Yaz tatilini geride bıraktığımız, yeni bir okul dönemine
merhaba dediğimiz günlerdeyiz. Eylül ayı, düzen ayıdır. Çocukların okula
başlamasıyla beraber evin içinde uyuduğumuz saatten, yemek yediğimiz saate,
sosyal aktivitelerden oyun saatlerine kadar evin kurulu düzeninin yeniden
devreye girdiği ay olduğunu belirten Acıbadem Adana Hastanesi Psikolog Hande
Nacar Baş yaz mevsiminin verdiği rehavet yerini disipline, motivasyona ve üretmeye
bıraktığını belirtiyor ve anne babaları uyarıyor: “Çocuğunuza öğretmenlik
yapmayın!”
Yalnız aileler için çocuklarının yeniden düzenini sağlamak pek de kolay olmaz. Geceleri geç yatmak için direnir, sabahları okula gitmemek için pazarlık ederler. Anne babalar en büyük zorluğu ise ödevler konusunda yaşarlar. İlkokul çağlarında çocuğunuza düzenli ödev yapma ve ders çalışma alışkanlığı kazandırmak, çocuğun hayatı boyunca sorumluluk duygusunu arttırmada önemli rol oynar. Neredeyse öğrencilik hayatında başarının artmasının altın anahtarıdır. Çocukların ödev yapma alışkanlığı kazanmasında anne babaların nelere dikkat etmesi gerektiği hakkındaki önerileri Psikolog Hande Nacar Baş’tan aldık.
Çocuğunuza ders çalışma köşesi oluşturun.
İster kendi odasında, ister evin bir bölümünde yalnızca
ders çalışmak için kullanılan bir alan hazırlanmalıdır. Bu alanda çocuğun
dikkatini dağıtacak eşyaları minimuma indirmek oldukça önemlidir. Çocukların
ailelerinin yanlarında olmak maksadı ile televizyon odasında ya da mutfakta
ders çalışmasına izin verilmemeli, çalışma alanı konusunda disiplinli bir duruş
izlenmelidir. Bir defa esnetilen kurallar, yeniden esnetilebileceği izlenimi
verir. Önemli olan çocuğunuzun ödev yapması değil, ödevini anlayarak
yapmasıdır.
Ev ödevleri için her gün belirli bir saati "ödev saati" olarak belirleyin.
Ödev saati 8 yaş ve altındaki çocuklarda bir saatten uzun
olmamalıdır. 8-15 yaş aralığındaki çocuklarda ise iki saat yeterli olacaktır.
Ödev yaparken çocuğunuzun dikkat toparlama süresine göre molalar verebilir,
yalnız molaların oyun oynamak için olmadığını unutmamalısınız. Her gün belirli
saatte ödev yapmayı alışkanlık haline getirmek için saati beraber belirlemeli,
okuldan eve geldiği an ya da uyumadan hemen önceki zaman aralığı olmamasına
dikkat etmelisiniz. Eğer ödev saati içerisinde çocuk ödevini tamamlayamamışsa,
tamamladığı kadar olan kısmı ile okula gönderilmeli, eksik ödev ile okula gitme
sorumluluğunu kendi alması sağlanmalıdır.
Ödev kontrolü yapmayı unutmayın.
Ödevler bittikten sonra ödev kontrolü yapmanızda yarar
var yalnız ödev kontrolü yaparken var olan yanlışlıkların hepsini düzeltmeniz
ve tamamıyla doğru bir ödev kağıdı ile çocuğunuzun okula gitmesini sağlamanız,
öğretmenin çocuğunuzun neleri yanlış öğrendiğini fark etmemesine sebep
olacaktır. Elbette gördüğünüz ufak hatalar konusunda kendisini uyarabilirsiniz
yalnız bütün ödevi baştan sona yeniden yaptırmamalısınız.
Siz öğretmen değilsiniz!
Evin içerisinde öğretmen rolü üstlendiğinizde çocuğunuzla
gerilim yaşamak kaçınılmaz olacaktır. Çocuğunuzun sizden beklentisi ebeveyni
olmanız, öğretmeni değil. Size soru sorabileceği ve anlamadığı yerler konusunda
destek olacağınızı çocuğunuza hissettirin fakat evde çocuğunuzun daha başarılı
olması adına okuldan ayrı bir çalışma programı geliştirmeyin ya da çocuğunuza
okul dışı ödev ve sorumluluklar yüklemeyin. Çocuğunuz beraber zaman geçirmekten
keyif aldığı ebeveyni ile arasına ödevlerin girdiğini fark ederse ders
çalışmaktan keyif almak yerine derslere tepki oluşturabilir. Hayattaki
hırslarınızı ve başarma arzunuzu çocuğunuza yansıtmayın. Aksine ödev
saatlerinin sonunda beraber zaman geçirmeye ve ebeveyn çocuk ilişkinizi
güçlendirmeye özen gösterin.
Çocuğunuz çalışırken önce keyif almalı
Çocukların iç motivasyonla hareket etmesi yalnız ders
başarısını değil hayatta sahip oldukları bütün yetenek ve başarıları için oldukça
önemli. Kimi çocuk hafta sonlarını voleybol, basketbol antrenmanlarında
geçirirken kimi iki üç defa spor kursuna gidip bırakır. Düzenli olarak bir
etkinliğe zaman ayırmak tamamen iç motivasyonla alakalıdır. Eğer bir çocuk
etkinliği öğrenmek ve keyif almak için yapıyorsa öğrendikçe daha da keyif
alacak, kendini geliştirme arzusu ve iç motivasyonu ile iradeli bir performans
gösterecektir. Ders çalışmak ve ödev yapmak da önce iç motivasyonla alakalıdır.
Çocuklara ödüllerle ödev yaptırılması iç motivasyonun en büyük düşmanıdır.
Çikolata için ödev yapan bir çocuğun tek amacı ödevi bitirmek olacaktır,
dersleri anlamak değil. Çocuklara aşılamamız gereken en önemli duygu öğrenmenin
verdiği keyif duygusudur.
YORUMLAR