Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal,
partilerine başvuran 7 bin 340 milletvekili aday adayının mülakatlarını
cumartesi günü bitireceklerini belirterek, "Aday tanıtım toplantımızı 25
Mayıs günü yapacağız, aynı gün seçim beyannamemizi de açıklayacağız."
dedi.
AK Parti'de 14 komisyonun milletvekili aday adaylarının
mülakatlarını sürdürdüğünü belirten Ünal, her bir komisyonun bir genel başkan
yardımcısının başkanlığında, iki Merkez Karar Yönetim Kurulu'ndan, bir Kadın
Kolları Merkez Karar Yönetim Kurulundan, bir Gençlik Kolları Merkez Karar
Yönetim Kurulundan olmak üzere komisyon başkanıyla toplam 5 kişiden oluştuğunu
anlattı.
Ünal, kendisinin de başkanlığını yaptığı bir komisyonun
bulunduğuna değinerek, komisyonunun şu ana kadar 6 ili bitirdiğini, her bir
aday adayını da dikkatle dinlediklerini aktardı.
Cumartesi günü akşam 7 bin 340 adayın mülakatını
bitireceklerini bildiren Ünal, sözlerine şöyle devam etti:
"7 bin 340 aday adayının mülakatını bitirdikten
sonra bu kişilerden şöyle; her ilden diyelim ki Kahramanmaraş 8 milletvekili
üst kurula çarpı üç, yani 24 aday adayı üst kurula çıkacak. Artı o ildeki
milletvekili sayısı, yani Kahramanmaraşla ilgili 31 kişi, 7 milletvekili, 24
aday adayı değerlendirilecek üst kurulda. Yani Cumhurbaşkanımız ve Genel
Başkanımızın başkanlığındaki üst kurulda bu değerlendirmenin sonucunda
Kahramanmaraş listesinde 8 adayımız belirlenmiş olacak. Bu adaylar
belirlendikten sonra 21 Mayıs'ta Yüksek Seçim Kuruluna teslim edilecek.
Biz, aday tanıtım toplantımızı 25 Mayıs günü yapacağız.
Biz, sizlere adaylarımızı tanıtacağız, kampanya konseptimizi tanıtacağız,
müziklerimizi dinleteceğiz ve o gün hem genel olarak kampanyanın, seçimin
kurumsal kimliğini de sizlere sunmuş olacağız."
"MANİFESTO
İŞİN RUHU, SEÇİM BEYANNAMEMİZ İSE İŞİN MEKANİK KISMI"
Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 6 Mayıs'ta
İstanbul'da okuduğu AK Parti manifestosunun oldukça büyük ses getirdiğini, 25
Mayıs'ta da seçim beyannamesini paylaşacaklarını bildirdi.
Seçim beyannamesinin girişini de manifestonun
oluşturacağını kaydeden Ünal, şunları söyledi:
"Manifesto işin ruhu, seçim beyannamemiz ise işin
somut, teknik, referans metin olarak daha çok işin mimari ve mekanik kısmını
oluşturacak. Orada 2023-2053 vaatlerimizi, gençlerle, kadınlarla, dezavantajlı
guruplarla ilgili yapacaklarımızı, sağlıkta, eğitimde, ulaşımda yeni dönemde ne
yapacağımız...
'Türkiye'ye dönük en büyük vaadiniz nedir' diye soracak
olursanız; Türkiye'nin onlarca yıldır mücadelesini verdiği, Soğuk Savaş
yıllarının şartlarına göre şekillenmiş idari sistemin artık değiştirildiği ve
hızla değişen artık önümüzdeki süreçte 2023-2053'ün dünyasına uyum sağlayacak,
Türkiye'yi koşturacak, şaha kaldıracak yeni bir idari sisteme ihtiyacımız
vardı. 16 Nisan'da Türkiye buna 'evet' dedi, 24 Haziran'da da Türkiye yeni bir
idari sisteme geçiyor."
Ünal, yeni idari sistemin bütün alanlarda nasıl
olacağının da seçim beyannamesinde anlatılacağını dile getirdi.
Burada biraz ironik olan bir durum olduğuna işaret eden
Ünal, muhalefetin parlamenter sistemi tekrar geri getirmeyi vaat ettiğini
kaydetti.
"BİR NEZAKET
ZİYARETİYDİ"
Ünal, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, dün
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ı parti genel merkezinde
ziyaret ettiğini hatırlatarak, "Görüşme son derece samimi ve sıcak bir
ortamda gerçekleşti." dedi.
Bugün de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile BBP'yi ziyaret
ettiklerini belirten Ünal, "Bir nezaket ziyaretiydi. Cumhur İttifakı'nın
önemli bir parası olan BBP'nin Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici ve Sayın
Genel Sekreter Üzeyir Tunç Beyle önümüzdeki sürece dair değerlendirmelerde
bulunduk." diye konuştu.
Ünal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın salı günü Meclis'teki grup
toplantısındaki konuşmasını anımsatarak, şunları söyledi:
"Bizim temel karakteristiğimiz olan millet iradesini
egemen kılma ve söz de karar da milletindir mücadelesini veren bir siyasi parti
olarak Cumhurbaşkanımız 'bu millet bize tamam derse, biz tabiki devam deriz.
Devam derse de vira Bismillah der, devam deriz.' dedi.
Cumhurbaşkanımızın bir sözünden yola çıkarak, kendilerine
bir slogan buldular. Seçimi de seçimlerin motivasyonunu da kavramlarını da
sloganlarını da seçimin süreçlerini de taraftarını da muhalifini de 16 yıldan
beri bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan belirliyor. Zaten liderlik de böyle bir
şeydir."
"EN ÇİRKİN
PAZARLIK MİLLETİN İRADESİ ÜZERİNDEN YAPILAN PAZARLIKTIR"
İYİ Parti'ye katılan 15 CHP milletvekilinin yeniden
partilerine dönmelerine ilişkin ise Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim ilk gün söylediğimiz, 'iadeli taahhütlü'
olarak nitelendirdiğimiz milletvekilleri bugün evlerine döndüler, hasret bitti,
gözyaşı dindi. Giderken ağlayan milletvekilleri, bugün büyük bir mutluluk
içerisinde gülümseyerek evlerine döndüler. Bir siyasetçi olarak bir taraftan bu
meseleye üzülüyüm mü, yoksa son derece komik bir hale gelmesi yönüyle gülüyüm
mü açıkçası karar veremedim. Bu durum muhalefetin içine düştüğü pespayeliği,
siyasetsizliği göstermesi açısından şayanı dikkat bir durum. Siyasi tarihimizde
nasıl isimlendirilecek zaman içerisinde göreceğiz.
Ama herhalükarda millet iradesinin pazarlık malzemesi
yapılmayacağını anlamaları gerekiyor. Biz, Güneş Motel'e bu olayı
benzettiğimizde çok tepki gösterdiler. Şunu unutmasınlar ki; pazarlık her zaman
parayla olmaz, Güneş Motel'de olduğu gibi. Pazarlık başka şekillerde de olur
ama en çirkin pazarlık, parayla yapılan pazarlık değildir; en çirkin pazarlık
milletin iradesi üzerinden kişisel hesaplarınız doğrultusunda yapılan
pazarlıktır."
Mahir Ünal, şunları kaydetti:
"Yani Kemal Kılıçdaroğlu'nun kişisel hesapları ve
hırsları çerçevesinde, milletin seçtiği milletvekillerini adeta 'taşımalı
sistem' gibi bir siyasi partiye gönderip, geri o siyasi partiden alması doğal
olarak şöyle bir sonuç ortaya çıkardı. İhtiyaç duyan diğer siyasi partiler de
böyle bir talepte bulundular haklı olarak. Hatta bir CHP milletvekili 'bunun
haksızlık olduğunu, bu konuda ihtiyacı olan partilere de milletvekili
gönderilmesi gerektiğini' söyledi ki; bu durum siyaset adına her ne kadar şu
anda gülüyorsak da aslında 'güleriz ağlanacak halimize' dedirtiyor bize. O
yüzden bir daha Türk siyasetinde bu tür tuhaflıkların, siyasetsizlik örneği
pespayeliklerin de yaşanmamasını umut ediyoruz."
Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İran
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüşmesinde bölgedeki son durumları
değerlendirdiklerini söyledi.
Bir gazetecinin "CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı
Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi sonrası yaptığı
değerlendirmede 'Bizim derdimiz devri sabık yaratmak, intikam almak değil'
dedi. Bu konuda nasıl bir değerlendirmeniz olur?" sorusu üzerine Ünal,
İnce'nin bu sözünü kendi partisinin tabanına dönük bir söylem olarak görmek
gerektiğini dile getirdi.
Ünal, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Nasrettin Hocanın 'Peşin parayı gördün, nasıl da
gülüyorsun' demesi gibi yani seçimi kazanmış da, seçim sonrasını mı düşünüyor?
Öncelikli olarak Sayın Muharrem İnce kendi partisinde verdiği genel başkanlık
mücadelesini bir kazansın sonra Türkiye'yi konuşuruz. Cumhurbaşkanlığı, siyasi
partilerin genel başkanlarının iktidar olma iddiasıdır. Eğer bir siyasi parti
kendi genel başkanını cumhurbaşkanı adayı göstermiyorsa yeni sistemde iktidar
olma iddiası yok demektir. Eğer bir genel başkan, kendisine rakip olarak çıkan
kendi partisi içinden birisini cumhurbaşkanı adayı olarak gösteriyorsa bu da
ondan kurtulmak istediği anlamına geliyor demektir."
Ünal, Türkiye'yi yönetebilecek, zor bir coğrafyada
Türkiye'yi taşıyabilecek kadroların AK kadrolar, taşıyabilecek liderin de Recep
Tayyip Erdoğan olduğunun anlaşıldığını vurguladı.
Bir gazetecinin, İnce'nin "Sayın Cumhurbaşkanı
'Hakkari'de bayrak olacak mı?' diye sordu." açıklamasını anımsatarak,
CHP'nin bugünkü Hakkari mitinginde Türk bayrağının olduğunu vurgulayarak,
mitingle ilgili değerlendirmesini sorması üzerine Ünal, "Cumhuriyetin
kuruluşunda Halk Fıkrası ismi ile var olan bir partinin Hakkari'de PKK'nın
siyasi uzantısı niteliğindeki bir partinin adeta taahhüdü ile miting yapmış
olması geçmişte herkesin içini acıtmıştır." dedi.
Bölgenin teröristlerden temizlendiğini ve güvenli hale
geldiğini anımsatan Ünal, "Böyle bir Türkiye'de Türk bayrağı ile CHP'nin
adayı mitingini yapacak, yapmalıdır." ifadesini kullandı.
51 İLDE 100'ÜN
ÜZERİNDE MİTİNG YAPILDI
Seçim kampanyası süresince ön plana çıkacaklar ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın miting programına ilişkin de açıklama yapan Ünal,
Erdoğan'ın 51 ilde 100'ün üzerinde miting yaptığını anımsattı.
25 Mayıs'tan sonraki süreçte mitingleri daha çok
ihtiyaçlara göre belirleyeceklerini dile getiren Ünal, miting yapılacak iller,
televizyon programları, medya planlaması ve diğer çalışmalarla ilgili bir
çalışma yaptıklarını, bu çalışmaları Erdoğan'a sunacaklarını söyledi.
Ünal, seçim beyannamelerinde vadettiklerinin hepsini
gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, 2015 seçim beyannamesinde verdikleri
sözlerin fazlasını yaptıklarını belirtti.
FETÖ ve uzantılarının, 165 ülkede Türkiye aleyhtarı
kampanya yürüttüğünü aktaran Ünal, PKK'nın da Avrupa'da Türkiye karşıtı bir
kampanya yürüttüğüne, içeride de aynı dil ve söylemle konuşan bir muhalefet
olduğuna dikkati çekti.
"SAYIN İNCE'Yİ TEBRİK EDİYORUM"
Muhalefete ısrarla "Lütfen dilini ve söylemini
Türkiye düşmanı yapıların dilinden ve söyleminden ayrıştır." dediklerini
aktaran Ünal, şunları kaydetti:
"Tabii ki AK Parti karşıtı olabilirsin, tabii ki AK
Parti'nin muhalefetisin ama lütfen dilini Türkiye düşmanı yapılarla aynı
hizada, aynı söylemle kurma. Mesela ben dikkat ediyorum Sayın Muharrem İnce bu
konuda son derece hassas ve dikkatli. Sayın İnce'yi tebrik ediyorum ama öbür
taraftan Kemal Kılıçdaroğlu'nun diline baktığınızda aynı şekilde, bütün
devletin kurumlarına saldıran, devletin kurumlarını itibarsızlaştıran,
meşruiyetini sorgulayan..."
Ünal, 17-25 Aralık'tan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
meydanlarda paralel devlet yapılanmasına dikkat çektiğini ifade ederek,
"Cumhurbaşkanımıza 'delilin var mı?' diye soruyorlardı. 15 Temmuz
gerçekleşti, 15 Temmuz'dan sonra devlet çok daha güçlü bir iradeyle FETÖ
yapısıyla mücadele etmeye başladı. Şimdi diyoruz ki, seçimlere giderken bu hain
yapı içeride ve dışarıda seçimi sabote edebilecek bir takım manipülasyonlar
içerisine girebilir. Mesela 'Tamam mı?' meselesinde bunu açık bir şekilde
gördük. Bizim kimseyi suçlamak, itham altında bırakmak gibi bir niyetimiz asla
yok. Biz diyoruz ki 'Ey muhalefet dilini, söylemini, pozisyonunu Türkiye
düşmanı yapılardan ayrıştır." diye konuştu.
EKONOMİYE YÖNELİK
VAATLER 25 MAYIS'TA PAYLAŞILACAK
Mahir Ünal, bir soru üzerine, ekonomiye yönelik
vaatlerinin, 25 Mayıs'ta paylaşacakları seçim beyannamelerinde detaylı bir
şekilde görüleceğini söyledi.
Beyannamelerin birer "referans metin" olduğuna
dikkati çeken Mahir Ünal, beyannamelerinde ayrıca şehir, çevre, kadın, çocuk,
gençlik, dış politika gibi başlıklardaki 5-10 yıllık rotalarının da olacağını
vurguladı.
Seçimlere dönük son günlerde bir anket çalışması yaptırıp
yaptırmadıkları yönündeki soru üzerine ise Ünal, "Tabii ki sahayı sürekli olarak
kontrol ediyoruz. Bu seçim süreçlerinde çok kritiktir. Çünkü iletişim
stratejisini sahada var olan algının üzerine kurmazsanız, yanlış bir iletişim
içerisine girebilirsiniz." dedi.
AK Parti olarak sadece oy oranlarına ilişkin anketler
yaptırmadıklarının altını çizen Ünal, "Biz saha araştırmalarını öyle
yapmıyoruz. Biz daha çok saha araştırmalarında vatandaşımızın, halkın olaylara
verdiği tepkinin yönünü ve gerekçesini anlamaya çalışıyoruz. Şu anda elimizde
alacağımız oya ilişkin en son paylaştığım rakamdan başka güncel bir rakam
yok." diye konuştu.
Başka bir soruyu da yanıtlayan Mahir Ünal, "25'inden
sonraki süreç yaklaşık 29 günden bahsediyoruz. Süre son derece kısıtlı. O
yüzden şu anda Bosna dışında bir Avrupa mitingi gündemimizde yok." dedi.
YORUMLAR