Ünal, burada yaptığı konuşmada, şehirleri ayağa kaldıran
güçlerden birinin de iş dünyası olduğunu söyledi.
Dünyada artık ülkelerin değil, şehirlerin birbiriyle
rekabet edeceğini belirten Ünal, "Şehrin tüm dinamiklerinin işlerini
istişarelerle yapması, şehri ayağa kaldıran en önemli unsurdur. Açıkçası
Balıkesir'de bu uyumu gayet net gördüm. Mesele şehir olduğunda siyasetin bir
kenara bırakılması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
Türkiye'de 1961'den bu yana üretilmek istenen yerli ve
milli ürünlerin daima engellenmeye çalışıldığını dile getiren Ünal, şöyle devam
etti: "Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durmak için verdiği her mücadelede
hangi engellemelerle karşı karşıya kaldığını hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Biz
nasıl ki Suriye sınırımızı koruduk, sınırımızı ihlal edenlere operasyonlarla
gerekli cevabı verdik, sınırımızı güvenlik altına aldık, toprak bütünlüğümüzü
güvence altına aldık... Bunun gibi bizim deniz kıta sahanlığımız var. Biz kıta
sahanlığımızı da sınırlarımızı koruduğumuz gibi korumak zorunda değil miyiz?
Oradaki haklarımızı korumak durumunda değil miyiz? Doğu Akdeniz'deki
haklarımızı korumak zorunda değil miyiz? 10 bin kilometreden gelerek oradaki
kaynakları kullanmaya yeltenenlere hiçbir şey söylemeyen, bir Amerikan
televizyonunda çıkıp Türkiye'yi emperyalist emellerle suçlayabilecek kadar gözü
dönmüş bir akılla karşı karşıyayız."
"Bunlar
muhalefet değil apaçık düşmanlık yapıyor"
Meselenin artık siyasi değil, milli bir durum olduğunu
vurgulayan Ünal, şunları kaydetti: "Mesele sınırlarımızsa kıta
sahanlığımızsa Türkiye'nin çıkarlarıysa Türkiye'nin haklarını korumaksa burada
siyaseti konuşamayız. Niye bunlar ısrarla bu şekilde konuşuyorlar? Nasıl oluyor
da bu insanlar orada haklarını koruyan Türkiye'nin yanında olmak yerine orada
Türkiye'nin haklarını gasbetmek isteyen İsrail, Yunanistan ve Mısır'la ilgili
tek kelime etmiyorlar. Bu ülkeler Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle lisanslaşma
anlaşması yapıyor. Biz bu oyunu bozmak için BM'nin meşru olarak kabul ettiği
Ulusal Mutabakat Hükümetiyle anlaşma yapıyoruz, bir de bakıyoruz ki bunlar
çığlık çığlığa bağırıyorlar. Bizi emperyalist olmakla suçluyorlar. Peki niye
Mısır'a, Güney Kıbrıs Rum Yönetimine bir şey söylemiyorlar? Yunanistan'la
ilgili tek kelime söylediklerini duydunuz mu? Bu milletin meclisinde çıkıp bu
anlaşmanın Güney Kıbrıs Rum Yönetimine haksızlık olduğunu savunanlar oldu. Biz
böyle bir şeyi nasıl kabul edeceğiz? Bunlar muhalefet değil, apaçık düşmanlık
yapıyor. Birileri konuşmaya başladığında 'Ben 16 milyonun başkanıyım.' diye
konuşuyor. Sen 16 milyonun başkanıysan Recep Tayyip Erdoğan da 82 milyonun
Cumhurbaşkanıdır. Onunla ilgili konuşurken bu millete olan saygından dolayı
edep çerçevesinde konuşacaksın."
YORUMLAR