İsmet Yılmaz, “Artık öğrenme süreleri hızlandı,
öğrencilerimizi 40 dakika sınıfta tutmakta, dikkatlerini aynı noktaya
toplamakta zorlanıyoruz.Daha etkili bir şekilde dersleri
çocuklarımıza bilgileri aktarabilmek için ders süresini de biraz kısaltabilmek
lazım.” diye konuşmuştu. Bakan Yılmaz’ın ders saati açıklamasını değerlendiren Rehberlik
ve Eğitim Uzmanı Bekir Gözalan, “ Okul ders sürelerinin azaltılmasıyla, 21.
Yüzyılda önem kazanan olayın eğitim boyutu ihmal ederiz, derslerin eğitim
boyutunun devamı için ders saatlerimizin 40 dakika olması gerekiyor” dedi.
“Öğrencilerle
İletişimde Kopukluklar Olur”
Okul ders sürelerinin düşürülmesi taraftarı olmadığını,
iyi bir eğitim, öğretim için ders sürelerinin 40 dakika kalması gerektiğini
savunan Gözalan şunları söyledi: “40 dakikalık ders diliminde öğretmen sadece
tahtaya geçip konuyu hemen anlatmıyor. Bu süre diliminde öğretmen yoklamasını
alıyor. Sınıfla kısa bir sohbet ediyor.
Sonrasında ders işlemeye geçiyor. 10-15 dakika geçtikten sonra öğrencilerle
tekrardan bir bağlantı kuruyor. Sonrasında ders anlatmasına devam ediyor.Yani
40 dakika ideal bir zaman dilimi. Ama ders saati 25 dakikaya veya 30 dakikaya
düşer ise 5 dakikanız yoklamayla geçer. 20 dakikanız ders anlatmak ile geçer
ise öğrencilerle iletişimler kopuk olabilir. Örneğin öğretmenler sadece konuyu
anlatırlar. Soru cevap kısmı için süre kalmayabilir. 21. Yüzyılda önem kazanan
olayın eğitim boyutu ihmal ederiz, derslerin eğitim boyutunun devamı için ders
saatlerimizin 40 dakika olması gerekiyor.”
“Öğrencilerin
Sosyal Yönden İhmal Edilmemesi Gerekiyor”
Ders sürelerinin azaltılmasının eğitim yönünden olumlu
olmayacağını öne süren Gözalan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bazı taraflarca
algı şu, 40 dakikanın tamamı öğretime ayrılıyor görülüyor. Bu öngörüldüğü gibi
değil. Biz bu 40 dakika’dan 10-15
dakikasını öğrencilerin sosyalleşmesi için vakit ayırıyoruz. 1990lı yıllardan
bu yana ders saatleri 40 dakika olarak devam ediyor. Biz ilkokula giderken bu
ders saati 50 dakikaydı. Yani öğretimde bir aksaklık olmayabilir ama işin
sosyal yönü, eğitim boyutunda aksamalara yol açabilir. Öğrencilerin sosyal
yönden ihmal edilmemesi gerekiyor. Biz öğrencilerimizin dersi ve sıkıntılarıyla
ilgileniyoruz. Ama ders saati 30 dakika
olur ise sadece derse odaklanırız, eğitim boyutu ihmal edilir. Biz olayın daha
çok eğitim boyutunu düşünüyoruz. Öğrencilere
baktığınızda ise mantık, 40 dakikateneffüs 10 dakika ders olsun isterler. Öğrencilerimiz
bunun eğitimin anlayacak durumda değiller. Onlar için ne kadar dışarıdaeğlenceli
vakit geçirilirse ondan çok memnun olurlar. Eğitim yönünden olumlu olacağını
düşünmüyorum. Bu daha olumsuz sonuçlar ortay çıkaracaktır.”
YORUMLAR