Yıllar süren hazırlık aşamasından sonra hayatlarının bir
sonraki macerasına hazırlanan gençlerin üniversite sınavına sayılı günler kala
endişelerinin giderek arttığını belirten Piskolog Hande Nacar Baş, ailelerin bu
süreçte ne kadar önemli bir rol oynadığından bahsediyor.
Anne ve babaya daha çok sorumluluk düşüyor
Sınava hazırlık süresini, etraflarında iletişimde
oldukları akraba veya arkadaşları tarafından pek çok tavsiye dinleyerek geçiren
çocuklar aslında en çok anne ve babalarının söylediklerine kulak kabartıyor.
Anne ve babalar ise sınavın olduğu yıl, alışılagelmiş bütün aile düzenini hızlıca
değiştirmeye başlıyor. Yıllık programlarını çocuklarının ders saatlerine,
çalışma programlarına göre yapıyorlar. Elbette aileler çabalarının yılsonunda filiz
verip vermediğini merak ettiğini söyleyen Psikolog Baş, anne ve babaların
değişen aile ortamının çocuk üzerindeki etkisinin farkına varamadıklarını
belirtiyor.
Ailenin hassas tavrı gençlerin üzerindeki stresi arttırıyor
Bir miktar endişe ve stresin verimli hatta doğal olduğunu
belirten Psikolog Baş, yıl boyunca ara vermeden azimle çalışan çocukların bir
süre sonra ders çalışmaktan sıkılan, kitaplarını kapatan, yaşadığı endişe ve
stresi farklı kanallardan atmak için çabalayan çocuklara dönüşebileceğini
belirtiyor. Ailelerin neredeyse fazla mükemmeliyetçiliğe ulaşan, gereğinden
fazla hassas tavır ve tutumlarının gençlerin üzerindeki stresi daha da
arttırdığının altını özellikle çiziyor.
Onaylanma
ihtiyacını ortadan kaldırın
Gençlerin yaşadıkları endişe ve stresin altında yatan
sebebin aslında onaylanma ihtiyacı olduğunu belirten Psikolog Baş, çocukların
ailelerinin desteğine, sevildiklerini ve güvende olduklarını bilmeye ihtiyaç
duymasının altın kadar değerli olduğunu söylüyor. Ailesi tarafından takdir
görmeyi fazlasıyla arzu eden bir gençten "babama kendimi ispat etmek
istiyorum, kazanabileceğime hiç inanmıyor" lafını çok kısa zaman önce
duydum.
Takdir ve teşekkür etmesini bilmek
Ergenlik döneminde olan çocukların aslında beklentileri;
fikirlerine saygı duyulması, yapıcı ve pozitif eleştirilerle yol gösterilmesi,
samimi bir şekilde takdir ve teşekkür edilmesidir. Çocuklara devamlı iltifat
etmenin takdir etmek anlamına gelmediğini belirten, Psikolog Baş, doğru zamanda pozitif ve yapıcı geri
bildirimlerle çocukların gelişime katkı sağlanabileceğini söylüyor. Samimi
olmayan iltifatlara maruz kaldığını anlayabilen çocuklar, bir süre sonra devamlı
güzel sözler duymak ister, duyamadığında ise pes etme eğiliminde olurlar.
Empati yapın
Karşılıklı konuşarak, vermek istediği kararları tek tek
dinleyerek, empati yapabildiğinizi hissettirdiğiniz örneklerle, çocukların kendi
kararlarını verebilecek yaşta ve olgunlukta olduğunu hissettirebilirsiniz.
Ailenin onayı için değil kendi hayal ve hedeflerine ulaşmak için çabaladığını
bilmek, çocukların cesaretlenmesini sağlar. Artan cesaret ve özgüven sayesinde
çocuklar kendi ideali için sağlıklı ve ulaşılabilir hedefler belirleyebilme
noktasına gelir. Kendisine saygı duyulduğunu hisseden bu çocuklar, karakterlerini
saklamak yerine ortaya çıkarmaya cesaret ederek kendilerine uygun eğitim ve
sonrasında meslek arayışına girer.
Çocuklarınıza hayal kırıklığı yüklemeyin
Çocukları ile kaliteli vakit geçirmeyen ve çocuklarının
gerçek kapasitesinin farkında olmayan ailelerin oldukça fazla olduğunu belirten
Psikolog Baş, gençlerin sırtlarına gereksiz yükler, kalplerine hayal
kırıklıkları yüklediklerini belirtiyor. Çocuğunun biyoloji dersine olan
ilgisizliğini bilmeden doktor olması konusunda hayaller kuran anneler ya da
aksine çocuğunun başarısına güvenmeyip kolay bir bölüm seçmesi konusunda
tavsiyeler veren babaları örnek veren Psikolog Baş, ailelerin yapabileceklerini
şu şekilde sıralıyor;
· Eğer çocuğunuz bir meslek seçimi yaptıysa fakat
siz seçtiği mesleğin geleceğine ve iş imkânlarına güvenmiyorsanız katı yargılar
ve eleştirel bir üslupla konuşmak yerine onu ve hayallerini anlamaya çalışın.
Çocuğunuza güvenin, seçimlerine saygı duyun
· Çocuğunuzla konuştuğunu tek şey üniversite
sınavı olmasın. Hayatının nasıl ilerlediğini, son günlerde neler yaşadığını
bilmeyi ihmal etmeyin
· Çocuğunuz da sizler gibi tek ve biricik
olduğundan onu kimseyle kıyaslamayın
· Başarının yalnızca bir sınav ile ölçülebildiği
fikrini vermeyin
· Çocuğunuzu her zaman destekleyeceğinizi,
seveceğinizi ve onunla daima gurur duyacağınızı hissettirin.
Günün sonunda anne babasının desteğini yürekten hisseden genç, bir insanın motivasyonunu kolayca aşağı çekebilen onaylanma ihtiyacının sebep olabileceği olumsuz etkileri yaşamak zorunda kalmayacaktır. Endişelerle çevrili, takdir edilme arzusuyla kendini ikinci plana atmayan çocuğun başarısı ise kendine ve ailesinin desteği ile hayat bulacaktır.
YORUMLAR