Kahramanmaraş Sağlık-Sen İl Başkanı Bünyamin Mutlu
Demirci, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle yazılı açıklama yaparak şunları seyledi.
"2021 “sağlık çalışanları yılı” ilan edildi ancak
sorun ve beklentilerinin çözümüne dair henüz bir ümit ışığı görebilmiş
değiller.
Buna karşın bolca alkış, bir o kadar takdir ve teşekkür
alıyorlar. Ancak bir türlü sesleri duyulmuyor, sorunları çözüme
kavuşturulmuyor, yüzleri güldürülmüyor.
Fedakarlıkları, alın terleri, mücadeleleri, canlarını
ortaya koymaları, bir türlü yetmiyor sorunlarının çözümüne.
Hak etmediklerini ya da hakları olmayanları değil, alın
terlerinin ve mücadelelerinin karşılığını istiyorlar.
Örneğin, hakkaniyetsiz ve adaletsiz döner sermaye sistemi
son bulsun istiyorlar. Can yakan, alın terini yok sayan bu sistemin yerine,
ödemelerin hastane bütçesinden değil, merkezi bütçeden karşılandığı yeni bir
modele geçilmesini istiyorlar. Bu sayede gelirlerinin, hastanelerin gelirlerine
bağlı olmaktan çıkacağını çok iyi biliyorlar. Bu durum aynı zamanda haksız
ücret dağılımının son bulması demektir.
Bunun yanında, hakkaniyetli iş güvencesi herkesin hakkı
olduğu için sözleşmeli istihdam modeline son verilsin istiyorlar. Çünkü aynı iş
yerinde aynı işi yapıp da birbirlerinden çok farklı mali, özlük ve sosyal
haklara sahip olmak kabul edilecek bir durum değildir.
Nöbet ücretleri artırılsın istiyorlar… Çünkü sağlık
çalışanları nöbete kaldıklarında, normal mesai ücretinden daha düşük ücret
alıyor. Oysa diğer kamu çalışanlarında tersi bir durum söz konusu. Sağlık
emekçileri, üçüncü sınıf kamu çalışanı değildir. Hayat kurtarmakla yükümlü
oldukları unutulmamalıdır.
Ayrıca, icap nöbet ücretlerinin bağış değil, hak olduğunu
tüm sağlık çalışanları çok iyi biliyor. İdari tasarrufla bazı sağlık çalışanlarına
icap nöbeti ödenirken bazılarına ödenmemesinin izahı mümkün değildir. İcap
nöbet ücretleri anne sütü kadar helaldir, her çalışana her hak edene ödenmek
mecburiyetindedir.
Sağlık çalışanlarının ağır iş yükü altında öteden beri
ezildikleri bilinmiyor değil. Ne yazık ki pandemi sürecinde bu yük katlanarak
arttı. AB ülkeleriyle kıyaslandığında, ülkemizde normal koşullarda bir hemşire
dört hemşirenin yaptığı işi yapıyor. Benzer durum diğer branşlarda çalışanlar
için de geçerli. Sorunun önüne ancak istihdam açığının sıfırlandığı güçlü
sağlık ordusuyla geçilir.
Hatalı uygulamalar (Malpraktis) nedeniyle sağlık
çalışanlarının ocağına resmen incir ağacı dikiliyor. 3 – 4 bin lira maaş alan
bir sağlık çalışanının, 100 binlerce liralık tazminatın altından kalkması
mümkün değildir.
Sağlık, risk payı çok yüksek bir meslek olduğu için
idare, hatalı uygulamalar karşısında sorumluluğu çalışana yükleyerek görevini
yapmış olmaz. İdareye düşen, her türlü sorun karşısında çalışanını mağdur
etmemek, sahip çıkmaktır.
Binlerce sağlık çalışanı, “Görevde Yükselme ve Unvan
Değişikliği” sınavları düzenli ve belli aralıklarla yapılmadığı için mali,
özlük ve sosyal noktasında hak kaybı yaşıyor. Bunun önüne geçmek için ekstra ne
bir çabaya ne de bir kanuna ihtiyaç vardır. Yönetmelik değişikliği yeterlidir.
Çocuklarının emniyeti ve bakımı, sağlık çalışanı
ebeveynler için sorun olmaya devam ediyor. Sağlık çalışanlarının yaklaşık yüzde
40’ı yine sağlık çalışanıyla evli. Diğer kamu çalışanlarıyla evli olma
durumları da bu rakama eklendiğinde oran yüzde 60’ları geçmektedir. Dolayısıyla
gündüz bakım evi ve kreş uygulamasının hayata geçirilmesi büyük bir zarurettir.
Bu aynı zamanda hayati bir zarurettir de. Pandemi
sürecinde, bazı çocukların canlarına mal olan üzücü hadiselerin varlığını hiç
kimse unutmuş değil.
Tüm bunların yanı sıra sağlık çalışanları artık şiddet
kurbanı olmak istemiyor! Çünkü şiddet sadece mağduru etkilemiyor; göreni,
duyanı kısacası tüm çalışanları doğrudan etkiliyor, travmalara neden oluyor,
korkutuyor, sindiriyor.
Sonuç olarak, sağlık çalışanlarının daha pek çok sorunu
var. Bu sorunlarla yaşamayı, bu sorunlara alışmayı, bu sorunların gölgesinde
kutsal mesleklerini ifa etmeyi istemiyorlar. Mesleklerini severek yapmalarının
yanında bayramlarını bayram gibi kutlamak ve hayatlarını müreffeh bir şekilde
sürdürmek istiyorlar. Tüm bunları sağlık çalışanlarına çok görmemek gerekir.
Sağlık çalışanları bayramın en güzelini en iyisini hak ediyor. Çünkü onlar bu
ülkenin “hayat sigortası.” Herkesi, özellikle de sorumluluk sahibi olanları,
bunun anlam ve önemini anlamaya ve bu doğrultuda sorunları çözmeye davet
ediyoruz.” dedi.
YORUMLAR