"Doğu Akdeniz’deki haklarımızı korumak zorunda değil...

"Doğu Akdeniz'deki haklarımızı korumak zorunda değil miyiz?"

Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, çeşitli programlar kapsamında Balıkesir'e gelen Ünal, sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve iş adamlarıyla Balıkesir Ticaret Odası binasında bir araya geldi.

16 Ocak 2020 - 01:30

Ünal, burada yaptığı konuşmada, şehirleri ayağa kaldıran güçlerden birinin de iş dünyası olduğunu söyledi.

Dünyada artık ülkelerin değil, şehirlerin birbiriyle rekabet edeceğini belirten Ünal, "Şehrin tüm dinamiklerinin işlerini istişarelerle yapması, şehri ayağa kaldıran en önemli unsurdur. Açıkçası Balıkesir'de bu uyumu gayet net gördüm. Mesele şehir olduğunda siyasetin bir kenara bırakılması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.

Türkiye'de 1961'den bu yana üretilmek istenen yerli ve milli ürünlerin daima engellenmeye çalışıldığını dile getiren Ünal, şöyle devam etti: "Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durmak için verdiği her mücadelede hangi engellemelerle karşı karşıya kaldığını hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Biz nasıl ki Suriye sınırımızı koruduk, sınırımızı ihlal edenlere operasyonlarla gerekli cevabı verdik, sınırımızı güvenlik altına aldık, toprak bütünlüğümüzü güvence altına aldık... Bunun gibi bizim deniz kıta sahanlığımız var. Biz kıta sahanlığımızı da sınırlarımızı koruduğumuz gibi korumak zorunda değil miyiz? Oradaki haklarımızı korumak durumunda değil miyiz? Doğu Akdeniz'deki haklarımızı korumak zorunda değil miyiz? 10 bin kilometreden gelerek oradaki kaynakları kullanmaya yeltenenlere hiçbir şey söylemeyen, bir Amerikan televizyonunda çıkıp Türkiye'yi emperyalist emellerle suçlayabilecek kadar gözü dönmüş bir akılla karşı karşıyayız."

"Bunlar muhalefet değil apaçık düşmanlık yapıyor"

Meselenin artık siyasi değil, milli bir durum olduğunu vurgulayan Ünal, şunları kaydetti: "Mesele sınırlarımızsa kıta sahanlığımızsa Türkiye'nin çıkarlarıysa Türkiye'nin haklarını korumaksa burada siyaseti konuşamayız. Niye bunlar ısrarla bu şekilde konuşuyorlar? Nasıl oluyor da bu insanlar orada haklarını koruyan Türkiye'nin yanında olmak yerine orada Türkiye'nin haklarını gasbetmek isteyen İsrail, Yunanistan ve Mısır'la ilgili tek kelime etmiyorlar. Bu ülkeler Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle lisanslaşma anlaşması yapıyor. Biz bu oyunu bozmak için BM'nin meşru olarak kabul ettiği Ulusal Mutabakat Hükümetiyle anlaşma yapıyoruz, bir de bakıyoruz ki bunlar çığlık çığlığa bağırıyorlar. Bizi emperyalist olmakla suçluyorlar. Peki niye Mısır'a, Güney Kıbrıs Rum Yönetimine bir şey söylemiyorlar? Yunanistan'la ilgili tek kelime söylediklerini duydunuz mu? Bu milletin meclisinde çıkıp bu anlaşmanın Güney Kıbrıs Rum Yönetimine haksızlık olduğunu savunanlar oldu. Biz böyle bir şeyi nasıl kabul edeceğiz? Bunlar muhalefet değil, apaçık düşmanlık yapıyor. Birileri konuşmaya başladığında 'Ben 16 milyonun başkanıyım.' diye konuşuyor. Sen 16 milyonun başkanıysan Recep Tayyip Erdoğan da 82 milyonun Cumhurbaşkanıdır. Onunla ilgili konuşurken bu millete olan saygından dolayı edep çerçevesinde konuşacaksın."

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x