Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Halep'te Suriye rejiminin baskısından kaçan binlerce insan hala Türkiye'ye doğru gelmeye devam ediyor. Şimdi Türkiye'nin yaptığı bütün bu fedakarlıkları görmeyip bir de itham etmeye kalkmak açık bir sorumsuzluktur, iftiradır. Buradan bir kez daha söylüyorum, Türkiye hiçbir terör örgütüne veya hiçbir terör grubuna, şiddet grubuna sınırdan geçme imkanı vermemiştir" dedi.
Başbakan Davutoğlu ve Irak Başbakanı Haydar El İbadi, ortak basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
TÜRKİYE TERÖRDEN ÇOK ÇEKTİ
Başbakan Davutoğlu, "Türkiye'nin DEAŞ'la (IŞİD) mücadeleye nasıl bir destek vereceğinin" sorulması üzerine, Türkiye'nin terörden çok büyük acılar çekmiş bir ülke olduğunu ve terörün her türlü şekline karşı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetlerine karşı uluslararası dayanışma içerisinde olduğunu anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"IRAK'LA BİRLİKTE ÇALIŞACAĞIZ"
"Konu Irak olduğunda ise Irak'ı tehdit eden her şey, her bir unsur Türkiye için de, bölge için de bir tehdittir. O bakımdan son dönemde IŞİD'in gerek Irak'ta gerek Suriye'de gerçekleştirdiği eylemler karşısında hem Irak'la hem de uluslararası toplumla birlikte hareket etmeye büyük özen gösterdik, bundan sonra da bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İstihbari işbirliği ve alanda terörün etkisini kıracak işbirliği konusunda daha yakın bir çalışma temposu içinde olacağız. Bunun yanında terörü ortaya çıkaran şartları yok edecek şekilde özellikle Suriye'de kalıcı barışın temin edilmesi ve Suriye halkının kendi iradesini ortaya koyabilecek şekilde siyasi yapıda etkide bulunabilmesi önemlidir."
"SURİYE'DEKİ ACIYA SON VERMELİYİZ"
"Bugün IŞİD tehdidi ortadan kalksa yarın başka tehditler gündeme gelebilir" şeklinde konuşan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Her halükarda hepimizin bu tür faaliyetlere karşı ülkelerin toprak bütünlüğü anlayışı temelinde, karşılıklı saygı temelinde işbirliği yapmasında büyük fayda var. Türkiye, bu konuda her türlü katkı yapma hususunda hep hazır olmuştur, bundan sonra da bu çalışmalar ortak güvenlik mekanizmalarıyla da sürdürülecek. Sayın İbadi'nin Ankara ziyaretine kadar da gerekli güvenlik birimlerimiz bu konuları istişare etmeye devam edecekler. Suriye'den tehditler kaynaklandığı için önemli ölçüde Suriye'deki krizin çözümü konusunda da hep beraber çalışmamız gerekir. Eğer Suriye'de bu terör faaliyetlerine zemin teşkil eden güç boşluğu devam ederse, Suriye halkına acımasızca saldırılar devam ederse 300 bin Suriyeli kardeşimiz şehit edildi, hayatını kaybetti. Bu acıların son bulması için de Türkiye ve Irak'ın birlikte çalışmaya ihtiyacı var."
"BU İTHAMLARI HER ZAMAN REDDETTİK"
Davutoğlu, bir gazetecinin "Suriye'ye giren terör örgütleri konusunda Türkiye'nin sınırlarının açık olduğuna dair ithamlar olduğunu" ifade ederek, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine, "Bu ithamları her zaman reddettik ve bunun hiçbir karşılığı da yoktur" dedi.
IŞİD'İN KADROLARI IRAK'TAN GEÇTİ
İbadi ile görüşmelerinde bu konunun da gündeme geldiğini söyleyen Davutoğlu, "Bugün DEAŞ'ın (IŞİD) başındaki kişi Bağdadi de dahil olmak üzere birçoğu Suriye'ye Irak'tan geçtiler, tabii Irak hükümetinin burada hiçbir sorumluluğu yok, zaten Irak'ta son on yılda birçok yapılar, bu şekilde yapılar gündeme gelmişti. Bugünkü DEAŞ'ın, IŞİD'in liderlerinin tümü hemen hemen Irak'taki istikrarsızlıktan istifade ederek buradan Suriye'ye geçmiş kişiler; başta Bağdadi olmak üzere. Ayrıca IŞİD'in kadrolarında hiçbir Türk bu anlamda üst düzeyde Türkiye'den geçtiği ispat edilen tek bir kişi dahi yoktur" diye konuştu.
"SINIRLARIMIZ SURİYE HALKINA AÇIKTIR
"Türkiye'nin sınırları açıktır, doğru. Kime açıktır biliyor musunuz?" şeklinde konuşan Davutoğlu, "Zalim bir rejimin hava bombardımanından kaçan, kimyasal silahlarından kaçan scud füzelerinden kaçan Suriye halkına açıktır" şeklinde konuştu.
"4.5 MİLYAR DOLAR HARCADIK"
İki milyona yakın Suriyeli'nin Türkiye'ye geldiğini ve yaklaşık 4,5 milyar dolar ayırarak Suriyeli mültecilere harcadıklarını anlatan Davutoğlu, Türkiye'nin bazı şehirlerinde Suriyeli sayısının Türk sayısından fazla olduğunu anımsattı.
TÜRKİYE DÜNYAYA AÇIK BİR ÜLKE
Davutoğlu, konuşmasında şunları ifade etti:
"Şu anda Halep'te Suriye rejiminin baskısından kaçan binlerce insan hala Türkiye'ye doğru gelmeye devam ediyor. Şimdi Türkiye'nin yaptığı bütün bu fedakarlıkları görmeyip bir de itham etmeye kalkmak açık bir sorumsuzluktur, iftiradır, buradan bir kez daha söylüyorum: Türkiye hiçbir terör örgütüne veya hiçbir terör grubuna, şiddet grubuna sınırdan geçme imkanı vermemiştir. Bunu Avrupalı ve Amerikalı yetkililerle görüştüğümüzde de her zaman bütün ülkelerin yetkililerine aslında hep şunu söyledik: 'Eğer bir takım terör unsurları varsa kendi ülkelerinden çıkarmayın, yok çıkıyorlarsa bize listelerini verin biz ülkemize sokmayalım. Ama Türkiye 35 milyon turistin geldiği dünyaya açık bir ülke. Bu ülkeye gelenleri havaalanında engelleyecek bir imkanımız yok. Şu anda bu şekilde istihbari paylaşımlar üzerinden zaten binlerce kişinin Türkiye'ye girişini engelledik'.
IŞİD HAKKINDAKİ SUÇLAMALAR HEP YALAN
Fakat herkesin samimiyetle şu soruları cevaplaması gerektiğini düşünüyorum: Mart 2013'e kadar IŞİD diye bir tehdit yoktu Suriye'de. Peki, Suriye'de problem yok muydu? 2013 Mart'ında IŞİD ortaya çıkana kadar Suriye'de 200 bini aşan insan katledildi. Milyonlarca, 11 milyon Suriyeli ya içeride ya dışarıda mülteci durumunda. Böyle şartlarda her türlü şiddet örgütünün doğabileceği zemin oluşur. Şimdi Suriye rejimini suçlamayıp, bu güç boşluğuna sebep veren rejimi suçlamayıp, bu zulümler karşısında sessiz kalan uluslararası toplumu suçlamayıp, Irak ve Suriye'den iki milyona yakın kardeşine bağrını açmış, ekmeğini, aşını, evini paylaşmış Türkiye'yi suçlamak açık bir iftiradır ve ahlaki bir tutum değildir. Bize ispat etsinler, 'IŞİD'in şu liderleri Türkiye'den geçmiş' desinler böyle bir ispat yok, hiçbir isim veremiyorlar, sadece suçlamada bulunuyorlar."
"TÜRKİYE'NİN DOSTLARI UYANIK OLMALI"
Burada Türkiye'nin hem uluslararası alanda itibarını sarsma teşebbüsünün, hem de Türkiye'nin dostları, kardeşleri arasını açma teşebbüsünün olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Buradan bir kez daha, Bağdat'tan söylüyorum: Kimin elinde bir delil varsa getirsin, ama delil olmadan konuşmak ve Suriye'deki acılara sessiz kalmak utanç verici bir tablodur" diye konuştu.
Türkiye'nin her zaman tutumunun ahlaki, ilkesel olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Irak'ı tehdit eden hangi örgüt varsa bize de tehdit teşkil eder. Hiçbir şekilde bunlara herhangi bir tolerans gösterilmediği gibi onlara karşı her türlü mücadele verilir. Burada bazı uluslararası medyada yapılan algı operasyonlarına karşı bütün kardeşlerimizi uyanık olmaya davet ediyorum. Bir gün IŞİD terör örgütü de bu topraklarda etkisini kaybeder ama Türkiye ve Irak, Türkiye ve Suriye, Suriye ve Irak ve bu ülkelerdeki halklar hep ebediyete kadar bir arada yaşayacaklar. Barış içinde yaşamaları için bizim görevimiz gerekli çalışmaları yapmaktır. Türkiye de bu konuda, bu ilkesel tutumunu sürdürmeye kararlıdır.'
"GÜVENLİK BOŞLUĞUNUN OLUŞMAMASI LAZIM"
"Irak'ın Türkiye'den ulusal vilayet muhafızlarındaki askerlerin eğitimi ve vilayetlerin güvenliklerinde rol alacak polislerin eğitim talepleriyle ilgili Türkiye'nin bakışının" sorulması üzerine Davutoğlu, konuya İbadi ile aynı perspektiften baktıklarını hatırlattı.
Irak'ta kendi toplumuna ve dünyaya ümit veren yeni bir hükümet olduğunu söyleyen Davutoğlu, her türlü güvenlik ve istihbarat işbirliğini yapmaya kararlı olduklarını bildirdi.
Davutoğlu, "Irak'ta da, Suriye'de de hiçbir güvenlik boşluğunun oluşmaması lazım. Maalesef Suriye'de hem ciddi bir güvenlik boşluğu var hem de bir meşruiyet boşluğu var. Bunun ortaya çıkardığı büyük bir kaos var. Irak'ta ise meşru bir hükümet ve teröre karşı mücadele konusunda da kendisine güven veren yani bu konudaki kararlılığını gösteren bir siyasi liderlik var" diye konuştu.
Türkiye ile Irak arasında görüşmelerin devam edeceğini ve Irak'ın ihtiyacı olduğunda Türkiye'nin elinden geleni yapacağını söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Önemli olan bölgedeki bu kaotik duruma bir an önce son verilmesi ve bu kaotik durum yerine kalıcı istikrar ve güven ortamının sağlanması. Burada güvenlik yapılarının bütün toplumsal kesimleri bünyesinde barındırması çok önemli. Suriye'de böyle bir durum olmadığı için bütün bu tablolarla karşı karşıya kalındı. Türkiye olarak her zaman Irak'taki dostlarımızla ve bölgedeki diğer ülkelerle Ortadoğu bölgesinin tekrar güvenlik bölgesi, bir istikrar bölgesi olması için ne tür adımlar atılması gerekiyorsa beraber çalışmaya hazırız."
SURİYE KONUSUNDA KAPSAMLI STRATEJİ VAKTİ
Davutoğlu, bir gazetecinin, "ABD'nin IŞİD'le mücadele ile ilgili temsilcisi General Ellen'in bugün bir açıklaması oldu. Verdiği temel mesaj Suriye'de Esed'siz bir dönem olması gerektiği, yeniden istikrar kazanması için. İkinci bir mesaj ise havadan bombardımanla Kobani'de mücadele edilebileceği yönünde" diyerek bu açıklamalar çerçevesindeki değerlendirmelerini sorması üzerine, açıklamayı kendisinin de gördüğünü söyledi.
Avustralya'daki zirvede ABD Başkanı Barack Obama ile Suriye konusunu detaylı ele aldıklarını hatırlatan Davutoğlu, General John Elen'in Ankara ziyareti sırasında da Dışişleri Bakanlığında ilgililerle görüşme yapıldığını ve yarın akşam da Joe Baiden'in de Ankara'ya geleceğini ve bu konuların ele alınacağını söyledi.
"HEM ÖSO'YA HEM DE PEŞMERGE'YE GEÇİŞ SAĞLADIK"
"Artık Suriye konusunda kapsamlı strateji geliştirmenin vakti" ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"IŞİD'e ve terör örgütlerine karşı mücadelede konusunda zaten tam bir ittifak var. Bu çerçevede atılacak adımlara da Türkiye destek vereceğini ifade etti. Ancak IŞİD terörü ortadan kalkarken veya buna karşı mücadele edilirken resmin bütününün de görülmesi lazım. IŞİD terörünü ortaya çıkaran şartlar Suriye rejimi tarafından oluşturulmuştur. Suriye rejimi acımasızca havadan sürdürdüğü bombardımanlarla kadın çocuk demeden yaptığı katliamlarla bir halkın ümitlerini, geleceğe bakışını yok etti. Bu güvenlik boşluğunda IŞİD doğdu. Dolayısıyla meseleyi sadece Kobani ve IŞİD olarak ele alındığında kalıcı çözüm bulunması çok zordur. Kobani'ye destek konusunda da Türkiye elinden geleni yaptı. Gerek Özgür Suriye Ordusu'nun Kobani'ye geçişine, gerekse Peşmerge güçlerinin geçişine imkan sağladı."
DEAŞ'ın (IŞİD) Kobani'den çıkmasının Suriye meselesini çözmeyeceğini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"KOBANİ'YE GÖSTERİLEN İLGİ HALEP'E GÖSTERİLMİYOR"
"Çünkü bu yapı devam ettikçe, kendi halkına zulmeden bir anlayış devam ettikçe başka terör örgütleri ortaya çıkar. Bizim bu konudaki tutumumuz açıktır, Suriye sorununa kapsamlı ve bütüncül bir çözüm bulunmalıdır. Kobani'deki saldırılara yüksek sesle karşı çıkanlar, günlerdir Halep'te havadan sürdürülen bombalarla kadınların ve çocukların öldürülmesine sessiz kalmaktadır. Uluslararası toplum Kobani'ye gösterdiği hassasiyeti Halep'e de göstermeli.
Biz Türkiye olarak Halep'ten gelen Araplara, Kürtlere, Türkmenlere de kucak açtık. 200 bin Kobanili Kürt kardeşimiz Türkiye'ye sığındı, onlara da kucak açtık. Şu anda Kobani halkı fiilen Türkiye'dedir, 200 bin Kobanili Türkiye'dedir. Orada gene çarpışan gruplar kaldı. Türkiye, bu fedakarlıkları yaparken Suriye halkına hiçbir zaman etnik ve mezhep gözüyle bakmadı, kim gelirse 'kimliğin nedir' diye sormadı. 'Müslüman mısın, Hristiyan mısın, Arap mısın, Kürt müsün, Türkmen misin, Sünni misin, Nusayri misin, Şii misin' demedi, hepsine kucak açtık.
"SURİYE'DE KALICI BİR ÇÖZÜM ŞART"
Şimdi ama uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi lazım. Sadece kendi kamuoyularını tatmin etmek için bir şeyler yapıyoruz diye Suriye'nin bir parçasına dönük bir politika takip edilirse dünyada geri kalan parçadaki acılara sessiz kalınırsa kalıcı çözüm olmaz. Bu çerçevede son dönemde Amerikalılar ve diğer müttefiklerle ve bölge ülkeleriyle yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz intiba olumlu yönde intibalardır. Yani Suriye'deki soruna kalıcı bir çözüm bulma yönündeki görüşler yaygınlaşmaktadır. Bu yöndeki çabaları da sürdürmeye kararlıyız."
Kaynak: http://www.f5haber.com
YORUMLAR