Çocukluk çağından alışılan GDO’lu besinler, aroma vericiler, lezzet katsın diye
tüm paketli gıdalara ve fast food tarzı ürünlere ilave edilen çin tozlarına
karşı oluşan bağımlılıktan vazgeçmek ve bu tür besinleri görmezden gelmek
oldukça zordur. Bu tarz yanlış beslenmeyle kazanılan kiloların geri verilmesi
ve bozulan hormon sağlığının geri kazanılması pek mümkün değildir. Tam da bu
yüzden, çocuklarımızı fast food tarzı besinlere ve paketli gıdalara
alıştırmamalı, beslenme alışkanlıklarını ev ortamında hazırlanan ve tüm aile
bir arada keyifle tüketilen saatli öğünlerle yetiştirmeliyiz.
Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt.
Sinem Ece Çaparoğlu, hem çocuklarımızın hem de kendimizin tüketmemesi gereken,
en sağlıksız besinleri açıkladı.
Mikrodalgada
Patlamış Mısır: Özellikle çocukların çok sevdiği mısırların, günümüzde
GDO’lu olma ihtimali yüksekken bir de bu mısırın mikrodalgada patlatılması
paketlerinde bulunan zararlı koruyucu maddelerin mısıra geçmesini
sağlamaktadır.
Tavuk Nugget:Nuggetı ısırdığınızda eğer lif lif ayrılıyorsa bir nebze şanslısınız
demektedir. Çünkü göğüsten yapılmış olma ihtimali var. Fakat genellikle;
tavuğun hangi kısımları ve içerisine ne katıldığı belli olmayan yumuşak bir
püreden oluşur. Bir de üstüne üstlük genetiği ile oynanıp hiç yanmadan
saatlerce içerişinde kızartma yapılabilen yağda pişmesi sağlıksız olmasının
üstüne tuz biber olmaktadır.
Hamburger:Küçük, büyük herkesin severek tükettiği hamburgerler, obezitenin en büyük
nedenlerinden biridir. Yanında tüketilen kola ve patates kızartması da bunu
tetiklemektedir. Hamburger köftelerinin içerisindeki etlerin uzun süre sağlam
kalması için koruyucu bir takım zararlı maddeler kullanılmaktadır. Bu nedenle
hamburgerler, insan sağlığı için tehlikelidir.
Patates
Kızartması: Patates kızartmaları, yüksek sıcaklıktaki yağlarda kızardığı
için içerisinde “akrilamid” adı verilen bir madde oluşuyor. Bu madde çok uzun
sürelerde tüketildiğinde çok önemli zararları bulunuyor. Özellikle, gelişim
çağındaki çocukların ve hamilelerin patates kızartmasını az tüketmesinde fayda
vardır. Ayrıca, patates kızartmasının glisemik indeksi yüksektir ve
kızartıldığı bayat yağlar itibariyle, uzak durmamız gereken yiyecekler arasında
yerini almaktadır.
Cipsler:Cisplerin çocuk beslenmesinde kesinlikleri yeri yoktur. Patates kızartmasındaki
“akrilamid” maddesi cisplerde de mevcuttur. Kanser, obezite, diyabet gibi
birçok hastalığa neden olmaktadırlar.
İşlenmiş Etler:Nitrat içeriği yüksek olan işlenmiş etlerin kanser yapma riski oldukça
artmaktadır.
İşlenmiş somon:Tütsülenmiş etlerin oldukça fazla tüketildiği Uzakdoğu ülkelerinde mide ve
özofagus kanserlerine yakalanma yüzdesi oldukça yüksektir.
Beyaz şeker, beyaz
un ve ürünleri: Kan şekerinin bir anda yükselmesini sağlayan bu tür gıdalar
tüketilmesinin ardından ani kan şekeri düşüşlerine neden olmaktadır. Ve kişinin
sonsuz bir açlık döngüsüne girmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucunda
pankreastan salınan insülin dengesini bozmakta ve ilk adım olarak insülin direnci
ardından da şeker hastalığına sebep olmaktadır.
Poğaça:Kahvaltı yerine yediğimiz ya da çocuklarımıza yedirdiğimiz poğaça vs. gıdalara
çok dikkat edilmelidir. Bu tarz glisemik indeksi yüksek beyaz un ve yağ içeren
besinlerden uzak durmamız gerekir.
Sosisli Sandviç:Hem beyaz un içerip kan şekerini yükseltirken, bir yandan da nitrat içeren
sosis sayesinde, kanserojen riskini arttırmaktadır.
Jelibon:Jelibon ve jelibon türü yumuşak şekerler; özellikle büyükbaş hayvanların etten
sıyrılmış kemikli kısımlarının kaynatılması sonucu ortaya çıkmıştır. İçerisinde
tam olarak ne olduğu belli olmayan bu ürünlerden çocukları özellikle uzak
tutmak gerekmektedir. Ayrıca içerisindeki gıda boyaları da sağlığa oldukça
zararlıdır.
Turşu: Bizim
geleneksel yöntemlerle hazırladığımız ev yapımı turşumuzun prebiyotik
aktivitesi oldukça yüksektir. Fakat hazır turşular, çok tuzlu olduğu için
böbreklerimizi yorar, uzun vadede sık tüketilmesi durumunda yüksek tansiyona
sebep olabilir.
Tofu:Vejetaryenlerin peynir olarak kullandığı tofu soyadan yapılmaktadır. Fermente
edilmesi durumunda soyanın zararlı etkileri olan mineral emilimini azaltması
sağlanmaktadır. Fakat tofu yapımında fermentasyon işlemi
yapılmamaktır.Osteoporoz, D vitamini eksikliği, kanser ve kalp kası hastalığı
gibi etkileri mevcuttur.
Kahve Kreması:Kahvenin sert tadını sevmeyenler için oluşturulmuş kimyasal bir üründür.
İçerisinde katı mısır şurubu, işlenmiş şekerin yanı sıra dipotasyum fosfat,
mono ve digliserid, sodyum aluminosilikat içerir. Özetlemek gerekirse;
karaciğer ve böbrek hastalıklarına davetiye çıkartmaktadır.
Muffin, ekler vb, gıdalar: Yüksek oranda mısır, früktoz
ve glikoz şurubu içeren bu besinler, dünyada şeker hastalığının ve kanserin
artmasının baş sorumlularıdır.
Çocuklarınıza Hazır
Gıdalar Yerine Evde Kendi Hazırladığınız Yiyecekleri Yedirin
Bu besinlere baktığımızda çoğunun ortak özelliği
sanayileştirilmiş ve doğal olmayan, hazır besinlerden oluşmalarıdır. Dışarıdan
mümkün olduğunca hem kendiniz yemek yemeyin hem de çocuğunuza yedirmeyin. Hazır
ve paketli gıdalardan uzak durun. Çocuklarınızın daha sağlıklı olmaları ve
bilişsel aktivitelerinin gelişmesi için beslenmelerine dikkat edin. Ailecek
yaptığınız kahvaltıları karbonhidratlardan ziyade protein ağırlıklı hazırlayın.
Günümüzde waffle, pankek gibi şeyler ile beslenme, kahvaltıda çok fazla portakal
suyu, kahve ve çay gibi şeyler tüketme durumu söz konusu olabiliyor. Biz
bunları kesinlikle istemiyoruz. Yani; bir yumurta ya da peynir yanında
mevsimine uygun yeşillikler domates, salatalık ve tam buğday ekmeği tüm
bireyler için yeterli ve doyurucu olacaktır. Kızartma, börek ve poğaça gibi
glisemik indeksi yüksek beyaz un ve yağ içeren besinlerden uzak durmamız doğal
beslenme için yeterlidir. Fındık, fıstık, badem, çiğ badem hem çocuklarınız ve
sizin için gayet uygun atıştırmalıklardır. Haftada 2 ya da 3 gün çocuklarınıza
balık yedirin. Eğer balık yemiyorlar ise ceviz ile vücuttaki Omega 3 eksiğini
tamamlayabilirsiniz.
Çocuğunuzun Canı
Tatlı İstiyorsa İse Evde Dondurma Yapın
Hazır tatlılar, tabaklarda gördüğümüz anda elememiz
gereken ilk lezzetimiz olmalıdır. Çünkü çocuk beslenmesinde kesinlikle
glikoz-fruktoz şurubunun yeri yoktur.Aynı zamanda paketli şekerlerde içerisinde
bulunan renklendiriciler ve lezzetini arttırmak amacıyla eklenen katkı
maddeleri yüzünden tüketilmemesi gereken bir diğer tatlı türüdür. Ayrıca öğün
aralarında sürekli çocukların şeker tüketmesi, ana öğünlerde iştahsızlığa neden
olacağı için tüketmeleri gereken besleyiciliği yüksek besinleri tüketmemelerine
sebep olur. Bu yüzden gün içindeki beslenme planında bu önemli noktaya dikkat
edilmesi gerekir. Tatlı tercihi olarak ev yapımı sütlü tatlılar ve dondurmalar
porsiyon ve adet kontrolüyle ebeveynlerin işini kolaylaştırabilir.
Unutmayın ki; sağlıklı beslenmek, aslında vücudumuzun
bize doğru cevap vermesini sağlayacak en temel şeydir. Bu sayede hem kendimizin
hem çocuğumuzun sağlıkla ilgili yaşadığı ya da yaşayacağı sorunları minimuma
indirmiş oluruz.
YORUMLAR