Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kahramanmaraş İl
Teşkilatı tarafından düzenlenen yemekte konuştu.
Türkiye'nin katettiği mesafeyi hatırlatan
Erdoğan, önceki gün Birleşmiş Milletler'in yaptığı açıklamada, 2018 yılı
Sürdürülebilir Kalkınma Göstergelerinin Türkiye'nin geldiği yeri hiçbir
itiraza mahal vermeyecek şekilde işaret ettiğini anlattı.
Erdoğan, göstergelerde yer alan rakamlara ilişkin
şunları söyledi:
"8 yıllık dönemde ülkemizdeki yoksulluk oranı yüzde
16,9 dan yüzde 13,9'a indi. 100 bin nüfus başına düşen hekim sayısı 167'den
187'ye, diş hekimi sayısı 29'dan 37'ye, ebe ve hemşire sayısı 224'ten 302'ye yükseldi.
Kara yolu trafik kazaları nedeniyle ölüm oranı 2015 yılında 100
bin nüfusta 9,6 iken, bu rakam da 8,1'e geriledi. Doğal gaz abonesi
hanelerin oranı 2014'teki yüzde 51 oranından şimdi yüzde 63,5 seviyesine
yükseldi. Ormanlık arazinin toplam arazi büyüklüğüne oranı yüzde 27,1 iken bu
rakam da 1,4 puan artarak yüzde 28,5 oldu. 2010'da yüzde 32,3 olan ne eğitimde
ne istihdamda olan gençlerin oranı 2018'de 24,5'a geriledi. Elbette bu oranda
yüksek ama elde edilen başarıyı da görmemiz gerekiyor. Saatlik ortalama brüt
ücret 7,6 liradan 2018 itibarıyla 20,7 liraya yükseldi. Araştırma ve geliştirme
harcamalarının milli gelir içindeki payı yüzde 0,8'den yüzde 1,03'e çıktı.
İmalat sanayi katma değerinin milli gelir içindeki payı yüzde 15,1'den yüzde
19'a yükseldi."
"ARTIK KATMA
DEĞERLİ ÜRETİM MESELESİ ÜZERİNDE ÇOK DAHA FAZLA DURMAMIZ GEREKİYOR"
Erdoğan, 8 yıllık dönemde kamunun tüm hizmetlerinden
memnuniyet seviyesinin arttığına da işaret ederek, internet kullanan bireylerin
oranının yüzde 37,6 dan yüzde 71'e yükseldiğini söyledi.
Türkiye'nin net, resmi kalkınma yardımların toplamının
da 2010-2018 döneminde 9 kat artarak, 8 milyar 612 milyon doları
bulduğunu aktaran Erdoğan, tüm bu rakamların kendisinin açıkladığı
rakamlar değil, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen kriterlere göre
oluşturulmuş gösterge ifadeleri olduğunu kaydetti.
"Üstelik önümüzde çok daha ümitvar olmamızı
sağlayacak bir tablo var." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Küresel
düzeyde süren ticaret savaşları ve Çin'in yaşadığı virüs krizinin yol
açtığı sorunlar sadece tarafları değil, tüm sistemi etkiliyor. Şayet iyi
çalışır ve doğru adımlar atarsak bu kriz dönemini ülkemiz için fırsata
çevirebiliriz. Bundan sonra artık katma değerli üretim meselesi üzerinde çok
daha fazla durmamız gerekiyor. Türkiye'nin en son yaptığımız açıklamayla
otomobil projesi, milletimizin bu konuda atılan her adımı, nasıl büyük bir
heyecan ve hevesle karşıladığının en son örneğidir. Kimin ne dediğine değil,
milletimizin ne istediğine, ülkemizin neye ihtiyacı olduğuna bakarak yolumuza
devam edeceğiz. Daha güzel yarınlar bizi bekliyor."
AK Parti teşkilatından beklentisini ifade eden Erdoğan,
"Şu anda Kahramanmaraş gibi kahramanların yoğun olduğu bu güzel ilimizde
ben inanıyorum ki bundan sonraki süreçte de ana kadememizle, kadın
kollarımızla, gençlik kollarımızla yoğun bir şekilde çalışmalarımızı
sürdüreceğiz. Bizim birliğimizi, bizim beraberliğimizi, bizim
dayanışmamızı kimse Allah'ın izniyle bozamayacak." diye konuştu.
Bir, iri, diri, kardeş ve hep birlikte Türkiye
olacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Bazıları puslu havaları sever. Onlara da
bu fırsatı vermeyeceğiz. Çünkü biz birbirimizi Allah için seviyoruz. Buna
inanmışız ve bu yola böyle çıkmışız." değerlendirmesini yaptı.
"ELAZIĞ VE
MALATYA'YI AYAĞA KALDIRALIM"
Üye kampanyalarının yoğun bir şekilde devam ettiğini
anlatan Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıkladığı Elazığ ve Malatya
depremlerine ilişkin kampanyayı da hatırlattı.
Milletvekillerinin parti olarak açtıkları bir hesaba
yatırdıkları paralar olduğunu belirten Erdoğan, "Bir de yine
teşkilatımızın o hesaba yatırmasını beklediğimiz paralar var. Bunlarla beraber
istiyoruz ki bu hesapta toplanan parayla biz süratle inşallah Elazığ ve
Malatya'yı ayağa kaldıralım. Biz bunu milli bütçemizden yaparız. Zaten bu
çalışma bir taraftan gidiyor ama AK Parti'nin mensuplarının bu para içerisinde,
onların da bir kuruşunun olması orayı çok daha güçlü, çok daha bereketli hale
getirecektir. Bunu yapar mıyız biz? Hele hele bizim edeler bu noktada boş
durmaması lazım." diye konuştu.
Salondaki bir partilinin "Emret, yeter" sözleri
üzerine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben emretmem, istirham ederim, rica ederim ve bu
şekilde atacağımız adımlarla İnşallah şu an itibarıyla milletvekillerimizin
vermiş oldukları, yapmış oldukları bu konudaki yardımlar bir milyonu aşmış
vaziyette. Şimdi de teşkilatlarımızdan bakalım neler gelecek? İnşallah onları
da toplamak suretiyle yoğun bir halde Elazığ'da, Malatya'da devam eden bu
çalışmalarımızı çok kısa bir sürede bitirelim istiyoruz. Bitirelim ki bu kış
mevsiminin hemen ardından süratle inşallah kardeşlerimiz evlerine, konutlarına
girebilsinler."
Bölgede ciddi çalışmalarda bulunduklarını vurgulayan
Erdoğan, İçişleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlarının 3 gündür orada
olduklarını ve hafta sonuna kadar da bölgede kalıp, çeşitli görüşmeler ve
çalışmalar yaptıklarını söyledi.
"İLK ETAPTA
25 BİN AİLEYİ YERLEŞTİRECEĞİMİZ"
Sadece Elazığ ve Malatya'da işlerinin olmadığını anlatan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz aynı zamanda o çalışma orada yürürken, bir
taraftan da şu anda İdlib'de sınırımıza doğru yürüyen mazlumlar var, mağdurlar
var. Biz Bay Kemal gibi 'bunları almayız, bunları kovarız' diyemeyiz. Biz ensar
kimdir, muhacir kimdir, bunu bilen bir zihniyetin mensuplarıyız. Şu anda da bu
gayretle sınırımızdan 30 kilometre Suriye içine doğru, güvenli bir bölge
oluşturduk biz. Ve o bölgede şu anda briket barınaklar yapıyoruz. Hızla bu
devam ediyor ve bu briket barınaklara o kardeşlerimizi yerleştireceğiz. Bunun
dışında da farklı bazı şu anda attığımız proje çalışmasıyla adımlar var.
Onlarla süreci biraz daha hızlandıracağız. İlk etapta bir 25 bin aileyi
yerleştireceğimiz buralarda konutları yapıyoruz, yapacağız."
Buradaki kişilerin çektikleri çile ve çocuklarıyla düştükleri durumu hep birlikte televizyondan izlediklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Sayın Putin'e yine söyledim, 4 gün önce yine söyledim; Bizim tabii bir farkımız var. Herkes bizim baktığımız gibi bakmıyor bu olaylara. Onun için biz gayreti gösterelim. Rabbimin lütfu ile de inşallah bu işte çözümü yakalayalım. Kahramanmaraş'ın hem kahramanlarına hem zenginlerine de özellikle seslenmiş oluyorum. Allah yar yardımcımız olsun." diye konuştu. (AA)
YORUMLAR