Türk Oftalmoloji Derneği 53. Ulusal Kongresi, Antalya'nın
Kemer ilçesinde bir otelde yapıldı.
Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında Dernek
Üyesi Prof. Dr. Ziya Kapran, diyabetin göz sağlığı üzerindeki önemini
vurgulayarak, "Türkiye'de maalesef şeker hastalığı patlaması var. Son
10 yılda diyabet hastası sayısı iki kat artarak Avrupa'nın da üzerine çıktı iki
kat arttı. Daha önce 7 milyon olan diyabetli sayısı 11 milyona çıktı. Özellikle
18-45 yaş arasındaki genç nüfus diyabete bağlı görme kaybı yaşıyor."
ifadelerini kullandı.
Dünyada 300 milyon diyabet hastası olduğunu
bildiren Kapran, 20 yıl sonra bu sayının 1 milyara ulaşacağının tahmin
edildiğini belirtti. Türkiye'de diyabetin artış hızının Avrupa'nın üç katı,
dünyadaki diğer ülkelerin de iki katı olduğuna dikkati çeken Kapran, yaşam
tarzındaki değişiklikler, daha az egzersiz, beslenme alışkanlıklarındaki
değişiklikler ve günün önemli bir bölümünün masa başında geçirilmesinin
diyabetli hasta sayısının artmasına neden olduğuna işaret etti.
Prof. Dr. Kapran, diyabet hastalarının büyük bir
bölümünün hastalıklarının farkında olmadıklarını dile getirerek, "Diyabet
hastalarının yüzde 35'inin gözünde bir hastalık var. Retina bölgesinde
"diyabetik retinopati" hastalığını oluşuyor. Diyabetik retinopati
erken fark edilirse tedaviden olumlu sonuç alınabiliyor." dedi.
Diyabet hastalarının göz muayenelerinin yakından takip
edilmesi gerektiğini dile getiren Kapran, şöyle devam etti: "Türkiye'de 1
milyon diyabete bağlı körlük riski olan çalışan nüfus var. Etrafımızdaki
ülkelerden daha yüksek bir durumdayız. 11 milyon hastasının yüzde 10
u ağır retina hastalığı olduğu için görmelerini tamamen kaybetme tehlikesi ile
karşı karşıya. Bunların çoğunu tedavi edebiliyoruz. Ağır döneme getirmemek
lazım. Sağlık Bakanlığı ile diyabetin azaltılmasına yönelik çalışma
yürütüyoruz."
"Sokakta
oynayan çocukta miyop yavaş ilerliyor"
Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. İzzet Can de
erişkinlerde görülen göz hastalıklarının çocuklarda da görüldüğüne dikkati
çekerek, glokom, katarakt, retinopati, kapak düşüklükleri gibi
rahatsızlıkların bunlar arasında olduğunu söyledi.
Çocuklarda en sık görülen görme sorunlarının başında
şaşılık geldiğini ifade eden Can, "Şaşılığın toplumda görülme oranı yüzde
2. Bu oldukça önemli bir rakam. Şaşılıkların da 60-80 arasında alt tipi var.
Bazıları sadece gözlükle bazıları ise hem gözlük hem cerrahi ile tedavi
edilebiliyor. Şaşılığın önlenmesi için bütün çocukların yenidoğan döneminde
mutlaka bir göz muayenesinden geçmeleri gerekiyor. Doğuştan katarakt konusu
atlanırsa, aile ihmal eder doktor görmezse geri dönüşümsüz bir göz tembelliği
sorunu ihtimali çok yüksektir." açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Can, çocuklarda 2 yaş döneminin, yakın görme
sisteminin gelişme yaşı olduğunu ifade ederek, "O dönemden önce ya da o
dönemde çocuğu bir göz hekiminin görmesinde yarar var. Göz tembelliği varsa
kullanılan tedaviler 10 yaşına kadar geçerli oluyor. 10 yaşından sonra çocuk
maalesef sakat kalıyor. Çocuk normal görünse bile ilk 10 yaşta mutlaka bir
muayeneden geçirilmesi gerekiyor. 7-8 yaş arası da köprüden önce son
çıkıştır. Çocuğun bir gözü iyi, diğeri az görüyorsa aileler bunu
atlıyorlar." diye konuştu.
Çocuklarda uzağı görememe, miyop sorununun da genellikle
13-14 yaşlarında başlayarak ilerleme sürecine girdiğine işaret eden Can, bu
konuda da ailelere şu uyarıyı yaptı:
"Çocuğunuzda miyop ilerlemesin istiyorsanız
tabletlere, cep telefonlarına daha az baktırmalısınız. Çocuğun izleyeceği süre
günde 40 dakikayı geçmemeli. Tabletlerin özellikle miyop ilerlemesinde ciddi rol
oynadığı araştırmalarla da ortaya kondu. Araştırmalara göre özellikle sokakta
oynayan çocuklarda miyopun da daha az ilerlediği tespit edildi." (AA)
YORUMLAR