Yaşamımızı sürdürebilmemiz için gerekli olan alyuvarlar
(eritrositler), akyuvarlar (lökositler) ve trombositler (pulcuk hücreler) adı
verilen hücreler ile proteinler, hormonlar, vitaminler, mineraller gibi
kimyasalların tüm dokulara damarlarımızdaki kan ile taşındıklarını belirten
DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Dr. Şükrü Yenice, kanın içindeki alyuvar,
akyuvar ve trombosit hücrelerinin kemik iliğinde üretildiğini aktarıyor.
Alyuvarların görevinin oksijeni ve karbondioksidi
taşımak, trombositlerin görevikanın pıhtılaşmasındarol almak, akyuvarların ise
vücudumuzumikroplara ve yabancı-zararlı maddelere karşı korumak olduğu
hatırlatan Uzm.Dr. Şükrü Yenice bütün bu hücrelerinüretimin, miktarın, görev
şekillerini, yenilenmesi, yaşam süreleri ve çoğalması vücutta çok iyi
düzenlenmiş bir plan çerçevesinde gerçekleştiğini belirterek, hücrelerin
ihtiyaç fazlası olarak kontrol dışı olağanüstü çoğalmasıyla kanserin de
oluştuğunu anlatıyor.
Çocuklarda görülen
her 3 kanserden birisi lösemi
Vücudun herhangi bir parçasında kanser gelişebilir. Kemik
iliğindeki kök hücre adı verilen ana hücrelerden türetilip farklılaştırılarak
kana verilen kan hücrelerinde kontrolsüz bir çoğalmanın ortaya çıkmasının
lösemiye neden olduğunu belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm.Dr. Şükrü
Yenice, löseminin çocukluk çağında ve genç nüfusta en çok görülen kanser
olduğunun altını çiziyor. Lösemiye yönelik oranları da paylaşarak çocuklarda
görülebilen her 3 kanserden birisinin lösemi olduğu bildiren Yenice,lösemi
akyuvarların kanseri ise de eritrolösemi gibi alyuvarların öncül hücrelerinden,
megakaryositik lösemi gibi trombositlerin öncül hücrelerinden köken alan
lösemilerin varlığının da olduğunu aktarıyor.
Lösemide kemik iliğinde çok sayıda ama işlevsiz yani
görevini yapamayan hücreler üretilir. Bu hücreler kemik iliğini doldururlar ve
kana geçerler. ‘’Bazı lösemilerde kan dışında akciğer, karaciğer, beyin,
böbrek, testisgibi organların tutululumu da olabilir.’’ diyen DoktorTakvimi.com
uzmanlarından Uzm.Dr. Şükrü Yenice, sözlerini şöyle sürdürüyor: ‘’Çocuğun
yüksek doğum ağırlığı ile doğması, erken doğum veya gecikmiş doğum,ailede
lösemili kardeş olması, başka bir kanser sebebiyle kanser ilaçları veya ışın
tedavisi yapılması, organ nakli sebebiyle bağışıklık sistemini baskılayıcı
tedavi uygulanmış olması bazı genetik sağlık sorunları gibi etkenlerin çocukluk
çağı lösemileri için öne sürülen risk faktörleri arasındadırlar.‘’
Çocukluk çağı lösemilerinin değişik şekillerde
gruplandırıldığını belirten Uzm.Dr. Şükrü Yenice, ‘’Eğer lösemi hızla
gelişmişse akut lösemi, yavaş gelişmişse kronik lösemi olarak adlandırılır.
Lösemiakyuvarların lenfosit grubundan köken almışsa lenfositik, diğer gruptan (myeloid
gruptan) köken almışsa myeloid lösemi denir.
Nötrofilik-monositik-eozinofilik-bazofilik-eritorisitik-megakaryositik
lösemiler bu gruptandırlar.’’diyor. Lösemi gruplarına yönelik verileri de
paylaşan Yenice, çocukluk çağında görülen lösemilerin çoğunlukla (%97 oranında)
akut lösemiler olduğunu, Akut lösemiler de çoğunlukla (%75) lenfositik lösemi
türünde olduğunu belirtiyor. Akut Lenfositik Lösemi dışındaki akut lösemiler
ise myeloid lösemiler olup bunlara da Akut Myeloid Lösemi (AML) veya ANLL dendiğini
anlatıyor.
Tekrarlayan
enfeksiyonlar lösemi belirtisi olabilir
Çocukluk çağı lösemi hastalığının belirtilerini;
solukluk, erken yorulma,halsizlik, sersemlik hissi, ateş, tekrarlayan
enfeksiyonlar, eklem ve kemik ağrıları, karın ağrıları, iştahsızlık, zayıflama,
beyne yayılmışsa ( metastaz) baş ağrısı, denge bozukluğu, havale geçirme, görme
sorunları, Akciğer tutulmuşsa solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, erkek çocuklarda
%20-30 testis tutulumu, Böbrek yetmezliği-tansiyon yüksekliği olarak sıralayan
DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm.Dr. Şükrü Yenice, muayene sırasında
boyun,koltukaltı ve kasık lenf bezlerinde şişlik, ciltte morarmalar, burun-diş
eti-cilt kanamaları gibi muayene bulguları ile hastalığın saptanabileceğinin
altını çiziyor.
Çocukluk çağı lösemi hastalığının tedavisinde kemoterapi,
hedeflenmiş tedavi-akıllı ilaç tedavisi, radyoterapi (ışın tedavisi), kemik
iliği nakli veya kök hücre nakli, löseminin komplikasyonları ve ilaçların yan
etkilerine yönelik tedaviler, gerekmesi halinde kan nakli (damardan
eritrosit,trombositverilmesi) ve psikolojik desteğin kullandığını belirten
Uzm.Dr. Şükrü Yenice, genel sağ kalım oranının yüksek olduğunu söyleyerek
‘’Genel sağ kalım ALL de % 80’nin üzerindedir, % 90 lara kadar çıkar. Bu oran
AML de % 60 dır. ‘’ diyor.
Çocukluk çağı lösemilerinin önleyici yöntemi olmadığına
vurgu yapan DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm.Dr. Şükrü Yenice,anne
adaylarının hamilelik dönemlerinde enfeksiyonlardan, zirai ilaçlı ortamlardan,
röntgen ve tomografi yapılan radyasyon sahalarından uzak durmasını önererek
babanın sigara ve alkol kullanmaması ve bebeklik döneminde anne sütü ile
beslenmenin çocuklarda lösemi riskini azalttığını belirtiyor.
YORUMLAR