Doç. Dr. Özyol, bebeklerin tercihen tümünde, özellikle doğumsal ya da ailesel risk taşıyanların doğum sonrası ilk ayında, herhangi bir risk taşımayanlarda ise 6-9’uncu aylarda göz hastalıkları uzmanı tarafından yapılan göz muayenesinin görsel gelişim açısından önem taşıdığını belirtti.
Bebeklerin doğduklarında erişkinlere göre daha kısa bir mesafeyi görebildiklerini, gözlerini kullandıkça görme kapasitelerinin arttığını kaydeden Doç. Dr. Özyol, “Dokuz yaşına kadar görme sistemi tamamıyla gelişmekte, sonrasında ise belirgin değişiklik olmamaktadır. Bu yaş grubunda tedaviye hızlı yanıt alındığı için çocuklarda görmeyle ilgili kusurların erken evrede teşhis ve tedavisi çok önemlidir” diye konuştu.
ERKEN TANI VE TEDAVİ GÖRSEL GELİŞİMİ OLUMLU ETKİLİYOR
Sağlık Bakanlığı’nın rutin tarama programı içerisinde yer alan Ulusal Görme Tarama Programı’nın, bebek ve çocuklardaki göz sorunlarının erken dönemde tespiti için atılmış çok önemli bir adım olduğunu belirten Doç. Dr. Özyol, şunları kaydetti:
“Bu programa göre bebeklere ilk üç ay içerisinde, daha sonra ise 36-48 aylık ve ilkokul birinci sınıfta iken göz taraması yapılmaktadır. Ülkemizde Aile Sağlığı Merkezlerinde aile hekimleri tarafından uygulanan ücretsiz görme taraması sonucu bebek ve çocukların gerekli görülen durumlarda göz hastalıkları uzmanlarına sevkleri gerçekleştirilmektedir.
Taramalar sırasında hiçbir problem saptanmasa da göz hekimleri bebeği en geç 12’nci ayında muayene etmek isteyebilir. Bu dönem özellikle 6-9 aylık dönemlere çekildiğinde bebeklerin de muayeneye son derece uyumlu olduğu gözlenmektedir. Bir problem saptanması halinde erken tanı ve tedavinin görsel gelişim üzerinde olumlu etkisi bulunmaktadır.”
Prematüre bebeklerde görülen prematüre retinopatisi ya da retinoblastoma gibi göz içi tümörlerinin, doğuştan glokom, yeni doğan kataraktı, gözdeki genetik ya da metabolik göz kusurlarının ayrı bir özen istediğini anlatan Doç. Dr. Özyol, bunların görüldüğü çocuklarda erken yaşta muayene ve düzenli kontrolün önemli olduğuna vurgu yaptı.
AİLENİN GÖZLEM YAPMASI ÇOK ÖNEMLİ
Bebeklerde göz muayenesinde aile gözlemlerinin önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Özyol, çocuğun kendini ifade edemediği bu dönemde, gelişimiyle ilgili aileden alınacak bilgilerin büyük önem taşıdığının altını çizdi.
Göz muayenesinde ailenin gözlemlerinin dikkate alındığını belirten Doç. Dr. Özyol, şöyle devam etti:
“Ailenin fark ettiği aktif şikayetler varsa dinledikten sonra bebeğin doğum haftası ve doğum ağırlığı, ailede şaşılık, gözlük kullanımı, gözde tembellik varlığı gibi sorular yöneltmekteyiz. Bu şekilde ailede mevcut sorunların bebek ve çocuk için bir risk oluşturup oluşturmadığı belirlenmelidir. Emzirirken göz teması kurması, uzaktan anne-babaya tepki göstermesi bebeğin görme seviyesi ile ilgili önemli ipuçları vermektedir.
Yaşamın ilk yıllarında şaşılık iki göz ve binoküler görme gelişimine engel olan en önemli sorun olduğundan göz hareketlerinin değerlendirilmesi ve şaşılık için yapılan alternan kapama ve örtme-açma testleri çok önemlidir. Gözbebeklerinin simetri durumu, ışığa tepkisi incelendikten sonra gözbebekleri damla yardımıyla genişletilip bebeğin retinasının da değerlendirilmesi gerekir. Görmede olumsuzluk yapabilecek durumların tümünün var olup olmadığı değerlendirilir, karşılaşılan bir sorun olursa tedavi planlanır.”
Görme seviyesinin tespiti için bazı testler uygulandığını anımsatan Doç. Dr. Özyol, şu bilgileri paylaştı:
“Üç yaşın üstündeki çocuklarda resimler ve şekiller ile görme seviyesi tespit edilebilirken, üç yaşının altındaki çocuklarda ise görme, her göz ayrı ayrı objelere fiksasyon yapabilme ve takip edebilme yeteneği ile değerlendirilir. Çok ekstrem durumlar karşısında, günlük pratikte nadiren ihtiyaç duyulan anestezi yardımıyla VEP denilen testle objelerin beyinde uyarılmaya neden olup olmadığı değerlendirilebilir. Bebek ve çocuklarda görülen göz hastalıklarının büyük çoğunluğu okul öncesi dönemde yapılan görme keskinliği testleriyle göz taramalarında saptanır.”
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE SIKLIKLA TESPİT EDİLEN GÖZ HASTALIKLARI
Doç. Dr. Özyol, çocukluk döneminde sıklıkla tespit edilen göz hastalıklarını ise şöyle özetledi:
“ Ambliyopi (Göz Tembelliği): Gözlerden biri iyi görürken diğerinin aynı düzeyde görmemesidir.
Şaşılık: Şaşılığın, içe ya da dışa, aşağı ya da yukarı gözlerin kayması durumudur.
Refraktif Kusurlar (Kırma Kusurları): Gözün kırıcı ortamlarından geçen ışıkların görme merkezi üzerinde odaklanamaması durumu refraktif kusurlar ile sonuçlanır.”
YORUMLAR