Sani Konukoğlu
Uygulama ve Araştırma Hastanesi Üroloji Uzmanı da olan Doç. Dr. Küçükdurmaz,
özellikle küçük yaştaki çocuklar için risk oluşturan idrar yolu
enfeksiyonlarının henüz gelişmekte olan böbrekler için olumsuz sonuçlara yol
açabileceğini kaydetti.
Böbrek
hastalıklarının her yaştan insanı etkilediğini ve birçok çocuğun da yaşamın
erken dönemlerinden itibaren böbrek hastalığı riski altında olduğunu kaydeden
Doç. Dr. Küçükdurmaz, çocuklarda idrar yolu enfeksiyonlarının, üst solunum
yolları enfeksiyonlarından sonra en çok görülen hastalık olarak kabul
edildiğine vurgu yaptı.
Hastalığın çok
küçük çocuklarda karın ağrısı, bulantı, kusma, ateş, iştahsızlık, göz
kapaklarında, yüzde ve bacaklarda şişlik gibi bulgular gösterirken daha büyük
çocuklarda idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma gibi bulguların
gözlenebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Küçükdurmaz, şöyle devam etti:
“Tuvalet
eğitimini tamamlamış çocuklarda alt ıslatma sorununun başlaması, idrarın
bulanık ve kötü kokulu olması idrar yolu enfeksiyonu belirtisi olabilir. Ancak
bebeklerde enfeksiyon bulgularının anlaşılması zorlaşabilir. Küçük yaştaki bir
çocukta herhangi bir muayene bulgusu olmaksızın ateş görülüyorsa idrar yolu
enfeksiyonundan mutlaka şüphe edilmeli ve üroloji hekimi ile iletişime
geçilmelidir.”
RİSK FAKTÖRLERİ VE KORUNMA YÖNTEMLERİ
Doç. Dr.
Küçükdurmaz, bir yaşından önce erkeklerde, sonraki yaşlarda ise kız
çocuklarında idrar yolu enfeksiyonlarının daha sık görüldüğünü anımsatarak,
“İdrar yolu enfeksiyonlarına neden olan bakteriler mesaneye girerek yukarıya
doğru ilerler. Kız çocuklarında mesaneye giden yol daha kısa olduğundan
bakterilerin mesaneye ulaşmaları da daha kolaydır” dedi.
Erkek çocuklarda
idrar yolu enfeksiyonu ve sünnet arasında bir bağlantı bulunduğuna değinen Doç.
Dr. Küçükdurmaz, şu bilgileri paylaştı: “Sünnet derisi altında toplanan
bakteriler hastalığa neden olabilmektedir. Yapılan çalışmalarda sünnetin idrar
yolu enfeksiyonu geçirme riskini yüzde 80-90 oranında azalttığı ortaya
konmuştur. Bu nedenle erkek çocukların, özellikle de bir kez ateşli idrar yolu
enfeksiyonu geçiren çocukların bir yaşından önce sünnet edilmesi
önerilmektedir.”
Soğuk hava gibi
dış etkenlerin vücudun bağışıklık sistemini zayıflatabileceğini ve idrar
yollarındaki kan akımını azaltarak veya mikroorganizmaları vücut dışına atmaya
yardımcı mekanizmaların çalışmasını engelleyerek enfeksiyonlara zemin
hazırlayabileceğini anlatan Doç. Dr. Küçükdurmaz, “Bu yüzden kış aylarında
idrar yolu enfeksiyonlarında artışlar görülebilir. Farklı hastalıklar
sebebiyle, gereksiz antibiyotik kullanımı da idrar yolları enfeksiyonlarını
tetikleyen bir başka etkendir” diye konuştu.
ENFEKSİYONUN ALTINDA YATAN SEBEPLER
ARAŞTIRILMALI
Hastalığın
tanısı için ilk olarak idrar tahlili ve idrar kültürü yapıldığını ifade eden
Doç. Dr. Küçükdurmaz, enfeksiyonun altında yatan nedenlerin araştırılmasının
çok önemli olduğunun altını çizdi.
Ateşli ya da
tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarında (yılda üçten fazla) altta yatan
ürolojik bir sorun olup olmadığının mutlaka araştırılması gerektiğine dikkati
çeken Doç. Dr. Küçükdurmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hastalarda mesaneden
böbreğe idrar kaçağı (vezikoüreteral reflü), üreteropelvik bileşke tıkanıklığı,
böbrek ya da idrar kanallarında taş veya farklı bir lezyon olabileceği göz
önünde bulundurulmalı ve böyle çocuklar çocuk ürolojisi ile ilgilenen hekimlere
yönlendirilmelidir. Çocuk hangi yaşta olursa olsun, idrar yolu enfeksiyonun
kaynağının araştırılması büyük önem taşır.”
DOĞRU VE UYGUN TEDAVİ OLDUKÇA ÖNEMLİDİR
İdrar yolu
enfeksiyonun tedavisi ve korunma yollarına değinen Doç. Dr. Küçükdurmaz,
hastalığın tedavisine başlamadan önce çocukta işeme disfonksiyonu belirtileri
(idrarını uzun süre tutma, işemeyi erteleme, altına kaçırma) olup olmadığının
mutlaka değerlendirilmesini önerdi.
Enfeksiyonun ortadan kaldırılması için antibiyotikler kullanılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Küçükdurmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Antibiyotik seçiminde ampirik tedaviye başlanırken ilaç direnç oranlarının da mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Genellikle ilaç kullanılmaya başlandıktan 2 gün sonra şikâyetler azalmaya başlar. Bu sırada doğru antibiyotik kullanımına dikkat edilmeli, tedavi yarım bırakılmamalıdır. 7-10 günlük tedavinin sonunda yeni bir idrar tahlili ile tedavinin seyri belirlenmelidir. Çocuklarda idrar yolları enfeksiyonlarının tekrarlama riskinin olduğu akılda tutulmalı; hastalığın belirtileri görüldüğünde zaman kaybetmeden gerekli tahlil ve tedaviler için doktora başvurulmalıdır.”
YORUMLAR