Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, 1977 yılında Gaziantep'te
doğdu, 25 Aralık İlkokulu’nda, Ertuğrul Gazi İlköğretim Okulu’nda ve Gaziantep
Vehbi Dinçerler Fen Lisesi’nde eğitim gördü.
1994 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi’nde başladığı eğitimini, 2000’de tamamlayan Doç. Dr. Yıldırım, 1994
yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı’nda İç Hastalıkları
Uzmanlık eğitimine başladı. Doç. Dr. Yıldırım, “Akut Lösemilerde Gravin
Ekspresyonunun Prognostik Önemi” isimli tezi ile 2006 yılında İç Hastalıkları
Uzmanlık eğitimini bitirdi.
Malatya- Arapgir Devlet Hastanesi’nde 2006-2008 yılları
arasında zorunlu devlet hizmeti yükümlülüğünü, 2008 yılında Antalya’da askerlik
görevini yerine getiren Doç. Dr. Yıldırım, Antalya Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniğinde 2009 yılında Tıbbi Onkoloji yan dal eğitimine
başladı. Doç. Dr. Yıldırım, “Mide Kanserinde P53 ve Bcl-2 Ekspresyonunun
Prognostik Önemi” isimli tezi ile 2012 yılında Tıbbi Onkoloji yan dal eğitimini
tamamladı, Batman Bölge Devlet Hastanesi’nde Tıbbi Onkoloji zorunlu devlet
hizmeti yükümlülüğünü yerine getirdi.
Gaziantep’te özel bir sağlık kuruluşunda Tıbbi Onkoloji
Uzmanı olarak göreve başladığı 2014 yılında İç Hastalıkları (Tıbbi Onkoloji)
alanında Doçent unvanını alan Doç. Dr. Yıldırım, aynı yıl Gaziantep
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’nda
başladığı Biyokimya doktora eğitimini 2019 yılında tamamladı.
Özel bir üniversitede 2014-2020 yılları arasında iç
hastalıkları anabilim dalında öğretim üyesi olarak görev alan Doç. Dr.
Yıldırım, iyi derecede İngilizce bilmektedir. Evli ve üç çocuk babası olan Doç.
Dr. Yıldırım, SANKO Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları / Tıbbi Onkoloji
Kliniği’nde hasta kabulüne başladı.
İÇ HASTALIKLARI / TIBBİ ONKOLOJİ KLİNİĞİ
Kanserin tek bir hastalık değil, birçok farklı hastalığın
ortak adı olduğunu belirten Doç. Dr. Yıldırım, “Kanser günümüz modern yaşamında
etkisiyle ve sıklığı giderek daha çok görülen bir hastalıklar grubudur. Her bir
hastalığın seyri farklı olduğu gibi hastanın yaşına, genel durumuna hatta
cinsiyetine göre hastalık farklı seyreder” ifadelerini kullandı.
Bu nedenle çevredekilerin “benim hasta için şu tedavi
verildi, sonucu şöyle oldu” gibi sözlerin dikkate alınıp hasta hakkında karar
vermenin doğru olmayacağını kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, “Belki hastanız aynı hastalığa
sahip değildir. Bu nedenlerle hastanızın tedavisi konusunda tedavinin her
aşamasında doktorunuzun fikrini almak hastanız yararına olacaktır” uyarısını
yaptı.
Kanser hastalarının cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi
ile tedavi edildiğine vurgu yapan Doç. Dr. Yıldırım, “Hastaların tedavilerinin
önemli bir kısmını oluşturan kemoterapi; kanser için etkili olduğu bilinen
ilaçların genel ismidir. Onkoloji ise tümörü tedavi etmek için kullanılan
ilaçları içermektedir. Farklı tümörlerde farklı etki gösterirler ve yan
etkileri de farklıdır” dedi.
Kemoterapi vermekteki amacın hastalığı yok etmek,
yayılmasını engellemek, ilerlemesini durdurmak ve hastalığın neden olduğu
yakınmaları yok etmek olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yıldırım, kemoterapi ile
ilgili şu bilgileri paylaştı: “Kemoterapi
kararı verilmeden önce tanının patolojik olarak mutlaka konmuş olması, gözle
görülmesi veya radyolojik yöntemlerle tespit edilmesi yeterli değildir.
Patolojik tanıdan sonra hastalığınızın yaygınlığının bilinmesi için bazı incelemelerin
(ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans, PET-BT, kemik
sintigrafisi, kemik iliği incelemesi gibi) yapılması gereklidir.
Kemoterapi, hızla büyüyen ve ikiye bölünen kanser
hücrelerinin büyümesini durdurmak ya da yavaşlatmak suretiyle etki
göstermektedir. Ancak ağzınızı ve bağırsaklarınızın yüzeyini saran ya da
saçlarınızın uzamasını sağlayan hücreler gibi hızla bölünen sağlıklı hücrelere
de zarar verebilmektedir. Sağlıklı hücrelere verilen zarar yan etkilere neden
olabilmektedir. Yan etkiler genellikle kemoterapi bitiminde iyileşmekte veya
ortadan kalkmaktadır.
Kemoterapi verilirken uyulması gereken en önemli
kurallardan biri tedavinin zamanında yapılmasıdır. İlaç zamanında uygulanmazsa,
tümör hücreleri çoğalarak yayılmaya ve verilen ilaçlara direnç geliştirmeye
başlarlar. Bu durumda tedavinin etkinliği de düşer.”
Hastaların takip ve tedavilerinin SANKO Üniversitesi
Hastanesi Tıbbi Onkoloji Polikliniği ve Kemoterapi Ünitesi’nde
yapılabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Yıldırım, “Polikliniğimizde muayenesi
yapılan hastalarımız, istenen kan ve görüntüleme tetkikleri ile
değerlendirilerek, tedavileri yatarak veya ayaktan kemoterapi ünitesinde
uygulanabilecektir” diye konuştu.
Doç. Dr. Yıldırım, Tıbbi Onkoloji Kliniği’ndeki
uygulamaları, “Onkolojik tanı ve takip, kemoterapi, biyoterapi, hedefe yönelik
tedaviler, immünoterapi, kişiye özgü bireysel tedavi yaklaşımı, nükleer tıp
kliniği ile koordineli radyoaktif tedaviler, algoloji (Ağrı tedavisi),
diyetisyen, fizyoterapist, psikolog ve eğitim hemşiresinden oluşan ekip ile
destekleyici tedaviler” olarak özetledi.
SANKO ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ
Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta
yüksek kalitenin adresi haline gelen SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde, Acil
Servis, Biyokimya, Patoloji ve Tıbbi / Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları,
Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi,
Nefroloji, Hematoloji, Terapötik Aferez Merkezi, Genel Cerrahi, Beyin
Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak
Burun Boğaz, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Tıbbi Onkoloji, Çocuk Hematolojisi
ve Çocuk Onkolojisi, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve
Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik,
Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve
Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Göğüs
Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite Merkezi, Periton Diyalizi
Merkezi, Pulmoner Rehabilitasyon Merkezi, GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp)
ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri
uygulanmaktadır.
YORUMLAR