Erdoğan, dünyanın ciddi değişimler yaşadığı bir süreçte,
yeni yapısıyla ve yeni yönetimiyle DEİK'in iş dünyasının bilhassa da
ihracatçıların lokomotif kuruluşu haline geldiğini söyledi.
DEİK'in 2016 yılı ocak ayından bugüne kadar düzenlediği,
içinde iş forumlarının, konsey toplantılarının da yer aldığı 5 bin farklı etkinliği,
yakalanan ivmenin bir göstergesi olarak değerlendirdiğini ifade eden Erdoğan,
Türkiye'nin en büyük 100 şirketinin 63'ünün, en büyük 46 uluslararası
müteahhitlik şirketinin 28'inin, en büyük 70 ihracatçı şirketinin 21'inin DEİK
üyesi olmasının da bu başarının bir nişanesi olduğunu belirtti.
Burada üye sayısı kadar üyelerin niteliğinin, vasfının da
son derece önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'de çeşitli alanlarda
faaliyet yürüten birçok çatı kuruluşu gibi DEİK'in de asıl değişimi kendi bünyesinde
gerçekleştirdiğini aktardı.
Son dönemde atılan adımların DEİK'i, Türkiye'nin tüm
renklerini kucaklayan, tüm farklılıklarını içinde barındıran, daha kapsayıcı,
daha kuşatıcı bir yapıya kavuşturduğunu belirten Erdoğan, bu yapısal değişimin
DEİK'in gücüne, yurt içinde ve yurt dışında sahip olduğu etkinliğine de ciddi
katkılar yaptığını, Türkiye adına çok önemli bir kazanım olarak gördüğü bu
başarının korunması ve geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEİK'in yakaladığı ivmeyi gelecek
sene de devam ettirerek başarı çıtasını çok daha yüksek seviyelere çıkaracağına
inandığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Tıpkı, 2019 yılı için
belirlenen 'işimiz, gücümüzü dünyaya taşımak'... Bu bizim parolamız. 2019 bu
noktada çok ama çok farklı olacak. Sizlerden Türkiye'nin ekonomik gücünü yakın
coğrafyamızdan başlayarak, tüm dünyaya taşımanızı bekliyorum. Bunun için de
DEİK, icrai bir kurul olmasının yanı sıra iç dünyamıza ufuk açacak, yol ve
istikamet çizecek, fikri egzersizler de yürütmelidir. DEİK, dış ekonomik
ilişkilere dair stratejiler hakkında raporlar üretmeli, uygulanmasını
sağlamalı, sonuçlarını da yakından takip etmelidir. Bu yönde yapacağınız
çalışmalarda da her zaman sizlerin yanında olmayı sürdüreceğim."
Erdoğan, gerek 2011 yılı gerekse o günden bugüne gelen
sürece değinerek, "11 yılı aşkın Başbakanlığım döneminde, gerekse de
Cumhurbaşkanlığımız süresince DEİK'in çalışmalarına özel önem verdik.
Afrika'dan Güney Amerika'ya kadar ziyaret ettiğimiz her yere DEİK'i de davet
ederek, iş adamlarımız arasında köprüler kurduk. Küçük, büyük demeden
firmalarımızın sorunlarını çözmek, sizlerin karşılaştığı sıkıntıları gidermek
için ciddi gayret gösterdik. Bundan sonraki süreçte, bu çatı aslında KOBİ'leri
de almak suretiyle ufku daha da genişletmek, KOBİ'lerin bakış açılarını çok
daha güçlü hale getirmek için bir adım atmamızın da gereğine inanıyorum."
diye konuştu.
Bürokrasiden teminat mektuplarına, gümrük sorunlarından
tır şoförlerinin meselelerine kadar her işle yakından ilgilendiklerini vurgulayan
Erdoğan, bütün bunları iş adamlarına daha rahat, daha güvenli bir ticaret
ortamı tesis etmek için yaptıklarını söyledi.
İhracat artsın, yatırımlar çoğalsın, istihdam, büyüme,
üretim katlansın diye bu mücadeleyi yaptıklarını belirten Erdoğan, sözlerine
şöyle devam etti: "2002 yılında yola çıktığımızda, bizim ihracatımız
neydi? 36 milyar dolar. Şu anda nereye geldik? 170 milyar dolara geldik.
İhracatçı firma sayımız 31 bindi. Ama bunları ana muhalefetin başı bilmez,
anlamaz bu işlerden. İki kat arttırdık, şu anda 71 binin üzerine çıkardık.
Yürürlüğe koyduğumuz düzenleme ile 8 bin 582 ihracatçımıza, yeşil pasaport
imkanı getirerek pek çok ülkeye vizesiz seyahatin yolunu açtık. Talebi geri
çevirmedik. EximBank'ın sermayesini, 3 milyar liradan 10 milyar liraya
çıkardık. İhracatçılarımıza sadece geçtiğimiz yıl 2 milyar liranın üzerinde
nakit destek sağladık. 1975-2002 döneminde ülkemizde sadece 15 milyar dolar
doğrudan yatırım yapılmışken son 16 yılda 201 milyar doların üzerinde doğrudan
yatırım rakamına ulaştık."
"ÜLKEMİZİ TÜM
DÜNYADA GÖRÜNÜR, TANINIR HALE GETİRDİK"
Her sene dünyanın farklı kıtalarını, farklı ülkelerini
ziyaret ettiklerini, gittikleri ülkelerin sanayici ve iş adamlarıyla
Türkiye'deki iş adamlarını bir araya getirdiklerini anlatan Erdoğan,
"Liderler olarak tüm iş adamlarına oralarda bir heyecan, onlara ciddi
manada girişimci ruhunu aşılayalım istiyoruz. Gerek resmi ziyaretler, gerekse
ev sahipliği yaptıkları uluslararası toplantılar münasebetiyle, devlet ve
hükümet başkanlarını da ülkemizde ağırlıyoruz. En son İran Cumhurbaşkanı Ruhani
ile Çankaya Köşkü'nde iş adamlarımızı bir araya getirdik. Bunlar ilk ama biz
kararlıyız, yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Bu ziyaretler ve temaslardan
şahitlik ettiğimiz tablo şudur. Bugün Türkiye 15-20 yıl öncesine kadar esamesinin
dahi okunmadığı pek çok ülkede sadece resmi misyonlarıyla değil, iş
adamlarıyla, firmalarıyla, ürünleriyle, sivil toplum kuruluşları ile vardır.
Müteahhitlik hizmetlerimizle, dizilerimizle, sinema filmlerimizle, sağlık
hizmetlerimizle ve kültürümüzle, ülkemizi tüm dünyada görünür, tanınır hale
getirdik." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında göreve geldiklerinde
doğru düzgün hiçbir yatırımın olmadığı bölgelerde bugün Türk girişimcilerin
üretim ve ticaret yaptığını, yüz binlerce insana istihdam sağladığını belirtti.
Müteahhitlerin, Afrika'dan Rusya'ya, Kazakistan'dan
Balkanlar'a çok geniş bir coğrafyada göğsü kabartan projelere imza attığını
vurgulayan Erdoğan, "Senegal'in başkenti Dakar'a gidiyorsunuz, sizi orada
Türk müteahhitlerin yaptığı Batı Afrika'nın en modern havalimanı karşılıyor.
Yeni, muhteşem bir kapalı spor salonu yaptılar. Tüm Afrika'ya ses verecek.
Bunları artık Türkiye ve Türk yapıyor. Havalimanını, kapalı spor salonunu,
yollarını alt ve üst yapısıyla yapıyor. Bununla birlikte ses veriyor Gana'ya,
Gambia'ya, Endonezya'ya..." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonazya'daki tsunamiye
değinerek, "Ne yazık ki 170 kadar Endonezyalı kardeşimiz burada öldü.
Allah rahmet eylesin ve tüm Endonezya halkına Türk halkı olarak başsağlığı
dileklerimizi bu vesileyle burada iletmiş oluyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin tersanelerinde inşa edilen dev enerji
gemilerinin ürettiği elektriği dünyanın kullandığını belirten Erdoğan, şu anda
Pakistan'a 4 önemli Milgem Projesini yürüttüklerini, orada üretip teslimatını
yapacaklarını, bunun da 1 milyar doların üzerinde bir proje olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrika bölgesinde insanların
Türk sermayeli şirketlerin imal ettiği buzdolaplarını, çamaşır makinelerini,
fırınları, ev eşyalarını kullandıklarına şahitlik ettiklerini dile getirerek,
"Bunların hiçbirini biz bilmiyorduk değil mi? Ama işte oralarda seyahat
ettiğimizde, bir de bakıyoruz ki evet bizim firmalarımızın ürünleri orada
kullanılıyor, ne mutlu bize." ifadesini kullandı.
Pakistan'dan Kuveyt'e, birçok ülkenin milli güvenliğini,
Türk savunma sanayinin geliştirdiği mühimmatlara, askeri araçlara emanet
ettiğini gördüklerini dile getirerek, "Allah'a şükürler olsun. Dünyanın
hangi kıtasına gidersek gidelim muhakkak ki orada 'Made in Turkey' damgalı bir
ürünle karşılaşıyor, bir Türk firmasının başarı hikayesini orada dinliyoruz.
Bugün diplomatik misyonlarımızla beraber Türk şirketleri ve iş adamlarımız
bayrağımızı yüzlerce ülkede gururla dalgalandırıyor." dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin, diplomaside, insani yardımlarda
olduğu kadar ticaret diplomasisinde de kendisinden giderek daha fazla söz
ettirdiğini vurgulayarak, görüştükleri hemen her devlet adamının Türk
yatırımcıların başarısından, dürüstlüğünden, dinamizminden ve taahhütlerine
bağlığından bahsettiğini aktardı.
"BU BAŞARI
HEPİNİZİN ORTAK BAŞARISIDIR"
Yabancı şirketlerin sürüncemede bıraktıkları projeleri
Türk firmalarının üstlenerek rekor sürelerde bitirip teslim ettiğini dile
getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu milletin değerlerini temsil ettiğiniz, şahsımla
beraber devletimize bu gurur tablolarını yaşattığınız için sizlere gönülden
teşekkür ediyorum. Hiç şüphesiz bu başarı, hepinizin ortak başarısıdır. Bu
başarı öncelikle devletine, iradesine, demokrasisine, gerektiğinde canı
pahasına istiklal ve istikbaline sahip çıkan aziz milletimizin başarısıdır.
Bütün bunlar Türkiye'nin kendine güvendiğinin, kendine inandığının, uzun
yıllardır ihmal ettiği potansiyelini artık harekete geçirdiğinin işaretleridir.
Özellikle bu seviyeler, Türkiye'nin sadece ihracat, yatırımlar ve ekonomi
alanında değil, aynı zamanda siyasette, uluslararası ilişkilerde ve daha benzer
birçok konuda kaydettiği ilerlemenin sonuçlarıdır. Ülkemiz bu noktalara
Cumhurbaşkanından bürokratına, siyasetçisinden emekçisine, sanayicisinden
esnafına kadar 81 milyonun her bir ferdinin tam bir seferberlik ruhuyla hareket
etmesi neticesinde gelebilmiştir. "
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı hedeflere yöneldikleri, aynı
heyecanı paylaştıkları, bir duvarın tuğlaları gibi birbirlerine kenetlendikleri
sürece Allah'ın izniyle Türkiye'nin yeni destanlar yazmaya devam edeceğini
vurguladı.
Bu bakımdan 2019'u farklı gördüğünü dile getiren Erdoğan,
"2019 farklı olacak. Karamsarlığı ve ümitsizliği kapımıza
yaklaştırmadığımız müddetçe ülkemizin şahlanışını durduracak hiçbir fani güç
yoktur." ifadelerini kullandı.
"BİRÇOK
SINAMAYLA SALDIRIYLA YÜZLEŞTİK"
Erdoğan, hiçbir zaferin altın tepside sunulmadığını vurgulayarak,
şöyle devam etti: "Ticarette, eğitimde, bireysel hayatta olduğu gibi ülke
yönetiminde de her başarının gerisinde, sabır, gayret ve çok çetin bir mücadele
vardır. Ülkemizi ekonomide, diplomaside, demokraside, ticarette, ihracatta,
istihdam ve yatırımlarda büyütürken diğer taraftan da birçok sınamayla, birçok
saldırıyla yüzleştik.
İçerideki vesayet odaklarıyla birlikte Türkiye'nin
güçlenmesini istemeyen dışarıdaki hasımlarımızın operasyonlarına maruz kaldık.
İktidarımızın ilk dönemlerinde, devletin içine çöreklenmiş, devleti kendi
tapulu mülkü gibi görenlerin direnciyle karşılaştık. Sivil siyasetin tepesinde
Demokles'in kılıcı gibi duran, çıkarları tehlikeye girdiğinde darbe yapmaktan
çekinmeyen bu kesim, rahatsızlıklarını çok farklı yollarla gösterdi. Merhum
Adnan Menderes'in kalkınma hamlesinin önü provokasyonlarla kesildiği gibi bizim
demokrasi mücadelemiz de kışkırtmalarla, darbe çığırtkanlıklarıyla siyasi
cinayetlerle test edildi."
Hukuku hiçe sayan ideolojik yargı kararlarıyla Türkiye'ye
çağ atlatacak pek çok projenin engellenmeye çalışıldığını belirten Erdoğan,
"Elbette bu girişimlerin hiçbiri bizi vatanımıza hizmet etmekten
alıkoymadı ancak hızımızı yavaşlattı, milletimize gereksiz şekilde vakit
kaybettirdi. Bunu sizler de zaten yaşadınız. Bu yöntemlerle muvaffak
olamayınca, sokak olaylarını devreye aldılar. IMFye borcu sıfırladığımız,
faizlerde en düşük seviyeleri 4,6 gibi yakaladığımız, ihracatımızın ve Merkez
Bankası'ndaki rezervlerimizin 136 milyar dalara kadar çıktığı, rekor kırdığı
bir dönemde akıl, izan dışı bir saldırıya maruz kaldık." diye konuştu.
"BURAYI
FRANSA, HOLLANDA ZANNETTİLER, YANILDILAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi Parkı'ndaki 12 tane ağacın
bahane edilerek sokak üzerinden Türkiye ekonomisinin hedef alındığını
vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O günleri şöyle bir hatırlayın. Burayı Fransa
zannettiler, burayı Hollanda zannettiler, yanıldılar. Biz 15 Temmuz'da da nasıl
yanıldıklarını kendilerine gösterdik. Sen belki tanklar arasında kaçar gider
Bakırköy Belediyesi'ne sığınırsın ama biz bulunduğumuz yerde dimdik,
milletimizle el ele, omuz omuza durur ve bu tür terör eylemini, darbe eylemini
evelallah pes ettiririz. Esnafımızın dükkanlarını yağmaladılar, İstiklal
Caddesi'nde neredeyse dükkan bırakmadılar, polisimize kurşun sıktılar,
caddeleri, iş yerlerini, insanlarımızın vergileriyle alınan o belediye
otobüslerini yaktılar, yıktılar. Bunlar mı vatansever? Bunlar mı
milliyetperver? Bunların arkasında duranları siz nasıl savunuyorsunuz? Sen ana
muhalefetin başı olsan ne yazar, olmasan ne yazar. Bunlarda vatanseverlik yok,
milliyetperverlik yok. Olmuş olsa çıkıp bunları teşvik, tahrik etmezlerdi. 'Siz
ne yapıyorsunuz' derdi. İstanbul'da Başbakanlık ofisini bombalamaya gelenleri
savunan, kalkıp iş makineleriyle beraber yollarımızı ne yazık ki kanallar açmak
suretiyle bozanlar, bunlarla beraber olanlar bu milleti seven olabilir mi?
Güneydoğu'da o kanalları açanlar, o hendekleri açanlar neyse ana muhalefetin
başı da aynen odur, hiçbir farkı yoktur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de yaşanan olayların kimi
medya kuruluşları, ana muhalefet partisi ve uluslararası kimi güçler tarafından
kışkırtıldığını belirtti.
Erdoğan, "İşte şimdi de yayın organları vasıtasıyla beni
ipe götüreceklermiş. Bunu sanatçı görünümü altındaki müsveddeler yapıyorlar.
Yahu senin her yerin sanatçı olsa ne yazar. Biz bu yola farklı çıktık, beni ipe
götüreceksin... Yahu senin haddine mi? Biz şehadete inanmış insanlarız ve biz
bunların bedelini rahatlıkla ödemeye hazır insanlarız. Bunlar sanatçı
müsveddesi. Şimdi yargıya gitsinler bunun hesabını versinler. Böyle karşılıksız
bu işleri bırakamayız. Bunun bedelini ödeyecekler. Kalkacaksın sen bu ülkenin
cumhurbaşkanını ipte sallandıracaksın. Şimdi git yargıda bunun bedelini
öde." diye konuştu.
"SALDIRILARI
PÜSKÜRTTÜK"
Bugün Paris'teki hadiselere hiçbir tepki
göstermeyenlerin, Gezi olayları sırasında İstanbul ve Ankara'ya çadır
kurduğunu, saatlerce canlı yayın yaptığını dile getiren Erdoğan, konuşmasına
şöyle devam etti: "Paris'teki göstericilere yapılan müdahalelere tek bir
laf etmeyenler, o gün polisimizi orantısız güç kullanmakla eleştiriyorlar. Tüm
bu ikiyüzlülüklere rağmen hamdolsun milletimizle iş adamlarımızla sivil toplum
kuruluşlarımızla el ele verdik. Ve bu saldırıyı püskürttük. Ardından 17/25
Aralık'ta yargı ve emniyet üzerinden yürütülen bir darbe girişimi de ortaya
çıktı. Bunda da başarı sağlayamayınca, bu sefer 15 Temmuz'da ordumuz içindeki
teröristler aracılığıyla silahlı bir darbeye kalkıştılar. 15 Temmuz gecesi
gencinden yaşlısına 81 milyonun direnişi ile 251 şehit vererek hainleri yine
yenilgiye uğrattık. O gece sadece demokrasimizi değil, ülkemizin geleceğini de
kurtardık. O gece tarihe altın harflerle geçen bir milli irade zaferine hep
birlikte imza attık. Buradan bir kez daha 15 Temmuz gecesi Pensilvanya'daki o
seviyesiz kişinin 1 dolarlık haşhaşilerini hezimete uğratan milletime ben
teşekkür ediyorum. Tıpkı bir asır önce olduğu gibi canları pahasına milletimize
ikinci bir istiklal destanı yaşatan aziz şehitlerimizi rahmetle minnetle yad
ediyorum. Gazilerimizin her birine fedakarlıkları ve cesaretleri için ülkem ve
milletim adına şükranlarımı sunuyorum."
"GENEL MÜDÜRLÜĞÜN DÖNEMİNDE SSK HASTANELERİNİN NE
ALEMDE OLDUĞUNU İYİ BİLİRİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Haziran seçim zaferinin hemen
akabinde döviz kuru üzerinden yapılan saldırıların şimdiye kadarkilerden hiçbir
farkı olmadığına dikkati çekti.
Gezi olayları, çukur eylemleri, 15 Temmuz ihaneti gibi
son operasyonun da zamanlamasının manidar olduğunu aktaran Erdoğan, şu
açıklamalarda bulundu:
"Nasıl Gezi olayları, Türk ekonomisinin IMF'den
bağımsızlığını ilan ettiği günlerin hemen akabinde tertiplenmişse, ekonomik
saldırı da Türk demokrasisinin çok çetin bir imtihan alanının, özellikle
alnının akıyla aşılmasının hemen ardından yaşanmıştır. Bu dönemde görülen sert
kur dalgalanmalarının, Türkiye'nin gerçekleri ile ekonomimizin dinamikleri ile
hiçbir ilgisinin olmadığı açıkça ortadadır. O günlerde sabah akşam ekranlarda
kriz tellallığı yapan siyasetçilerin ve sözüm ona ekonomistlerin öngörülerinin
hiçbirinin doğru çıkmadığı ortaya çıktı.
Açık söylüyorum özellikle ana muhalefet partisi bu
süreçte gerçekten kötü bir sınav verdi. Ana muhalefet partisinin başındaki zat,
her zamanki gibi yine eline tutuşturulan belgelerle yalan yanlış rakamlarla
milletimizin ve iş adamlarımızın moralini bozmaya çalıştı. Genel Müdürlüğü
döneminde SSK'yı batıran, bu adam sanki değil. Bir de bize ders vermeye kalktı.
Biz senin genel müdürlüğün döneminde SSK hastanelerinin ne alemde, ne halde
olduğunu iyi biliriz. Siz, ölüleri bile rehin aldınız. Biz onları biliyoruz.
Böyle bir SSK Genel Müdürlüğü yaptın. Ondan sonra da suçu o dönemin başbakanına
attın. Şimdi milletten çıkıp özür dilemesi gerekirken, hiçbir şey olmamış gibi
yalanlarına, iftiralarına devam ediyor. Hastanelerimizde muayenelerin,
tedavilerin vesaire yapılmadığını söyleyecek kadar yalancı. En büyük sanatı bu.
'Yalanda kim bir numaradır?' diye sorarlarsa, düşünmeden anında cevabını verin.
Bay Kemal. Bu işte çok mahir. Çok şükür iş adamlarımız, sanayicilerimiz,
girişimcilerimiz hatta bizzat milletimiz ne bu şahsa ne de onun felaket
senaryolarına prim vermiyor."
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun yakınındaki kişiler tarafından
çok ağır bir dille eleştirildiğini belirterek, "Çok överek, bezeyerek,
adeta besleyerek yanına aldığı kişi baktım dün buna veriyor, veriştiriyor.
İsmini vermeme gerek yok, anlarsınız zaten. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı adayı
olarak çıkardığı zat, veriyor veriştiriyor. 'Bir çıktın yenildin. İki çıktın
yenildin. Üç çıktın yenildin.' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Bir genel başkanın
yanında böyle bir kadro ve onunla beraber yola devam. Mümkün mü? Mümkün değil."
dedi.
"OLUMLU
GELİŞMELER YAŞANDI"
Türkiye'nin bugün artık çok dinamik bir ekonomiye,
manevra kabiliyeti çok yüksek bir ekonomik esnekliğe kavuştuğuna vurgu yapan
Erdoğan, zamanında ve kararlılıkla attıkları adımlar sayesinde piyasalardaki
dalgalanmanın yerini sakinliğe ve normalleşmeye bıraktığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağustos ayı sonuna kıyasla döviz
kurunda yüzde 20 oranında bir iyileşme yaşandığını belirterek, böylece
Türkiye'nin bu dönemde birçok gelişmekte olan ülkeye kıyasla pozitif yönde ayrıştığı
bilgisini verdi.
Aynı dönemde ülke risk priminin 225 puan iyileşirken, 17
yıllık devlet tahvili faizlerinin de 460 baz puan düştüğünü aktaran Erdoğan,
şunları kaydetti:
"Bu dalgalı dönemde ekonomimizi 2023'lere taşıyacak
yeni ekonomi programımızı oluşturduk ve kamuoyuyla paylaştık. İlk etapta
istikrarı güvence altına almayı ve enflasyon ile cari açığı düşürmeyi
hedefledik. Kurdaki dalgalanma sebebiyle yükseliş eğilimine giren enflasyonu,
yeniden normal seviyesine indirmek için Enflasyonla Topyekun Mücadele'yi hayata
geçirdik. Firmalarımızın da güçlü desteğiyle kasım ayında fiyat hareketlerinde
olumlu gelişmelerin kaydedildiğini hep birlikte gördük. Enflasyon tüm kötü
senaryoları boşa çıkararak, kasım ayıyla birlikte düşüşe geçti. Cari işlemler ve
dış ticaretteki dengelenme süreciyle birlikte olumlu gelişmeler yaşandı."
"ZORLUKLARIN
ÜSTESİNDEN GELECEĞİMİZE İNANIYORUM"
Türkiye ekonomisinin 3 ay arka arkaya cari fazla
verdiğini ifade eden Erdoğan, "Bunlar şu anda 2019'un ne olacağının en
güzel haberleri. Bu süreçte ihracat ve turizm gelirlerindeki güçlü seyir, hem
büyümemizi destekledi hem de cari açığımızı azalttı. İhracatımızın ithalatı
karşılama oranı kasım ayında yüzde 95'lerin üzerine çıktı. Bu olumlu seyir
sayesinde reel kesim ve ekonomik güven endeksleri bir önceki aya kıyasla yüzde
6 ve yüzde 9 oranlarında iyileşmiştir. Finansal piyasalar, beklentilerdeki bu
düzelmeyle önümüzdeki dönemde ekonomimizde gerçekten çok güçlü bir yükseliş
olacaktır. Buna inanıyorum."
Şikayet etmenin kolay olduğuna değinen Erdoğan,
"Eleştirmek kolaydır. Tribünlerden ahkam kesmek daha da kolaydır. Zor olan
ise ülkenin ve milletin istikbali için elini taşın altına koymak ve sorumluluk
üstlenmektir. Biz bugüne kadar kolay olana tevessül etmedik. Daima zor yolu seçtik.
Türkiye sevdamızı lafla değil, icraatla ve hayata geçirdiğimiz başarılı
projelerle ortaya koyduk. Bu ülkeye gönül vermiş herkesten de beklediğimiz
budur. Son 16 yılda bizim en büyük sermayemiz ülkemize inanmamız, milletimize
güvenmemiz, sizin gibi ihracatçılarımıza itimat etmemiz olmuştur. Bugün de
felaket tellallarına inat sizlere güveniyoruz. İş adamlarımızla,
ihracatçılarımızla, işçimiz, çiftçimiz, esnafımızla önümüzdeki zorlukların
üstesinden geleceğimize inanıyorum." diye konuştu.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İstanbul ve
İstanbul Boğazı'nı gösteren harita hediye edildi. Erdoğan, DEİK Yönetim Kurulu
ile fotoğraf çektirdi.
YORUMLAR