Dünyada yaygın adıyla bilinen HIV enfeksiyonunun bulaşıcı
ve tedavi edilmediğinde de ölümcül bir durum olduğunu belirten MedAmerikan Tıp
Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlığı bölümünden Dr. Meltem Özkan
Girgin; “Toplumda eskiden beri durum yanlış bir genellemeyle AIDS adıyla
bilinse de, aslında AIDS, hastalığın ölümle sonuçlanan, tedavisi güç son
dönemini tanımlar.” Hastalığın ilk rapor edildiği 1980 yılı öncesinde dünyada
78 milyon kişinin HIV pozitif olduğunu ve bunların 35 milyonunun hastalığa bağlı
hayatını kaybettiğini ifade eden Dr. Meltem Özkan Girgin; “HIV hastalığı tedavi
edilmediğinde enfeksiyonun başladığı ilk günden sonra yaklaşık 6 ila 10 yıl
içerisinde bağışıklık sistemini çökerterek AIDS kompleksine ilerler ve kişi
sıra dışı enfeksiyonlar ve en sık olarak da tüberküloz nedeniyle hayatını
kaybeder.”
Güçlü ilaçlara rağmen HIV dünyanın Sahra-altı Afrika gibi
gelir düzeyi düşük toplumlarda ve en çok kadın seks işçilerinde, tecavüz
mağdurlarıyla yeni doğanlarda yaygın olduğunun altını çizen Dr. Meltem Özkan
Girgin; ”Öyle ki bu bölgelerde tüm yeni HIV vakalarının yüzde 26’sını kadınlar
oluşturuyor. Dünyada her gün 5 bin 700 kişinin HIV enfeksiyonunu aldığı,
bunların yüzde 64’ünün Sahra-altı Afrikası’nda yaşadığı biliniyor. Bugün
dünyada AIDS-ilintili ölümlerin arttığı tek yaş grubunun ise ergenlik dönemi
olduğunu biliniyor. Birleşmiş Milletler AIDS kuruluşu UNAIDS’nin 2016 yılında
başlattığı programla toplum sağlığı sorunu olan bu hastalığı 2030 yılına kadar
dünyada ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Kuruluş dünyada HIV pozitifliği olanların
yüzde 90’ını testle belirlemek, bunlardan yüzde 90’ını antiviral tedaviye
başlatmak ve tedavi alanların yüzde 90’ında virüsü bastırmayı amaçlıyor”.
Ülkemizde hastalık oranın düşük olmakla birlikte, bilinen
15 bin HIV+ hastası olduğuna dikkat çeken Girgin’e göre Dünya Sağlık Örgütü’nün
benzer modeller üzerinden yaptığı öngörüyle gerçek sayı bunun 2 ila 3 katı
kadar tahmin ediliyor. Daha çarpıcı olarak, son verilere göre ülkemizde yeni
HIV tanı oranı yüzde 452 artmıştır” dedi. HIV virüsü taşıyan ve tedavi altında
olmayan kişilerin cinsel salgılar ve kan yoluyla virüsü cinsel partnerlerine
bulaştırdıklarını belirten Girgin; “Şüpheli veya yeni partnerle seks ve çoklu
partnerli seks hayatı virüsün bulaşma riskini taşır. Korunmada mutlaka kondom
kullanımı gerekir. Ancak korkulanın aksine virüs, dokunma veya tükürük
temasıyla yani tokalaşma, aynı ortamda yaşama veya öpüşmeyle geçmez. Korunmanın
yanı sıra erken tanı da büyük önem taşıyor. HIV şüphesi taşıyan bireyler en kısa
sürede virüs testini yaptırmalılar. Testte pozitiflik bildirildikten sonra
tedaviye başlanmalı” diye konuştu.
YORUMLAR