Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde
düzenlenen 18. MÜSİAD EXPO Fuarı'ndaki konuşmasında, salgın sebebiyle fuarın ve
fuar kapsamında yapılan etkinliklerin bir kısmının fiziki, bir kısmının da
çevrim içi olarak gerçekleştirileceğini söyledi.
Bu yönüyle hibrit denilebilecek fuarın, temizlik, maske
ve mesafe kurallarına uygun şekilde yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile
getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülke
olarak hem milletimizin sağlığını korumaya hem de üretimin ve istihdamın
aksamadan yürümesini temin etmeye çalışıyoruz. Bu ikisini birlikte başarıp
salgın sürecinden güçlenerek çıkabileceğimize inanıyorum. Böyle zor bir dönemde
böyle büyük bir organizasyonun yapılmasının ve bizim de bizzat iştirak
etmemizin sebebi işte budur." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün atılacak tohumların yarın
vereceği meyveleri toplayabilmek için eldeki tüm imkanların kullanılması
gereken bir dönemden geçildiğini vurgulayarak, şartları en doğru şekilde
değerlendirerek bu süreci fırsata dönüştürmekte kararlı olduklarını kaydetti.
Salgınla mücadele konusunda gereken her şeyin zaten
yapıldığını, bilim insanlarının tavsiyeleri doğrultusunda atılması gereken
adımların da atıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyanın en
gelişmiş ülkelerinin dahi çaresiz kaldığı salgınla mücadele çalışmalarında
Türkiye pozitif yönde ayrışarak altyapısının gücünü ortaya koymuştur. Salgının
2. dalgasının tüm dünyayı kasıp kavurduğu bir dönemde de nispeten daha iyi bir
görünüme sahibiz. Ekonomi tarafında da her kesime yönelik desteklerle salgının
yol açtığı sıkıntıları azaltmaya, paylaşmaya çalışıyoruz. Devlet olarak tüm
imkanları seferber ederek üretimi, ihracatı, ticareti, istihdamı ayakta
tutuyoruz. Bu anlayışla iş dünyamızdan esnaflarımıza, işçilerimizden yardıma
muhtaç vatandaşlarımıza kadar her kesime el uzattık, kaynak aktardık. MÜSİAD'ın
da kurduğu Karz-ı Hasen fonu vasıtasıyla kendi üyeleri arasında benzer dayanışma
mekanizmaları oluşturmasından memnuniyet duydum. Hem salgının yol açtığı
sorunları hem ekonomimizin karşı kaşıya bulunduğu sıkıntıları 83 milyon hep
birlikte ortaya koyacağımız iş birliği ve dayanışma ile aşarak hedeflerimize
ulaşabiliriz."
"ANAYASA DEMOKRAT VE ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR
ANLAYIŞLA DEFALARCA DEĞİŞTİRİLDİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için herkese görevler
düştüğünü, yapılması gereken fedakarlıklar olduğunu vurgulayarak, Hazine ve
Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası ve diğer kamu kurumları ile özel sektörün
bundan sonra daha güçlü şekilde birlikte çalışacağını söyledi.
Hem ekonomi politikalarını tahkim edecek hem demokrasinin
ve özgürlüklerin çıtasını yükseltecek hem milletin günlük hayatında rahatlamaya
yol açacak hazırlıklar içinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
geçen 18 yıl boyuncu ülkede yapılan her reformun, gerçekleştirilen her
değişimin, elde edilen her başarının altında imzaları bulunduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasanın demokrat ve özgürlükçü
bir anlayışla defalarca değiştirildiğini belirterek, şöyle konuştu: "Tümüyle yeni bir anayasa yapmak için
kolları sıvadık. Ancak Cumhuriyet Halk Partisinin oyunbozanlığı sebebiyle
neticeye ulaşamadık. Bizimle birlikte yeni bir anayasa hazırlamaktan
kaçanların, daha sonra karanlık mahfillerde başka gayretler içerisine
girdikleri ortaya çıktı. Böylece bizim başlattığımız yeni anayasa çalışmasının
niçin akamete uğradığı da aleniyet kazandı. Bunun yanında temel kanunların
tamamını yenileyerek adalet sistemimizin altyapısını ve insan kaynağını
güçlendirerek ülkemizde hukuka erişimi kolaylaştırdık. Hak ve özgürlük
alanlarını olabildiği kadar genişleterek milli birlik ve beraberliğimizi tahkim
ettik. Ekonomi alanında da pek çok reformu hayata geçirerek ülkemizin makro
ekonomik görünümünü çok ilerilere taşıdık. Velhasıl biz reformlara hiç ara
vermedik. Değişim iradesini hiç elden bırakmadık."
Milletin hukuka ve adalete olan güvenini kökleştirmek
amacıyla kapsamlı bir Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırladıklarını aktaran
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu doğrultuda Meclis'in üç ayrı reform paketini hayata
geçirdiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide ise yaptıkları kapsamlı
düzenlemelerle ülkenin İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde 27 sıra birden yükselerek
190 ülke arasında 33'üncü sıraya çıkmasını sağladıklarını, şimdi de yeni
reformlar, yeni atılımlar için hazırlıklar yaptıklarını vurgulayarak, şunları
kaydetti: "Ekonomide ve demokraside
ülkemizi yeni bir yükseliş dönemine sokmakta kararlıyız. Yeni yargı
paketleriyle ilgili hazırlıklar sürüyor. Bunları da en kısa sürede Meclis
gündemine getireceğiz. Ön çalışmaları tamamlanan İnsan Hakları Eylem Planı'nı
da iş dünyası ve azınlıklar dahil çok daha bir istişareyle neticelendirip
hayata geçireceğiz.
Milletimizin
geleceğine güvenle bakabilmesi için bugün almamız gereken tedbirler neyse
onları hayata geçirmekten kaçınmıyoruz. Gerekirse şu aşamada bazı acı ilaçları
içmemiz gerektiğinin de farkındayız. Dün yapılan faiz artırımı kararını bu
çerçevede değerlendiriyorum. Asıl hedefimiz enflasyonu en kısa sürede önce tek
haneli rakamlara, ardından orta vadeli hedeflerimizdeki seviyeye düşürerek
faizlerin de buna uygun şekilde aşağı inmesini temin etmektir. Bunu
başardığımızda kurun da istikrara kavuşacağını düşünüyorum. Türkiye'yi faiz,
enflasyon, kur sarmalından çıkarmamız şarttır. Aksi halde sürekli bu tartışmayı
yaşamak, bu bedelleri ödemek mecburiyetinde kalacağız. Her zaman söylüyorum,
bugün burada yine söylüyorum. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bunu böyle
bilelim. Enflasyon sebep değildir. Faiz netice değildir. Kendimizi aldatırız ve
faiz her şeyden önce bir defa paradan para kazanmak suretiyle insanları
sömürmektedir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni ekonomi yönetimiyle birlikte
tüm mesai ve dikkatlerini bu konuya vererek, ülkeyi bu kronik sancıdan
kurtaracaklarını söyledi.
"YURT DIŞINDAKİ TASARRUFLARIMIZI MUTLAKA ÜLKEMİZE
GETİRMELİYİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedeflerine ulaşmak için iş
dünyasından ve vatandaşlardan somut destek taleplerinin olduğunu aktararak,
şöyle devam etti: "Her şeyden önce
yurt dışındaki tasarruflarımızı mutlaka ülkemize getirmeliyiz. İşte şu anda
Varlık Barışı'yla ilgili adımı attık ve Varlık Barışı konusunda da gerek yurt
dışı gerek yurt içindeki yastık altı neyimiz varsa bunları kesinlikle herhangi
bir sorguya tabii olmadan kayıt altına almamız inanıyorum ki ülkemiz için de ve
bütün girişimcilerimiz, yatırımcılarımız için de yeni bir ufuk sağlayacaktır.
Derdimiz ne?
Derdimiz şu, paran mı var, yatırım. Paran mı var, istihdam. Paran mı var,
üretim. Paran mı var, üretimle birlikte ihracat ve bu dörtlü mekanizmayı
çalıştırdığımız zaman inanıyorum ki hep birlikte ayağa kalkacağız. Yerli ve
uluslararası girişimcileri harekete geçirerek, üretim ve istihdamda kalıcı
sonuçlar doğuracak yatırımların hızlanmasını temin edeceğiz. Milletimizin ve
yatırımcıların milli paramız olan Türk lirasına güvenlerini artırarak,
mevduatlardaki döviz ağırlığının azalmasını sağlamalıyız. Nitelikli istihdam
oluşturan, enflasyona ve cari açığa yol açmayan yurt içi tasarruflardan ve yurt
dışı yatırımcılardan gelen kaynaklarla finanse edilen bir büyümenin peşindeyiz.
Adımlarımızı güvenin ve istikrarın bu sürecin kilit taşı olduğunun bilinciyle
atıyoruz. Türkiye'ye güvenen herkesin kazanacağı bir yatırım iklimi
oluşturuyoruz. Bunun için ihtiyaç duyulan her türlü adımı atacak, iş ve yatırım
ortamını beklenen seviyeye çıkartacağız. Bu kapsamda özellikle üretim ve
ihracatın ana aktörleri olan kuruluşlarımıza çok önemli görevler düşüyor."
Ticaret Bakanlığı, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği, MÜSİAD, TÜSİAD gibi iş insanlarını temsil eden
yapılardan yakın, verimli ve samimi bir çalışma yürütmelerini beklediklerini
aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle
ihracat süreçlerinde yer alan kurumlarımızı diğerinin rakibi değil,
tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Bu yapılar hem ülke içinde hem de ülke dışında
birbirleriyle ne kadar yakın çalışma ve iş birliği halinde bulunurlarsa ortak
hedeflerimize o kadar hızlı ulaşırız." dedi.
"İŞ BİRLİĞİNE
DAYALI ÇALIŞMA YÖNTEMİNİ TESİS EDECEĞİZ"
"Ülkemiz, milletimiz,
iş dünyamız için hayırda yarışma anlayışından ayrılmadan, güçlerimizi ve
imkanlarımızı birleştirerek daha büyük başarılar elde edeceğimizi
unutmamalıyız." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Eğer bir ülkede MÜSİAD Temsilciliği
açılmış ve bizim oradaki ihracatımız 3'e, 5'e, 10'a katlanmamışsa ortada bir
sorun var demektir. Eğer bir yerde bizim ticaret temsilciliğimiz faaliyete
geçmiş ve bizim oradaki ihracatımız katlanarak artmamışsa ortada bir eksik var
demektir. DEİK bünyesinde yer alan iş konseyleri, odaklandıkları alanlarda ve
ikili anlaşmalar yaptıkları ülkelerde ihracatımızı katbekat yükseltemiyorlarsa
orada durup bir düşünmemiz gerekiyor demektir. Bu manzara bize üretim ve
ihracat merkezli kurumlarımızın güçlerini birleştirmeye, daha yakın çalışmaya,
birbirlerini desteklemeye ihtiyaçları olduğu mesajını veriyor. İnşallah yeni
dönemde bu konuda hepimizi mutlu edecek, herkese kazandıracak, iş birliğine
dayalı bir çalışma yöntemini beraberce tesis edeceğiz."
Salgın döneminde iş dünyasının çalışma biçimi ve
alışkanlıklarında da ciddi değişiklikler ortaya çıktığına değinen Cumhurbaşkanı
Erdoğan, birçok etkinliğin artık online platformlar aracılığıyla
yapılabildiğinin altını çizdi. Salgının sona ermesinden sonra da vakit ve maliyet
avantajları olan bu yöntemin yaygın şekilde kullanılmaya devam edileceğini
vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada
çok önemli bir sorunun çözülmesi gerekiyor. Bu sorun yüz yüze gelmeyen, fiziki
inceleme ve kontrol yapamayan alıcı ile satıcı arasındaki güven ilişkisinin
nasıl tesis edileceğidir. İşte bu noktada DEİK ve MÜSİAD gibi kuruluşlarımıza
çok büyük görevler düşüyor. Bu kurumlarımız oluşturacakları güven verici
bilgilendirme mekanizmalarıyla alıcı-satıcı arasındaki fiziki temas eksiğini
kapatabilirler. Şayet bunu sizler yapmazsanız dışarıdan birileri benzer
mekanizmaları kurar, sizler de bedelini ödeyerek o hizmeti almak zorunda
kalırsınız." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN
GÜCÜNE İNANAN HERKESLE BİRLİKTE YÜRÜMEYE HAZIRIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemin fırsatlarını
değerlendirebilmek için üretim ve ihracat merkezli kuruluşların yapılarını,
standartlarını ve kanallarını hızla gözden geçirerek ihtiyaca cevap verecek
hale getirmelerinin de şart olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin gücüne, potansiyeline, geleceğine inanan
herkesle birlikte bu yolda yürümeye hazır olduklarını dile getiren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Küresel
ekonomide yaşanan değişimi lehimize çevirebilecek her adıma destek vereceğiz.
Yatırım, üretim, ihracat, istihdam için harekete geçen herkesin yanında yer
aldık, almayı sürdüreceğiz. Mevcut imkanları daha üst seviyede kullanarak yeni
yatırımlarla üretim ve ihracat kapasitemizi artırarak tasarımından imalatına
kadar her aşamasında yüksek teknolojiye geçişi sağlayarak, inşallah bu süreci
başarıya ulaştıracağız. Ülkemizin 81 vilayetinin her biri bu seferberlikte yer
almak için can atmaktadır. İş dünyamızın bu potansiyeli kullanacak birikime,
ferasete, kabiliyete ve azme sahip olduğuna inanıyorum. Sizlerin huzurunda bir
kez daha Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi, kalkınması için taş üstüne taş koyan
herkesten Allah razı olsun diyorum. MÜSİAD'a milletimizin bu potansiyelini
harekete geçiren iş insanlarımızı bir araya getirdiği ve giderek büyüyen
organizasyonuyla desteklediği için teşekkür ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fuarın başarılı geçmesi
temennisinde bulundu.
YORUMLAR