TRT World Forum'a video mesajla katılan Cumhurbaşkanı
Erdoğan, dördüncüsü düzenlenen forumda katılımcılarla beraber olmaktan büyük
memnuniyet duyduğunu belirtti.
Dünya, bölge ve ülke için verimli tartışmaların zemini
olarak gördüğü TRT World Forum'un başarılı geçmesini temenni eden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Forum'un "Salgın Sonrası Dünya'da Uluslararası
Düzen ve Değişen Dinamikler" temasıyla düzenlendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün boyunca "çevrimiçi" olarak yapılacak
oturumlarda, dijitalleşmeden teknolojiye, ticaretten Suriye, Yemen ve
Karabağ'daki çatışmalara, her biri diğerinden önemli konuların ele alınacağını
ifade etti.
Ülke içinden ve dışından birikimleriyle foruma katkı
sunacak tüm bilim, medya ve siyaset insanlarına teşekkür eden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT yönetimini ve
bu güzel programa destek veren tüm kurumları kutladı, başarılar diledi.
KOVİD-19
Koronavirüs salgınının hayatın her alanında derin izler
bıraktığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Salgınla
beraber ikili ilişkilerimizde, ekonomide, alışveriş yöntemlerimizde ve daha
birçok alanda köklü değişiklikler yapmak zorunda kalıyoruz. Medya, siyaset ve
uluslararası ilişkilerin de bu değişim dalgasından etkilendiğini görüyoruz. Bir
süredir yükselmekte olan yeni medya araçları, salgının ortaya çıkardığı tabloda
daha da yaygınlık kazandı. Ticaretin yanı sıra basında da dijitalleşme öne
çıkmaya başladı. Geleneksel medyanın etkisini tamamen yitirdiğini elbette
söyleyemeyiz ancak yeni bir gerçeklikle karşı karşıya olduğumuzu da inkar
edemeyiz. İşin uzmanları tarafından TRT World Forum'da yapılacak tartışmaların
bu noktada bizlere yeni ufuklar çizeceğine inanıyorum."
DİJİTALLEŞME
Bir siyasetçi olarak bir hususu vurgulamak istediğini
dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
hayattaki her şey gibi teknolojinin de insan hayatını kolaylaştırmak için var
olduğunu aktardı.
İnsanı maddi ve manevi varlığıyla bir bütün olarak gören
dijitalleşmenin herkes için hayırlı neticeleri beraberinde getireceğinin altını
çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları
söyledi: "Hiçbir denetimin
olmadığı, keyfiliklere açık, hukukun dışında bir alan olarak algılandığında
dijitalleşmenin bizi götüreceği yer, faşizmdir. Bunun için dijitalleşme,
özgürlüğün alanını genişletirken yeni adaletsizliklere, yeni haksızlıklara,
yeni ötekileştirmelere yol açmamalıdır. Son yıllarda sosyal medya
platformlarının kullanımının yaygınlaşmasıyla, maalesef bu konuda çok ciddi
sorunlar yaşanıyor. 'Sınırsız özgürlük' başlığı altında tamamen denetimsiz bir
alan oluşturularak, yeni mağduriyetlerin oluşmasına sebebiyet veriliyor. Kimi
zaman mevcut hukuk düzenin bile yetersiz kaldığı bu durum 'siber zorbalık'
başta olmak üzere psikolojik ve sosyal sorunlara kapı aralıyor. Mağdurlar, çoğu
kez şikayetlerini ulaştırabilecekleri ne bir muhatap, ne de haklarını
arayabilecekleri hukuki bir mecra bulabiliyor. Kötülük yapanın, suç işleyenin
yanına kar kaldığı bir düzenin adı özgürlük olamaz."
SOSYAL MEDYA
DÜZENLEMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin bir başka boyutunun ise sosyal medya platformlarının
artan mağduriyetleri önleyecek bir çabanın içine dahi girmemesi olduğunu
belirtti.
"Devletlerin
vatandaşlarını koruma gayesiyle attığı iyi niyetli adımlar ise hemen
'özgürlüklere müdahale' parantezine alınarak, akim bırakılmaya
çalışılmaktadır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye olarak bir süredir bu konuda yaşanan haksızlıkları dile
getiriyor, kimsenin, hiçbir şirketin hukukun üstünde olmadığını vurguluyoruz.
Geçen aylarda yürürlüğe giren kanuni bir düzenlemeyle sosyal medya şirketlerine
ülkemizde temsilci bulundurma zorunluluğu getirdik. Bunu yaparken de
uluslararası hukukun bize tanıdığı yetki çerçevesinde, özgürlük-güvenlik
dengesini gözeterek hareket ettik. Vatandaşlarımızı, bilhassa da yetişkinlere
nazaran daha hassas durumda olan çocuklarımızı korumayı amaçlıyoruz.
Temennimiz, kendilerini hukukun dışında gören bu kurumların, ülkemizin iyi
niyetli çabalarına gönüllü bir şekilde destek vermesidir. Aksi takdirde
Türkiye, her şart altında vatandaşının hukukunu korumayı sürdürecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüz dünyasında yapılan
çalışmaların uluslararası kamuoyuna ulaştırılmasının öneminin giderek arttığını
ifade etti.
Türkiye olarak bu konuda, maalesef uzun yıllardır çok
sıkıntı çektiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin
uluslararası alandaki başarıları, ülke içinde yaşadığı büyük değişim, dış
dünyada hakkaniyetli bir şekilde yer almıyor. Hatta çoğu durumda, başarılarımız
yok sayılarak ya da çarpıtılarak olduğundan farklı bir şekilde aktarılıyor.
Gerçeği keşfetmek için değil, zihinlerdeki oryantalist kalıplara uygun cevaplar
bulmak için Türkiye'ye bakılıyor." şeklinde konuştu.
"SARI
YELEKLİLERİ GÖRMEZDEN GELDİLER"
Özellikle 2013 senesinden itibaren Gezi Olaylarıyla
başlayan süreçte ülkenin çok ciddi haksızlıklara, çifte standartlara maruz
kaldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokakları yakıp yıkanların 24 saat canlı yayın yapan
uluslararası medya kuruluşları tarafından barışçıl göstericiler olarak lanse
edildiğini dile getirdi.
Suriye’de yüzbinlerce sivilin kanını döken bölücü terör
örgütü mensuplarının batılı sözde prestijli dergilerin kapağını süslediğinin
altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama aynı
olaylar daha sonra Avrupa'nın farklı ülkelerinde yaşanınca, bize basın
özgürlüğü dersi verenler, üç maymunu oynadılar. Paris'in göbeğinde haftalarca
süren sarı yeleklileri görmezden geldiler. Fransız polisinin göstericileri kör
eden orantısız müdahalelerinden hiç bahsetmediler. Fransız devlet organlarının
medyaya yönelik ablukası karşısında eleştirel tek cümle kurmadılar. Benzer bir
çifte standardın İsrail güvenlik güçlerinin Filistinlilere yönelik devlet
terörünü andıran uygulamalarında da tekerrür ettiğini görüyoruz. Sokak
ortasında elleri havada katledilen Filistinli çocuklar, sözüm ona bu bağımsız
medya organlarında haber değeri dahi taşımıyor. Daha birkaç gün önce Filistinli
bir yaralıyı taşıyan ambulansın durdurularak yaralının apar-topar gözaltına
alınmaya çalışılması, uluslararası basında hiçbir tepkiye neden olmadı."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hemen her gün şahsını hedef alan iğrenç manşetleri
ise söyleme gereği dahi duymadığını belirtti.
Bu tarafgirliğe artık aşinalık kazanmış birisi olarak
kendilerini asıl üzen, rencide edenin kutsallara yönelik saldırılar olduğuna
dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Medya organlarının İslam düşmanlığı
ve yabancı karşıtlığına bayraktarlık yapması, gerçekten utanç vericidir. Basın
özgürlüğü kılıfı altında sergilenen çirkeflikler, farklı din ve kültüre mensup
insanların bir arada yaşama iradesini zehirlemektedir. Şayet bu nobran tavra
bir 'dur' denilmezse, bunun acısını Avrupa ile tüm insanlık çekecektir."ifadelerini kullandı.
"TRT WORLD MAZLUMUN SESİ OLUYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda "özü,
sözü insan" felsefesiyle Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı olan
TRT'ye, özellikle de TRT World'e önemli sorumluluklar düştüğünü vurguladı.
TRT World'ün "yeni
bir dil ile hikayeyi yeniden anlatmak, mikrofonu konuşturulmayanlara uzatmak,
kamerayı görülmeyenlere çevirmek" hedefini, son derece kıymetli
bulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uluslararası
medyanın tekdüzeleştiği günümüzde, TRT World haksızlıklara karşı haklının,
zalimlere karşı mazlumun, adaletsizliklere karşı adaletin sesi oluyor.
Kuruluşundan bu yana geçen 4 yıllık sürede TRT World'ün, aralarında dünya
çapında üne sahip gazetecilerin yer aldığı nitelikli kadrosuyla, önemli bir
boşluğu doldurduğuna inanıyorum. Kendilerine üstlendikleri ağır ama onurlu
görevde başarılar diliyorum. Genel Müdüründen muhabirine, teknik elemanlarına
kadar tüm TRT çalışanlarını can-ı gönülden tebrik ediyorum." dedi.
TRT World Forum'un başarılı geçmesini dileyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katkı veren herkese ülkesi, milleti ve şahsı adına
teşekkürlerini sundu.
YORUMLAR