Erdoğan, Karakoç'un "Beden ölür, çürür cana bakın
siz / Kim kiminle yürür ona bakın siz / Bırakın dönsün dönme dolaplar haktan
hakikatten yana bakın siz" dizeleri ile Zarifoğlu'nun "Bir duruşu
olmalı insanın / Bir bakışı, bir anlayışı, bir aşkı, bir davası olmalı."
dizelerini hatırlattı.
Karakoç'un hatırasını yaşatma sorumluluğunu ve
Zarifoğlu'nun mücadelesini yeni nesillere emanet ettiklerini belirten Erdoğan,
"Mütefekkiri, sanatçısı, yazarı, şairi azalan bir millet kalbi ve
damarları kuruyan bir insan gibidir, bir süre sonra yok oluşu kaçınılmazdır. Bu
bakımdan medeniyetimizin sembolleri olan değerlerimize iyi sahip çıkarken yeni
değerleri yetiştirmenin de çabası içinde olmalıyız. Milletimize ve insanlığa
bırakacağımız miras bu olacaktır." diye konuştu.
"TÜRKİYE AYNI KARARLILIKLA YOLUNA DEVAM EDİYOR"
Erdoğan, uzun bir aradan sonra yüz yüze
gerçekleştirdikleri Kabine Toplantısı'nın az önce sona erdiğini anımsatarak
şöyle konuştu: "Toplantımızda normalleşme takvimi çerçevesinde attığımız
adımların çok yönlü değerlendirmesini yaptık. Salgın dönemini özellikle Avrupa
ile kıyaslandığında en az kısıtlama, can kaybı ve ekonomik sıkıntıyla
atlattığımız bir gerçektir. Türkiye aynı kararlılıkla yoluna devam ediyor. Bu
musibetin kökü tamamen kazınana kadar hayatımızı maske, mesafe, temizlik
ilkeleri çerçevesinde düzenlememiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak
istiyorum. Ülkemizin tek başına salgını yenmesi yetmiyor. Dünyanın tamamının da
aynı başarıyı elde etmesi gerekiyor. Bu bakımdan yeni normal dediğimiz düzenin bir
süre daha devam edeceği gerçeğine kendimizi alıştırmalıyız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastaneden ilaca, maskeden,
solunum cihazına bu mücadeleyi yürütmek için ihtiyaç duyulan her türlü imkana
sahip olunduğuna işaret ederek, "Sadece salgın sürecinde hizmete açtığımız
hastanelerin yatak ve yoğun bakım kapasiteleri dahi pek çok ülkenin toplamıyla
yarışacak düzeydedir. Şehir hastaneleri ve son 18 yılda yeniden yaptığımız veya
modernize ettiğimiz hastaneler sayesinde kendimizi güvende hissediyoruz."
ifadesini kullandı.
Türkiye'de yaşayan istisnasız herkesi içine alacak
kapsamdaki genel sağlık sigortası sisteminin dünyaya örnek olduğunu vurgulayan
Erdoğan, "Doktorundan hemşiresine, teknisyeninden temizlik görevlisine
kadar sayıları 1 milyon 100 bini bulan sağlık ordumuzla 83 milyon
vatandaşımızın hizmetindeyiz." dedi.
Erdoğan, milletin hem salgından korunma hem de
hastalandığında ne yapması gerektiği konusunda bilinçlendiğine dikkati çekerek
şunları kaydetti: "Elbette zaman zaman istemediğimiz görüntülere şahit oluyoruz.
Ancak bu tür olumsuzlukların istisna, kurallara riayetin genel olduğu
kanaatindeyim. Salgın sonrası yeniden şekillenecek üretim ve ticaret
ilişkilerinde ülkemizin öne çıkması için hem sağlık tedbirlerini hem ekonomik
tedbirleri sıkı tutmak mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin bu tarihi fırsatı
kaçırmaması için gereken her şeyi yapacak her mücadeleyi yürüteceğiz. İstiklal
Harbimiz sonrasında dünyadaki büyük dönüşümleri değerlendirmekte yeteri kadar
başarılı olamamıştık. Bu defa inşallah her şey çok farklı gelişecektir.
Milletimden hem yeni dönemin kurallarına uyarak hem işine gücüne sıkı sıkıya
sarılarak bu sürece destek vermesini bekliyorum."
"BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'NİN İNŞASINDA ADETA SON DÖNEMECE GİRİYORUZ"
Erdoğan, 2023 hedeflerine ulaşmaya en yakın olunan
dönemde bulunulduğunu belirterek şöyle devam etti: "Evlatlarımıza 2053 ve
2071 vizyonlarını gerçekleştirebilmeleri için emanet edeceğimiz büyük ve güçlü
Türkiye'nin inşasında adeta son dönemece giriyoruz. Gelin, tarihi tekerrür
değil tekemmül ettirerek bunu hep birlikte başaralım. Gelin, Sultan
Alparslan'ın kapılarını açtığı, Osman Gazi'nin temelini attığı, Fatih Sultan
Mehmed'in çatısını kurduğu, Gazi Mustafa Kemal'in küllerinden yeniden ayağa
kaldırdığı bu güzel ülkeyi beraberce layık olduğu yere çıkaralım. Gelin, milli
iradeye sahip çıkarak, ekonomimizi büyüterek, istikrarımızı koruyarak,
güvenliğimizi, sınırlarımızın ötesine taşıyarak başlattığımız bu büyük
şahlanışı tek yumruk halinde zaferle neticelendirelim. Darbelerin, cuntaların,
vesayetin geri kalmışlığın pençesinden kurtarıp, her alanda yerli ve milli
zihniyetin hakim olması için çok çalıştığımız ülkemize borcumuzu ancak bu
şekilde ödeyebiliriz. Bizlere bugüne kadar nice başarılar lütfeden Rabb'imizin
önümüzdeki aydınlık günlere de kavuşturacağına inanıyorum. Hiçbir salgının,
hiçbir tehdidin ülke ve millet olarak birliğimizden, beraberliğimizden,
kardeşliğimizden, dayanışmamızdan büyük olmadığı inancıyla yolumuza devam
ediyoruz."
"18 YAŞ ALTI İLE İLGİLİ KISITLAMA EBEVEYNLERİ REFAKATİNDE OLMALARI ŞARTIYLA TÜMÜYLE KALKMIŞTIR"
Erdoğan, halen devam eden kimi kısıtlamaları gelişmelere
göre değerlendirdiklerini ve sonuçları milletle paylaştıklarını anımsatarak bu
hafta toplantıda alınan kararları şöyle açıkladı:
"Lokanta, kafe, kıraathane gibi işletmelerin kapanış
saati 22.00'den 00.00'a uzatılmıştır. Sinema, tiyatro, gösteri merkezi gibi
işletmeler 1 Temmuz'dan itibaren belirlenen kurallara göre faaliyete
geçebilecektir. 65 yaş üstü vatandaşlarımız haftanın her günü 10.00 ila 20.00
saatleri arasında dışarı çıkabilecektir. 18 yaş altı ile ilgili kısıtlama ise
küçüklerin ebeveynleri refakatinde olmaları şartıyla tümüyle kalkmıştır. Milli
parklar ve doğa parkları sağlık çalışanları, 18 yaş altı ve 65 yaş üstü için
ücretsiz olacaktır. Nikah salonları 15 Haziran'dan itibaren, düğün salonları
ise 1 Temmuz'dan itibaren belirlenen kurallara uygun şekilde hizmet vermeye
başlayabilecektir. Aldığımız kararların ülkemize, milletimize hayırlı olmasını
Allah'tan diliyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem uluslararası sağlık
yardımlarıyla hem de ilaç geliştirme çalışmalarıyla ilgili önemli gelişmeler
olduğunu belirtti.
Bugüne kadar sağlık yardımı veya ihracat izni talebine
olumlu karşılık verdikleri ülke sayısının 125'i bulduğunu dile getiren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hekimlerimizin Kovid-19 tedavisinde etkin şekilde
kullandığı Favipiravir isimli ilacı TÜBİTAK çatısı altında çalışan bilim
insanlarımız kendi sentezimizle üretmeyi başardı. Sağlık Bakanlığımızın ruhsat
sürecinin tamamlanmasının ardından ilaç kullanıma sunulacaktır." diye
konuştu.
Erdoğan, koronavirüs salgınının küresel ekonomi üzerinde
tarihte benzerine az rastlanan şekilde olumsuz etkiye neden olduğuna dikkati
çekerek, dünya ticaret hacminin önceki krizlerden farklı olarak hem arz hem de
talep yönlü daralma nedeniyle önemli ölçüde düştüğünü bildirdi.
Dünya Ticaret Örgütünün hesaplamalarına bakıldığında,
daralmanın 2020'de yüzde 13 ile yüzde 32 arasında gerçekleşeceğini belirten
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "IMF ise dünya ticaret hacminin
2020'de yüzde 11 oranında azalacağını öngörüyor. Sonuç olarak 2020 yılında
dünya genelinde büyük üretim kayıpları, milli gelirlerde küçülmeler, işsizlik
oranlarında yükselişler bekleniyor. Hükümetler ve merkez bankaları,
ekonomilerini ve finans sistemini desteklemek amacıyla maliye ve para
politikalarını içeren önlem paketleri açıkladı. Özellikle Amerika'da ve
Avrupa'da oldukça yüksek miktarlarda açıklanan destek paketlerine rağmen
ekonomide istenen toparlanmanın yavaş ve sınırlı olduğu görülüyor. Oldukça
ciddi rakamlara ulaşan kamu yardımlarının da yakın gelecekte ekonomilere ağır
yük getireceği anlaşılıyor. Türkiye, tıpkı sağlık alanında olduğu gibi
ekonomide de hızlıca devreye aldığı kapsamlı tedbirlerle, salgının ekonomi
üzerindeki etkilerini en aza indirmeyi başarmıştır. Dünyanın en iyi sağlık
sistemlerinden birine sahip olmanın yanında sağlam ekonomik yapımız sayesinde
tüm vatandaşlarına ücretsiz tedavi imkanı sunabilen nadir ülkelerden birisi
olduk."
"ÜLKEMİZİ DÖRT TEMEL TAŞ ÜZERİNDE YÜKSELTECEĞİZ DEDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yıl önce yola çıkarken,
"Biz ülkemizi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz" dediklerini,
bunlardan birincisinin eğitim, ikincisinin sağlık, üçüncüsünün adalet,
dördüncüsünün de emniyet olduğunu hatırlattı.
"Bu dört önemli temel taşı yerine koyduk ama bunun
üzerine daha ilave ettik." diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Neydi bu?
Ulaşım. Neydi bu? Tarım. Neydi bu? Enerji. Neydi bu? Dış politika. Bütün
bunlarla beraber Türkiye artık yerinde duramayan ve her geçen gün daha da güçlenen
ve böylece ileri yürüyen bir ülke. Ekonomi alanındaki mücadelemizi, istihdam ve
iş gücü piyasamızı ayakta tutma ile vatandaşlarımızın gelir kaybına
uğramalarının önüne geçme üzerine kurduk bunu. Bu amaçla son 3 ayda 5,5 milyon
ailemize 1000 lira karşılıksız nakdi yardımda bulunduk. Esnafımızın ve
işletmelerimizin maliyetlerini, gerek Sosyal Güvenlik Kurumu gerek ödemeleri
ertelemeleriyle ciddi oranda azalttık. Kamu bankalarımız aracılığıyla çok kolay
şartlarda düşük maliyetli finansman desteklerini devreye alarak nakit
ihtiyacını karşıladık. Çalışanlarımızı korumak için hem işten çıkarmayı
yasakladık hem de kısa çalışma ödeneğiyle işletmelerin maaş yükünü hafiflettik.
Mart ayından bu yana 3 milyondan fazla kişi kısa çalışma uygulamasından
yararlandı. Bu kapsamda yaklaşık 5 milyar lira ödeme yaptık. Ücretsiz izne
ayrılanlarla, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan çalışanlara ise aylık
1177 lira nakdi ücret desteği vermeye başladık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nakdi ücret desteğinden yararlanan
çalışan sayısının da 1 milyonu bulduğunu belirterek, "Geliri 5 bin liranın
altında olan 6,7 milyon vatandaşımıza 40 milyar lira finansman desteği
verdik." dedi.
Halkbank aracılığıyla 1 milyon 300 bin esnafa 27 milyar
lira finansman sağladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları
kaydetti: "Ayrıca, yüzde 97'sini KOBİ'lerin oluşturduğu 197 bin işletmeye
154 milyar lirayı aşkın finansman tahsisi yaptık. Esnafımızın, sanatkarımızın,
sanayicimizin, üreticimizin, çalışanlarımızın yanında yer almaya devam
edeceğiz. Ağustos 2018'de başlayan kur ataklarının ve spekülatif saldırıların
etkilerini gidermek için verdiğimiz mücadeleyi, salgın döneminde de başarıyla
sürdürdük. Piyasalardaki belirsizliklerin yerini güvene bıraktığı, enflasyon ve
faizlerin düşüşe geçtiği, makro ekonomik göstergelerde önemli başarıların elde
edildiği dengelenme sürecinin kazanımlarına sahip çıktık. Bu sayede Ekonomik
İstikrar Kalkanı gibi gerçekten çok kapsamlı bir tedbir paketini hızlı bir
şekilde devreye alabildik. Dışarıdan hiçbir yardıma ihtiyaç duymadan,
uluslararası hiçbir kurumun desteğini talep etmeden şirketlerimize, esnafımıza
ve vatandaşlarımıza destek olduk. Her talebe anında dönüş yaparak ihtiyaç
duyulan destek mekanizmalarını devreye aldık. Mesela konutta tarihin en düşük
maliyetleri ve en kolay ödeme imkanlarını içeren bir finansman desteğini
geçtiğimiz günlerde milletimizin istifadesine sunduk. Aynı şekilde otomotiv ve
turizmde de piyasalara destek olacak finansman imkanları sağladık. Gerek
Ekonomik İstikrar Kalkanı gerekse normalleşme dönemi destekleriyle devreye
aldığımız adımlar Türkiye'nin ekonomik açıdan ne kadar sağlam durumda olduğunu
gösterdi. Şimdi önümüzde bu kazanımları özellikle istihdamda
gerçekleştireceğimiz sıçramayla taçlandırmak var."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin İstihdam
Kalkanı" adıyla çok detaylı ve kapsamlı bir reform paketi hazırladıklarını
belirtti.
Türkiye'nin buradaki amacının Ocak 2019 ile Nisan 2020
arasında işsiz kalan vatandaşların yeniden istihdama katılmalarını sağlamak
olduğunu ifade eden Erdoğan, kayıpların telafisinin ötesinde kur saldırısı ve
salgın öncesinden daha iyi bir istihdam seviyesine ulaşmayı hedeflediklerini
söyledi.
Erdoğan, "Ekonomik faaliyetlerin azalması nedeniyle
çalışanlarını kısa çalışmaya geçiren veya ücretsiz izine ayıran işverenlerimize
normalleşme desteği vereceğiz." diye konuştu.
Çalışma hayatında normalleşmeyi teşvik edecek bir
mekanizma kuracaklarını anlatan Erdoğan, Kovid-19 salgınının özellikle istihdam
üzerindeki etkilerini en aza indirip, salgın öncesinden daha iyi istihdam
rakamlarına ulaşmak için gayret edeceklerini vurguladı.
GENÇLERE İSTİHDAM DESTEĞİ
Bu kapsamda ilave istihdam için de teşvik
sağlayacaklarına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sürecin
en önemli göstergelerinden olan kısmi ya da esnek çalışma alanında iş gücü
piyasamızı daha da verimli hale getirecek düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
Özellikle genç istihdamı için 25 yaş altındaki gençlerin istihdamını
destekleyerek beceri ve deneyim kazanmalarını temin edeceğiz. 25 yaş altı gençlerin
ve 50 yaş üzerinde olanların kolay şekilde istihdam edilmelerini sağlayacağız.
Bunun yanında çalışanlara tamamlayıcı emeklilik sigortası sunacak bir çalışma
başlatıyoruz. Tesis edilecek karma model ile işçilerin kazanılmış hakları
korunacak. Tamamlayıcı emeklilik sigortası ile aynı zamanda ilave emeklilik
desteği alınabilmesini de sağlayacağız. Çalışanlarımız emeklilikte daha da
rahat edecekler. Bunun için devlet elini taşın altına koyacak. Bu kapsamda
oluşacak fon ile Türkiye'nin İstihdam Kalkanını sürekli hale getirmeyi
hedefliyoruz."
Erdoğan, esnafa, küçük işletmelere, yatırımcılara üretim
ve istihdam için uygun maliyetli ve uzun vadeli kaynak sağlayacakları bir
sistem kuracaklarını ifade etti.
"Türkiye'nin İstihdam Kalkanı'nı hızlıca devreye
aldıktan sonra tamamlayıcı emeklilik sistemini de 2022'de yürürlüğe
sokacağız." ifadesini kullanan Erdoğan, bütün bunlar devam ederken terörle
mücadelenin de devam ettiğine dikkati çekti.
TERÖRLE MÜCADELE
Dağda, taşta her yerde, Cudi'de, Gabar'da güvenlik güçlerinin
hep birlikte terörle mücadeleyi bayram, seyran demeden devam ettirdiğinin
altını çizen Erdoğan, şunları söyledi: "Bunun da bir maliyeti var. Bütün
bunlar devam ederken düşünün savunma sanayiinde milli ve yerli yüzde 20 gibi
bir güce sahipken şu anda biz bunları yüzde 70'e çıkardık. Bütün bu yatırımlar
devam ediyor. Türkiye tüm bu alanlarda güçlenen bir ülke. Bu mücadele bu
şekilde devam ettiği içindir ki bugün hamdolsun Güneydoğu'da, Doğu'da o eski
sıkıntılı anlar tarih oldu. Yeterli mi? Değil. Her zaman söylediğimiz nedir?
Tek terörist kalmayıncaya kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. İstihdam Kalkanı
ile ilgili çalışmaların ayrıntılarını hem Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımız hem de Hazine ve Maliye Bakanlığımız kamuoyuyla etraflıca paylaşacaktır.
Biz bu paketi dönem projesi olarak görmüyor, istihdamı sürekli destekleyecek
kalıcı bir atılımın ateşleyicisi haline dönüştürmek istiyoruz. Ülkemizde
çalışmak isteyen herkesi iş sahibi yapana kadar durup dinlenmeden mücadele
etmeyi, proje üretmeyi sürdüreceğiz."
Erdoğan, yeni dönemde üretim ve ihracat odaklı büyüme
politikasını güçlü şekilde uygulamakta kararlı olduklarını dile getirdi.
Bunun için reel sektöre ve sanayiciye daha çok destek
vereceklerini, yenilikçi ve yüksek katma değerli üretim ve istihdamı
artıracaklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Yatırımların yüksek ve
orta yüksek teknolojili sektörlere yönelmesini sağlayacağız. Salgın döneminde
ülkelerin kendi kendine yetebilmesinin önemi daha iyi anlaşıldı. Türkiye olarak
son yıllarda yerli ve milli üretimi güçlendirecek çok önemli adımlar attık.
Bunlardan biri de stratejik alanlardaki firmalar için geliştirdiğimiz 20 milyar
liralık yatırım teşvik kredileridir. Böylece ertelenen yatırımların daha güçlü
bir şekilde devreye alınmasını temin etmeyi hedefliyoruz."
"İÇERİDEKİLER HALA ANLAMAK İSTEMİYOR"
Erdoğan, önümüzdeki dönemde dünya genelinde yeni ticaret
imkanlarının doğacağını düşündüklerini söyledi.
Salgın sürecinde yürüttükleri başarılı mücadeleyle
dünyada bu konuda en iyiler arasında yer aldıklarını gösterdiklerini belirten
Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Üretim, ticaret ve lojistik
avantajlarımızla salgın sonrasında dünya ekonomisindeki yerimizi daha da
güçlendireceğiz. Birçok ekonominin ciddi daralma kaydettiği yılın ilk çeyreğinde
Türkiye ekonomisinin yüzde 4,5 ile yüksek bir büyüme performansı gösterdiğini
gerek ulusal gerekse dünya artık görüyor, biliyor. İçeridekiler hala anlamak
istemiyor. Ama bakıyorsunuz OECD ilk çeyrekte Türkiye'yi 4,5 ile dünyada bir
numara olarak gösteriyor. Avrupa Birliği aynı şekilde, G20 aynı şekilde
gösteriyor. Birinci sırada Türkiye. Belki ikinci çeyrekte olumsuz bazı
gelişmeler olabilir ama 3. ve 4. çeyrekte biz bu büyümeyi yine yakalayacağız.
Çünkü artık zemin sağlam. Bu şekilde de yola devam edeceğiz."
ENFLASYON HEDEFİ
Erdoğan, nisandaki kayıplara rağmen mayıs ayı öncü
göstergelerin ekonominin hızlı bir toparlanma içinde olduğuna işaret ettiğini
bildirdi.
Bu tabloda, salgın döneminde firmaların kısmen de olsa
üretim ve ihracatlarına devam etmelerinin büyük payının olduğunu dile getiren
Erdoğan, şunları kaydetti: "Bakın Amerika'nın şu anda 45 milyona yakın
işsizi var. Türkiye bütün bu şartlara rağmen dimdik ayakta duruyor. Şu anda
gerek işsize, gerekse vatandaşlarına her türlü imkanı da sağlamanın gayreti
içerisinde. Yurt içi talepteki, ihracattaki ve beklentilerdeki iyileşmeye
paralel olarak toparlanma yerini hızlı bir büyümeye inşallah bırakacaktır.
Enflasyonun hedeflediğimiz seviyelere inmesini sağlayarak bu olumlu süreci
desteklemekte kararlıyız. Mal ve hizmet pazarlarında rekabet ve verimliliği
artıracak yapısal reformlar yanında gıda fiyatlarındaki şişkinliği giderecek
tedbirleri de alacağız. Ayrıca mal ve hizmet fiyatlarındaki kur geçişkenliğine
karşı gereken mekanizmaları oluşturacağız. Amacımız 2020'de yüzde 8,5 olarak
belirlenen enflasyon kademe kademe düşürerek 2021'de yüzde 6'ya ve 2022'de
inşallah yüzde 5'in altına indirmektir. Borsa İstanbul endeksinin tekrar 110
bin seviyelerine çıkması bize diğer ülkelerden pozitif yönde ayrıştıran bir başka
faktördür. Birileri zil takıp oynuyordu. Bak, Borsa İstanbul ne hale geldi.
Hadi şimdi bunu da söyle. Büyümeyi de söyle. Niye bunları söylemiyorsun. Daha
çok güzel şeyler göreceksiniz ve bunları da öğreneceksiniz."
"Türkiye, döviz kuru gelişmeleri bakımından diğer
ülkelere kıyasla şu anda iyi bir durumdadır." diyen Erdoğan, devlet
tahvili faizlerinin 2 yıllıklarda yüzde 8,6, 5 yıllıklarda 10,1 seviyelerinde
gerçekleşmesinin aşağı yönlü eğiliminin işareti olduğunu belirtti.
Bu göstergelerin Türkiye'nin normalleşme dönemine
ekonomik açıdan sağlam girdiğinin işareti olduğunu ifade eden Erdoğan, bu güzel
tabloyu devam ettirerek Türkiye'yi her alanda olduğu gibi ekonomide de 2023
hedeflerine adım adım yaklaştıracaklarının altını çizdi.
Türkiye'nin salgınla mücadelenin yanı sıra dış politikada
da pek çok başarıya imza attığını vurgulayan Erdoğan, "Gelişmiş ülkelerin
bile aralarında maske savaşına tutuştuğu bir dönemde biz tüm dünya ile emsalsiz
bir dayanışma sergiledik. Filistin'den Somali'ye, Tunus'tan Brezilya'ya,
İtalya'dan Amerika, İngiltere, İspanya, Ukrayna'ya kadar, her kıtadan, her
inançtan 125 farklı ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Ayırım yok. 128
ülkeden 80 bin vatandaşımızı salgın döneminde Türkiye'ye getirerek ailelerine
kavuşturduk. Ülkemiz milyarlarca insanın can derdine düştüğü süreçten hamdolsun
güçlenerek, itibarına itibar katarak çıkmıştır." diye konuştu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği
avantajları çok iyi kullanarak içeride verilen başarılı mücadeleyi dış politika
sahasına da yansıttıklarını belirtti.
"SON TERÖRİST DE ETKİSİZ HALE GETİRİLENE KADAR MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ"
İdlib'de Rusya ile 5 Mart’ta imzalanan muhtıra sonrasında
tesis edilen sükunetin bozulmasına izin vermediklerini vurgulayan Erdoğan,
şunları kaydetti: "Rejim güçleri son birkaç gündür provokasyonlarını
artırmış olsalar da İdlib'in tekrar bir çatışma ortamına sürüklenmesine göz
yummayacağız. İlgili birimlerimizle süreci yakından takip ediyor, gereken her
türlü önlemi alıyoruz. Bu süreçte, bölücü terör örgütünün yeniden palazlanma
girişimlerine müsaade etmedik. Irak'ın kuzeyinde yuvalanan PKK'lı teröristlere
yönelik operasyonlarımızı kesintisiz bir şekilde sürdürdük. Terör örgütünün
ekmeğinin peşindeki işçiyi ve insanımıza yardım götüren Vefa Sosyal Destek
Gruplarını hedef alan kalleş eylemleri, içerideki ve dışarıdaki sıkışmışlığının
en bariz ifadesidir. Kahraman güvenlik güçlerimizin mücadeleleri, istihbarat
birimlerimizin katkıları, SİHA'larımızın desteğiyle bölücü terör örgütüne nefes
aldırmıyoruz. Türkiye, 40 yıla yaklaşan bölücü terörle mücadelesinde, tarihinin
adeta altın çağını yaşıyor. Son terörist de etkisiz hale getirilene kadar
mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Emperyalistlere tetikçilik yapanlar,
vatandaşlarımızın hayatına, malına, namusuna kasteden alçaklar kendilerini
bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaktır. İnşallah Türkiye, bölgedeki
kardeşlerimizin desteğiyle terör belasını çok yakında gündeminden tamamen
çıkartacaktır."
"LİBYA'YA KURULAN ULUSLARARASI TUZAK BOZULMUŞTUR"
Geride bırakılan dönemde en güzel haberlerin alındığı
yerlerin başında Libya'nın geldiğini aktaran Erdoğan, şu değerlendirmelerde
bulundu: "Darbeci Hafter ile destekçilerinin Trablus ve Libya'yı işgal
planı hamdolsun hezimetle sonuçlanmıştır. Uluslararası meşruiyeti haiz milli
mutabakat hükümeti, darbecileri Trablus'tan tamamen söküp atmayı başarmıştır.
Çöl Aslanı Şehit Ömer Muhtar'ın torunları sağdan soldan topladıkları
lejyonerler ile Libya'yı işgale yeltenenleri Trablus kapılarında bozguna uğratmıştır.
Daha bir yıl öncesine kadar Libyalı kardeşlerimize ömür biçen darbecilerin
bugün kaçacak delik aradığını görüyoruz. Her zaman dediğimiz gibi zor, oyunu
bozar. Ülkemizin destekleri, milli mutabakat hükümetinin kararlı duruşuyla
Libya'ya kurulan uluslararası tuzak bozulmuştur. Son dönemde sahada elde edilen
neticeler inşallah çok daha büyük zaferlerin, başarıların müjdecisi olacaktır.
Libya'nın tamamında barış, huzur ve adalet tesis edilene dek Libyalı
kardeşlerimizi desteklemeyi sürdüreceğiz."
Askeri eğitimden, devletin yeniden inşasına kadar her
hususta ellerindeki imkanları seferber edeceklerini vurgulayan Erdoğan,
"Biz darbecilerin, emperyalistlerin yanında değil, Libyalı kardeşlerimizin
yanında yer alacağız." ifadesini kullandı.
Erdoğan, sağlıktan ulaşıma, enerjiden savunmaya, kurumsal
kapasitenin geliştirilmesine kadar ihtiyaç duyulan tüm alanlarda Türkiye'nin
birikimi ve tecrübesini Libya halkının istifadesine sunacaklarını belirtti.
Medeniyetlerin beşiği Akdeniz'de asla gerilim
istemediklerini vurgulayan Erdoğan, Libya'da daha fazla kan ve gözyaşı da
görmek istemediklerini söyledi.
Türkiye'nin denizden komşusu olduğu Libya'nın en kısa
sürede özlemini çektiği huzur ortamına kavuşması için çalıştıklarının altını
çizen Erdoğan, artık herkesin Libya'daki soruna askeri çözüm bulunamayacağını,
petrol ve dolarlarla Libyalıların iradesinin satın alınamayacağını kabul etmesi
gerektiğini vurguladı.
"LİBYA MESELESİ, ÜLKEMİZDEKİ MUHALEFETİN ÇAPINI DA GÖSTERMİŞTİR"
Türkiye'nin kimsenin toprağında da doğal kaynaklarında da
gözü olmadığını vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Biz sadece
asırlara sari güçlü dostluk ve kardeşlik bağlarımızın bulunduğu Libya'nın
güvenliğini ve esenliğini istiyoruz. Zor günlerinde hiçbir hesap yapmadan Libya
halkının yanında yer aldığımız gibi iyi günlerinde de onlarla birlikte
kazanacağımız bir iklimi oluşturmanın gayretindeyiz. Libya meselesi, Türk
savunma sanayinin gücü yanında ülkemizdeki muhalefetin çapını da göstermiştir.
Muhalefetin, milletimizin çıkarlarını savunmak gibi bir derdinin olmadığı bir
kez daha ortaya çıkmıştır. Ülkemizde, darbecilere ve emperyalistlerin beslemesi
terör yapılarına destek verenler, Libya'da da aynısını yapmıştır. Öyle ki
Türkiye'nin Libya hükümetiyle imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasından
dahi rahatsız olmuşlardır. Doğu Akdeniz'de petrol arama faaliyetlerimize
Rumlarla aynı tepkileri vermişlerdir. Libya halkı ile köklü kardeşlik
bağlarımıza aldırmadan 'Libya'da ne işimiz var.' diyebilmişlerdir. Birleşmiş
Milletler'in tek meşru otorite olarak tanıdığı Libya hükümetine terörist
iftirası atacak kadar ileri gitmişlerdir. Ülkemizin, Libya'da çamura
saplanması, başarısız olması için çok beklediler. Türkiye ve Libya halkı olarak
tarihi bir başarıya imza atarak, hamdolsun bunların heveslerini bir kez daha
kursaklarına bıraktık, bırakacağız. İnşallah önümüzdeki dönemde hem içerideki
hem de dışarıdaki darbe heveslilerini, terör örgütü sevicilerini sömürge
zihniyetlilerini hüsrana uğratmaya devam edeceğiz."
YORUMLAR