Kahramanmaraş’ın Türk Müziği’ne kazandırdığı ender
isimleri arasında yer alan Cemile Sönmez, Günaydın Kahramanmaraş Gazetesi’ne
özel açıklamalarda bulundu. Önümüzdeki günlerde Kahramanmaraş’ın çeşitli
yerlerinde konserler vereceğini ifade eden Sönmez, “Kahramanmaraş’ta bu yılki
ziyaret sebebim düzenlenen organizasyonlardır. Ağustos ayında Elbistan’da Veli
Baba Cem Evi’nde düzenlenen bir etkinliğe katılacağım. Bu etkinlik her yıl
düzenlenen bir etkinliktir. Bu sene beni uygun görmüşler ve beni davet ettiler.
Onun dışında Narlı’da engelli bir kızımıza engelli sandalyesi alınacak ve onun
devamında da bu yapılan konser bana ‘Bize destek olur musunuz’ diye geldiler.
Bu program dahilinde Pazarcık Haskoç Dğün Salonu’nda 9 Ağustos günü bu
organizasyonda bulunacağız. Umarım orada ciddi bir kalabalık olur ve bana
önerilecek bütün organizasyonlarda her zaman burada oldum. Ben memleketimden bu
tür konserlerden ve insanları kucaklamaktan oldukça memnunum” dedi.
‘SANATÇILARIN SPONSORA İHTİYACI VAR’
Türkiye genelindeki bütün sanatçıların sponsorluk
ihtiyacının olduğunu dile getiren başarılı sanatçı, şunları dile getirdi: “Ben
bir yarışmaya katılmıştım ve 113 bölge içerisinde birincilik kazanmıştım.
Bizi zamanlar Mehmet Bağlar yarışmalara
hazırladı Edeler Musiki Cemiyeti adı altında. O zaman Ankara’dan jüriler
gelmişti ve 113 bölge içerisinde ben yarışmadan birinci olarak çıkmıştım.
Bugüne kadar 7 adet albümüm oldu ve çok sayıda televizyon kanalında programa
çıktım. Gerek yerel televizyonlar gerekse ulusal televizyonların bir çoğunda
program düzenledik. Biz bu kültürü gelecek nesillere taşımak ve güçlü
tutabilmek için bizim sponsorlara ihtiyacımız var. Sonuçta bizler devlet
sanatçısı değiliz, halk sanatçısıyız ve daha çok halkın olduğu yerlerdeki
programlara çağrılıyoruz. Kahramanmaraş’ta bile ben isterim ki kültür
merkezlerimizde yapılan konserlere ben, hiç çağırmadılar. Ayani bu durum benim
için bir sitem. En azından bu durum bilinçli olmamıştır. Belki bu durum
Kahramanmaraş’ta olmamamdan dolayı olmuştur diye düşünüyorum. Ben yardımlaşma
ve dayanışmalardan dolayı kendi mesleğime yatırım yapamadım. Bundan da oldukça
memnunum. Manevi alanda oldukça zenginim diyebilirim. Benim memleketime emeğim
çok. Ama ben isterim ki dışarıdan da sanatçı çağrılsın. Sanatçılar her zaman
şanslı ve şanssız durumlar yaşadı. Ben ise hem şanslı hem de şanssızdım. Yani
ben her fırsatı değerlendireyim diye her yerde olmadım. Yani benim için yanlış
bir yer varsa onun parası benim için önemli değil. Ben Orhan Gencebay’ın plak
şirketinde de çalıştım. Kendisi bana albüm yapar mısın dedi ve hatta bir plak
şirketi beni arayarak plak çıkartma teklifinde bulundu. Ben 1985 yılında ilk
albümümü çıkartmıştım.”
‘İŞİMİ BAŞARILI ŞEKİLDE İCRA ETTİM’
Müzik işine her zaman sanatsal gözle baktığını aktaran Kahramanmaraşlı
sanatçı, “Ben bu işe sanatsal baktım. Yani sanatsal olsun, türküleri doğru
yansıtayım düşüncesi vardı. Bu işe sanatsal bakınca devletin sanatçıları
elinden tutarak destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela eki zamanlarda
sesi güzel insanlar köylerden gelir plak şirketlerinin önüne doluşurlardı. Beni
Orhan Gencebay çağırdı ve albüm yaptı. Albümde ise benim cebimden para çıkmadı
hatta ben okula giderken bana aylık bile bağladılar. Sanatçı olduğun zaman
idealin olunca evlilik insana bazı konularda ikinci plana geçebiliyor. Yani
ikisini bir arada götürmek zor oluyor. Benim için zor olmadı ama belki bazı
etaplarda evliliğimi, eşimi, çocuğumu ön planda tuttum. Yani bende ikisini bir
arada götürürüm cesareti vardı ve bugüne kadar başarılı bir şekilde götürdüm”
şeklinde konuştu.
‘TÜRKÜLERDEN ÇOK ETKİLENİRİM’
İlk konserini yaklaşık 13-14 yaşlarında Bingöl’de gerçekleştirdiğini hatırlatan Sönmez, şu ifadelere yer verdi: “Ben ilk konserimi Bingöl sinemasında Yusuf Haznedaroğlu’nun önünde verdim. O ilk konserimi verdiğimde ilkokul 5’e falan gidiyordum. O dönemlerde benim kupalarım falan da vardı. Ondan sonraki süreçte Mehmet Bağlar ile tanıştım. Onunla çok konsere gittik beraber. Sanat kariyerim boyunca güzel insanlarla karşılaştım ve halen karşılaşıyorum. Ben türkülerden çok etkilenen biriyim. Yani türküler benim yüreğime değmeden benim ağzımdan çıkmaz. Mesela bazen dikkatimi çeker, çıktığım yerlerde benden çok fazla istek yapmazlar. Çünkü hipnotize olurlar. Aslında istek yapılmamalı sanatçıya. Bir sanatçı repertuarını hazırlamış, program için çıkmış ise o sanatçı ilk başta dinlenmesi gerekir. Ama insanı vuran aşk, sevda, gurbet gibi şeyler benim için oldukça önemli. Yani kalbe vurmayan bir şeyi karşıya geçiremem. Türküler aslında yaşanmışlıkları, özümüzü anlatır. Ben sanatçı olarak devlet büyüklerinden destek isteriz. Yani bu düzensizlikler ve eksiklikler her zaman oluyor. Devlet hak eden bütün sanatçılara devlet sanatçılığı ödülünü vermesi gerekiyor. Devlet sanatçılığı benim için önemli olmayabilir ama isterim ki bu işlere gönül verenler devlet sanatçılığı ile ödüllendirilmesi gerekiyor.”
YORUMLAR