"Devlet büyük bir titizlikle FETÖ ile ilgili temizliğe...

"Devlet büyük bir titizlikle FETÖ ile ilgili temizliğe dikkat ediyor"

Devletin içerisinde de temizliğin büyük oranda yapıldığını söyleyen Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, "Devlet büyük bir titizlikle bunlarla ilgili temizliğe dikkat ediyor ve temizlik yapıyor” dedi.

26 Aralık 2019 - 20:16

Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında, Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın onayladığı savunma bütçesinde Türkiye'ye yönelik yaptırımların yer almasına Türkiye'nin nasıl yanıt verebileceği ilişkin soru üzerine Ünal, hem ekonomik anlamda hem de vekalet savaşları anlamında bölgede Türkiye'nin uzun süreden beri güvenliğini sağlama, hava savunma sistemini kurma, sınır güvenliğini, toprak bütünlüğünü savunma ve Doğu Akdeniz'deki haklarını koruma mücadelesi verdiğini söyledi.

Türkiye'nin hem NATO'ya karşı hem de uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirdiğini ifade eden Ünal, Libya'dan Afganistan ve Ukrayna'ya kadar 9 ülkenin yönetilemez hale geldiği, Irak'ta ve Suriye'de devam eden savaşların yer aldığı bölgede Türkiye'nin istikrar adası olarak varlığını sürdürmenin mücadelesini verdiğini kaydetti.

Ünal, ABD Temsilciler Meclisinde alınan karın ardından işin senatoya kaldığını, senatodan da Trump'a bir azil kararı çıkmayacağını dile getirerek, azil sürecinin daha çok seçimlere ve Trump'ı baskı altında tutmaya yönelik olduğunu söyledi.

Amerika'nın birinci önceliğinin İsrail'in güvenliği, Doğu Akdeniz'de yapılmak istenilenin de İsrail'n güvenliğini temel alan hamleler olduğunu belirten Ünal, özellikle ABD'de İsrail lobisinin yürüttüğü çalışmalara bakınca meselenin Türkiye'nin kendini anlatmasından ziyade bölgede İsrail'in ve İsrail lobisinin yürüttüğü faaliyetlerle ilgili olduğunu vurguladı.

Ünal, Doğu Akdeniz'de, Suriye'de ve Irak'ta Türkiye'ye yönelik sınamalarda geri adım atılmaması gerektiğini belirterek, "Burada söz konusu olan Türkiye'nin toprak bütünlüğü, sınır güvenliği ve Doğu Akdeniz'deki haklarıdır. Bizimle ilgili bunlardan vazgeçmediğimiz için belli yaptırımlar oluşturulacak mıdır? Bu en başından beri konuşuluyor. Türkiye 17 yıldan beri bölgesinde teslim olmayarak mesafe katetti ve bugün Türkiye sınır güvenliğini sağlamış, toprak bütünlüğünü sağlamış, Doğu Akdeniz'deki haklarını korumuş bir ülke pozisyonunda." diye konuştu.

"Türkiye son 4 yıldır sınamalardan geçiyor"

ABD'nin yaptırımları uygulaması durumda Türkiye'nin nasıl yanıt verebileceği, ekonomi zarar görmemesi için nasıl tedbirler alabileceği sorusu üzerine Ünal, Türkiye'nin bu tedbirlerini aldığını ve almaya devam ettiğini söyledi.

Bu yaptırımların ilk defa başlayacakmış gibi hissedilmemesi gerektiğini dile getiren Ünal, son dört yılda ülkenin çeşitli sınamalardan geçtiğini söyledi.

NATO müttefiki bir ülke olan Türkiye'yle ilgili NATO'nun fazla bir şey yapmadığını belirten Ünal, NATO'nun ve Amerika'nın sorumluluklarını konuşmak gerektiğini, 15 Temmuz darbe girişiminden NATO'nun ya da ABD'nin bilgisinin bulunmamasının mümkün olmadığını kaydetti.

Ünal, öz güveninin yüksek tutulması gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu: "Türkiye'ye dönük bu atakları ve sınamaları savuşturmak için hem kendi içimizde ekonomik anlamda aldığımız tedbirler var hem terör örgütleri, vekalet savaşları üzerinden sürdürdüğümüz bir mücadele var hem bölgede haklarımızı korumak adına yaptığımız hamleler ve aldığımız tedbirler var. Türkiye sürekli olarak konuşulan yaptırımlarla ilk defa karşılaşmıyor. Türkiye 17/25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da da bunu yaşadı. 13 Ağustos'ta da bunu yaşadı. Bunların hepsi Türkiye'ye karşı ağır sınamalardı. Suriye oluşturulan terör koridoru da aslında Türkiye'ye karşı net bir yaptırım ve açık bir tehditti. Doğu Akdeniz'de Libya ile yaptığımız anlaşmayla birlikte haklarımızı güvence altına aldık. Şimdi Libya'da Hafter üzerinden Trablus'a dönük yeni bir hamle, Mısır'ın Suudi Arabistan'ın Birleşik Arap Emirlikleri'nin içinde olduğu 2014'ten bu güne devam eden hamleleri konuşuyoruz. 'Türkiye'ye bundan sonra yaptırımlar uygulanacak, Türkiye'nin ekonomisi zor durumda kalacak', şeklindeki düşünce yanlıştır. Son dört yıldan beri ülke zaten çok ağır sınamalardan geçti ve hepsinden de başarıyla çıktı. Bundan sonraki sınamalarla da Türkiye aldığı tedbir ve önlemlerle başarıyla çıkacak."

"Birileri ısrarla bizi teslim olmaya zorluyor"

Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, seçimler öncesindeki Türkiye'nin ekonomisin çöktüğü şeklindeki söylemlere değinerek, ekonomik verilerin iyi bir noktaya doğru gittiğini, ancak sorunlar yaşanabileceğini söyledi.

"Birileri ısrarla ağır sınamalarla bizi teslim olmaya ve boyun eğmeye zorluyor." diyen Ünal, "Biz öncelikli olarak bölgede kurlan düzende masada olmak istiyoruz, eşitlerden bir eşit olmak istiyoruz, bu yeni kurulan düzende kendi haklarımızı, sınırlarımızı, toprak bütünlüğümüzü ve Doğu Akdeniz'deki haklarımızı korumak istiyoruz. Eğer siz bundan dolayı bize bir bedel ödetmeye kalkışacaksanız, biz bu ağır sınamalarla mücadele edecek güçteyiz. Bunu anlamak istiyorsanız dönün 15 Temmuz'a, 13 Ağustos'a bakın. Türkiye'ye dönük yaptığınız kur ataklarına, 17/25 Aralık'a bakın." şeklinde konuştu.

Ünal, Türkiye'nin bu sınamaların yüzde 80-90'ını atlattığını ifade ederek, ülkenin önümüzdeki süreçte en büyük sınamasının dışarıyla değil içeriyle ilgili olduğunu, birlik ve beraberliğin, iç ve sosyal bütünlüğün korunması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin toprak bütünlüğü ve sınır güvenliği söz konusu olduğunda herkesin ortak hareket etmesi gerektiğini dile getiren Ünal, şöyle konuştu: "CHP'nin Libya'da Hafter'i destekleyen açıklamalarını gördüğümde açıkçası büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Sözcülerinin açıklamalarına bakın. Suriye'de PYD ve YPG'ye terör örgütü değildir diyen, Libya'da Hafter'i destekleyen açıklamalar yapan bir dilden uzaklaşmamız gerekiyor. CHP'den yetkili bir sözcü niteliğindeki bir arkadaşımız, şu ifadeyi kullandı, 'Hafter'in başarılı olmasını daha çok önemsiyorum çünkü seküler, ama Trablus hükümeti Serrac'ı daha İslama yakın ve İslamcı görüyorum.' dedi. Halbuki Serrac BM kararıyla tanınan meşru Libya hükümeti. Bunlar hoş değil, Suriye'de PYD, YPG yanlısı görünmek, Libya'da Hafter yanlısı görünmek."

Türkiye ve çıkarları söz konusu olduğunda herkesin desteklemesi gerektiğini belirten Ünal, birlik ve beraberlik korunduğu süreçte Türkiye'nin yüzde 80 oranında başarıyla geçtiği uluslararası sınanmalardan, tehditlerden, ekonomik kur ataklarından da başarıyla çıkacağını söyledi.

Hakan Çelik'in sorularını yanıtlayan Ünal, Türkiye'nin önünde bulunan seçimsiz 3,5-4 yılın çok kıymetli olduğunu belirtti.

CHP'nin dil ve söyleminin analiz edilmesi gerektiğini ifade eden Ünal, "Biz Türkiye'nin iç meselelerinde tamamen farklı olacağız, farklı bakış açılarımız, çözümlerimiz olacak, kavga edeceğiz, içeride Türkiye'nin gelişimi, projeleriyle ilgili tartışacağız ama mesele memleket meselesi, Türkiye olduğunda, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarları, sınır güvenliği, toprak bütünlüğü, terörle mücadelesi, AB ilişkileri olduğunda hepimiz tek yumruk olacağız. Bunu Cumhurbaşkanımız defaatle ifade etti." diye konuştu.

Mahir Ünal, Cumhur İttifakının 15 Temmuz gecesi oluşan doğal bir ittifak olduğunu anlatarak, 7 Ağustos günü Yenikapı Mitingi ile aslında bir anlamda Türkiye ittifakını, Türkiye olarak oluşturduklarını söyledi.

HDP'nin bu ittifakın bir parçası olmasının mümkün gözükmediğini aktaran Ünal, HDP ve CHP'nin söylemlerini değerlendirerek, eleştirilerde bulundu.

"Devlet büyük bir titizlikle FETÖ ile ilgili temizliğe dikkat ediyor"

Mahir Ünal, "FETÖ konusunda devlet içinde ciddi bir temizlik yapıldı mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"17-25 Aralık'tan sonra AK Parti'den kimler ayrıldı? Bunlar nereye gittiler? Bunların hepsi biliniyor. Bunları isim isim sayabiliriz, bunların kim olduğunu kamuoyu biliyor. 17-25 Aralık'tan sonra AK Parti bütün kongrelerinde, belediye ve genel seçimlerde kılı kırk yardı, ince eleyip sık dokudu ve bu yapıyla ilişkisi olan kimseyi partiye yaklaştırmadı. Bu yapıyla ilişkisi olanlar da 17-25 Aralık'tan sonra zaten AK Parti'den ayrıldılar. Hatırlayın Hami Yıldırım'lar, Hakan Şükür'ler, İlhan İşbilen'ler, Muhammed Çetin'ler... Bir sürü isim sayabilirim. Defoldu gittiler. Bunların nerede oldukları ve nereye gittikleri de yargının ve savcıların, Türk yargısının meselesidir."

Devletin içerisinde de temizliğin büyük oranda yapıldığını aktaran Ünal, "Devlet büyük bir titizlikle bunlarla ilgili temizliğe dikkat ediyor ve temizlik yapıyor. 17-25 Aralık'tan sonra biz bu hassasiyeti gösterirken Cumhuriyet Halk Partisi tam tersine bu yapıya açıklamalarıyla yaklaşımlarıyla adeta kalkan oldu, sahte tapeler yasaya aykırı, hukuk dışı şekilde TBMM çatısı altında Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kullanıldı maalesef. 15 Temmuz'dan sonraki süreçte de FETÖ'cüleri yargılayan mahkemeler bizzat CHP sözcüleri tarından itibarsızlaştırıldı." diye konuştu.

"Türkiye aktörleşirken güçlü sınamalarla karşılaşacak"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Ünal, "Ne olur, Cumhuriyet Halk Partisi bir kerede Mısır'a, Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Yunanistan'a, Suudi Arabistan'a, terör örgütüne dönük bir açıklama yapsın ve içeriden konuşsun. Ne olur içeriden konuşmaya başlasınlar. Milletin yanında durarak konuşmaya başlasınlar. O zaman biz aynı merkezde buluşuruz, o zaman yüz yüze geliriz, o zaman konuşma imkanımız olur." ifadelerini kullandı.

Ünal, Türkiye'yi her platformda anlatmaya devam edeceklerini ifade ederek, "Türkiye'ye dönük belli medya gruplarının, belli ülkelerdeki belli lobilerin Türkiye karşıtı yayınları devam edecek. İyimser bir durum yok. Türkiye aktörleşirken güçlü sınamalarla karşılaşacak ve bu sınamalardan da bu dayanıklılık testlerinden de geçmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Biz Mısır'daki darbenin meşru hale gelmesini sağlayan ülke olmak istemiyoruz"

"Türkiye nasıl Libya adımıyla önemli bir paradigmayı değiştirme yönünde bir hamle yaptıysa acaba Türkiye benzer bir açılımı Mısır'la da İsrail'le de yapabilir mi?" sorusuna da Ünal, "Bizim eli kanlı Esed'in elini sıkmamız belki bölgedeki yönetimlerle ilişkilerimizi düzeltir ama Orta Doğu'daki Arap sokağıyla halklarla onlarla kurduğumuz ilişkiyi bitirir ve bunları meşru hale getirir. Biz Mısır'daki darbenin meşru hale gelmesini, Suriye'deki Esed'in meşruiyetini sağlayan ülke olmak istiyoruz. Bizim İsrail ile olan ilişkilerimiz her zaman son derece iyi bir zeminde oldu ama biz İsrail'e hep şunu söyledik, 'Lütfen Filistin'de BM kararlarına uy.' BM kararlarına uymayan bir İsrail bölgede bizimle masaya oturması için öncelikli olarak uluslararası sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor." yanıtını verdi.

Mahir Ünal, "(Cemaat veya tarikatlar) devleti tekrar ele geçirmesinin önüne geçmek için ciddi bir irade var mı?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Bizim Osmanlı geleneğimizde de devlet asla dini grupları kendi yapısına yaklaştırmamış, dini gruplar da devlete yakın olmamışlardır. Bizim geleneğimizde devlet her zaman bu gruplara karşı bir mesafede olmuştur ama saygısını da korumuştur. Bu gruplara karşı devlet düşmanlık da etmemiştir.

Bu konuda devlet son derece hassas. Dini yapıların devlet içinde yapılanmasına asla müsamaha gösterilmemelidir. Çünkü eğer bir yapı devlet içinde yapılanmak istiyorsa bu ister dini olsun ister başka anlamlarda olsun buna zaten müsaade etmez. Devletin kendi iç hiyerarşisi, hukuku ve düzenlemesi vardır. Buna müsaade ettiğiniz anda devlet dediğiniz şeyi zaten ortadan kaldırırsınız."

Ali Babacan'ın parti kurma çalışmalarıyla Ahmet Davutoğlu'nun partisini kurmasına ilişkin soru üzerine de Ünal, "Önümüzde 4 yıl seçim yok, dolayısıyla siyasi oluşumlar olabilir, bu siyasi oluşumlar kendi gündemleriyle yollarına devam edebilirler. Biz bunu AK Parti olarak bir rekabet meselesi olarak görmüyoruz. Biz kendi gündemimizle yolumuza devam ediyoruz." değerlendirmesini yaptı. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x