Ülkemizde okuma oranlarının azlığından
yakınan Kesal, “Esin ve zanaat yazmanın en önemli iki noktası ancak çok
okuyarak yazma ustalığına ulaşabilirsiniz. Gençlerimiz yazıyor ama bu esinlenme
düzeyinde kalıyor, ustalaşmak için okumak gerekiyor” dedi.
Üsküdar
Üniversitesi Yeni Medya Kulübü ve Eğitim & Araştırma Kulüpleri, Oyuncu –
Yazar Ercan Kesal’I ağırladı. Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans
Salonu’nda gerçekleşen ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği söyleşide Ercan
Kesal hayatındaki dönüm noktalarından bahsederken önemli tavsiyeler paylaştı.
Kaybetmekten korkmayın
Günümüzde
kaybetmekten ve yaralanmaktan korkan bir nesil yetiştiğini söyleyen Oyuncu –
Yazar Ercan Kesal,
“Kayıplarımızla baş edemiyoruz, çabuk yıkılıyoruz. Kaybetmekten, yaralanmaktan
korkmayın çünkü onlar size tecrübe katacak. Benim de kayıplarım oldu ama bana
çok şey kattı. Yabancı bir yere gittiğinizde de kaybolabilirsiniz, bu sizi
endişelendirmesin, önemli olan kayboldum diye yakınmak değil, önemli olan o
durumun içinden nasıl çıkabileceğini bulmak ve size neler kattığını görebilmek.
Christoph Colomb kaybolmasaydı Amerika’yı keşfedemezdi. Kayıplarımızdan ziyade
kazançlarımızın da keyfine varabiliyor muyuz emin değilim” dedi.
Yazıyoruz ama yeterince okumuyoruz
Ülkemizde okuma
oranlarının azlığından yakınan usta oyuncu Kesal, herkesin birşeyler
yazabildiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti; “Esin ve zanaat yazmanın
en önemli iki noktası ancak çok okuyarak yazma ustalığına ulaşabilirsiniz.
Gençlerimiz yazıyor ama bu esinlenme düzeyinde kalıyor, ustalaşmak için okumak
gerekiyor. Okuyun, yazarken okuduklarınızı taklit ettiğinizi göreceksiniz ama
bir süre sonra yazdıklarınızın özgünleştiğini fark edeceksiniz. Rus edebiyatı
çok değerlidir, Karamazov Kardeşleri mutlaka okumalısınız. Onlar benim için Suç
ve Ceza’yı yazan Dostoyevski’den de öndedir. Andrey Tarkovski’nin Mühürlenmiş
Zaman kitabı bana çok şey kattı, onu da mutlaka okuyun. Yazmak için okumak
şart.”
Çukur’dan ayrılma sebebim farklı
Son üç yıldır
büyük seyirci kitlelerine ulaşan Çukur dizisine ikinci sezonun sonunda veda
eden Oyuncu Ercan Kesal, Türkiye’deki dizi sektörü ile ilgili görüşlerini
Üsküdar Üniversitesi öğrencileri ile paylaştı. Kesal, “Türkiye’de yerli diziler
yersiz uzun. Bir dizi iki buçuk saat sürer mi? Dizi sektöründe hızlı bir
değişimle karşı karşıyayız. Son 10 yıldır teknolojik bir gelişim var. Diziler
hızla televizyonlardan dijital medyaya kayıyor. Bazen nasıl bu kadar hızla
ilerlediğini anlamak zor oluyor. Dizilerin bu hali ile sürdürülebilir
olmadığını biliyorum. Bir dizi 3,5, 10 sezon sürer mi? Sürmez, sürmemeli çünkü
bir süre sonra senaryo gevşiyor, kendini tekrar etmeye başlıyor. 10 sezonun
üzerinde devam eden diziler var, başarısını eleştirmiyorum ancak nasıl devam
edebildiğini de anlamak çok güç. Benim diziden ayrılma sebebim dizinin süresi
değildi, senaryosunu sevdim ve kabul ettim. İki sezon sette bulundum, farklı şeyler
de öğrendim ama ayrılma sebebim farklıydı. Artık farklı işlere yönelmem
gerektiğini hisettim. Şu an çok önemli bir yönetmenle sanat filmi için
çekimlerimiz devam ediyor” dedi.
Kendinizi baştan yaratabilirsiniz
Söyleşide
hayatına da değinen Kesal, sözlerini öğrencilere tavsiyelerde bulunarak
sonlandırdı; “Nevşehir’de bir köyde önce manavlık sonra da gazozculuk yapmış
bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. İnsan doğarken ailesini, doğduğu yeri
ve maddi durumunu seçme şansı olmuyor ama geleceğini şekillendirmek kendi
elinde. Ben kendi geleceğimi kendim yarattım. Hekimlik de yaptım ama uzmanlık
düzeyinde olmadı, yazarlığa ve 47 yaşımda da oyunculuğa yöneldim. Sizler de bu
şansa sahip değilsiniz ama kendi hayatınızı yeniden inşa edebilirsiniz. Bu noktada
ciddi bir talepte bulunmanız gerekiyor. Razı olmamak ve inat etmek lazım.”
YORUMLAR