Medipol Esenler Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Bölümü'nden Uzm. Dr. İlknur Can, doğru yapılan hacamatın kalıcı iz
bırakmayacağını belirterek, "Hacamat sonrası vücutta oluşan yara izlerinin
birkaç hafta kalması olağandır ama daha uzun süre kalan, ömür boyu kalıcı iz,
hacamatın yanlış yapıldığını bize gösterir." dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Can, bir tamamlayıcı
tedavi yöntemi olan hacamatın, eğitimini almış ehil hekimler tarafından
uygulanması halinde çok faydalı bir tedavi yöntemi olduğunu anlattı.
Hacamatın eğitimsiz kişilerce; uygun olmayan koşullarda
ve uygun olmayan hastalara yapıldığında ise çok olumsuz sonuçlara neden
olabileceğine dikkati çeken Can, "Hacamat yönteminin faydaları oldukça
fazla. Özellikle, fibromiyalji hastalığı, kronik yorgunluk ve tükenmişlik
sendromu, gerilim tipi baş ağrıları ve migren konusunda sıklıkla başvurulan bir
yöntem. Buna ek olarak miyofasiyal ağrı sendromu kulunç, postmenopozal sendrom,
genel sağlığın korunması ve tüm kronik hastalıkların tedavisinde
uygulanabilir." diye konuştu.
Can, hacamat tedavisinde; kuru ve ıslak kupa terapisi
olarak iki yöntemin mevcut olduğunu aktararak, şunları kaydetti: "Islak
kupa terapisi halk arasında hacamat olarak da bilinir. Esasında iki yöntemin
bir arada uygulanması daha doğrudur. Fakat bazı durumlarda tek başına kuru kupa
tedavisi de uygulanabilir. Örneğin, kaslarda gerilmeleri, kulunçları olanlarda
bistüri ile çizilerek kanatma şeklinde ıslak kupa tedavisi olmaktan korkan
hastalar veya ıslak kupa uygulamasının sakıncalı olduğu ilerlemiş diyabet
(şeker hastalığı), kan hastalıkları veya kanama bozukluğu gibi olan hastalarda
tercih ediyoruz.
Kuru kupanın etki mekanizması, hasta bölgede kanlanma
artışını artırarak oranın oksijenlenmesinin sağlanması ve hasar verici ağrı
oluşturucu maddelerin bu yolla oradan uzaklaştırılmasının sağlaması etkisi
vardır. Aynı zamanda dairesel hareketlerle bazı yağlar eşliğinde uygulandığında
masaj özelliğinden de faydalanabiliriz."
Islak kupa tedavisinde, kupa uygulama bölgesine çeşitli
boyutlarda bistüri ile derinin alt dokularına inmeyecek şekilde belli belirsiz
çizikler atılarak ve daha sonrasında yeniden kupa çekilerek içerideki kanın
akmasının beklendiğini dile getiren Can, "Buradaki en önemli nokta, atılan
kesiklerin derinliği ve sıklığıdır. Fazla derin uygulanan kesiklerin hacamat
tedavisinde yeri yoktur. Hiçbir işe yaramaz. Fazla derin yapılan kesiklerde
hedeflediğimiz derideki kana ulaşamıyoruz. Onun yerine derinin altındaki
toplardamar kanları akıtılmış oluyor. Bu şekilde yapılan yanlış uygulamalar
hacamat değil. İstenilen şifa etkisi sağlanamaz. Aynı zamanda kişinin cildinde
iz kalır. Yanlış yapılan hacamat kalıcı iz bırakabilir." şeklinde konuştu.
Can, hacamat sonrası vücutta oluşan yara izlerinin birkaç
hafta kalmasının olağan olduğunun altını çizerek, "Ama daha uzun süre
kalan, ömür boyu kalıcı iz, hacamatın yanlış yapıldığını bize gösterir. Kupa
sırasında aşırı ve abartılı bir kan akışının olması ise uygulamanın fazla
derine yapılarak venöz kanın (toplar damar) akıtıldığının bir göstergesi. Bunun
damardan kan alınmasından bir farkı yoktur. Hacamatın faydalarının gösterilmesi
beklenemez. Damardan kan aldırma ile benzer faydalar ancak
gözlemlenebilir." bilgisini verdi.
"Muhakkak
doktor kontrolünde ve doktor tarafından yapılmalı"
Uzm. Dr. İlknur Can, hekimler olarak iyi bir öykü, mevcut
hastalık analizi, muayene, öncesinde yapılan kan tahlilleri veya gerekirse
diğer tetkikler olmadan hastaya hacamat kararı vermediklerini belirterek, hatta
bu tetkiklerde ve öyküde hacamat yapılması sakınca olan durumlarda hasta kendi
ısrarcı olsa dahi bu tedavinin yapılamayacağını söyledi.
Bu uygulamanın merdiven altı yerlerde yapılmaması
gerektiğinin altını çizen Can, şu değerlendirmelerde bulundu: "Muhakkak
doktor kontrolünde ve doktor tarafından yapılmalı. Merdiven altı diye tabir
edilen doktor olmayan kişilerce, uygun olamayan koşullarda ve ortamda yapılan
hacamat uygulamasında halkta hacamata karşı korkuya neden olan 'enfeksiyon kapma'
riski, yani yanlış uygulama riski her zaman vardır. Bu konuda kişi zaten
fazlaca korkmalı veya daha önce böyle yerlerde uygulama olup da başına bir şey
gelmedi ise Allah'a şükretmelidir.
Bakanlıkça yayınlanan genelge sonucu bu uygulama sadece
hacamat uygulama eğitimi almış ve sınava tabi tutularak bu konuda başarı
sağlamış hekimlerce hacamat uygulamaya uygun tıbbi ortamlarda yapılabilir.
Bunun haricindeki her kim uygularsa suç işlemiş demektir. Ve hastaya
verebileceği risklerden tamamıyla kendisi sorumludur." (AA)
YORUMLAR