Kurtulmuş, İstiklal Marşı'nın okunması ve Kur'an-ı Kerim
tilavetiyle başlayan törende yaptığı konuşmada, çok sayıda hatırasının geçtiği
mekanda öğrenci ve öğretmenlerle bulunmakta mutlu olduğunu söyledi.
1977 yılında mezun olduğu imam hatip lisesi ve
çevresindeki tüm sokaklarda anılarının bulunduğunu hatırlatan Kurtulmuş,
"İmam Hatip Liseleri, aslında Türkiye'de milletin kendi kökleriyle buluşma
serüveninin bir özetidir. İmam hatip liselerinin tarihi bir diğer bakımdan,
Türkiye'deki demokrasi tarihinin de bir özetidir. Bu millet, özellikle
savaşlardan yenik düştükten sonra, eğitilmiş insanının oldukça az olduğu ve
maalesef eğitilmiş insanlarının büyük bir kısmının da tam tabiriyle modernleşme
adına batılılaşmanın esiri haline getirildiği bir dönemde, dinini, diyanetini,
maneviyatını, tarihini, kültürünü öğretecek kurumlara ihtiyaç olduğu bir
dönemde milletin bu ihtiyacına karşılık vermek üzere kurulmuş olan ve halisane
niyetlerle bugüne kadar getirilen okullardır. İmam hatip liseleri bu anlamda,
son iki asırdır, köklerinden uzaklaştırılan bir milletin, yeniden kökleriyle,
yeniden medeniyetiyle, değerleriyle buluşmasının özetidir." diye konuştu.
Kurtulmuş, 'Büyük ilim, irfan çınarı' olarak nitelediği
imam hatip liselerine çok büyük emek veren insanlar olduğunu ve bunları
rahmetle, minnetle ve şükranla andıklarını kaydetti.
Geldikleri yeri asla unutmayan, imam hatip liselerinin
yaygınlaşması ve toplumda karşılık bulmasına vesile olmasını sağlayan
Celalettin Ökten, babası İsmail Niyazi Kurtulmuş'un hayatlarından örnekler
veren Kurtulmuş, bunların değişik vesilelerle anlatılan anılarını genç
öğrencilere hatırlattı.
İmam hatip okullarında, bugün devletin en üst mertebesine
kadar yükselecek insanların yetişmesinin işte bu fedakar kişilerin sayesinde
gerçekleştiğini vurgulayan Kurtulmuş, siyasi destek sunan Tevfik İleri gibi
kişilerin de unutulmaması gerektiğini belirtti.
"Darbe
dönemlerinde imam hatipler kapatıldı"
"İmam hatip liseleri, aynı zamanda Türkiye'deki
demokrasi tarihinin de bir özetidir" diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Türkiye'de
bakıyorsunuz, ne zaman demokrasi bir şekilde kesintiye uğrasa, ne zaman
darbeler, askeri müdahaleler, sivil siyasetin önünün kesildiği dönemler olsa,
bu dönemlerin önemli sonuçlarından birisi de imam hatip liselerinin kapatılması
ya da ortaokul kısımlarının kapatılması olmuştur. Örnek olarak söylüyorum, biz
imam hatip lisesine kaydolduk. Ertesi sene, 12 Mart 1971 muhtırası oldu. 12
Mart muhtırasıyla birlikte hemen imam hatip liselerinin orta kısımları
kapatıldı. Bizden sonra zannediyorum bir 4-5 sene imam hatip liseleri öğrenci
alamaz noktaya geldi. İmam hatip liselerinin kapatılmasının gerekçesi ise
bunların ıslah edileceği şeklinde oldu. Zaman geçti, milletimiz büyük bir
mücadele verdi. Anadolu'nun her yerinde millet bu okullara sahip çıktı. Her
darbe döneminde biraz geri gidildi."
Gençlere "28 Şubat 1997'yi hatırlayın" diye
seslenen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "28 Şubat'ta da yine
maalesef en önemli sonuçlardan birisi imam hatip liselerinin bu sefer çıkışının
tıkandığı dönem oldu. Yani bir şekilde imam hatiplilerin katsayılarını
düşürerek, üniversiteye girmelerinin önünü kestiler. Ve ne yazık ki imam hatiplere
olan ilgili çok azalttılar. Her darbeden sonra çok şükür millet bu okullara
sahip çıktı ve yoluna devam etti. Bugün eğer yanılmıyorsam, Anadolu imam hatip
liselerinde 525 bin, imam hatip orta okullarında ise 715 bin öğrenci var.
İçinde bulunduğumuz bu okul gibi, fevkalade muhteşem proje okullarıyla
Türkiye'nin dört bir tarafında gerçekten imam hatip liseleri, bu milletin ilim,
irfan serüvenine önemli bir katkıda bulunuyorlar."
"Gençler
geleceğin şartlarına göre yetiştirilmeli"
Kurtulmuş, bu okullarda okuyanların Türkiye'nin, aynı
zamanda İslam ümmetinin ve mazlum milletlerin geleceği olduğunu söyleyerek, bu
eğitim kurumlarında okuyanların çok çalışıp kendilerini iyi yetiştirmeleri
gerektiğinin şart olduğunu vurguladı.
"Siz kökü mazide olan atisiniz" diyen
Kurtulmuş, gençlere nasihatte bulundu: Çocukların bugünün şartlarına göre
değil, geleceğin şartlarına göre yetişmeleri gerektiğine işaret eden Kurtulmuş,
konuşmasına şöyle devam etti: "İşte bu okullar, sizi, sizin geleceğiniz
çağlara uygun şekilde yetiştirmek için vardır. Okul, bir yerde ilim ve irfan
çınarı, bir mektep ve bir çevredir. Ama asıl olan tek tek sizin gönlünüzde ve
beyninizde bitiyor. Her biriniz dünyanın geleceğini kucaklayacak zihin ve gönül
dünyasına sahip olmak zorundasınız. Okullar, kitaplar, fiziki mekanlar,
kütüphaneler, bilgisayarlar, programların hepsi vesiledir. Asıl olan
sizlersiniz. Sizin gönlünüz, zihninizdir ve sizin en güzel şekilde
yetişmenizdir. Ülkeyi yönetenler olarak bizler ise sizin en iyi şekilde
yetişmeniz için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz."
"Bilim tek
başına problemleri bitirmiyor"
Numan Kurtulmuş, her türlü bilginin var olduğu ve
üretildiği bir çağda yaşanıldığını hatırlatarak, ancak buna rağmen açlığın,
kıtlığın, yoksulluğun, çatışmaların ve savaşların da meydana geldiği bir
dönemin içine girildiğini ifade etti.
Bu çağa, kimisinin "bilgi", kimisinin
"uzay" kimisinin "yüksek teknoloji çağı" dediklerine
dikkati çeken Kurtulmuş, "Bilginin her türlüsü hiçbir dönemde olmadığı
kadar var. Ancak insanoğlunun, insanlık tarihinin en sıkıntılı, en problemli en
zor zamanlarından birini yaşıyor. Dünyanın bir tarafından her türlü güç
içerisinde çok az yaşayanlar olduğu gibi diğer tarafında ise milyarlarca kişi
de zor şartlarda yaşıyor. O zaman bir yerde problem var. Demek ki bu problemi
bilgi tek başına çözmüyor. O zaman, sizden 3 temel şey bekliyoruz: ilim, irfan
ve hikmet. Bu okulların varlık sebebi de budur." dedi.
"Varlık
sınavını başarılı bir şekilde vermek zorundayız"
İmam hatip liselerinde okuyanların arasında yıldızlar
gibi parlayıp Türkiye'yi yönetecek çok insanların çıkacağına inandığını dile
getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı: "Bilimin her alanında yıldız
gibi parlayacak insanlar çıkacak. Toplumsal hayatın her alanında, iş
dünyasında, sanat dünyasında ve spor dünyasında son derece başarılı kişiler
çıkacak. Şimdi hedeflerinizin daha büyük olması lazım. Yokluk zamanları geride
kaldı. Bizden önceki nesiller yokluk imtihanını çok başarılı şekilde verdi.
Şimdi bizim önümüzde daha büyük bir sınav var. Biz de varlık sınavını çok
başarılı bir şekilde vermek zorundayız. Yoklukta nasıl izzetle, şerefle bu
meseleye sahip çıktıysak, varlıkta da şımarmayacağız. 'Ne güzel her şey bizim
önümüzde amade' demeyeceğiz. Allah'ın bize bahşettiği bütün bu nimetlerin
kıymetini bileceğiz. Daha fazla çalışacağız, daha güçlü olacağız. Bu okullardan
mezun olanlar olarak, Türkiye'nin dünyanın en iyi üniversitelerinde okuyacağız
ve bu millete ilim, irfan ve hikmet pınarlarından çok sayıda hizmetleri takdim
edeceğiz, sunacağız."
Fatih Kaymakamı Osman Arslan Canbaba, Fatih Belediye
Başkanı Hasan Suver, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mucip Kına, okul yöneticileri,
öğretmenler ve öğrencilerin katıldığı tören, Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan
Kurtulmuş'a 2 hüsn-i hat levhasının takdim edilmesinin ardından, hep birlikte
fotoğraf çekilmesiyle sona erdi.
YORUMLAR