Aldatma hiç şüphesiz
çok önemli bir ilişki sorunudur ve belki de dünyada hakkında en çok yazılan
konulardan birisidir.
Ülkemizde Cinsel
Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED)’in yaptığı araştırmaya göre erkeklerin
yaklaşık yüzde 58’i, kadınların ise yaklaşık yüzde 40’ı evlilik süresince en az
bir kere eşini aldatıyor. Bu sonuç aslında aldatmanın, ilişkiler açısından bir
Kangrene dönüştüğünün büyük bir kanıtı durumundadır.
Aldatmanın 5 Nedeni
Denver
Üniversitesinden Klinik Psikolog Kayla Knopp önemli bir araştırmasında
aldatmanın 5 güçlü nedenini olduğunu buldu.
1. İlişkiye bağlılığın
düşüklüğü (ilişkide çiftlerin birbirleri ile iletişimi azaltmaları, paylaşımın
azalması dolayısı ile de sevgi bağının azalmasıdır.)
2. Cinselliğin
azalması (Cinsellik ile belirli duyguların ve hormonların eşinizle eş zamanlı
yaşanmamasına bağlı sevgi bağının azalmasıdır.)
3. Aşırı dışa dönüklük
(eşlerin sosyal medya aracılığıyla veya yüz yüze iletişimle, dışarıya aşırı
yönelmiş ilginin, eşten zamanla uzaklaşması ve sevgi bağının azalması)
4. Aldatmaya karşı
hoşgörülü tutum ( aldatmanın büyütülmemesi gerektiği, abartmaya gerek olmadığı,
bunların normal sayılabilecek olaylar olduğu inancının, beyinde zamanla aldatma
eğilimini artırma durumu)
5. Aldatmayı onaylayan
ve destekleyen bir sosyal ortam içerisinde olmak (arkadaşların, filmlerin,
sosyal medya paylaşımlarının aldatma olaylarını destekleyen yaklaşımları
göstermesine bağlı beyinde olumsuzluğun normalleşme süreci)
Bir kere Aldatan Bir daha Yapar
Aldatma bu sebeplerden
kaynaklarsa bile hakkında çok fazla söylenti ve mit vardır. Bunlardan önemli
bir tanesi de “ bir kere aldatırsa yine yapar” söylentisidir.
Klinik Psikolog Kayla
Knopp, çok daha ilginç bir çalışmasında daha önceki sadakatsizlik sayısının
gelecekteki davranış üzerinde herhangi bir etki bulamamıştır. Bunun anlamı bir
kere aldatan bir daha yapmayabilir.
“Bir kere aldatırsa
yine yapar” hem bilimsel araştırmalarla çelişen yanlış bir inanç, hem de yıkıcı
aldatma davranışını tekrar ettiren bir koşullayıcı zararlı bir inançtır.
Aslında “bir kere
aldatırsa yine yapar” inancı eşimiz için olmasa da çocuklar için geçerli bir
yaklaşımdır.
Aldatma Çocukları da Etkiler
Aldatmak ile ilgili
çalışmalarıyla tanınan ünlü psikolog Dr. Susan Marchant- Haycox; "Eğer bir
çocuk ebeveynlerinden birisinin diğerini aldattığını bilerek yetişirse, bir
süre sonra sadakatsizliği kabul edilebilir bir şey olarak algılamaya başlar.
Bir yetişkin olduğu zaman da aynı aldatma davranışını yapma ihtimali çok
yüksektir."
Gerçi son yıllarda
bazı uzmanların “Coolidge Etkisi “ adını verdikleri bir yaklaşımda, aldatmanın
erkekler için kaçınılmaz bir gerçek olduğunu ve suçlu olanın ise “Dopamin
hormonu” anlatmaya çalıştılar. Bu durum ne yazık ki kötü niyetli olmasa da
aldatmayı normalleştirmeye hizmet eden bir yaklaşım oldu.
Sadakat karakterdir
British Columbia
Üniversitesi’nden Psikolog Dennis Fiorino enerjisi düşmüş, tutkuyu kaybetmiş
ilişkilerde erkeklerin aldatması ilişkide yeniden canlandırma işine yarıyor
gibi açıklamalar yapsa da, bu diş ağrısını geçirmek için zararlı, yasak olan
uyuşturucu maddeleri kullanmak gibi bir yaklaşımdır.
Aslında aldatma, hem
fizyolojik ve psikolojik zararı olan hem de aile birlikteliğine ve kişilik
özelliklerine zarar veren yıkıcı bir davranıştır.
Psikolog Dr. Shirley
Glass araştırmaların, "Bir birliktelik yaşasak da başka birisinden
etkilenebiliriz. İlişkimizde mutlu olsak bile bu bir şeyi değiştirmez. Sadakat
bizim karakterimizle ve değer yargılarımızla ilgilidir" sonucunu ortaya
koyduğunu anlatıyor.
Bu çalışma “daha
kişilikli olmak istiyorsak eşimize sadık olmalıyız” düşüncesini doğruluyor.
YORUMLAR