Özellikle cep telefonu gibi
cihazların kullanımında mesafenin önemli olduğuna dikkat çeken uzmanlar,
telefonda konuşurken cihazı 1 cm uzakta tutmanın radyasyonu %10- %20 oranda
azalttığına dikkat çekti.
Üsküdar Üniversitesi Elektrik- Elektronik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker, son zamanlarda sıkça gündemi meşgul eden elektromanyetik radyasyonun canlılar üzerinde oluşturduğu etkilere değindi. Hay Kitap’tan da okuyucusuyla buluşan ‘5G Nesnelerin İnterneti ve Sağlığımız” isimli kitabında da konuları ayrıntılı bir şekilde ele alan Prof. Dr. Şeker, insanların çok sık maruz kaldığı cep telefonu radyasyonu hakkında bilgi vererek cep telefonundan alınan radyasyonu en aza indirecek önlemleri anlattı. 5G teknolojisinin hayatımıza girmesi ile meydana gelecek değişimlere dikkat çeken Şeker, 5G’nin sağlık açısından oluşturduğu sorunlar hakkında bilgi verdi.
“ELEKTROMANYETİK
RADYASYON VE ELEKTROMANYETİK ALAN BİRBİRİNDEN FARKLIDIR”
Elektromanyetik radyasyon ve elektromanyetik alan
kavramlarının birbirinden farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Selim Şeker,
elektromanyetik radyasyonun bütün elektrik enerjisini kullanıp normal
fonksiyonlarını icra ettiğini ve bu nedenle yüksek frekanslı cihazların radyasyon
yaydığını, düşük frekanslı cihazların örneğin ev aletlerinin radyasyondan
ziyade elektromanyetik alan yaydığını ifade etti.
“İNSAN DNA’SINI
ETKİLİYOR”
Elektromanyetik radyasyonun canlılar üzerinde en belirgin
etkilerinin 2004 yılında yayımlanan Refleks çalışması ile ortaya çıktığını
ifade eden Şeker, bu çalışmanın sonucunda elektromanyetik radyasyonun
çocuklarda ve yetişkinlerde birbirinden farklı etkilerin görüldüğüne dikkat
çekti. Elektromanyetik radyasyonun kısa dönem etkileri uykusuzluk, halsizlik
olarak görülürken uzun dönem etkilerinin insanın biyolojik yapısını, hormonal
aktivitelerini ve insan genetiğini değiştirdiğini insanın DNA’sını etkileyerek
zararlarının sonraki nesillerde dahi ortaya çıkabileceğini ifade etti.
ELEKTROMANYETİK
RADYASYON, BEYNİN SAVUNMA MEKANİZMASINI ETKİLİYOR
Elektromanyetik radyasyon ve insan ruhunun birer enerji
olduğunu ifade eden Prof. Dr. Selim Şeker, insanın bir günde harcadığı gücün 40
watt civarında olduğunu belirtti. Prof. Dr. Şeker, iki enerjinin birbiri ile etkileşimi
sonucu elektromanyetik radyasyonun beyne etki ederek beynin savunma
mekanizmasına zarar verdiğini ve beynin kısımlarını girip beyinde Alzheimer,
Parkinson gibi hastalıklara neden olduğunu, standardın bin kat altındaki
radyasyonların ise nöronların ölmesine sebep olduğunu ve bunun da insan
yaşamını tehlikeye soktuğunu söyledi.
“KULLANIM SÜRESİ
VE MESAFE RADYASYONU ETKİLİYOR”
Elektrikli cihazların yaydığı radyasyonların bazı
ölçütlere göre değişiklik gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Şeker, 5 dakika
kullandığımız saç kurutma makinasının yaydığı radyasyonu vücudun geri kalan
zamanda atabildiğini belirterek çok sık kullanılan cep telefonlarının yaydığı
radyasyonun etkilerinin vücuttan atılmasının zor olduğunu ifade etti.
MESAFEYE DİKKAT
Elektrikli cihazlardan yayılan radyasyonun kullanım
sıklığı dışında değişiklik gösterdiği diğer ölçütün ise mesafe olduğunu ifade
eden Prof. Dr. Şeker, elektrikli aletlere ne kadar yakın olunursa o denli
radyasyondan etkilenildiğini, telefonda konuşurken telefonu 1 cm uzakta
tutmanın radyasyonu %10- %20 oranda azalttığına dikkat çekti.
CEP TELEFONLARI
SİGARADAN BİLE DAHA ZARARLI
Elektrikli cihazların en tehlikelisinin cep telefonu
olduğunu belirten Şeker, herkesin sigara içmediğini ama herkesin telefon
kullandığını bu nedenle cep telefonlarının sigaradan bile daha zararlı olduğunu
ifade etti. Cep telefonlarının yaptığı hasarın hücreler üzerinde ve kalıcı
olduğunu belirten Şeker, bu zararı telafi edebilmek için vücuda fırsat
vermediğimizi bu durumun kalıcı hasarlara neden olduğunu ifade etti.
CEP TELEFONLARI
KANSER YAPAN CİHAZLAR LİSTESİNDE
Dünya Sağlık Örgütü tarafından evlerde kullanılan
elektrikli cihazların kanser yapma ihtimali olduğuna dair listeye alındığını
belirten Şeker, cep telefonlarının ise 2011’de listeye alındığını ifade etti.
Prof. Dr. Selim Şeker, 1993’te cep telefonu firmalarının isteği üzerine yapılan
araştırma bulgularında dahi cep telefonunun kansere neden olduğu saptandığını
ancak 6 sene süren araştırmanın sonuçlarının cep telefonu firmalarınca yayımlanmasının
engellendiğini ifade etti.
CEP TELEFONU
KULLANIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Cep telefonu kullanırken radyasyonun kulağımızdan içeri
girip beyne ulaştığını ifade eden Şeker, kafatasının radyasyonu engellemediğini
belirterek cep telefonundan yayılan radyasyonun etkisinin azaltılması için
önerilerde bulundu. Cep telefonunun aradığınız kişiye ulaşabilmesi için yüksek
dozda güç yaydığını belirten Şeker, bundan korunmak için karşı tarafın cevap
vermesinden sonra kulağımıza götürmemiz gerektiğini aynı zamanda, kulaklık
kullanmanın hoparlörde konuşmanın radyasyonu azalttığını ifade etti. Telefonu
gün içerisinde sıkça kullanmak yerine kısa mesaj göndermenin radyasyon etkisini
azalttığını belirten Şeker, uyuduğumuz yerde cep telefonunun bulundurmamız gerektiğinin
altını çizdi.
5G TEKNOLOJİSİ
NEDİR?
5G teriminin kablosuz teknoloji için kullanıldığını ifade
eden Prof. Dr. Şeker, 5G’nin daha hızlı
ve daha yüksek yayılım kapasitesi sağladığını belirterek 5G teknolojisinin
çevremizde bulunan mikrodalga ve milimetrik dalga radyasyonlarını aşırı
derecede artıracağını ifade etti. 5G teknolojisinin Türkiye’de çalışabilmesi
için birkaç milyon baz istasyonu kurulması gerektiğini belirten Şeker, bunun da
her 3 metre ile 10 metre arasında baz istasyonu ile karşılaşma anlamına
geldiğini ifade etti.
5G TEKNOLOJİSİ
BERABERİNDE SAĞLIK SORUNLARINI DA GETİRİYOR
5G teknolojisinin kullanımı ile doğada elektrosisin
artacağını belirten Şeker, 5G’nin getirdiği radyasyondan dolayı doğal
ekosistemi ve hatta atmosferi olumsuz etkileyeceğini ifade etti. İnsan
vücudunun daha önce hiç tanımadığı, hiç karşılaşmadığı türden bir radyasyona
maruz kalacağını ifade eden Şeker, bunun sonucunda oluşabilecek sağlık
sorunlarına dikkat çekti. 5G’nin hücre büyümesi ve organlara etki ederek
kanserlerin artmasına neden olacağına, bağışıklık sisteminde, kalp ve dolaşım
sisteminde, biyolojik işlevlerde kaçınılmaz olarak etki edeceğine değinen
Şeker, ayrıca ısısal etkilerin göz yüzeyinde ve gözde hasar oluşturmanın yanı
sıra deriyi de etkilediğini ifade etti.
Şeker, dünyanın pek çok yerinde, evlerin yakınında baz
istasyonu yapmak yerine fiber optik kabloların döşenmesi gerektiğini belirtti.
Fiber optik kablolamanın daha hızlı, emniyetli ve yüksek kapasiteli olduğunun
altını çizen Şeker, iletişim şirketlerinin daha çok kar elde etmek
istemelerinden dolayı fiber optik yerine kablosuz mobil telefon üyeliğini
tercih ettiğini ifade etti.
YORUMLAR