirterek şöyle
konuştu, “Eniştemin hastaneye yattığını duyunca hastaneye giderek doktoruyla
görüştüm. Doktoru bana ‘hastanın diyalize girmesi gerekiyor’ dedi. Bizde bu
konuda bir şey bilmediğimiz için daha önceden tanıdığım Kaböder Başkanı Hanif
Bey’i aradım. Hanifi Bey’le eniştemin bulunduğu hastaneye gittik ve doktorla
görüşmek istedik. Doktor beyle görüşemedik. Doktora telefon açtım ve hastamın
yanına gitmek istediğini söylediğimde bana hastamın yarın taburcu edileceğini
söyledi. Ertesi gün geldiğimde tahlil sonuçlarını da alıp hastamı alıp
götürdüm.” Dedi.
TIP FAKÜLTESİNDEKİ
DOKTORLAR DİYALİZE GEREK OLMADIĞINI SÖYLEDİLER
Eniştesini özel hastaneden taburcu ettikten sonra Tıp
Fakültesi hastanesine götürdüğünü dile getiren İspir Tıp Fakültesi
hastanesindeki doktorların muayene ve tahlillerinin ardından kendilerine
hastanın diyalize girmesine gerek olmadığın söylediğini, bu tahlil sonuçlarıyla
hastayı bir doktorun nasıl diyalize alabileceğini anlamadıklarını söylediğini
belirtti. Ertesi gün bir daha çağırdılar bir daha tahlil verdiler ve boynundaki
kataterin çıkartılmasına karar verildiğini de ifade eden İspir, doktorun
kendilerine böbrekte geçici bir enfeksiyon oluştuğunu ve böbreğin tekrar
kendini toparlamaya başladığını söylediğini vurguladı.
HASTANEYE GİDEREK
HASTAYLA İLGİLENDİK
Kaböder Başkanı Hanifi Çöplü de hasta yakını Selim
İspir’in kendilerine ulaştığını ve durumu söylediğinde hemen kendi hocalarına
göstermek için tahlil sonuçlarını istediğini söyledi. Çöplü; “biz bu
hastalıktan geçtik ve geçmekte olanlara da yardım ediyoruz. Malum hastanede ve
malum doktorun muayene ettiğini duyunca hemen tahlil sonuçlarını istedik. Biz
hastaneye gidince tahlil sonuçlarına gerek olmadığını ve hastanın yarın taburcu
edileceğini söylediler. Taburcu olduktan sonra hastayı evinde ziyaret ettik.
Ramazan Kara’yı diyalize bağlayan doktor nefrolog değil, Dahiliye uzmanı.
Şehrimizde 6-7 tane Nefrolog doktor var. Bu tür hastaların nefrolog
doktorlarına muayene olması gerekir.” Dedi.
BİZ DERNEK OLARAK
HASTALARIMIZA HER TÜRLÜ DESTEK OLUYORUZ
Dernek olarak hastayı Tıp Fakültesindeki hocalarımıza
yönlendirdik. Orada yapılan tetkik ve muayene sonucunda hastanın diyalize
girmesine gerek olmadığını beyan etmişler. Diyalize girmek iğne vurulup tedavi
olmak değil, diyalize girmek hayatınızın tamamen değişmesi demek. Düğünü yok,
bayramı yok, cenazesi, düğünü, gezisi yok. Bir gün durup bir gün mutlaka
gireceksin. O makineye bağlı yaşıyorsun. En başta da psikoloji alt üst oluyor.
Biz de hastalarımıza psikolojik destek veriyoruz.” Diye konuştu.
Diyalizin ilk aşamasına giren hastalara çok önem
verdiklerini ve dernek olarak bunu araştırdıklarını da dile getiren Çöplü şöyle
konuştu; “ailede bir hastalık mı var, kronik mi, Akut mu? Bunları
araştırıyoruz. Hasta böbrek nedir, kretein nedir bunun bilmesini istiyoruz.
Diyalize giren bir hastanın hem psikolojisi hem hayatı, yaşantısı alt üst
olduğu için diyalize girmeme gibi bir durumu varsa bunun ortaya çıkmasını
sağlamaya çalışıyoruz.
BİZ
KAHRAMANMARAŞ-GAZİANTEP ÇIKAR İLİŞKİSİNİ YILLARDIR SÖYLÜYORUZ
Biz yıllardır diyaliz hastaları üzerinden Kahramanmaraş-
Gaziantep arası çıkar ilişkisi olduğunu söyledik fakat yetkililer bir türlü
bunu duymak istemedi. Biz ulaşabildiğimiz hastaları uyardık ya
ulaşamadıklarımız. Her toplantıda dile getirdik ve bunun kanıtlarında biri de
bu hastamız. Diyalize gerek olmayan hastalara buradaki hastaneler rapor
vermiyor, Gaziantep’teki bir doktor kolayca veriyor. Neden verildiğinin
araştırılmasını istedik fakat bir tane yetkili çıkıp çağrımıza kulak vermedi.
Yetkililerden istediğimiz şey şu; bir hasta diyalize girecekse rapor için neden
Gaziantep’e yönlendiriliyor, hasta takibi neden yapılmıyor. Buradaki doktor
‘diyalize girmesine gerek yok’ derken, bir gün de hasta nasıl diyaliz hastası
olup Gaziantep’ten rapor alabiliyor. Biz işin içinde art niyet ve rant
girdiğini düşünüyoruz. Eğer bir hasta diyalize girecekse buna
Kahramanmaraş’taki nefrologlar karar vermeli, nefrolog olmayan doktorlar değil.
Biz dernek olarak bir kaçını kurtardık, kurtaramadıklarımızın vebali ise bu işi
araştırmayan yetkililerde.” dedi.
Şimdi bu hastanın durumunun ardından Sağlık Müdürlüğünün nasıl bir tavır takınacağı merak konusu oldu. (KAYNAK: KAHRAMANMARAŞ'TA BUGÜN GAZETESİ)
YORUMLAR