Trabzon Caddesi’nde yağmur çamur demeden her gün simit
satarak hayatını kazanmaya çalışan Yalçın, çaresiz kaldığında ekmeğini taştan
çıkaran kadınlardan! Hayatta yalnız kaldığında kolayına kaçıp dilencilik yapmak
yerine simitçilik mesleğini onuruyla yerine getiriyor. Her ne kadar migren ve
sinüzit gibi sağlık problemleriyle boğuşsa da Leyla Yalçın çalışmayı çok
seviyor. Yalçın’ın sevmediği tek şey ise hali vakti yerinde olanların
dilencilik yapması…
İlerleyen yaşına rağmen kimseye muhtaç olmadan yaşamak için
simit satmaya devam edeceğini belirten Yalçın, yaklaşık 40 yıl önce
Kahramanmaraş’a taşındıklarını söyledi. Anlaşamadığı için eşiyle ayrılan
Yalçın, 24 yıldan beri hayatını kendisi kazanıyor. Önce bir fabrikaya işçi
olarak giren Yalçın, 15 yıl çalıştıktan sonra buradaki işinden ayrılarak üvey
babasının ürettiği simitleri alarak satmaya başladı.
Geçimini sağlamak için 13 yıldır Maraş sokaklarında
namusuyla, şerefiyle, satan Yalçın, “Fabrikadan çıktıktan sonra aldığım
tazminatla küçük bir ev aldım. Evde yalnız yaşıyorum ve beni hayata bağlayan
tek şey cezaevindeki oğlumun tahliye olacağı günü beklemek. Sağlık problemlerim
nedeniyle artık gezerek simit satmıyorum. Trabzon caddesi üzerinde Fotospor’un
karşısında sabit bekleyip simitlerimi öyle satıyorum” dedi.
Kazancının satışlara bağlı olarak her gün değiştiğini
kaydeden Yalçın, aynı zamanda oğlunun borcunu da ödediğini belirterek şöyle
konuştu: “Bazen 15, bazen, 20, bazen 30 lira kazanıyorum ama bazen hiç
kazanamıyorum. Bu kazandığım bana yetmiyor ama mecbur, ondan bundan dilenmekten
yine iyi, namusumla, şerefimle, gururumla yapıyorum bu işi. Şu anda da açıkta
satıyorum diye tarımcılar geldi, zabıta sıkıştırıyor. Araba yaptıracağım ama
durumum yok, bir araba 300-400 liraya mal oluyor. Onun için sabrediyorum, aza
da bereket, çoğa da bereket diyorum.” (HABER-FOTO:
KENAN ONARAN)
YORUMLAR