Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesinin hukuk danışmanlığını
da yapan şehrin başarılı avukatlarından Osman Solak konuşmasının başında ‘Doğa
harikası bir eşsiz yer’ olarak nitelendirdiği Çağlayancerit’in Helete
Mahallesinde mutlaka bir kooperatif kurularak Helete’de ürün yetiştiren
çiftçilerin birlik olması tavsiyesinde bulundu. Ayrıca Gaziantep Büyükşehir
Belediyesinin içme suyu götürmek için Helete’deki yaptığı uygulamalara ateş
püskürdü.
DAYANIŞMAYI ÇOK SEVERLER
Kahramanmaraş Barosuna kayıtlı Av. Osman Solak Helete’yi
şu ifadelerle anlattı.; “Helete, bildiğiniz
üzere bulundukları coğrafya gereği şehirlere çok yakın olmayan, dağların
arasında olan ve kendi toplumunun içerisinde geleneklerini görenekleri korumuş
bir yer. Bu gelenek ve göreneklerini koruyarak yaşamak için dayanışma
içerisinde olmak durumundalar bu olay geçmişten bugüne bu şekilde taşınıyor.
Dayanışmayı ve birbirlerine yardım etmeyi çok severler bunu ben kendi hayatımda
da bilirim. Çünkü bende öğrenciyken akrabalarımın desteği ile okudum ve ekmek
sahibi oldum, bunu inkâr edemem. Şu da bir gerçek ki Helete’liler yurtdışına
gittiklerinde herkes birbirinin akrabasını götürdü ve orda işçi olmasını
sağladı, evinde barındırdı, yardım etti ayrıca yıllar boyunca Almanya’da
çalışan o insanlar buradaki ailelerine hep yardım ve destekte bulundular.
Şuanda da bu dayanışma ve birlik içerisindeki yaşamla da Helete’nin çok üstün
bir kültürü var dayanışmacı, yardımsever, vatandaşına sahip çıkan bir kültür
yapısı var. Topraklarını seviyorlar, memleketini, köylerini seviyorlar zaten
Helete nadide bir yer herkes Helete’nin anlamıyla ilgili bir şeyler söylüyor
ama Helete’nin anlamı bana göre Süryanicede şirin köy, tatlı köy anlamına
geliyor aslı oradan geliyor.
ROMALILARDAN BERİ YERLEŞİM YERİ
Helete’nin kökeni hakkında şunları
söyleyebilirim, yerleşim yeri olarak Osmanlı döneminden ve Romalılardan kalma
yerleşim yerleri var, benim bildiğim Kümekoz kısmında Romalılardan kalma
yerleşim yerleri var. Helete’nin birçok yerinde yerleşim yerleri var, bu
yerleşim yerleri en sonunda bundan 150 veya 200 yıl önce şuan ki Helete’nin
olduğu yere gelmişler. Ben babamların oturdukları evleri bilirim, her zaman
anlatırım; bizim evin ortasında dörtlü hezan vardı, Babam anlatırdı; bu ev
yapılırken dedem dokuz yaşındaymış ki dedem bu hususta 1872 doğumlu. Dedem dokuz
yaşındayken o hezan Helete’nin kenarında Karaçayır isimli bir yer var şu anda
mahalle içerisinde, o ardıç hezanı oradan kesmişler yani 1880 yıllarında
yapıldıysa bu ev o zamana kadar Helete ormanlık alan içerisindeydi. Ondan sonra
o ormanlık alanlar gitti 100 yıl içerisinde o kadar ormanın kaybolması bizi
üzen ve yaralayan bir şey yani sahip çıkamamışız bu konuda içimizde ki
dayanışmayı keşke o bilinci verseydik de o coğrafyadaki güzellikleri
koruyabilseydik bunun içinde Göksu’da dâhil.
ÇET RAPORU OLUMSUZ OLMASINA RAĞMEN DURMUYORLAR
Göksu’nun, Gaziantep’e
içme suyu ile ilgili eskiden Çetintepe Barajıyla alakalı bir proje vardı ama
sonradan ne olduğunu bizde bilmiyoruz. Baraj çalışması yapıldı Çetintepe’nin
çet raporu değiştirilerek uyarlanıp yukarıya baraj yapmayı düşündüler suyu
oradan götüreceklerdi daha sonra çet raporu olmamasına rağmen yerine yeni bir
proje konuldu baraj yapılmadan mevcut haliyle Göksu’dan su alıp götürülme diye
bir proje yapıldı. Bu konu bana aksettiğinde muhtarla da, köyün ileri
gelenleriyle de konuştum önce yasal yollara başvurun dedim. Çünkü ben çet
raporunu okudum çet raporu olumsuz, o çet raporuna göre baraj yapılmaz. Bir
diğer husus olarak o barajla ilgili araştırmalar yapıldığında ilk etap da
yapılması istenen yer geçirgen bir yol olduğu için vazgeçildi, daha sonra aşağı
tarafa kaydırıldı bir kısım tarım arazilerini içine alacak şekilde bir baraj
yapmaya karar verildi ama çet raporuna göre oraya baraj yapılmaz.
İÇME SUYUNU NEDEN ÇETİNTEPE’DEN GÖTÜRMEDİLER
Mevcut haliyle Çetintepe barajından
su götürmek varken Gaziantep neden Helete’yi tamamen mağdur edecek ikinci bir
barajı yukarıya yapmayı Devlet Su İşleri izin verdi onu bilmiş değilim. Daha barajın
projesi de tamamlanmış değil onu hepimiz biliyoruz ama Türkiye’de gerçekten
hukukun işlediği bir süreç İnşallah o süreç geldiği zaman hukuk işlediği zaman
ben o barajın yapılmayacağını, sakıncalı olduğunu doğru olmadığına da
inanıyorum. Gerçekten de insanların o yasal yollara başvurması gerekir,
insanların bir konudaki duygularının demokratik biçimde dile getirmeleri normal
ama bunu bir isyana dönüştürmemek lazım belli bir anlayış içerisinde dile getirilmesi
lazım ama Gaziantep bu konuda bir kamu çalışması yaparken ben bakıyorum
gözlemliyorum yani kamulaştırmadan tutun her konuda vatandaş o kadar mağdur
durumda bırakılıyor ki nerdeyse tahrik edilip devletle vatandaş karşı karşıya
getirilecek ama kamulaştırma yapılırken de çok büyük suiistimaller ve
usulsüzlükler var. İşin gerçeğine doğrusuna uyulmuyor, başka yerlerdeki
hassasiyeti orda vatandaşa karşı gösterilmiyor. Düşünün Göksu’nun kenarında
Kavak ağacı kaplı dokuz tane içince cevizi olan iki dönümlük alana 11 Bin TL
değer biçiyorlar, bu olay Türkiye’de kabul edilecek bir şey değil kapama kavak
alanı aynı zamanda içerisinde dokuz tane ceviz olan 2 Bin 16 metrekarelik yer,
başka bir yerde olsa bu kapama yerinin değeri hiçbir şekilde 150 Bin TL’nin altına
düşmez ama 11 Bin TL değer biçmişler şimdi ben bunu GASKİ’yle görüştüm ‘bu
nasıl bir yanlıştır, bu nasıl vatandaşı mağdur etmektir’ dedim işte onlar ‘bakacağız’
dediler. Acele el koyma kararı aldılar fakat parasını da daha yatırmadılar
çünkü yanlış olduğunu onlar da biliyorlar.
HELETE GERÇEKTEN GÜZEL VE NADİDE BİR YER
Helete gerçekten güzel ve
nadide bir yer şimdi düşünün Göksu dediğimiz su Koç dağı, Nurhak dağı ve
Engizek dağının ortasında bulunan büyük bir plato var ve bana göre de milli
park olması gereken bir plato çünkü Solaklar Obasından çıkıp Malatya Kapıdere’ye
kadar inen belli bölgelerde 70 kilometrelik bir mesafede yerleşim yeri yok
dağlık, ormanlık ama o Göksu o aradan çıkıyor, hiçbir yerleşim yerine uğramadan
çok güzel bir vadiden ve kanyonlar arasından akarak gidiyor, dünyanın en güzel
alabalığı orada yetişir. Ben Heletelilere bazen diyorum ki; kendimize kızmamız
lazım biz bu güzelliğin farkına varamadık, koruyamadık bura korunmalıydı.
1993’lerde terörle mücadele için bölgemize gelen dönemin Jandarma Komutanı o
eşsiz coğrafyayı görünce bana dedi ki; ‘benim elimde yetki olsa orayı milli
park ilan ederim’ dedi, sonra ben düşündüm gerçekten çok güzel bir yer milli
park olabilir dedim ve dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a mektup
yazarak o alanın milli park ilan edilmesi için çağrıda bulundum. Fakat cevap
alamadım, bu konuda Türkiye’deki birçok siyasilerle ve ayrıca
Kahramanmaraş’taki siyasetçilerle bu fikri paylaştım ama çok duyarlı değiliz.
KOOPERATİF KURULURSA DAHA BAŞARILI OLUNUR
Şuan da Helete’de çok güzel elma bahçeleri var
ben zaman zaman söylüyorum köylülerime ‘bir kooperatif kurun, kooperatif
kurarsanız birbirinizin eksiğini kapatırsınız, mallarınızı korursunuz,
mallarınız dökülmez, kendinize yeniden bir piyasasını oluşturursunuz. Kooperatif
kurduğunuz zaman mallarınızın daha denetimli, daha kaliteli üretimi için
kooperatif buna teşvik eder, bunu yapın’ diyorum. Bölgemizdeki insanlarımızın
hala kooperatif kurmaları konusunda ısrar ediyorum. Ayrıca Helete’de
Türkiye’nin en güzel keçi peyniri üretiliyor, kimse bunu bilmez. Helete’nin ilk
keçi peynirini benim ablam olan Rahime Küpelikılıç üretmeye başladı. O zaman
Helete’de üretilen keçi peyniri Gaziantep’te satılıyordu. Ben burada avukatlığa
başlayınca buraya numune getirttim. Rahmetli Emin Gürpınar’a numuneyi verdim ve
kalitesi ile lezzeti çok iyi olduğunu görünce Kahramanmaraş’ta çok tuttu.
Helete’nin keçi peyniri şimdi Kahramanmaraş’ta yok satıyor. Helete şuan da
hilesiz, güzel keçi peyniri getiriyor burada bir sektör oluşturdu hem de halkımız
kaliteli bir ürün yiyor.
HELETE’YE BİR SOĞUK HAVA DEPOSU LAZIM
Helete’ye bir soğuk hava
deposu yaptırmayı düşündüm, fakat ilgilenme imkanım çok zor olacağı
düşüncesiyle vaz geçtim. Şimdi Kooperatif kurulmasının ısrarını bunun içinde
sürdürüyorum. Kooperatif kurulursa kooperatif Helete’ye soğuk hava deposu da
yapar. O zaman ürünler gerçek değerinde piyasaya sunulur hem de keçi peynirimiz
Kahramanmaraş’la sınırlı kalmaz, ününü tüm Türkiye’ye bile yayabiliriz.
İlçe olma konusunda benim
pek bir şeyim yok arkadaşlarım bana söylediklerinde ben bunun olmayacağını
vurguladım. Coğrafi konum olarak şunu söyleyeyim Adıyaman sınırında, Malatya
sınırına çok yakın olan Kahramanmaraş’ın uç sınırında olan bir yer ilçe olması
çok zor Kahramanmaraş’ın kendisine bağlayacağı bir yeri yok. Belde olması
içinse çok özel bir yasal düzenleme gerekiyor oda şuanda mümkün değil.
YORUMLAR