İslam ümmetinin birinci kıblesi Mecid-i Aksa’nın hüzünlü
olduğunu ifade eden Dilipak, “İşte bizim camilerimizin mihraplarımızın üzerinde
yazan ‘Ey Peygamber! Yüzünü Mescid-i Aksa’dan Mescid- Haram’a çevir. Bugün
bizim İslam ümmetinin ilk kıblesi hüzünlü; ama yüreklerimiz Türkiye’de atıyor.
Çünkü İslam ümmetinin en gözde yeri elhamdülillah ülkemiz, işte bu güzel
topluluk. Ama ümmetin içerisinde hep ölenler Hasan Hüseyin Ayşe Fatma… Hiç
Hans’ın, John’un öldüğünü duydunuz mu? İslam ümmetinde her gün yeni bir terör
örgütü çıkartıyorlar. İşte DEAŞ ellerinde füzeleri var. Güya İslam Devleti
kurduk diye bas bas bağırıyorlar. Ey kardeşim! Sen Hans’ın, John’un kuklası
değilsen niye İsrail’e bir tek dahi saldırın olmadı” dedi.
Sözde İslam Devleti kurduklarını belirten kukla örgütlerin
İslam ümmetince iyi bilinmesi gerektiğini kaydeden Kahramanmaraş Milletvekili
Dilipak, şunları söyledi: “Bu kuklaları iyi bilmesi lazım. PKK’sı da aynı
kukladır, DEAŞ’ı da aynıdır, YPG’si de aynı kukladır. 15 Temmuz’da bu ümmetin
göz bebeği olan Türkiye’mize de göz dikmek istediler. Başaramadılar,
başaramayacaklar. İşte biz, İslam ümmeti ile birlikte hedeflerimizi
gerçekleştirdiğimiz zaman işte Mescid-i Aksa’nın boynunu büken insanlara en
güzel cevabı vereceğiz. Cevabımız nedir? Atak helikopterimizdir, kendi savaş
uçağımızı yakmaktır. Geliyor az kaldı ümmet dayan geliyoruz inşallah!
Birliğimizi, dirliğimizi bozmadan yürüyeceğiz. Birliğimizi bozmak isteyenlere
karşı hep birlikte 2019’u 2023’ü gördüğümüzde Allah’ın izni ile tefrikaya
düşmeden, hep birlikte Kudüs’e de yürüyeceğiz, Mescid-i Aksa’ya da yürüyeceğiz.
Selam içerisinde İslam ümmetinin, İslam dininin Darüsselam dediği selam
içerisinde, huzur içerisinde o topraklara tek bir mermi sıkmadan yürüyeceğiz
inşallah. Çünkü o zaman güçlü olacağız. Ümmetimizin bu duyarlığı ve gazası
mübarek olsun. Allah bugünkü duruşumuzu, imanımızı, ayağımızı sabit tutsun ve
İslam ümmetine uyanışı nasip etsin.”
İsrail’i protesto etkinliğini organize eden Türkiye Gençlik
Vakfı (TÜGVA) Kahramanmaraş Şube’sinin Başkanı Ahmet Asım Demirdöğen ise şu
değerlendirmelerde bulundu: “Mescid-i Aksa, alınların secdeyle buluştuğu,
gönüllerin Rab ile buluştuğu ilk kıblemiz... Mescid-i Aksa, Müminlerin
haykırışı, Müminlerin niyazı, müminlerin direniş kalesi... Mescid-i Aksa biz
Müslümanlar için büyük değer taşıyan mukaddesatımız. Yarım asırdır işgal
altında bulunan Kudüs'te İsrail, bu sefer gözlerini tekrar Mescid-i Aksa 'ya
dikti. Acımasızca canına kıyılan masum çocukların, sivil insanların kanı İsrail
için yeterli olmayıp, alınların secdeye varmasına da engel olmaktalar! Müslüman
Müslümanın Kardeşidir! Kardeşlerimize ve İslam' a yapılan zulme hep birlikte
bütün Müslümanlar olarak karşı çıkmak bizim yegâne görevimizdir.”
Ortaya atılan bir bahaneyle Mescid-i Aksa 'ya müdahale edilerek
İsrail güçleri tarafından kapılarının kapatıldığını bildiren Demirdöğen, şu
açıklamalarda bulundu: “Üç gün kapalı kaldıktan sonra İsrail polisinin kontrolü
ve kapıya konulan metal arama detektörleriyle sınırlı şekilde ziyarete
açılmıştır. Her zaman olduğu gibi, vicdanları körelmiş Batı Dünyası yine bizi
yanıltmayarak sessizliğini korumuştur. Kudüs' e 1948’ten beri yapılan işgaller
bir yurtta değil, bizatihi İslam’a karşı yapılan bir saldırıdır. Artık öyle bir
boyut almıştır ki ilk kıblemiz de Ezan-ı Muhammediye yi yasaklayacak kadar
alçaklaşmalardır. Bunlara karşı durmak namus borcu olmuştur. Dik duruşumuzu
Allah izin verirse eşkıyalıklar son bulup, zalimler kaçacak delik arayana kadar
sürdüreceğiz. Burada bu bildiriyle biz Müslümanlar zulüm ile mücadele anlamında
görevlerimizden sadece birini yapıyor ve dille uyarıyoruz. Ve şunu iyi
biliyoruz ki lanet okumak zulmü önlemeye yetmez. Bu sebeple öncelikle Hak-Batıl
mücadelesinde Hak’tan yana tavır alacak nesiller yetiştireceğiz. Başzalim İsrail
mallarını her zaman olduğu gibi yine boykot edeceğiz. İsrail uşağı olan basın
ve yayın organlarına asla teveccüh göstermeyeceğiz ve büyük bir inançla bu
uğurda batıl ile mücadelede cihad etmeye devam edeceğiz. Fakat şunu
unutmasınlar ki bizim dilimiz gönüllerde dualarla bir olup Allah'ın izniyle
zalimlere lanet olarak yağar. Anlamamakta direniyorlar: Biz Allah tan başka
kimseden korkmayız! Bu zulüm devam ederse güçlenmeye devam edip zalimlere kâbus
oluruz. Kardeşlerimizin canını yakanlar ve İslam düşmanlığı yapanlar her daim
enselerinde bizim nefesimizi hissederek korku solurlar.”
Başkan Demirdöğen, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü: “Bizler
ki Hz. Muhammed'i son peygamber kabul etmiş, kayıtsız şartsız Allah'a teslim
olmuş, ordusunun ayak sesleriyle tüm dünyaya korkular salmış Osmanlı
İmparatorluğunun torunlarıyız. Alçakların kulaklarında her daim bu sözler
yankılanacaktır: Bir gece ansızın gelebiriz! Gün olmuş karadan gemiler
yürütmüşüz, gün gelecek bu dünyayı da zalimlere dar edeceğiz inşallah. Bu
sözler İşgallerine devam eden zalimlerin ve üst akılların akıllarına iyice
kazınsın: Susturmaya çalışsa da yedi âlem; bu ümmetin Bilalleri bitmeyecek. Ve
yükselecek göğe her haneden tekbirler Allah u Ekber! Allah u Ekber! Bakara
Suresi'nin 114. Ayetinde; ‘Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını
engelleyenler ve oraların yıkılmasına uğraşan kimselerden daha zalim kim
vardır?’ buyrulmuştur. Ey zalimler, unutmayın ki Allah zulme uğrayanların
yanındadır! Ey zalimler, unutmayın ki zafer inananlarındır! Filistin'deki
Müslüman kardeşlerimiz, annelerimiz, babalarımız, bilsinler ki duamızla ve
gönlümüzle sonuna kadar onların yanındayız. Allah'ın izniyle bütün bu zulümler
bitecektir. İşgalci İsrail bir gün perişan olacaktır.” Demirdöğen, konuşmasını;
Al-i İmran Suresi 12. Ayeti “De ki; Ey kâfirler, yenileceksiniz! Ve toplanıp
cehennemin dibine sürüleceksiniz” ile bitirdi.
YORUMLAR