Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘kamu yönetiminde şeffaflık’ konusunda alınan tedbirleri açıkladı. Buna göre, milletvekili ve belediye başkan adaylarına yapılacak nakdi yardımlar kendi adlarına açılmış olan seçim hesaplarına yatırılacak, bu yardımlara bazı sınırlar getirilebilecek. Siyasi partilere yapılan bağış miktarı da elektronik ortamda ilan edilecek.
Siyasi etik yasasını esas alarak milletvekilleri için davranış kuralları belirleyeceklerini anlatan Davutoğlu, mal bildirimi konusunda da önemli değişiklilere gidildiğini ifade ederek, "Yüksek mahkeme başkan ve üyeleri ile daire başkanları mal bildiriminde bulunacak. Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanvekilleri, genel merkez yöneticileri, il başkanları ve ilçe başkanları ile ulusal, bölgesel veya yerel nitelikte yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarının yetkilileri için de mal bildirimi zorunluluğu getirilecek" dedi. Başbakan, mal bildirimlerinin yenilenme süresinin 5 yıldan 2 yıla ineceğini de vurguladı.
İmar planlarının yapım sürecini daha saydam ve hesap verebilir hale getireceklerini kaydeden Başbakan, Tarihi dokuya zarar verecek imar değişikliğine izin verilmeyeceğini ekledi.
Davutoğlu, ihbarda bulunan kamu görevlilerinin korunacağını da ifade ederek, gerekli olması halinde ihbarda bulunan kamu görevlilerinin başka bir yerde çalışması ve 3 aylık ücretli izne çıkarılmasının söz konusu olacağını anlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, ihbarın asılsız çıkmaması koşuluyla görevlilere ödül verileceğini de belirtti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2015'ten 2018'e kadar olan dönemde yeni bir eylem planı hazırlandığını belirterek, "Milletvekili ve belediye başkan adaylarına yapılacak nakdi yardımlar kendi adlarına açılmış olan seçim hesaplarına yatırılmış olacak. Son derece şeffaf olacak. Adaylara ve siyasi partilere yapılacak ayni ve nakdi yardımlara bazı sınırlar getiilebilecek. Siyasi partilere yapılan bağış miktarı elektronik ortamda ilan edilecek" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Palas'ta düzenlediği basın toplantısında Kamu Yönetiminde Şeffaflık Reformu'nu açıkladı. Önümüzdeki haftalarda da sektörel dönüşümde geride kalan sosyal boyutu ilgilendiren 7 paketin açıklanacağını belirten Davutoğlu, üretimi teşvik anlamında alınacak tedbirlerin de olduğunu ifade etti. Davutoğlu, AK Parti iktidarları olarak belli politikalarda süreklilik arzeden politikaların toplumsal, ekonomik hayata yerleştirildiğini belirterek, gereken tedbirleri alacak şekilde de dinamik bir değişim süreciyle birleştirildiğini bildirdi. Üç temel ilkenin hep vurgulandığına dikkati çeken Davutoğlu, yasaklara, yolsuzluğa ve yoksulluğa karşı bir hareket olarak AK Parti'nin ortaya çıktığını söyledi. Yasaklara karşı AK Parti olarak birçok demokratikleşme paketini açıkladıklarını anlatan Davutoğlu, sürekli yapılan reformlarla ve son açıklanan demokratikleşme paketiyle Türkiye'nin demokratikleşme bağlamında çağ atladığını dile getirdi. Yoksulluğa karşı ciddi ekonomik tedbirlerin alındığını vurgulayan Davutoğlu, G-20, OECD bağlamında gelir dağılımını en iyi gözeten bir performansın sergilendiğini belirtti. Yolsuzlukla mücadele ve şeffaflaşma konusunda da 12 yılda önemli mesafelerin alındığına dikkati çeken Davutoğlu, "Bizim için bugün açıklayacağımız paketler, geçen hafta açıkladığımız paketler de bir bütünlüktür. Hiçbir politikamız kesinlikle konjonktürel değildir" dedi.
12 yıl içinde kamu yönetiminde şeffaflık sağlamak adına çıkarılan kanunlar hakkında bilgi veren Davutoğlu, eskiden birtakım mekanizmalarla örtülü kalan her şeyin şeffaf bir nitelik kazandığına dikkati çekti. Başbakan Davutoğlu, “Bütün bu süreçlerden sonra 20 Şubat 2010 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Türkiye'de saydamlığın artırılması strateji ortaya kondu. 2014'te bu strateji bu sefer 2015'ten 2018'e kadar olan dönemde yeni bir eylem planı hazırlıyoruz. Konuyla ilgili çok sayıda uluslar arası anlaşmayı da imzaladık. Hem ulusal bazda çok sağlam yasal çerçeve oluşturduk hem de evrensel standartların gerektirdiği uluslararası sözleşmelere taraf olduk. Bu gelişmeler sadece teknolojik araçlardaki değişim dahil son derece önemli araçları ve önemli riskleri de beraberinde getiriyor. O zaman şeffaflığı bir süreçte tamamlanan bir olgu olarak göremeyiz. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik bir zihniyet meselesidir. Yolsuzluklarla mücadele bir zihniyet meselesidir. Olabilecek eksikliklere hemen müdahale edilecek. Kimsenin şeffaflığı etkileyecek olumsuz bir eylem içine girmesine izin vermeyeceğiz. Siyaset kurumu hesap verebilme makamıdır. Siyaset makamı gibi toplumun her kesimini, yasama, yargı, yürütme, özel sektör herkes bu şeffaflığı benimsemek, tutarlı bir tavır almak durumundadır. Hem kamu yönetimini hem de diğer alanlarda devam edecek çalışmaların devam etmesi için gerekli talimatı verdim" diye konuştu.
"SİYASİ PARTİLERE YAPILAN BAĞIŞ MİKTARI ELEKTRONİK ORTAMDA İLAN EDİLECEK"
Reform paketi içinde yer alan birinci madde hakkında bilgi veren Davutoğlu, "Siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaflaştırılmasına yönelik olarak 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nda değişikler yapmayı düşünüyoruz. Bu değişiklikleri şöyle özetleyebilirim, milletvekili ve belediye başkan adaylarına yapılacak nakdi yardımlar kendi adlarına açılmış olan seçim hesaplarına yatırılmış olacak. Son derece şeffaf olacak. Adaylara ve siyasi partilere yapılacak ayni ve nakdi yardımlara bazı sınırlar getirilebilecek. Siyasi partilere yapılan bağış miktarı elektronik ortamda ilan edilecek. Seçim hesaplarıyla ilgili yapılan harcamaların denetimi yapılacak. Denetim sonuçları elektronik ortamda ilan edilecek. Söz konusu tasarı ile getirilen yükümlülüklere uyulmaması halinde idari para cezası uygulanacak. Seçimlere katılacak siyasi partilerin seçim takviminin başlangıç tarihi itibarıyla mali kaynaklarını kamuoyuna ilan edecekler. İstanbul'da son dönemde bir ilçe belediyesinde yaşananları takip ediyorsunuzdur. Siyasi partiler seçim sonuçlarının ihale edilmesinden sonra seçim bilançolarını elektronik ortamda ilan edecekler" dedi.
"MAL BİLDİRİMLERİNİN YENİLENME SÜRESİ 5 YILDAN 2 YILA İNECEK"
İkincisinin 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nda yapılacak değişikler olduğunu anlatan Davutoğlu, "Şimdiye kadarki mal bildirimine sahip olan kesimleri genişletiyoruz. Kamu görevi yürüten, kamu sorumluluğu millete emanet anlamında sorumluluk taşıyan herkesin mal bildirimiyle ilgili bir sorumluğunun olması lazım. Sadece siyaset kurumunun değil, herkesin. Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanvekilleri, genel merkez yöneticileri, il başkanları ve ilçe başkanları ile ulusal, bölgesel, yerel nitelikte yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarının yetkileri için mal bildiriminde bulunma zorunluluğu getirilecek. Yüksek mahkeme başkan ve üyeleri, daire başkanları, TBMM Başkanlığı'na mal bildiriminde bulunacaklar. Yargı görevi son derece onurlu büyük bir emanettir. Mal bildirimlerinin yenilenme süresi 5 yıldan 2 yıla inecek. Ara bildirim kaldırılacak. Mal bildirimlerinin elektronik ortamda verilmesini sağlayacak ve kıyaslanmasını sağlayacak bilişim altyapıları sağlanacak" diye konuştu.
Üçüncüsünün 2531 Sayılı Kamu Görevinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunu'nda yapılacak düzenlemeler olduğunu anlatan Davutoğlu, "Görevlerinden ayrılan kamu görevlilerinin mahiyetine göre 2 veya 3 yıl süreyle görevde bulundukları idarelere karşı iş alması, taahhüde girememesi, müteahhitlik, komisyonculuk, iş takipçiliği yapamaması ve müzakerelere katılamaması sağlanacak" şeklinde konuştu.
“DEVLET MEMURU İHBARDA BULUNMASI HALİNDE GÜVENCE ALINA ALINACAK”
Dördüncüsünün 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikler olduğunu belirten Davutoğlu, "İhbarda bulunan kamu görevlilerinin yani şeffaflık ve yolsuzlukla ilgili ihbarda bulunan kamu görevlilerinin başka geçici ya da sürekli olarak başka birimlerde görevlendirilmesi, 3 aya kadar ücretli izinli sayılabilmesi, başka bir kamu kurum veya kuruluşunda görevlendirilebilmesi sağlanacak. Bir şekilde ihbarda bulunuyor, ondan etkilenmemesi için güvence altına alıyoruz. İhbarda bulunan kamu görevlilerinin ihbar konusu olayla ilgili bulunan amiri tarafından sicil raporu düzenlenmesi ve performans değerlendirmesi yapabilmesi engellenecek. İhbarın asılsız çıkmaması koşuluyla ihbarda bulunan kamu görevlilerine ödül verilebilecektir ama haksız isnat ve iftirada bulunması söz konusu olursa mevzuatta bu kişilerle ilgili ciddi müeyyideler uygulanacaktır. İftiranın engellenmesi için müeyyideler olacak. Yolsuzluğun önünün açılması yönündeki uygulamayı bildirenlerin de koruma altına alınması ve ödüllendirilmesi sağlanacak" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, beşincinin TBMM üyeleriyle ilgili bir düzenleme olduğunu belirterek, "Şu ana kadar yasal düzenleme itibarıyla milletvekillerinizin değişik kanunlara dağılmış hak ve yetkileri var. Cumhuriyet tarihinde milletvekili olmak tek bir yasayla düzenlenmiş değil. Onunla ilgili hak, yetkiler ve tanımlamalar bütün partilerden gelen talepler doğrultusunda, Meclis Başkanımızın da böyle bir talebi oldu. Daha önce yapılan çalışmalar da var. Tek bir kanunda bütün bu haklara derç edecek kanun çalışması içine girilmesini planlıyoruz. Bu kanun içinde de siyasi etik boyutla ilgili bazı düzenlemeler söz konusu olacak. Bu düzenlemelerle ilgili olarak TBMM'de grubu bulunan 4 partinin temsilcilerinin katıldığı 26 Aralık 2012 tarihinde Meclis Başkanlığı'na sunulan ortak bir siyasi etik çalışması var. Bunu esas alarak yeni yasal çalışmayla birlikte TBMM'nin saygınlığına ve milletvekilliği görevinin itibarına uygun davranılması için davranış ilkeleri belirleyeceğiz. Meclisimizde temsili bulunan partilerimizle ortak istişareyi esas alarak bu yasama dönemi bitmeden, bu onurlu görevin çerçevesini tanımlayan yasayla birlikte bütün grupların anlaştığı derç eden bir düzenlemeyi aynı yasal çerçeveye oturtacağız" diye konuştu.
Önümüzdeki dönemde ekonomik hayatta özel sektörle ilgili şeffaflık düzenlemeleri konusunda da geniş tabanlı istişareyi faaliyetten sonra bazı çalışmaları yapmayı düşündüklerini söyleyen Davutoğlu, şeffaflığın bir zihniyet meselesi olduğunu ve toplumdaki her bireyin kendisini bir parçası olarak gördüğü bir reform süreci olduğunu ifade etti. (İHA)
YORUMLAR