Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) icra ettiği afrin
operasyonunun bir diğer adıyla 'Zeytin Dalı Harekatı'nın Türkiye için çok büyük
bir önem taşıdığını dikkat çeken Diyanet - Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Ekrem
Arslan, "Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridoruna karşı
Türkiye’nin başlattığı “Zeytin Dalı Harekatı”, özellikle emperyalizmin çatışma
stratejilerine karşı atılmış bir adımdır" dedi. Hiç kimsenin savaş
istemeyeceğini, hep barış içinde yaşamak isteyeceğini belirten Arslan, "
Fakat, emperyalizmin “her şeyi toza dönüştürmek” olarak tanımlayabileceğimiz
stratejisi bölgemizi bugünkü terör ortamının müssebibi olması gerçeği de
ortadadır. Özellikle bölgenin demografisiyle oynayan, kalabalık nüfus
hareketlerini tetikleyerek bölgeleri insansızlaştıran ve terör örgütlerine alan
açan emperyalizmin taşeronlarına karşı yapılan “Zeytin Dalı Harekatı”, PKK’nın
uzantısı PYD’nin Afrin özelindeki kanlı iktidarının da sonunu getirecektir. Biz
oyunu hep beraber izledik; artık herkes tarafından emperyalist kurgu olduğu
gerçeği bilenen DAEŞ’le mücadele adına terör örgütü olma özelliği gizlenmek
istenen PYD’nin bölge insanına karşı uyguladığı baskı ve şiddeti
sonlandırmasını beklediğimiz harekatın aynı zamanda zorla terör kamplarına
kaçırılan çocukların ve ailelerinin özgürlüğü, PKK-PYD tarafından sürülen diğer
toplulukların da yurtlarına kavuşmaları anlamına gelecektir" dedi.
EMPERYALİSTLER
TERÖR ÖRGÜTLERİNE VEKALET VERDİLER
Zeytin Dalı Harekatı’na gelinen sürecin altını çizen Arslan, şunları söyledi, "
Emperyalistler, yeni bir savaş tarzı türeterek, terör örgütlerine vekalet
vermiş ve bölgenin altını üstüne getirmiştir. Bu gerçeğin en büyük sebebi, yeni
bir paylaşım savaşadır. Aynı zamanda finans kapitalin istediği toplumu
oluşturmak için geçen yüzyıl yine emperyalistler tarafından çizilen sınırların
değiştirilmesi, bugünkü sınırlar içinde birlik içinde yaşayan etnik, dini ve
mezhebi yapıların parçalanması ve nihayet insanların emperyalizmin çıkarlarına
hizmet edecek şekilde köleleştirilmesi, paylaşım savaşının temel denklemin
çözüm sistemidir. Terör örgütleri tam da bu noktada devreye girmektedir. Her
terör örgütü bu yeni sistemin tetikçisi ve taşeronudur. Artık herkes tarafından
bilinen PKK-PYD koridorundan geçen DAEŞ resmi bölgedeki stratejinin sahiplerini
de deşifre edecek niteliktedir. Bu yönüyle bakıldığında, Zeytin Dalı Harekatı
yeni deşifrelerin de kapısını aralayacaktır. Özellikle ABD tarafından terör
örgütüne DAEŞ bahanesiyle verilen silahların gerçek amacının ortaya çıkarılması
bunun ilk ayağını oluşturacaktır. Bu silahların o bölgeye neden yığıldığını
herkes biliyor. Yukarıda deşifre ettiğimiz DAEŞ kurgusu da parçalandığına göre,
hala silah veriliyor olması ve terör örgütü üyelerinin bizzat ABD tarafından
askeri eğitime tabi tutulmaları ne anlama gelmektedir hep birlikte göreceğiz.
FETÖ, DAEŞ ve PKK-PYD aynı kurgunun parçalarıdır. 15 Temmuz gibi bir ihaneti
yaşamış bir ülkenin bu kurguya karşı tedbir alması, operasyon yapması kadar
normal birşey yoktur. Bir emek hareketi olarak biz her zeminde bu hakikati
söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Hatta, kurgunun deşifrasyonunu
yapacağız. Çünkü emek, bizzat yukarıdan beri anlatageldiğimiz emperyalist kurgu
içinde kendini ifade edemez. Millet olarak bu toprakların mayasına güveniyoruz.
Bir ve beraber olduğumuz biliyoruz. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak
istenen yapınan bu birliğe ve beraberliğe hedeflediğinin de bilincindeyiz.
Dolayısıyla bir noktada bütün bölgenin hafızası konumundaki ülkemizin birliği
ve beraberliği, herkes için bir umuttur. Bu umudun korunması adına yapılan
Zeytin Dalı Harekatı’nı destekliyor ve cephede savaşan askerlerimizin Allah
yardımcıları olsun diyoruz."
YORUMLAR