İyi Parti İl Başkanı Av. Çabukel, bugün parti binasında bir basın toplantısı düzenledi.
"SURİYE SORUNUNUN ADIMLARI YILLAR ÖNCESİNDEN ATILMIŞTIR."
“ Bundan yıllar önce ABD Dış İşleri Bakanı Condoleezza
Rice on yıl sonra Orta Doğu'da bütün ülkelerin sınırlarının değişeceğini
söyleyerek bugün bölgemizde gelişen olayları haber vermişti. Üstelik o dönemden
kısa süre önce Irak ve İran, kazananın olmadığı; ancak bütün bir müslüman
aleminin kaybettiği anlamsız bir savaşa zorlanmışlar ve daha sonra Irak nükleer
silah ürettiği bahanesiyle ABD tarafından işgal edilmişti. Kerkük ve Musul Türkmenleri
başta olmak üzere tüm bölge halkı büyük acılar yaşamışlardı. Bu savaşın
neticesinde bir milyon kadın tecavüze uğramış, binlerce insan ülkemize
sığınmış, Saddam idam edilmiş ve bu topraklardan huzur bir daha hiç dönmemek
üzere çekip gitmişti. Bu, İsrail'in bölgedeki hükümranlığı için atılmış önemli
adımlardan biriydi.
"ARAP BAHARI
KARDEŞLİK VE BİRLİK BAĞLARINI BOZMUŞTUR."
Daha sonra ise
"Arap Baharı" adı altında bölgeye demokrasi getirilmesi bahanesiyle
Tunus, Libya ve Mısır karıştırıldı. Bu ülkelerin vatandaşları arasındaki
kardeşlik ve birlik bağları bir daha hiçbir zaman tamir edilemeyecek şekilde
bozuldu. Darbelerin ve ayaklanmaların birbirini izlediği bu dönemlerde
milyonlarca insan yurdunu terk etmek zorunda kaldı ve milyonlarca aile parçalandı.
"SURİYE
SORUNU TÜRKMENLERİN DE SORUNU OLMUŞTUR."
Bu süreci
Suriye'deki olaylar izledi. "Esad", "Esed" oldu. Stratejik
derinlik sevdalıları, Suriye sınırımızdaki mayınları toplatıp o bölgede tarım
yapmaya karar verdi. O zaman henüz Ergenekon kumpasına yenik düşmemiş olan
ordumuz tavır koyarak bu aymazlığın sadece o bölgenin İsrail'e peşkeş çekilmesi
kısmına engel olabildiler. Mayınlar temizlendi, sınır illerimize çadır kentler
kuruldu. Bu sırada ise IŞİD adı verilen terör örgütü ortaya çıktı. IŞİD adı
verilen bu terör örgütü, bölgede şiddetli eylemler yapmaya başladı. O bölgede
yer alan Türkmenler, bu şiddet eylemlerinin ve savaşın tam ortasında kaldılar.
Süleyman Şah Türbesi, bu olaylar neticesinde büyük bir başarıymış gibi
gezdirilmeye başlandı.
"EVLERİNİ
TERK EDEN SURİYELİLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU TÜRKİYE'YE GELDİ."
IŞİD'in de bölgeyi bir kaos ortamına çevirmesiyle
birlikte Suriyeliler evlerini ve vatanlarını terk etmeye başladılar. Vatanını
terk eden Suriyeliler'in bir kısmı Lübnan tarafına giderken büyük bir çoğunluğu
Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya yol almaya başladı. Böylece bölge
halkı bölgeden temizlenmişti. Temizlenmiş bölgede ise bir PKK-PYD devleti
kurulmasının ilk adımları atılmış oldu.
"RESMİ
RAKAMLARA GÖRE ÜLKEMİZDE 3.8 MİLYON SURİYELİ SIĞINMACI YAŞAMAKTADIR."
Mevcut iktidar
tarafından "ensar ve muhacir kardeşliği" adı altında ülkeye
milyonlarca Suriyeli yerleştirildi. Resmi rakamlara göre ülkemizde 3.8 milyon
Suriyeli yaşamaktadır. Bu resmi rakamlara vatandaşlığa geçirilmiş olanlar,
sınırdan hangi denetimlerden geçerek girdikleri belli olmayanlar ve her geçen
gün artan nüfus dahil değildir. Türkiye Cumhuriyeti, demografik anlamda
Suriyelileşmektedir. Bugün Kilis'te yaşayan Suriyeli nüfus, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı nüfusunu geçmiş durumdadır. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti'nin
demografik yapısını hızla bozmaktadır. ABD, AB, Sorosçu vakıflar ve hatta
sosyal yardımlara karşı çıkmasıyla bilinen IMF neden Suriyelilerin ısrarla
Türkiye'de kalmasını istemektedir? Mevcut Suriyelilerin büyük çoğunluğunun
Suriye'nin kuzeyinden gelmesinin ve o bölgeyi PKK-PYD için boşaltmış olmasının
bunda etkisi nedir? Biz İYİ Parti olarak bu tuzağı bozacağız.
“TÜRKİYE
CUMHURİYETİ ARTIK SURİYELİLER İÇİN DE BİR UMUT OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR”
Suriyeli sığınmacı
sorunu sadece demografik bir sorun değildir. Sınırdan hangi denetimden geçerek
alındığı belli olmayan ve ülkemize entegre olamamış milyonlarca Suriyeli
sığınmacının kayıt dışı işsizlikte, çocuk yaşta evlilikte, fuhuşta, ucuz iş
gücünde, mahallelerde oluşan illegal yapılanmalarda, çeteleşmede ve daha birçok
çeşit suç işleme oranlarında da etkisi olduğu çok net bir gerçektir. Şehrimizde
Suriyeliler tarafından açılan iş yerlerinin yerel esnafta oluşturduğu
huzursuzluk da göz önünde bulundurulmalıdır. Bununla birlikte bu sığınmacılara
sağlanan yardımlar hakkında kamuoyunda oluşan dezenformasyonlar da Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlarının vicdanlarını rahatsız etmektedir. Ortada birçok
bilgi kirliliği bulunmaktadır ve yetkililerden bu konularda sağlıklı bir
açıklama alınmamıştır. Ayrıca bulundukları kamplardaki kötü koşullar nedeniyle
kamplarını terk edip sokaklarda yaşamaya başlayan sığınmacılar için de Türkiye
Cumhuriyeti artık bir umut olmaktan çıkmıştır. İnsan kaçakçılarının ağına düşen
Suriyeli sığınmacılar Türkiye'den kaçmaya çalışırken bindikleri botların
batmasıyla denizlerimizde can vermektedirler. Bugün denizlerimiz bir sığınmacı
mezarlığı halini almıştır. Bu durumun Suriyeli sığınmacılar açısından da bir
sorun yarattığı açıktır ve bu konuda acilen önlem alınmalıdır. Türkiye
Cumhuriyeti yardım eli uzatan bir devlet konumundan çıkmış durumdadır.
"TÜRKİYE
CUMHURİYETİ DAHİLİ OLMADIĞI BİR SAVAŞIN BEDELİNİ ÖDÜYOR."
Türkiye Cumhuriyeti bugün dahili olmadığı bir savaşın
bedelini ödemektedir ve bu durum yıllarca sürecek bir krize gebe olmak
üzeredir. Stratejik derinlik uzmanları bugün kucağımıza bir ateş topu
bırakmışlardır. Hükümet yetkilileri Suriyeli sığınmacılar için 30 milyar
dolardan fazla harcadığını söylemişlerdir. 30 milyar dolar ile yeni bir Suriye
bile inşa edilebilirdi. İYİ Parti olarak biz, Suriyeli sığınmacıların
vatanlarına dönmelerinden yanayız. Her bayramda ülkesine akrabalarını ziyarete
giden ve tatillerini yaptıktan sonra geri Türkiye'ye dönen sığınmacıları yine
bir bayram havasında ülkelerine uğurlamak istiyoruz. Suriyeli sığınmacıların
rahat bir yaşamı artık kendi öz vatanlarında kurmalarını istiyoruz. Birliğini
ve bütünlüğünü sağlamış olan güçlü bir Suriye, Türkiye için de büyük bir avantaj
olacaktır.
"2017 YILI
SAYILARINA GÖRE KANADA'DA 52 BİN, ABD'DE 21 BİN SURİYELİ SIĞINMACI YAŞARKEN TÜRKİYE'DE
BU SAYI 3 MİLYONU GEÇMİŞTİR. BU KONUDA İYİ PARTİ OLARAK MECLİSE ÖNERGEMİZİ
SUNDUK."
Bu noktada İYİ Parti olarak ülkemizdeki Suriyeli göçmenlerin
sayısının tespit edilerek bu kişilerin kayıt altına alınması ile bu göçmenlerin
neden olduğu sorunların incelenerek bu sorunların çözümü ve ülkelerine
dönüşleri için yapılması gerekenlerin saptanması amacıyla bir meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergemiz halen meclis gündeminde yer
almaktadır. Mevcut iktidar, 3.8 milyon insanı ülkede ağırlamayı bir başarı
hikayesi olarak gösterse de buna katılmak mümkün değildir. 2017 yılı sayılarına
göre tüm Avrupa ülkelerinde toplam 1 milyon Suriyeli sığınmacı barınmaktadır.
Ayrıca Kanada'da 52 bin, ABD'de ise 21 bin Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır.
Olması gereken ise budur. 3.8 milyon insanın bir ülkenin kültürüne ve
adetlerine uyum sağlaması mümkün değildir. Bu sorun sadece içinde bulunduğumuz
zamanın sorunu değildir; yıllarca sürecek bir sorun haline dönüşecektir.
"SURİYE'DE
YAŞANABİLİR BÖLGELER TESPİT EDİLİP SURİYELİ SIĞINMACILAR O BÖLGELERE
NAKLEDİLMELİDİR."
Değerli basın mensupları ve sevgili vatandaşlar, biz İYİ
Parti olarak sadece günümüzü değil geleceğimizi de bağlayan bu sorunun bir an
önce çözülmesi için gayret ediyoruz. Suriye'nin yaşanabilir bölgelerinin tespit
edilip Suriyeli sığınmacıların o bölgelere ulaştırılması için çalışmalar
başlatılmasını talep ediyoruz. Meclis çatısı altında sizlerden aldığımız
yetkiyi yine sizlerin iyiliği ve rahat bir hayat sürmesi için kullanıyoruz.
Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederim. “
YORUMLAR